SP uyardı önlem alınmazsa Suriye?ye dönebiliriz

SP uyardı önlem alınmazsa Suriye?ye dönebiliriz

Saadet Partisi şubat ayında gerçekleştirdiği İç Göç Çalıştayı?nın raporunu kamuoyuyla paylaştı.

Saadet Partisi şubat ayında gerçekleştirdiği İç Göç Çalıştayı?nın raporunu kamuoyuyla paylaştı.



Saadet Partisi ve ESAM ile birlikte Kent Araştırmaları Enstitüsü?nün Şubat ayında ortaklaşa düzenlediği İç Göç Çalıştayı?nın ?Sonuç Raporu? yayımlandı. İç göç sebeplerinin yanı sıra nedenlerinin yansıdığı raporda, ülkenin geleceği açısından tehlike olarak ifade edilen ?iç göç? ile ilgili ciddi uyarılar da yer alıyor.


 
Saadet Partisi, Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi ve Kent Araştırmaları Enstitüsü işbirliğiyle alanında uzman araştırmacı, ilim adamı, bürokrat, siyasi temsilci ve sivil toplum kuruluşları yöneticilerinin iştirakiyle gerçekleştirilen İç Göç Çalıştayı?nın raporu açıklandı. Saadet Partisi tarafından açıklanan raporda, sorunlar derinlemesine analiz edilirken, çözüm önerileri de bir bir sıralanıyor. 


 
GÜVENLİK, TERÖR, EĞİTİM VE SAĞLIK SEBEP OLUYOR


İç göçe ?ekonomik, siyasi ve sosyal ve kültürel sebeplerin? neden olduğunun aktarıldığı raporun ?Sebepler ve Nedenler? bölümünde sorunlar bir bir yer alıyor. Bölgeler arası adaletsiz gelir dağılımı, kırsal politikalar, tarım politikaları, sanayi politikaları ile güvenlik ve terörün yanı sıra yeterli eğitim ve sağlık imkânlarına ulaşılamamasının iç göçe sebep olduğunun aktarıldığı raporda, bu konularda ne tür adımların atılması gerektiği de ifade ediliyor. 


 
İŞSİZLİK EN ÖNEMLİ FAKTÖR


İç göç nedenlerinin yer aldığı raporda, özellikle işsizliğin ilk sıralarda yer aldığı kaydediliyor. Raporda söz konusu bölüm, ?Hızlı göç hareketlerinin bir diğer etkisi de kentleri iş bulma ümidiyle dolduran kesimin yol açtığı yoğun işsizliktir. Bir taraftan kırsal kesimde bitkisel üretim ve hayvansal üretim düşerken diğer taraftan kentlerde işsizlik çığ gibi büyümekte ve bu durum, sosyal kargaşalara müsait bir ortam hazırlamaktadır. İç göç hareketleri, hâlihazırda bölgesel gelir farklılıklarının kaynağı olan söz konusu göstergelerin daha da gerilemesine ve bozulmasına yol açmaktadır. Zira göçler sadece bireylerin değil, aynı zamanda sahip olduğu mal varlığının da, sermayenin ve yatırımcı potansiyelinin de yer değiştirmesi olarak değerlendirildiğinde kalkınma için gerekli olan sermaye birikimini azaltmaktadır? ifadeleri ile yer alıyor. 


 
TARIM POLİTİKALARI GÖÇÜ TETİKLİYOR


Raporda, özellikle tarıma yönelik yatırımların yetersiz olduğu da şu şekilde yer alıyor: ?Tarımın toplam yatırımlar içindeki payı, planlı dönemin başında (1960) % 13 düzeylerindeyken 2010 yılında bu oran % 3,99?a kadar düşmüş, 2016 yılında ise % 3,41 olmuştur. Dolayısıyla kırda verimlilik hızla azalmış, bu da istihdamı olumsuz yönde etkileyerek göçü teşvik etmiştir. Tarımın toplam istihdam içindeki payı 2002 yılında % 34,9 iken bu pay 2011 yılında % 25,5?e, 2016 yılında % 19,9?a gerilemiştir? deniliyor. Raporda, et ve süt ürünlerine yönelik eksiklik ise ?Son 20 yıla kadar et ve süt ürünleri ihtiyacının önemli bir bölümü doğu bölgelerinden sağlanmaktaydı. Ancak göç sonrasında besicilik ve et üretimi bitme aşamasına gelmiştir. 2010 yılından beri de et ihtiyacı karşılanamamaktadır. Öyle ki günümüzde saman dahi ithal edilir duruma gelmiştir? ifadeleriyle dikkat çekiliyor. 


