Görgöz basına uygulanan sansür kalkacak

Sevgili basın mensupları ve saygıdeğer halkımız;
Son günlerde yaşanan, bizzat Başbakan ve belirli basın- medya guruplarının bire-bir içinde olduğu ilişkileri gördükten sonra, zaman zaman gündeme gelen “yandaş basın” kavramını tekrar ele almak gerektiğini düşünüyoruz.
 

Biz değişik zamanlarda, ülkemizin şu anki durumu ve geleceği açısından ”basının” çok önemli olduğuna vurgu yaptık. Hatta iktidar partisinin, başta demokrasi ve hukuk olmak üzere, ülkemizin bir çok kazanılmış değerlerine zarar veren kararlar aldığını, bunları da ”yandaş medya” aracılığı ile algı yaratarak uygulamaya geçtiğini dile getirdik.
 

Bazı yerel medya mensuplarının üzerine alındığı “yandaş basın” hitabımız, asıl olarak ulusal basındaki durumu anlatmak için kullanılmıştı. Afyonkarahisar Basını’ndaki emekçilerin ve duyarlı gazete yöneticilerinin bizim AFJET ve Belediye ile ilgili iddialarımızı gündeme taşıdıklarını, sayfalarında geniş yer ayırdıklarını biliyoruz.

Bundan dolayı basın emekçilerine ve duyarlı gazete yöneticilerine, televizyon yöneticilerine teşekkür ediyoruz. Ancak görmezden gelenlerin ya da fazla yer vermek istemeyenlerin varlığına da dikkatinizi çekmek istiyorum!
 

Öte yandan, yeni ortaya çıkan ses kayıtları ulusal anlamda çok ciddi boyutlarda bir tarafgirlik olduğunu ortaya koyuyor. Büyük gazete ve televizyon sahipleri, yayın politikalarında Başbakan’ı övmek istemeseler de mecbur kalıyorlar.
Bu arada iktidarın sosyal medyaya, internete sansür uygulama isteğinin ana sebepleri de net bir biçimde görülüyor.
 

Sabah-ATV grubunun satın alınması için iş adamlarına talimat veriliyor. Para toplanıyor, ‘ileride karşılığını alırsın’ deniliyor.

Bir ankette bir partinin oyları, diğer partiye katılarak anket sonuçları değiştiriliyor ve topluma sunuluyor.

Bir partinin genel başkanı “Cumhurbaşkanı görevini yapsın” deyince, hemen bir televizyon yetkilisi, resmi tapelerde “beyefendi” ünvanıyla bilinen Başbakan tarafından aranıyor, “O haberi çekin” deniliyor.

Görüyoruz ki Başbakan, büyük ve üst tarafta birleşik medya şirketler grubunun hem genel müdürü, hem genel yayın yönetmeni, hem program yapımcısı, hem de muhabiri.
Bu durumda yandaş kelimesi çok cılız kalıyor.
 

Tek adamın ülkesinde, ileri medyacılık oynanmasının da bir gün sona ereceğini biliyoruz.
Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında basına uygulanan fiili ve resmi bütün baskıların kaldırılacağını şimdiden müjdeliyoruz.