Başkan Mısırlıoğlu toplantıda şu ifadelere yer verdi;
"Bu hafta Cumhuriyetimizin 100. Yılını bir kez daha sizin nezdinizde kutlayarak konuşmama başlamak istiyorum. Cumhuriyetimizin ikinci 100 yılının ilk günlerini yaşamaktayız. Nice yüzyıllara inşallah…
Bizler çok istedik Cumhuriyetimiz geride bırakılan 100 yıla yakışır bir şekilde kutlansın diye ancak ne yazık ki kutlamamalar fazlasıyla sönük geçti.
Öyle ki bakınız AKP himayesinde varlığını sürdüren İlim Yayma Cemiyeti’ne bir Türk Bayrağı, Atatürk posteri bile asılmadı.
Bu bayram da Cumhuriyet düşmanları kendini belli etti…
Ekmeğini yiyip suyunu içtikleri bu vatanın bayrağını asmaktan bile aciz olan bu kurumlar sözde ilim yayacakmış. Onların yayacağı ilim eksik kalsın…
Gazi Mustafa Kemal’in, şehitlerimizin emaneti bu cennet vatan, bu al bayrak için canını veren ve verecek olan neferlerle dolu. Sizin gibi üç beş irticacı bizim milli kıymetlerimize gölge düşüremez!
Memleketin her köşesine yayılmış olsalar da Cumhuriyetin bekçisi olan yeni nesil yılmayacaktır.
İlimiz Selçuklu mahallesindeki Orhun Parkına dikkatinizi çekmek istiyorum.
Afyonkarahisar'daki boş Bayrak Gönderleri, Söylemlerle dolan Parkın Gerçek Yüzünü Gösteriyor!"
"100.Yıl Cumhuriyet Bayramı'nda Orhun Parkı'nda Türk bayrağı olmamasını neyle izah edeceksiniz
Afyonkarahisar Belediyesi'nin Selçuklu Mahallesi'nde yaptırdığı Orhun Parkı'nın görünüşü, eski Türk devletlerinin ve Atatürk'ün büstlerini içeriyor. Ancak, parkın bayrak direklerinin boş olduğu dikkat çekiyor. Özellikle 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda burada bayrakların dalgalanması beklenirken, bu durum vatandaşlarımız tarafından tepkiyle karşılanıyor.
"Birçok kişi, 'Şanlı Türk bayrağı neden asılmadı?' diye soruyor ve bu uygulamanın nedeninin araştırılmasını istiyor. Parkın kurulumunda harcanan paraların ve verilen söylemlerin anlamını sorgulayan vatandaşlarımız, parkın bu şekilde 'kimsesiz' ve 'bakımsız' bırakılmasının kabul edilemez olduğunu ifade ediyor.
Parktaki büstlerin, Türk tarihinde önemli yer tutan atalarımızı temsil ettiği unutmamalı. Bu durumda, onlara hak ettikleri saygıyı göstermeli ve gerekli özeni göstermelidir. Aksi takdirde, bu önemli kişilikler sadece söylemlerde kalır, uygulamada ise göz ardı edilir.
Bir yanda böyle alenen Cumhuriyet düşmanlığı yapanlar varken diğer yanda da içten pazarlıklı, sahte vatanseverler var. Klavye başında, sosyal medyada, kürsüde delikanlılık taslayıp Gazze için savaşa hazırız mesajı verenlere yol gösterdik, geri çekildiler.
Sayın Genel Başkanımız Meral Akşener’in sözleri MHP’li vekilin zoruna gitmiş olacak ki siyasetçi kimliği ile yıllarca bu vatanın değerlerini savunmuş, İçişleri Bakanlığı, Meclis Başkanvekilliği yapmış olan bir hanımefendiye sözlü saldırıda bulunmuş. Milletvekilimiz Sayın Hakan Şeref Olgun gerekli cevabı verdi ama ben bir kez daha Sayın Taytak’a buradan seslenmek istiyorum; siz üzerinize düşen vazifeyi layıkıyla yerine getirdiniz mi ki Gazze’ye asker göndermeyi planlıyorsunuz?
