Ramis Başpunar


KÜÇÜK AŞIK-MUHAMMED MISRİ HAZRETLERİ (HACI AŞIKZADE MEHMET EFENDİ) 2

Küçük Aşık yaşlı gözlerle, “annem ve Babam buraya gelip, beni Şeyh’imden ayırıp götürürler, siz’ in hasretinize dayanamam diye böyle yaptım”, der.


Onlar böyle konuşurken kapı açılır. Küçük Aşık’ın annesi ile babası içeri girer. Küçük Asık Mevlâna Halid Hazretleri’nin yanından ayrılıp da Afyon’a gitmek istemez.

 

 Annesi ile Babası Şeyh’ten izin alarak, evlatlarını alıp götürmek istemektedir. Küçük Aşık ise bir türlü Şeyh’inden ayrılmak istemez, Şeyh’inin hasretine dayanamayacağını söyler. Bunu üzerine, Mevlâna Halid Hazretleri sırtından hırkasını çıkararak, Küçük Aşık Mehmet Efendi’ye giydirir ve “Sen Ben’im hasretime şimdi dayanırsın, Beniim cübbemi götürüyorsun. Artık Afyon’a gideceksin, fakat buraya kadar geldiğine göre hac farizasını eda et öyle git!”, der.

 

Küçük Aşık Mehmet, hocasının hasretini gidermek için cübbesini giyip, ellerini öperek, hayır dualarını aldıktan sonra, anne ve babasıyla birlikte hicaz’a gider ve sonrada Afyon’a gider. 

 

O artık Afyonkarahisar’da bugün kendi ismiyle söylenen Hacı Aşık mescidinde ders okutur ve bu arada Yunus Hoca ve Sandıklı Şeyhi Hasan Efendi gibi meşhur kimseleri yetiştirir.

 

Hacı Aşık Mehmet Efendi, ilk defa dolapla kuyulardan su çekme usulünü öğretir. Debbağ esnafını zaman zaman bir araya toplayarak Cehri denilen bitki ile derinin daha iyi boyandığını onlara öğretir. 1848 yılında vefat eden Küçük Aşık Mehmet Efendi’nin kabri şimdiki sanat okulu cenkçi baba kabristanına defin edilir. Daha sonra 1925-35 yılları arasında kabir kaldırıldığında Hacı Aşık Mehmet Efendi’nin kemiklerini toparlayıp daha önceden Kışlacık köyünde üzüm bağları olan tarlasının yanındaki bağ evinin yanına defin edilir. Bu bilgiyi de Hacı Aşık Zade’nin torunu yüksek mimar mühendis Belediye’den emekli Erdoğan Emre Bey bana anlatmıştı. Afyonkarahisar’a ilk Nakşi tarikatını Nakşi şeyhi Halidi Bağdadi Hazretleri’nin en küçük halifesi olarak ilk getiren şeyh olmuştur. Mezar taşı da Hacı Aşık Cami avlusunda Makamı yapılarak oraya dikilmiştir.

 

Şeyhinin hediye ettiği cübbe ahrete intikal ettikten sonra 1940 ‘lar da yazdığı tahmin edilen bir mektubunda Üstad Bediüzzaman Hz. şunları ifade etmektedir. “Eski zamanda, 14 yaşlarında iken, icazet almanın alameti olan üstad tarafından sarık sardırmak, bir cübbe bana giydirmek vaziyetine maniler bulundu. Yaşımın küçüklüğü ile memleketimizde Büyük hocalara mahsus kisve giydirmek yakışmadığı… “O zamanda büyük alimler bana karşı üstadlık vazifesi değil teslimiyet derecesine girdikleri için, bana cübbe giydirecek ve üstadlık vaziyetini alacak kendilerine güvenenler bulunmadı. Ve Evliyayı azimden 4-5 zatın vefat etmeleri ciheti ile, 56 senedir icazetin zahir alameti olan cübbeyi giymek ve bir üstadın elini öpmek, üstadlığını kabul etmek hakkımı bu günlerde, 100 senelik bir mesafede Hazreti Mevlâna Zülcanaheyn Halid Ziyaeddin kendi Cübbesini o Cübbeye sarılan bir sarık ile pek garip bir tarzda bana giydirmek için gönderildiğine bazı emarelerle bana kanaat geldi. Bende o mübarek ve 100 yaşında cübbeyi giyiyorum. Cenabı Hakk’a yüzbinlerce kez şükrediyorum. (Bu mübarek emaneti Risale-i nur talebelerinden ve ahret hemşirelerimizden Asiye namında bir muhterem hanımın eliyle aldım…)”

 

1885 yılında Afyon’da dünyaya gelen Asiye Mülazımoğlu’nun babası Küçük Aşığın torunu olan Mehmet Bahaeddin Efendi, Annesi ise Zakire Hanım’dır Asiye Hanım dedesinden kendisine intikal eden bu cübbenin üzerine yıllarca titrer, istiklal savaşında Yunan işgalinde memleketlerini terk etmek zorunda kaldıkları günlerde bile cübbeyi yanından ayırmaz Sandıklı, Isparta ve Akşehir’e gittiklerinde zaruri eşyaları ile birlikte bu cübbeyi daima yanında taşır.