 TERÖR, GÖÇÜN EN ÖNEMLİ SEBEPLERİNDEN

İç göçü artıran en önemli faktörlerin başında ise terörün geldiği raporda yer alıyor. Özellikle güvenlik sorunu yaşayan halkın köyünü, ilçesini terk ettiğinin kaydedildiği raporda, son bir yıl içinde yaşanan hendek siyasetinin de iç göçü hızlandırıldığı şu ifadelerle yer alıyor: ?7 Haziran 2016 seçimleri sonrasında PKK/KCK?nın hendek siyaseti nedeni ile yaşadıkları yerden göç etmek zorunda kalan insan sayısının da 115 bin civarında olduğu tahmin edilmektedir. Terör örgütünün hendek-barikat stratejisinden en fazla zararı gören Cizre, Silopi, Sur ve Nusaybin ilçelerinde toplam nüfusun % 22?si göç etmek zorunda kalmıştır.?
 
DOĞU?NUN YÜZDE 75?İ GÖÇ EĞİLİMİNDE


İç Göç Raporu?nda özellikle Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde iç göçün yoğun olduğu, mevcut şartlarda ikamet eden vatandaşların da göçü düşündüğü kaydediliyor. Plan ve program yetersizliği, bölgesel politikaların yetersizliği ve politikalarda yabancıların etkisinin iç göçü hızlandırıldığının kaydedildiği raporda, ?Politikaların yabancılardan etkilenmesi veya politikaların uluslararası kuruluşlar tarafından oluşturulması gibi sebepler vardır. Ayrıca bölgesel kalkınma projesinin Avrupa Birliği?nden nasıl kaynak elde edilir sorusuna indirgenmemesi gerekmektedir. Sonuç olarak bölgede yaşayan kişilerin % 74,5?i göç etme eğilimi taşımaktadır. Araştırmalara göre, eğitim seviyesi arttıkça göç etme düşüncesi de artış göstermektedir. Fakat kişilerin gelir düzeyleri arttıkça göç etme düşünceleri azalmaktadır? ifadeleri yer alıyor. 


 
GÖÇ YÖNETİMİ YETERSİZ


Saadet Partisi tarafından hazırlanan raporun son bölümünde ise göç yönetimi titiz bir şekilde ele alınarak, sorunların tespitinin yanı sıra öneriler de gündeme şu ifadelerle taşınıyor: ?Zamanında önlenmeyen göç hareketleri ülkenin genel dengesi üzerinde etkili olabilmektedir. Göç hareketleri ülkenin belli bölgelerinde, aşırı istihdam fazlası işgücünün birikmesine yol açarken göç veren bölgelerde iş gücü eksikliği ortaya çıkartmaktadır. Göç yönetimi devlet, sivil toplum ve piyasa aktörlerinin birlikteliğini ifade eden ve eşitler arası bir yönetimi öngören bir kavramdır.

 

Ülkemizde 2013 yılında İçişleri Bakanlığına bağlı 04.04.2013 tarihli ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile Göç İdaresi Genel Müdürlüğü kurulmuştur. Ancak bu kurum iç göç üzerine yönlendirici bir politika izlemekten çok, sadece dış göç takibi ve mültecilerin bürokratik işlemlerini organize etmek üzere kurulmuştur. Göç İdaresi Genel Müdürlüğü?nün kendi gerçekliğini görmezden geldiği aşikârdır. İç göç, maalesef göç idaresinin gündeminde yoktur. Göç İdaresi?nin 2013 yılından bu yana üçüncü kez çıkarmış olduğu Türkiye Göç Raporu?nda iç göçe değinilmeyip sadece dış göçten bahsedilmesi bunun en büyük kanıtıdır.?
 