Siz milletten aldığınız vekaleti kullanıp da bu memleket için hangi icraatı yaptınız?
AKP kuklası olmaktan başka ne işe yaradınız?
İşte yol, buyurun gidin Gazze’ye…
Kınalı kuzularımızı rahat bırakın!
Zira ülkemizde de savaşılacak düşmanlar çok…
Cennet vatanımız içerden ve dışardan pek çok tehdit unsuru ile karşı karşıyayken, kaçak göçmenler vasıtasıyla bir fiil işgal ediliyorken, düzensiz göçmenler pek çok toplumsal sorunu da beraberinde getiriyorken, halkımız başta ekonomi olmak üzere birçok sorunla mücadele ediyorken üstelik de tüm bunlar siz ve sizin yardakçısı olduğunuz parti yüzünden oluyorken şapkanızı önünüze koyup düşünmenizi tavsiye ederim.
Sayın Genel Başkanımızın adını ağzınıza almak, ona böyle saldırmak sizin haddinize değil!
Siz ki Milliyetçiyiz diye geçinirsiniz ama 100. Yılında Cumhuriyetimizin Filistin gölgesinde kalmasına ses çıkarmazsınız. Çünkü AKP güdümünde sürdürdüğünüz siyasi yaşam buna müsaade etmiyor. Ses çıkaramıyor, itiraz edemiyorsunuz. 100. Yıl coşkusu yaşanması gereken günde Filistin mitingi yapan biri olarak hala bu vatanın öz evladı olduğunuzu mu düşünüyorsunuz?
Sözlerime yerel gündemimizle devam edeceğim ama İYİ Partimizin 6. Yılını geride bırakmanın haklı gururunu da sizinle paylaşmak isterim. Varoluş amacı olarak Türkiye Cumhuriyeti’ne ve onun değerlerine sahip çıkmayı belirleyen partimiz 6. Yaşını Ankara’da kutladı. Ülkemizde temiz ve şeffaf siyaset yapmanın ne kadar zor olduğunu biliyor buna rağmen mücadelemizden vazgeçmiyoruz.
Haksızlık ve yolsuzluklara karşı kenetleniyor ve tek yumruk oluyoruz.
Ve birilerinin zoruna gitse de her geçen gün biraz daha büyüyoruz.
Şimdi yerel yönetimlerin kendi esnafına vurduğu derin bir darbeden bahsedeceğim.
İlimizde neredeyse geleneksel hale getirilen yöresel ürünler pazarını biliyorsunuz.
Öyle ki Güneydoğu Anadolu Bölgesi başta olmak üzere bazı yörelerin ürünleri artık bizim için çok erişilebilir. Yani Afyon ekmeğine ne kadar kolay ulaşıyorsak Gaziantep, Adana ya da Maraş yöresine ait ürünlere de o kadar kolay ulaşıyoruz.
Hatta yapılan kazılar, toz toprak yüzünden bizim esnafımız para kazanamazken bile şehrin en işlek noktasında yerleri ayrılan misafir esnaflar fahiş fiyatlara rağmen çok daha fazla rağbet görüyor.
Biz böyle organizasyonlara asla karşı değiliz. Herkes rızkını kazanır tabi ki. Hatta deprem bölgesi esnaflarının başımızın üzerinde yeri var.
Ancak buradaki ince çizgi eşitlik ve adalettir.
Üstelik ne yazık ki şehrin vitrini sayılabilecek en işlek noktada gerçekleştirilen bu organizasyon sırasında ne yazık ki alanda kalıcı izler bırakılıyor.
Zemindeki yağ lekelerinin çıkacağını sanmıyorum. Taş söküp takmakta ustalaşan belediyemiz temizleyemezse bu taşları da söküp yeniden takar diye düşünüyorum.
Gelelim restorasyon çalışmalarına… Ulu Camii ve çevresinde yenilenen yapılar ne yazık ki o bölge ile sınırlı kaldı. Asıl güzelleştirilmesi gereken ve pek çok turistin geçtiği kalenin eteklerindeki bölge ne yazık ki restore edilmedi.
