Gözden kaçırmayın
Görgöz bir özür bekliyoruzAdalet ve Kalkınma Partisi Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ürün, Türkiye’de karanlıklardan senaryo yazıp oyun oynama meraklı bir kesim olduğunu belirerek, “Bunu sadece bize yapmıyorlar. Bütün dünya milletlerine yapıyorlar. Şu anda bu karanlık güç odaklarına direnen tek ülke Türkiye’dir. Direnen millet de bu aziz Türk milletidir. 70 tane montajlı kaset çıkarsınlar. 80 tane iftira atsınlar. Oyun üstüne oyun oynasınlar. Bizim elimiz armut toplamıyor” dedi.Ürün, seçim çalışmaları kapsamında ziyaret ettiği Kızılören ilçesinde yaptığı konuşmada 30 Mart seçimlerini mahalli idareler seçimleri havasından çıkarılarak adeta hükümete güvenoyuna dönü bir hal aldığını söyledi. Ürün, “30 Mart 2014 tarihinde yapılacak olan seçimde belediye başkanlarımızı, il genel meclisi üyelerimizi ve muhtarlarımızı seçeceğiz. Ancak bugün gelinen noktada Türkiye siyasi konjonktürel şartlarının bir gereği olarak muhalefet liderlerinin de katkısıyla seçim yerel seçimi de aşan merkezi hükümete güvenoyuna dönü bir hal almıştır” diye konuştu. Türkiye üzerinde çok ciddi operasyon teşebbüsleri varYerel seçimlerin sanki hükümete güvenoyu verilecekmiş havasına sokulmasının nedeninin Türk milletinin refah seviyesinin yükselmesinden dış güçlerin rahatsız olması olduğunu ifade eden Ürün şöyle konuştu:“Bu seçimin genel seçim havasına sokulmasının nedeni bu topraklarda yaşayan bu aziz milletin refah seviyesinin yükselmesinden, bu aziz milletin mutluluğundan bizi sevmeyen dış güçler ve onların yereldeki işbirlikçilerinin rahatsız olmalarıdır. Bu rahatsızlıklarını sadece sözle dile getirmiyorlar. Türkiye üzerinde çok ciddi operasyon teşebbüsleri var. Sadece Türkiye’de de değil bu girişimler. Dünyada sayıları 4-5 milyon olan bir azınlık dünyada yaşayan 6,5-7 milyar insanın ürettiklerini ve bu insanların sahip oldukları tüm değerleri ellerinden almak istiyor. Kısaca 7 milyar çalışsın biz yiyelim diyorlar. Bunların dini yok. Bunların Yahudisi var, Hristiyanı var, Müslümanı var. Bunların devleti yok. Hangi devlette yaşadıklarını tam bilemiyoruz. İsrail’de yaşıyorlar, ABD’de yaşıyorlar, Avrupa ülkelerinin tamamında yaşıyorlar. Bugünlerde ise Birleşik Arap Emirlikleri’ne birazcık fazla yüklendiler. Bu adamların milliyeti yok. Bunların Türkü var, Arabı var, Rusu var, Amerikalısı var, İngilizi var. Bunlar hiçbir zaman öne çıkmıyorlar. Yani açıkta oynamıyorlar. Hep senaryoyu yazıyorlar, başkaları oynuyor. Senaryoyu yazıyorlar. Kitleler 15 tane ağacın yeri değişti diye Türkiye’yi yakıp yıkıp, Dolmabahçe’de Başbakanlık çalışma ofisine yürümeye kalkıyorlar. Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne yürümeye kalkıyorlar.”Bu ülkeye enerji lazım, iş lazım, aş lazımGezi olaylarında Başbakan Erdoğan’ın protestocu gruptan kimselere ne istediklerini sorduğunu hatırlatan Ürün, bu soru ile birlikte gerçek niyetin net biçimde ortaya çıktığını söyledi. Ürün şöyle devam etti:“Sayın Başbakan ne istiyorsunuz diye sorduğunda bunlar 3. boğaz köprüsünü, Kanal İstanbul’u, İstanbul’a 3. havalimanını yapmayın, Mersin’e