ÇÖZÜM YOLLARI: ÇILGIN PROJELER YERİNE YERİNDE ÇÖZÜMLER


* Sadece ?tüketim odaklı ekonomik büyüme? stratejisinden vazgeçilmelidir.
 
* ?Devlet fabrika yapmaz!? politikası derhal terk edilmelidir. Devlet Doğu?da ve Güneydoğu?da yatırımı bizzat kendisi yapmalı ve böylece özel sektöre örnek olmalı ve güven vermelidir.


 
* Vakit geçirilmeden yaygın, süratli, teknoloji yoğun, tarım ve hayvancılığa dair sanayileşme/fabrikalaşma politikasına geçilmelidir.


 
* Anadolu insanının büyük kentlere göçünü teşvik eden ve hayatı kolaylaştıran ama kalkındırmayan çılgın projeler yerine işsizlik sorunlarına yerinde çözüm arayan daha gerçekçi/akılcı projeler üretilmelidir.


 
* Göç veren bölgelerde faaliyet gösteren kalkınma ajansları gerek bölgedeki yatırımcıları gerekse göç eden bölge insanlarını bölgenin yatırım öncelikleri konusunda bilgilendirmeli ve özellikle istihdama dayalı proje hazırlamalarını kolaylaştırmalıdır. 


 
* Kalkınmanın en önemli ayağı olan beşeri sermaye, yetişmiş insan gücünü göç veren bölgelerde tutmak ve niteliğini artırmak için eğitim ve sağlığa büyük önem verilmelidir.


 
* Nüfusu 3 milyonu aşmış kentlerde göç alımını sınırlandırabilmek amacı ile yeni istihdam oluşturacak yatırımlara sınırlama getirilmeli ve mevcut imar planları dışında yerleşimlere izin verilmemelidir.


 
* Büyük kentlerin en az 80-90 km dışında altyapısı tamamlanmış kırsal kalkınmaya ya da orta ölçekli sanayiye olanak verecek yerleşim bölgeleri (cazibe merkezleri) kurulmalıdır.
 


* Göç veren bölgelerdeki mevcut fabrikalar zarar etseler dahi özelleştirilmemelidir. Çünkü işsizlik neticesinde bölgede yapılacak sosyal yardımların maliyeti fabrikanın zararından kat kat fazla olmaktadır. 


 
* Kırsal kalkınma yönetiminde geleneksel merkeziyetçi anlayıştan vazgeçilmeli, eşgüdüm ve süreklilik sağlanmalıdır.


 
* Köylerin sahip oldukları arazilerdeki verimliliğin artırılması, tarım işletmelerinin nitelik ve niceliğinin geliştirilmesi, altyapı hizmetlerinin etkin bir şekilde sağlanması, tarımsal işletmelerin büyütülmesi ve tarımsal ürün desteği verilmesi amacıyla devlet yönlendirici olmalıdır.


 
* Herhangi bir projenin sürdürülebilirliğinin sağlanabilmesi için yukarıdan aşağıya doğru değil, aşağıdan yukarıya doğru bir kalkınma yaklaşımının benimsenmesi zorunludur. 


 
* Söz konusu katılım ve bilgilendirme sadece muhtarlar ya da yerel önderlerle sınırlı kalmamalı, tüm halka yayılacak şekilde yapılmalıdır.


 
* Yasal düzenlemelerle, miras ve toprak rejimimiz güçlendirilmelidir.


 
* Kırsal alanlarda sürdürülebilir arazi yönetimi için ortak ve kapsamlı bir arazi kullanım politikası benimsenmelidir. 


 
* Kırsal alanda çalışanlara mesleki eğitim verilmesi yoluyla iş koşulları geliştirilmeli ve bu konudaki kamu hizmetlerinden etkin bir şekilde yararlanmaları sağlanmalıdır.


 
* En temel girdiler gübre, mazot ve yem konusunda ezberlerin dışına çıkılarak Ar-Ge çalışmaları ile alternatif girdi tercihleri oluşturulmalıdır.


 
* Hayvancılıkta küçükbaş ve büyükbaşta kombinasyon ve ıslah çalışmaları yapılmalı, ülkeye münhasır ırklar üretilmeli, dışa bağımlılık bitirilmelidir. 