O bölge birçok turist çekmesine rağmen gecekondu görünümü orada devam ediyor.
Restorasyon çalışmalarının o bölgede tüm alanlara yayılması gerekirdi…
Göstermelik yapılan işlerden sıkıldık artık… Şehrimize adını veren, türkülerde adı geçen meşhur Karahisar Kalesi eteklerinde rengarenk yapılar barındırmalı.
Vatandaşın ocağına incir ağacı diken hükümet, ekonomik gidişata dur diyeceğine vatandaşa yüklediği vergilerle geçim sıkıntısını ikiye katlıyor.
Her gün yeni bir zam haberiyle uyanıyoruz. Önümüz kış, nasıl ısınacağız diye düşünüyoruz.
Ev kiraları aldı başını gitti, nasıl barınacağız diye kaygılanıyoruz. Çarşı Pazar el yakıyor, karnımızı doyurmanın endişesini taşıyoruz.
Son olarak ilimizde ekmeğe yeni bir zam yapıldı biliyorsunuz. Ekmek 7,5 TL’den satılıyor şuan. Sofraların en temel besin maddesi haline gelen ekmek bile 7,5 TL iken 5 kişilik bir ailenin sofrasını gelin siz düşünün…
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu Ekim ayının açlık ve yoksulluk sınırını açıkladı. Bu verilere göre 13 bin 684 TL açlık için bir sınır.
Yani bu rakamın altında bir geliriniz varsa açsınız. Farkettiyseniz açıklanan sınır asgari ücretten yüksek. Yoksul sayılmamız için ise 44 bin 573,3 TL’den az gelirimiz olması gerekiyormuş. Yani bir ailede 4 kişi asgari ücretle çalışacak ki o aile yoksul sayılmasın…
Memleketin haline bakın… Temel besin maddelerinin fiyatları öyle arttı ki 10 aylık mutfak enflasyonu yüzde 70’e yaklaştı…
Vatandaşın sofrasına et, balık, tavuk girmesinden geçtik artık. Peynir, süt, kuru bakliyat bile lüks sayılır oldu.
Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Vatanı satmak yüksek faizle, enflasyonla, kötü yönetimle olur" demişti. Tarih 27.Şubat .2015
Gelin geçen 8 yılda neler olmuş birlikte bakalım.
Şubat 2015 Ekim 2023
Dolar : 2,40 ₺ 28,30 ₺
Euro : 2,80 ₺ 30,15 ₺
Enflasyon: %8,77 %55,30
Faiz : %7,25 %35,00
Bu tablodan sonra hiç bir yorumda bulunmak istemiyorum.
Yorumu vatandaşlarımız mutlaka yapacaktır. Füze bile bu kadar hız yapamaz. uçuyoruz dedikleri bu olsa gerek.
Sözlerime son vermeden önce bu gün ilimiz gazetelerinde de yer alan bir olay hakkında üzüntülerimizi ifade etmek istiyorum.
İlimiz merkez Atatürk ilkokulunda 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı hazırlıkları sırasında bir öğretmenin bir minik kızımızı dikkat eksikliği olduğu gerekçesiyle gösteri grubundan çekerek çıkarması ve bir köşede ayrı tutması bizleri derinden üzmüştür.
Özellikle yarınlarımızı emanet edeceğimiz çocuklarımıza bu hareketin, hasbelkader öğretmen olmuş bir kişi tarafından yapılması hiçbir şekilde kabul edilemez.
Cumhuriyetimizin 100 ci yılında yapılan bu hareket üzüntümüzü bir kat daha artırmıştır.
İl Milli Eğitim Müdürü Sayın Miraç Sünnetçi’nin olayla ilgili derhal soruşturma açması bizleri memnun etmiştir.
Bu konunun İYİ Parti olarak takipçisi olacağımızı ifade etmek isterim." dedi. Kaynak Hasan Öğünç
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.