 

Asiye Hanım’ın kocası Tahir Bey, Kastamonu hapishanesine Müdür olarak tayin edildiği zaman Mülazımoğlu Ailesi de nihayet Kastamonu’ya gelip yerleşir. İşte bu günlerde uzun yıllar dolaştırılan cübbede asıl sahibini bulmuş olur. Babası Bahaeddin ile birlikte Bediüzzamana giden Asiye Hanım, Mevlâna Halid’in emaneti olan bu asırlık yadigarı sahibine teslim eder. Cübbenin sahibi,” Asiye’nin duası kabul oldu” diyerek uzun yılların iştiyakını hasretini ifade etmiştir. Asiye Hanım’ın ismi ve hizmetleri Risale-İ Nur’un lahikalarında yer yer zikredilir.

 

Mevlâna Halid Hazretlerinin bu cübbesi Bediüzzamanın yanında kalmıştır. Yıllar sonra, 1950 yılı son baharında Urfalı Vahdi Gayberi Emirdağ’ına ziyaret geldiği zaman üstad bu mübarek cübbe ile birlikte bazı eşyalarını Urfa’ya götürmesi için verir. Mevlâna Halid’in cübbesi bugün Urfa’da Abdulkadir Badilli tarafından muhafaza edilmektedir. Kahir Mahallesinde bulunan Hacı Aşık Mehmet mescidinin ne zaman ve kimin tarafından inşa ettirildiği bilinmiyor. Yazar fikri Yazıcıoğlu, Hacı Aşık Mehmet Efendi’nin Nakşibendi tarikatı Şeyhi Halid efendiden icazet aldıktan sonra Afyonkarahisar’a gelerek Kendi isim ile anılan Hacı Aşık Camisinde ders okutmaya başladığını nakletmektedir. Binanın tekke medrese ve mescit olarak kullanıldığı da anlaşılmaktadır. Mehmet Aşık Efendi vasıtasıyla Nakşibendi tarikatına dahil olan Karahisar-ı sahip muhassılı Dilaver Mehmet Paşa 1839 tarihli vakfiyesinde belirttiğine göre kahir mahallesinde bir arsa üzerine üst katı mescit ve alt katıda bir mağaza, 4 oda 2 tuvalet çeşme ve bir miktar avludan müteşekkil bir hangar yaptırır.    

 

 Hacı Aşık Efendi bu mescitte imam ve hatip, ayrıca hangarda ders veren Şeyh olarak görevlendirilir. Dilaver paşanın Hacı Aşık Efendi için yaptırdığı Fevziye adı verilen Cami ve Medresenin 1839 yılında tamamlandığına dair Şair Çizmecioğlu Osman tarafından tarih düşülmüştür.

Siyemma ‘Aşık Efendi bende’-i dergâhı kim

Kıldı pür cüd u himem arbabı sahib-i han-gah

Muhlis-i vala Dilaver Paşa ra’na cami’ yapdı

Nev-ihdas ile ol zat-ı paki hayr-hah

Düşdi emma Raşida tarih gayetde latif

Oldı Hakk’a Cami-i Feyziyye Ziba secde-gah

Foto Galeri

dünyanın en ilginçgörüntüleri
Hizmet İş İftar yemeğinde bir araya geldi
İnternet habercileri kimliklerini aldı
Fikri Asım Bayatta Piknikte
En çok tıklanan karikatürler
Yüksel varlı İlkokulu Etkinlik

Süper Lig LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 35 31 1 3 64 96
2.Fenerbahçe 35 28 1 6 58 90
3.Trabzonspor 35 18 13 4 13 58
4.İstanbul Başakşehir 35 16 12 7 10 55
5.Beşiktaş 35 16 13 6 6 54
6.Alanyaspor 35 12 10 13 3 49
7.Kasımpaşa 35 14 14 7 -6 49
8.Rizespor 35 14 14 7 -7 49
9.Sivasspor 35 12 11 12 -9 48
10.Antalyaspor 35 11 12 12 -4 45
11.Adana Demirspor 35 10 11 14 3 44
12.Samsunspor 35 11 15 9 -5 42
13.Kayserispor 35 11 13 11 -9 41
14.Ankaragücü 35 8 12 15 -3 39
15.Fatih Karagümrük 35 9 16 10 -2 37
16.Konyaspor 35 8 14 13 -14 37
17.Gazişehir Gaziantep 35 9 18 8 -15 35
18.Hatayspor 35 7 15 13 -10 34
19.Pendikspor 35 8 18 9 -31 33
20.İstanbulspor 35 4 24 7 -42 16
1.Galatasaray 35 31 1 3 64 96
2.Fenerbahçe 35 28 1 6 58 90
3.Trabzonspor 35 18 13 4 13 58
4.İstanbul Başakşehir 35 16 12 7 10 55
5.Beşiktaş 35 16 13 6 6 54
6.Alanyaspor 35 12 10 13 3 49
7.Kasımpaşa 35 14 14 7 -6 49
8.Rizespor 35 14 14 7 -7 49
9.Sivasspor 35 12 11 12 -9 48
10.Antalyaspor 35 11 12 12 -4 45
11.Adana Demirspor 35 10 11 14 3 44
12.Samsunspor 35 11 15 9 -5 42
13.Kayserispor 35 11 13 11 -9 41
14.Ankaragücü 35 8 12 15 -3 39
15.Fatih Karagümrük 35 9 16 10 -2 37
16.Konyaspor 35 8 14 13 -14 37
17.Gazişehir Gaziantep 35 9 18 8 -15 35
18.Hatayspor 35 7 15 13 -10 34
19.Pendikspor 35 8 18 9 -31 33
20.İstanbulspor 35 4 24 7 -42 16

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.