 
* Tarıma ve hayvansal üretime dayalı gıda sanayii üretim bölgelerinde kurulması hususunda desteklenmeli ve avantaj sağlanmalıdır.


 
* Dünyanın değişik yörelerinde yetişen ve rağbet gören bitkisel formlar Türkiye?de denenmeli ve adaptasyonları yapılmalıdır.


 
* Tarım sektöründe faaliyet gösterenlerin son zamanlarda talep gören ve hem insan sağlığı ve hem de çevre açısından da büyük önem arz eden organik tarım yöntemleriyle üretim yapması teşvik edilmelidir.


 
* Tarım ve hayvancılığın temel geçim kaynağı olduğu bölgelerde; yem, tohum ve mazot gibi girdi desteği sadece üretim yapan arazi sahiplerine sağlanmalıdır.


 
* Düzgün işleyen ve üreticinin malını değerinde satabileceği mandıralar, modern hayvan pazarları ve et kombinası inşa edilmelidir.
 
* Tarım ziraatında çok yönlü faydası bulunan ve küspesi hayvancılıkta özellikle büyükbaş hayvan besisinde önemli bir yeri olan şeker pancarı üretimindeki kotalar kaldırılmalıdır. 


 
* Fındık ekim alanları daraltılmamalı, tersine fındık ekimi teşvik edilmelidir.


 
* Tütüne getirilen kota kaldırılmalıdır.
 


* Tohum, ithalat ve rant ekseninden çıkartılarak tamamen millileştirilmelidir. Mera ıslah çalışmaları hızlandırılmalıdır.


 
* Köylerde tam donanımlı sağlık ocakları kurulmalı ve buralarda bebek ölüm oranlarının azaltılması için yeterli düzeyde donanım sağlanmalı ve ebe bulundurulmalıdır.


 
* Eğitim açısından bölgedeki okullara alanında uzman branş öğretmenleri atanmalı ve bu öğretmenlerin yüksek maaş, servis, lojman vb. imkânlarla bölgede uzun süre kalmaları sağlanmalıdır. 


 
* Öğrenciler için taşımalı sistem yerine kendi köylerinde veya ilçelerinde okuyabilecekleri ve modern araç gereçlerle teknolojik altyapısı olan okullar inşa edilmelidir. 


 
* Kalabalık veya birleştirilmiş sınıf, derme çatma okul ve uzman olmayan ücretli/sözleşmeli öğretmen gibi sorunlar ortadan kaldırılarak kaliteli bir eğitim hizmeti sağlanmalıdır.


 
* Yerinden olmuş nüfus için yapılacak tüm planlama ve uygulamalar genç nüfusun taleplerine uygun olarak tasarlanmalıdır.


 
* Köye dönüş konusunda her türlü maddi/manevi desteğin sağlanması, başta terör olmak üzere güvenlik kaygılarının da giderilmesi, köye dönüşün göçenler için ciddi bir seçenek haline getirilmesi gerekmektedir. 


 
* Artık köylerde de kitle iletişim araçlarının, internetin ve diğer teknolojik imkânların yaygınlaşması, köylerden kente toplu ulaşımın artması, e-devlet uygulaması ile erişimin köylere kadar ulaşması gibi imkânlarla şehirdeki yaşam kalitesinin köye taşınması gibi son gelişmeler işlenerek tersine göç teşvik edilmelidir.


 
* Göç İdaresi Genel Müdürlüğü iç göç konusunu vakit kaybetmeden gündemine almalı ve bu konu ile yakından ilgilenmelidir.


 
* Göç İdaresi Genel Müdürlüğü sadece yabancı göçmenlerle ilgilenmek yerine, iç göç işlerini düzenlemeli ve göçmenlerin tekrar yerlerine-yurtlarına döndürecek politikaların tespit ve uygulamasını sağlamalıdır.


