Koçak "özgül ağırlığı olmayan bir kişinin makamda oturmasının anlamı olamaz"

Afyonkarahisar 22. Dönem Ak Parti Milletvekili, Alternatif Politikalar Merkezi Başkanı  ve Afyonkarahisar Belediye Başkan aday adayı, Dr. Mahmut Koçak, her hafta Cumartesi günleri düzendiği halk toplatısında vatandaşlarla bir araya gelerek açıklamalarda bulundu.

Dr. Mahmut Koçak, yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi;

?Değerli hemşehrilerim mensup olmakla gurur duyduğum Afyonkarahisar?ın Yiğit insanları, Şehit Çocukları, Gazi torunları, Basınımızın değerli temsilcileri sözlerimin başında hepinizi saygıyla hürmetle selamlıyorum. Yine tarihi bir gün yaşıyoruz, her şeyden önce 24 Kasım bugün, öğretmenler günü, bir yanda bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olrum diyen H.z Ali R.a?nın güzel sözü diğer tarafta fikri hür, vicdanı hür , irfanı hür nesiller istiyorum diyen Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, başta şehit öğretmenlerimiz olmak üzere bizlerde emeği olan, bu millette emeği olan tüm öğretmenlerimizi saygıyla hürmetle ve minnetle yad ediyoruz. Onların elleri öpülür, Çünkü öğretmenler anne ve babalarımızdan sonra bizlere en çok emeği olan insanlardır.

İlkokul Öğretmenim bugün rahatsız yaşı 90?nı geçti, Allah şifa versin, dolayısı ile bugün aranızda bulunamıyor. Ama okul müdürüm İlkokulumdan beri, çocukluğumdan beri baba gibi emeği olan , her zaman yanlışımızı gördüğünde kulağımızdan tutan, doğrumuzu gördüğündede bizi destekleyen, düları ile her zaman yanımızda olmuş Aliihsan Pasif hocamda burada, müsade ederseniz Aliihsan hocama çiçek vermek ve elini öpmek istiyorum.

Güzel hemşerilerim işin başında söyledik, dedik ki şeffaf olacağız, nerde duracağımızı, neler yapacağımızı bütün Afyonkarahisar bilecek, kapalı kapılar arkasında gizli mahlüllerde Afyonkarahisar?ın meseleleri çözülmez, dolayısıyla her zaman olduğu gibi hocam Allah razı olsun, Allah sağlıklı ömür versin, söylediği gibi sekiz yaşında yaşattığımız, ilkokula başlamadan önce yaşattığımız, çanakkale şehitlerinden tutun, Kıbrıs davasına, Kudüs davasına, Doğu Türkistan davasına ilkokula başlamadan önce sahiplendiğim bu davalara geldiğim bu yaş itibariylede hiç ara vermeden, hiç sırtımı dönmeden, bu davaların her zaman bir neferi olmuşumdur, olmayada devam edeceğim. Çünkü büyük Türk milleti vefalı bir millettir, biz kuruluş savaşı verirken Afganistan?daki o hindikuş dağlarının kuzeyindeki Özbek, Türmen ve azaların, Pakistanlıların oradaki Afgan müslümanlarının yüzüklerini, bileziklerini burada islam adına kurtuluş savaşı veren Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarına gönderdiklerini unutmadık.

Biz vefalı bir milletiz,

Onun içindir ki neden milletvekili olunca Afganistana gidtik, o vefa borcunu ödedik millet bir hatırlaması lazım, iki sebeten dolayı, birincisi devletimizin kurtuluşunda ve kuruluşunda oradaki müslümanların alın teri var, düa?sı var, yüzükleri, bilezikleri var. Bunun yanında da Sultan Divani Hazretlerinin dedesi Mevlana Afganistan?ın berk şehrinden gelmiştir. Dolayısıyla her yaptığımız işin, her attığımız adımın tarihi kökleri vardır. Mutlaka bir vefamız vardır.

