24 Temmuz, ülkemizde gazetecilikte sansürün kaldırılması nedeniyle Basın Özgürlüğü Günü olarak kutlanmaktadır.
Sansürün kaldırılışının 109 yılında çağdaş ve demokratik hayatın vazgeçilmez unsurlarından biri olan basın, kamuoyuna tarafsız, doğru ve hızlı biçimde bilgi ve haber vererek, toplumu aydınlatıp, meslek ilkelerine, kişilik haklarına saygı çerçevesinde çalışmalarını sürdüremelidir. Bunları yapabilmenin yegane dayanağı ise basının özgür olması, baskı altına alınamamasıdır.
BASIN ÜZERİNDEKİ BASKILAR ARTARAK DEVAM EDİYOR
Oysa ülkemizde basın üzerindeki baskılar her geçen gün artarak devam etmektedir. Özellikle son yıllarda, iktidar tarafından uygulanan sindirme politikaları yazılı, görsel ve internet medyasını görevini özgürce yapamaz hale getirmiştir. Çağdaş Gazeteciler Derneğinin hazırladığı raporda 1 yıllık OHAL döneminde yani 15 Temmuz 2016 - 15 Temmuz 2017 tarihleri arasında; 318 basın mensubunun gözaltına alındığı, 103 basın mensubu tutuklandığı, 18 gazetecinin hedef gösterilerek darp edildiği, 1 gazetecinin hayatını kaybettiği, 2 haber sitesinin kapatıldığı, 25 haber sitesine erişimin engellendiği, 147 medya kurumunun kapatıldığı, 1404 basın mensubunun işinden olduğu, 32 parlamento kartının iptal edildiği, 624 basın kartının iptal edildiği, 4 yabancı basın mensubunun sınırdışı edildiği, 1 basın mensubunun evinin kurşunlandığı ifade edilmektedir.
GAZETECİLERİN HAPSE ATILDIĞI BİR ULKEDE DEMOKRADİDEN DÖZ EDİLEMEZ
Cumhuriyet Gazetesi yönetici ve yazarlarının adeta yargısız infaz niteliğindeki 9 aylık tutukluluktan aylar sonra mahkeme karşısına çıkacağı tarihin 24 Temmuz'a denk getirilmesi ise ayrı bir ironidir. Sözcü gazetesine yapılanlar henüz hafızalarımızda tazeliğinı koruyor. CHP Milletvekili Enis Berberoğlu'nun basında çıkan bir haber nedeniyle tutuklanmasının ardından başlattığımız "Herkes İçin Adalet" yürüyüşü ülkemızde her alanda eksikliğini hissettiğimiz adaletin yeniden tesisi içindi. Tüm basın mensupları içindi.
164 gazetecinin hapiste olduğu bir ülkede demokrasiden söz edilemez. Sadece mesleklerini yaptıkları için tutuklanan gazeteciler derhal serbest bırakılmalı, medya üzerindeki tüm baskılara son verilmelidir. Düşünceyi ifade özgürlüğünün önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır.
GAZETECİLERİN ÖZGÜRCE YAZABİLDİĞİ BİR TÜRKİYE İÇİN MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK
Bu duygu ve düşüncelerle başta Afyonkarahisarda görev yapan basın mensupları olmak üzere, mesai kavramı gözetmeksizin, günün her saatinde büyük bir özveriyle, tüm zorluklara göğüs gererek görevlerini yerine getirmeye çalışan basın emekçilerinin, özgürce yazıp çizebildiği, konuşabildiği, düşünce ve ifade özgürlüğünün evrensel ölçütlerde yaşandığı bir Türkiye dileğiyle Dünya Basın Özgürlüğü Günlerini kutlarım. Gazetecilerin özgürce yazabildiği bir Türkiye için mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğimizi herkesin bilmesini isterim.