 
SURİYELİ MÜLTECİ GÖÇÜ YÖNETİLEMEDİ


Son yıllarda ülkenin en büyük sorunu haline gelen ve vatandaşları da tedirgin eden mülteciler konusu da raporda yer alıyor. 3,5 milyon mültecinin sadece 300 bininin kamplarda yaşadığı, geri kalanının ise düzensiz bir şekilde şehirlerde yaşamaya mahkûm olduğunun yer aldığı raporda, ?Yetersiz politikalardan dolayı şehirlerimize düzensiz dağılan bu mülteciler, birtakım sorunları da beraberinde getirmektedir. Bu sorunların başında ekonomik alandaki etkiler gelmektedir. Özellikle işletmelerde kaçak işçi çalıştırma bu sorunların sonucu olarak yaygınlaşmaktadır. Bundan dolayı kaçak Suriyeli çalıştıran ve çalıştırmayan firmalar arasında haksız rekabet ortaya çıkmakta, yerel halk ise iş fırsatlarının ellerinden alındığına inanmaktadır? deniliyor.


 
YANLIŞ YÖNETİM KÜLTÜRSÜZ BİREYLER ÇIKARIYOR


Son yıllarda ülkenin en büyük sorunu haline gelen ve vatandaşları da tedirgin eden mülteciler konusu da raporda yer alıyor. 3,5 milyon mültecinin sadece 300 bininin kamplarda yaşadığı, geri kalanının ise düzensiz bir şekilde şehirlerde yaşamaya mahkûm olduğunun yer aldığı raporda, ?Yetersiz politikalardan dolayı şehirlerimize düzensiz dağılan bu mülteciler, birtakım sorunları da beraberinde getirmektedir. Bu sorunların başında ekonomik alandaki etkiler gelmektedir. Özellikle işletmelerde kaçak işçi çalıştırma bu sorunların sonucu olarak yaygınlaşmaktadır. Bundan dolayı kaçak Suriyeli çalıştıran ve çalıştırmayan firmalar arasında haksız rekabet ortaya çıkmakta, yerel halk ise iş fırsatlarının ellerinden alındığına inanmaktadır? deniliyor.


 
TOPRAK AYAĞIMIZIN ALTINDAN KAYIYOR


Raporun en dikkat çeken bölümü ise ciddi uyarıların yer aldığı sonuç bölümü. Raporda özellikle göçün keyfilikten uzak zaruri olarak yaşandığına değinilen raporun sonuç bölümünde ?Suriye?ye dönebiliriz? uyarısı şu şekilde yer aldı: ?Ülkemizin doğu bölgeleri boşalmaktadır. Ülkemizin toprak bütünlüğü ve geleceği açısından siyasi ve ideolojik bazı mihrakların bölge üzerinde emelleri olduğu unutulmamalıdır. Gerekli tedbirler alınmazsa bölgemiz üzerinde planları olanların çalışmalarıyla bu göç süreci, Suriye?de olduğu gibi, ülkeden ülkeye dönüşme riskini barındırmaktadır.

 

 

Toprak ayağımızın altından kayıyor. Yabancılara toprak satışları, taşınmaz mülk alımları, toprağın insansızlaştırılması, insanın topraksızlaştırılması gündeme alınması gereken önemli siyasi meselelerdir. Ayrıca ülke olarak bölgemizde yaşanan özellikle Suriye, Filistin ve Kıbrıs?ta yaşananlar meseleleri iç göçün kalkınmanın dışında diğer yönlerinin de olduğunu göstermektedir.?

 



LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 30 26 1 3 48 81
2.Fenerbahçe 30 25 1 4 54 79
3.Trabzonspor 30 15 11 4 11 49
4.Beşiktaş 30 14 12 4 4 46
5.Kasımpaşa 30 12 11 7 -2 43
6.İstanbul Başakşehir 30 12 12 6 3 42
7.Rizespor 30 12 12 6 -11 42
8.Antalyaspor 30 10 9 11 2 41
9.Adana Demirspor 30 9 9 12 7 39
10.Alanyaspor 30 9 9 12 -4 39
11.Sivasspor 30 9 10 11 -7 38
12.Samsunspor 30 10 14 6 -6 36
13.Kayserispor 30 10 11 9 -7 36
14.Ankaragücü 30 7 11 12 -3 33
15.Hatayspor 30 7 11 12 -4 33
16.Konyaspor 30 7 11 12 -11 33
17.Gazişehir Gaziantep 30 8 15 7 -10 31
18.Fatih Karagümrük 30 7 14 9 -4 30
19.Pendikspor 30 7 15 8 -27 29
20.İstanbulspor 30 3 20 7 -33 13

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.