Gözden kaçırmayın

Afyon Belediyesi kamu oyuna duyuru yaptıAfyon Belediyesi kamu oyuna duyuru yaptı

Afyonkarahisar Kamu-Sen Il Temsilcisi, Afyonkarahisar Il Başkanı Nizamettin Senol, AK Parti’nin yaptıklarının hiçbir askeri darbe döneminde dahi yaşanmadığını, zulüm ve kıyım olduğunu söyledi.
Senol, “30 Mart yerel seçim değil, AKP’nin aklanma seçimi değil, bu milletin ve devletin var olma ya da yok olma seçimidir.” dedi. 
ol, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yerel seçimleri hükümetin kendini aklama çalışmasına dönüştürdüğünü kaydetti. ol, isnat edilen suçlamaların aklanacağı yerin sandık değil, bağımsız mahkemeler olduğunu belirtti.
Ancak HSYKyasasıyla mahkemelerin de bağımsızlığının ortadan kaldırıldığını ifade eden Senol, “Bu gün yok edilmiş ve devrilmiş birçok devlet başkanı, örneğin, Hüsnü Mübarek,Kaddafi, Saddam Hüseyin ve hatta Esed yapılan son seçimlerde çok yüksek oylar almışlardır.
Bu oylar onların temiz olduklarını göstermedi, diktatör olmalarının önüne geçemedi. Nasıl ki elma ile armut matematiksel olarak toplanamazsa, suçluların da sandıklarda değil, adalet önünde ve vicdanlarda aklanmadıkça hiçbir meşruiyeti yoktur.” dedi. 
“BAŞBAKAN KONTROLÜNÜ KAYBETMİŞTİR”

ol, Başbakan’ın konuşmalarının üslup ve içerik açısından analizi yapıldığında, sıkıntılı olduğu, bazı şeylerle yüzleşmenin verdiği stresinin olduğunun açık olduğunu kaydetti. ol, “Muhalefet liderlerinin kimine ‘genel müdür’ demesi, kimine ‘çoluk çocuk’ ve aileden anlamaz demesi, devlet adamı üslubu değildir.
Sayın Başbakan kontrolünü kaybetmiştir, psikolojik durumu iyi değildir. Jest ve mimik açısından Sayın Başbakan analiz edildiğinde durumu daha da vahim olduğu görülüyor, gülüşünün altında bile çok büyük buhranlarının olduğu net olarak izleniyor. Düştüğü durum çok kolay bir durum değil.” diye konuştu.

“AKP’nin siyasetinde ikinci bir faktör veya güç yok, tek adam, tek düşünce var o da Sayın Başbakan”diyen ol, bunu da demokrasiyle bağdaştırmanın mümkün olmadığını anlattı. ol, şunları söyledi: “Seçimlerde sadece Sayın Başbakan’ın şahsı öne çıkarılarak kampanya yürütülüyor.
Bunu kendileri de itiraf ediyorlar.Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin Çoban bunu açıkça itiraf etmiş ve demiştir ki; ‘Kendim seçime girseydim 300 oy alırdım ama ben 45 bin oy aldım, bu da başbakanımın sayesindedir’. Şimdi bu şartlarda hep arkasına sığındığınız lideriniz ve ailesi ile ilgili isnat edilen suçlamaları konuşmanız mümkün olur mu? Tuttuğunuz bir tek dal var o da elinizde kalmış.
Siyasi geleceğinize dair planlarınızda varsa konuşmamak, üstünü örtmek veya inkâr etmek durumundasınızdır.” 
Yolsuzluklara tepenin bulaşması halinde alt kadrolarının da bulaşmamasının mümkün olmadığını kaydeden ol, “Hatta devlet ihalelerinde yüzde 10 komisyon alındığı, bu alınan paranın 3’e bölündüğü, bunun paydaşlara işi yapan bürokrat, başkan ve parti olduğu ayyuka çıkmış söylentilerdi.
Şimdi bu söylentileri adeta doğrularcasına taşlar yerine oturmaktadır. Bunlar inşallah doğru değildir, yoksa durum vahimden de ötedir. Afyonkarahisar’da da imar ile ilgili yolsuzluklar olduğu bilinmektedir. Özellikle nüfuzlu kişilerin inşaatlarında imar değişikliği yapılarak kat sayısının artırıldığı, 3 kat olan yerin 5 -6 kata çıkarıldığı gibi durumlar çok dile getirilmektedir.” şeklinde konuştu. 
“AK PARTI KENDI DEVLETİNI KURUYOR”

Nizamettin ol, AK Parti’nin kendi devletini kurmaya başladığını, 10 binlerce polisin, savcıların yeri değiştirilirken, 17 Aralık operasyonuyla tutuklananların serbest bırakıldığını anlattı. ‘Okula, kışlaya, camiye, siyaset sokmayız denirdi, artık siyaseti hücrelerimize kadar soktular.’ diyen ol, şu değerlendirmelerde bulundu: “AKP, kendinden olmayanın nefes almasına dahi izin vermemektedir.
Kamu görevlisiyseniz ya görevden alınıyorsunuz ya da sürgün ediliyorsunuz. Iş adamı veya esnafsanız vergi müfettişi yollayarak, belediyeden iş yeri ruhsatı işlemlerini zulme dönüştürülerek, baskı altına alınıyorsunuz.
Aslına bakarsanız 30 Mart seçimleri yerel seçim değil, AKP’nin aklanma seçimi değil, bu milletin ve devletin var olma ya da yok olma seçimidir. Yapılanlar hiçbir askeri darbe döneminde dahi yaşanmamış zulümdür, kıyımdır.”