Ödenmesi Gereken Bir Borç Vardır. Büyük Türk milletine yakışan ve yakışacak olan tarihi bir yürüyüş vardır. Ondandır bu bizim davalarımızın peşinde koşmalarımız, Olay sadece Afyonkarahisar?ın kalkınması, Afyonkarahisar?ın yollarının, parklarının, efendim çaresizinin, yetiminin, hastasının, dulunun ve sessiz sessiz gözyaşı döküpte bana sahip çıkacak bir kulun yokmu yarabbi diye düa eden o kıyıdaki, köşedeki insanların meselesi değildir, mesele aynı zamanda dünya çapında da Türkiye?nin temsil edilmesi ve dünya şehirleri arasında Afyonkarahisar?ımızın bende varım demesidir. Onun için olaya biz büyük bakıyoruz, vizyoner bakıyoruz, onun için Afyonarahisar?ı dünya şehirlerinde rekabet ettirecek ölçüde bakıyoruz.

Onun için bütün Afyonkarahisar?ı toplamak onların bütün gücünü kudretini almak, onlarla birlikte şehrimizi yöentmek, onlarla beraber bu güzel yürüyüşü sürdürmek arzusu içindeyiz. Bize oy verin gerisine karışmayın diyenlerden hiç olmadık, olmayacağız.

Bugün kü toplantımızda iki ana nokta üzerinde duracağım, bir tanesi ilk başlarken genç arkadaşlarımızla başladık, genç arkadaşlarımız telefonlarımızı durdurmadı, gece gündüz çalıştılar gayret ettiler. Afyonkarahisar?ın 58 mahallesine girdiler, Sokaklarına girdiler,Üniversitemizde çalıştılar, dolayısıyla onların emeklerini asla ve asla unutmayacağız. Onlar kendi adlarına karahisar sevdalıları dediler.

Bizimle beraber yürüyeceklerini yolun ta başında söylediler.Dolayısyla bu kardeşlerimize Afyonkarahisar?ımızın geleceğini imar edeceğiz, Afyonkarahisar?ımızın geleceğini inşaa edeceğiz ve bu birlikte yürüyüşümüz çok bereketli olacak. Analarla, gençlerle ve Afyonkarahisar?ın tamaıyla beraber kudretli bir duruşumuzu, kudretli bir belediyemizi beraber inşallah inşaa edeceğiz;

Bir konuya ikinci başlık olarak gireceğim, bize zaman zaman soruluyor, neler yaptık?, biz Afyonarahisar Saraydüzü köyü nüfusuna kayıtlı rahmetli Talat Hoca?nın oğlu Doktor Mahmut Koçak olarak biz neler yaptık?, biz yarenler mahallesinde büyümüş, Sahipata İlkokulu Merkez orta okulunda okumuş, Afyon Lisesinde okumuş, Üniversite hayatına kadar tamamen bu Afyonarahisar?ın bu cadde ve sokaklarında yürümüş, yerli ve milli bir aday olarak Tıp Fakultesi, arkasından Sağlık Kurumları üzerine Yüksek Lisansımız , arkasından Doktoramızla kendimizi hep üst görevlere hazırlarken, diğer taraftada bürokraside ve özellikle sağlık sektöründe memleketimize çok hizmetler sunduk.

Değerli dostlar iş sadece milletvekilliği yada belediye başkanlığı meselesi değil, ben her zaman söyledim, bana bir tane sandalye olsun, birde telefon olsun ben bu insanlarıma çok güzel hizmet ederim demişimdir. Çünkü makamları şereflendiren insanlardır. Koltukların şeref verdiği bir insan gördünüzmü hiç ?, koltukdan indiği anda zaten kaybolmuş gitmiştir. Özgür ağırlığı olmayan bir adamın istediği koltukta otursun, ne makamda olursa olsun, ha varlığı ha yokluğudur. Bir anda olur daha sonra kaybolur gider. Ben kimlerle çalışmadım, ben kimlerle siyasi mücadele yapmadım, kimler vardı, kimler vardı. Ama ayakta kalan bir tek biz kaldık. Yine biz beraber yürüyoruz bu yollarda, hizmet yolunda beraber yürüyoruz; dedi.  Ahmet Uçmak