ve Sinop’a nükleer santralleri kurmayın, hidroelektrik santralleri kurmayın cevabını verdiler. Başbakan ise onlara istediklerinin milletin istedikleri olmadığını söyledi. Başbakan ‘76 milyon insana yön lazım. İstanbul’da 14 milyon insan yaşıyor. Türkiye’nin nüfusunun 6’da biri orada; ekonominin yüzde 40-50’si oradan dönüyor. İstanbul’u Türkiye’nin finans merkezi yapmaya azmetmişiz. Tarihi bir kent olan İstanbul’da ciddi bir trafik sorunu var. O halde İstanbul’un çevresinden dolaşacak bir otoyola ve 3. Köprüye bizim ihtiyacımız var’ diyerek onları dinlemeyeceğini söyledi. Ayrıca, ‘Kanal İstanbul daha hayata geçmemiş olan hayali bir proje. Kanal İstanbul’u yaparsak Türkiye’nin çehresi değişecek’ dedi. İstanbul’da 2 havalimanı var. Atatürk Havalimanı’na inebilmek için uçaklar 30-60 dakika havada bekliyor. Türkiye’de havayolunu halkın yolu haline getirdik. Artık Zafer Havalimanı’ndan da her gün bir uçak İstanbul’a gidiyor. Türkiye’nin ve dünyanın her yerinden uçaklar İstanbul’a gidiyor. Yaklaşık olarak dakikada 2 uçak iniyor ki bu anlamda havalimanları yetmiyor. O halde bize yeni havalimanı lazım. Hidroelektrik santraller bu ülkedeki sulardan elektrik üretiyor ve çevreye zararı yok. O sulardan elektrik üretildikten sonra tarımda yine kullanılıyor. Nükleer santrale gelince bütün dünya nükleer santrali kullanacak bu aziz millet kullanamayacak. Kusura bakmayın. Kesinlikle nükleer santral yapılacak. Yapmak zorundayız. Bu ülkenin gençlerine iş lazım, aş lazım, bu ülkeye enerji lazım.”Nükleer santralleri Türkiye finanse etmeyecekÜrün, Türkiye’nin her yıl milyarca doları enerji satın almak için verdiğini belirterek, kurulacak 2 nükleer santralin finansının santrali yapacak ülkeler tarafından karşılanacağını dile getirdi. Ürün sözlerini şöyle sürdürdü:“Cari açığımızın tamamı petrol, doğalgaz gibi enerjiden kaynaklanıyor. Ülkemiz elektrik enerjisinin yarısını doğalgaz çevrim santrallerinden karşılıyor. AK Parti iktidar olduğundan beri sudan elektrik üretme konusunda çok ciddi adımlar atıldı ve hidroelektrik santralleri kuruldu. Hidroelektrik santrallerden üretilen elektrik en ucuz elektrik üretme yöntemlerinden birisi. Ondan daha ucuzu ise nükleer santrallerden elektrik üretme. Bir tanesi konusunda Ruslarla anlaştık ki Mersin Akkuyu’ya kuruluyor. İkincisini ise Japonlarla anlaştık ki o da Sinop’a kurulacak. Bütün bunlar bizim teknolojik olarak gelişmemizi de sağlayacak. Biz bu nükleer santralleri ilgili ülkelere de finanse ettiriyoruz. Para da harcamadık. Sadece kamulaştırmalarını yaptık. Türkiye Cumhuriyeti bütçesinden yapmadık. Sadece Sinop’taki 25 milyar dolar. İçerisinde bir de üniversite var. Mersin’deki de 20 milyar dolar. Mersin’dekini Ruslar yapacak ve işletecek. Biz de kullandığımız elektriğin parasını ödeyeceğiz. Aynı anlaşmayı Japonlarla da yaptık. İşte kıskandıkları bu. Diyorlar ki bu nükleer santraller insan sağlığına zararlı. Zararlı ama bunlar Rusya’da var, Japonya’da var, Avrupa’nın tamamında var. 40 senelik nükleer santraller hemen sınırımızın dibinde çalışıyor.”Yasaların dışına çıkan tüm bürokratlardan