Gözden kaçırmayın

Etkinliklerinize Renk KatınEtkinliklerinize Renk Katın

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Devlet Konservatuvarı tarafından Ege Üniversitesi, 9 Eylül Üniversitesi ve İzmir Üniversitesi’nden ve TRT İzmir ve İstanbul sanatçılarının katılımlarıyla gerçekleştirilen “Dünya Ses Günü Etkinliği”, 21 Nisan 2014 tarihinde başladı. 
2 gün sürecek olan etkinliğin açılışında konuşan AKÜ Devlet Konservatuarı Öğretim Görevlisi Dr. Hülya Uzun, gelişen iletişim teknolojilerine rağmen insanların en önemli iletişim aracının ses olduğunu belirterek, “Günlük hayatımızı sürdürebilmek ve karşılıklı iletişime geçebilmek adına hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olan sesimizi doğru kullanmak ve ses sağlığına gereken önemi göstermek oldukça önemlidir” dedi. 
Sesin doğru kullanımının birçok meslek grubunu ilgilendiren önemli bir konu olduğunu ifade eden Uzun, “Bu meslek grubunun başında ses sanatçıları, eğitimin her kademesinde çalışan öğretmenler, oyuncular, avukatlar, din görevlileri, çağrı merkezi çalışanları ve spikerler gelmektedir.
Bu ve benzeri meslek gruplarında çalışan kişilerin seslerini doğru kullanması, mesleklerine uzun yıllar işlevsel bir biçimde devam ettirebilmeleri açısından önem kazanmaktadır” diye konuştu.

AKÜ Devlet Konservatuvarı olarak ikinci kez dünya ses günü etkinliği düzenlediklerini anlatan Uzun, “1999 yılında Brezilya’da kutlanmaya başlanan ve gittikçe tüm dünyada kabul gören ‘Dünya Ses Günü’, ülkemizde de 2002 yılından itibaren çeşitli üniversitelerde ve kulak burun boğaz uzmanların önderliğinde gerçekleştirilen etkinliklerde, konserler, paneller ve konferanslar şeklinde kutlanmaktadır.
Bu bağlamda AKÜ Devlet Konservatuarı olarak bu yıl dünya ses günü etkinliklerinin 2.’sini düzenlemekten onur duyuyoruz” ifadelerini kullandı. 
“Enstrümanların en inanılmazı da insan sesidir”
İzmir Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. İlter Denizoğlu ise yaptığı konuşmada insanlık tarihi boyunca var olan müziğin kaynak, başlangıç ve temel enstrümanının insan sesi olduğunu söyledi.
Denizoğlu, “Enstrümanların en karmaşığı ve en inanılmazı da insan sesidir. Karşımızda çok komplike bir enstrüman var. İnsan sesi o kadar karmaşık bir enstrüman ki, bir flüt ailesinin çıkardığı seslerin tamamını çıkarabilir” diye konuştu. 
İnsan sesinin kullanımının mesleki anlamda gruplara ayrıldığını ifade eden Denizoğlu şöyle konuştu: 
“İnsan sesinin kullanımı mesleki anlamda çeşitli gruplara ayrılır. Eğer siz sesinizle para kazanıyorsanız o zaman siz bir profesyonel ses kullanıcısınızdır. Profesyonel ses kullanıcısı olarak nasıl ki sanatçılar enstrümanını çok kıymetli bir çanta içerisinde muhafaza edip ona gözü gibi bakıyorsa bir ses kullanıcısının da koruması gereken sadece ses telleri değil bütün bir bedeni ve ruhudur. Karşımızda çık komplike bir enstrüman var.
İnsan sesi o kadar karmaşık bir enstrüman ki bir flüt ailesinin çıkardığı seslerin tamamını çıkarabilir. Fakat 1,-2 santimetre uzunluğunda iki tane kıvrımdan oluşan bir ses telinden çıkan korkunç bir aerodinamik ve akustik bir dönüşümdür bu ses.” 
Vokoloji bilimi, sesi geliştirmeyi ve sesle ilgili problemleri çözmeyi amaçlar
Denizoğlu, vokoloji biliminin dünyanın en özel enstrümanı sesi araştırmak, geliştirmek ve problem olduğu zaman gerekli düzeltmeleri yapmak amacıyla muhtelif disiplinlerin bir araya gelmesi ile oluştuğunu kaydetti. Denizoğlu şöyle dedi: 
“Bu çok özel enstrümanı araştırmak, geliştirmek; problem olduğu zaman bu özel enstrümanla ilgili düzeltmeler yapmak için vokoloji bilimi muhtelif disiplinlerin bir araya gelmesi ile oluşmuştur. Vokoloji farklı disiplinlerin toplandığı 3 temel öğeye ayrılıyor. Birinci disiplin temel vokolojidir.
Temel vokoloji fizik, matematik, elektrik elektronik, sinyal işleme ki bunların içinde akustik, aerodinamik, biyomekanik, nöröfizyolojik testlerle birlikte temel bilimlerin bulunduğu laboratuvardır.
Pedefojik vokolojide ise profesyonel sesin eğitimi ve değiştirilmesi yani habilitasyondan bahsedilir. Habilitasyon yapılan bir kabiliyeti daha üst seviyeye çıkarmak ya da yapılması planlanan bir şeyi yapmak haline getirmek anlamına gelmektedir.
Sahne sanatçısına edilecek en güzel beddua ölümün sahnede olsundur. Gerçekten çok ileri yaşlara kadar, ölene dek sahnede kalma yeteneğine sahip olmak, çok ileri yaşlara kadar sesini koruyabilmek önemlidir. Klinik vokoloji ise sesin bozulması halinde bunun çaresine bakma durumu söz konusudur.” 
Ses teli bir saniyede 1000 defa titreşebilir
Ses tellerinin dudak gibi çalıştığını da anlatan Denizoğlu, şunları ifade etti: 
“Ağzımızı şişirdiğimiz zaman ortaya çıkan basınç akciğerlerimizdeki basınç gibidir. Akciğerlerdeki basınçlı havanın ses tellerini titreştirmesi de ağzımızın içindeki basınçlı havanın dudaklarımızı bu şekilde titreştirmesi gibi bir durumdur. Almanlar bunu kendi dillerine stimmbänder olarak çevirmişler.
Gerçekten de dudak gibi çalışıyorlar. Basınçlı hava dudakların arasından geçerken iki ses telini birbirleriyle titreştiriyor. Bu titreşim sırasında bir akustik enerji ortaya çıkıyor. Yani akciğerlerimizden gelen basınçlı hava ses tellerinin üzerindeki ince ıslak deriyi titreştiriyor. Bu bir a dediğinizde bile saniyede 110-120 defa oluyor. Tiz notalarda bunu 800-1000 civarına çıkartılabiliyor.” 
Açılış konuşmalarının ardından dünya ses günü etkinliklerinin ilk günü Yrd. Doç. Dr. İlter Denizoğlu, Dr. Serap Akdeniz ve Öğretim Görevlisi Ebru Ekmekçioğlu’nun verdiği konser ve AKÜ Devlet Konservatuvarı Fasıl Topluluğu’nun icra ettiği “Gülizar Fasılı” ile devam etti. 
Dünya Ses Günü etkinlikleri, 22 Nisan 2014 Salı günü de Doğan Dikmen, Köksal Coşkun ve Altan Akatay’ın konuşmacı olarak katılacağı panel ve AKÜ Devlet Konservatuvarı Müzik Bölümü Grubu’nun konseri ile devam edecek. Etkinlik, AKÜ Devlet Konservatuvarı Türk Halk Müziği topluluğunun vereceği konser ile son bulacak.