hesap soracağızTürkiye’nin karanlık senaryolara direnen tek ülke olduğuna dikkat çeken Ürün, “Bu arkadaşlar karanlıklardan senaryo yazıp, oyun oynamaya çok meraklılar. Hiç üzülmeyin. Sadece bize yapmıyorlar. Bütün dünya milletlerine yapıyorlar. Şu anda bu karanlık güç odaklarına direnen tek ülke Türkiye’dir. Direnen millet de bu aziz Türk milletidir” ifadelerini kullandı. Ürün, 30 Mart seçimlerinin ardından yasaların dışına çıkan ve kanunlara aykırı hareket eden tüm bürokratlardan hesap sorulacağını belirterek, şöyle dedi:“70 tane montajlı kaset çıkarsınlar. 80 tane iftira atsınlar. Oyun üstüne oyun oynasınlar. Bizim elimiz armut toplamıyor. Bütün vatandaşlarımıza bu oyunları tek tek gidip anlatacağız. 3 Martta Meclisi kapattık. Kapatmadan önce de her türlü yasal tedbirleri aldık. Şu anda bizim devletimizin en üst kademesinde görev yapan bir kısım bürokratlar neye hizmet ettiklerini bilmeden maalesef bu karanlık odaklara hizmet ediyorlar. Yasaların dışına çıkan tüm bürokratlardan hesap soracağız. Bu bürokrat hakim de olsa, savcı da olsa, asker de olsa, genel müdür de olsa hepsinin hesabını bu aziz millet adına soracağız. Fakat önce 30 Martta bir desteğe ihtiyacımız var. Biz bu milletin gelecek mücadelesini, medeniyet mücadelesini veriyoruz.”MİT tırları ile amaç Türkiye’yi yargılatmaktıÜrün MİT tırlarına yapılan operasyonun arkasında Türkiye’yi uluslar arası mahkemelerde yargılatmak olduğunu belirtti. “Hiç kimsenin tereddütü olmasın bunun hesabı seçimden sonra soracağız” diyen Ürün sözlerini şöyle sürdürdü:“Neden MİT tırlarına operasyon yaptılar? Amaçları MİT’in Suriye’ye giden yardım tırlarında silah bulup, bunların fotoğraflarını çekip Türkiye teröristlere yardım ediyor diye bizim başkanımızı ve tabii ki hükümetimizi terörü destekleyen ülkeler arasına sokup, savaş suçları mahkemesinde yargılatmaktı. Bunu yapan albay ya da generalin bundan ne gibi bir çıkarı olabilir? Tırları durduruyor, öncü aracının içindeki MİT görevlilerini indiriyorsun, jandarmaya silah çektiriyorsun. Yere yatırıp, silah çektiğin kişi de bu vatanın evladı. Bu oyuna niye geliyorsun? Bu oyuna bilinçli olarak gelirsen bunun hesabını sormak bu hükümetin boynunun borcudur. Bir savcı çıkıp, 3-5 tane operasyonu birleştiriyor. 18 aydır kimseye haber vermeden gizledim diyorsun. Sabah operasyon başlatıyor. Saat 5’te de bütün hukuk kuralarını çiğneyerek basına servis ediyorsun. Sonuç sadece Halk Bankası’nın borsadaki değer kaybı, döviz ve faizden kaybı senin yolsuzluk diye iddia ettiğin rakamların milyonlarca kat üstünde. Bu milleti katrilyonlarca lira zarara uğratıyorsun. O halde bizim bu zararın hesabını sormak boynumuzun borcudur. Hiç kimsenin tereddütü olmasın bunun hesabı seçimden sonra soracağız. Kim hukukun dışına çıktıysa, kim kanunların dışına çıktıysa, kim hileyle hurdayla bu milletin zarar etmesine sebep olduysa Allah’ın izniyle hepsinin hesabını soracağız.” Ürün’ün Kızılören’deki temaslarına AK Parti İlçe Başkanı İbrahim İnce, Belediye Başkanı ve adayı Ahmet Pek, İl Genel Meclisi adayı Cafer Şimşek ile partililer eşlik etti.
Yorumlar
Yorum Yap