Gözden kaçırmayın
Öğrenciler tatbikata yoğun ilgi gösterdiMilliyetçi Hareket Partisi Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz, ülke gündemini yakından ilgilendiren terör örgütleri konusunu Gazeteniz Öncü’ye değerlendirdi.
Yılmaz, yaptığı açıklamalarda BOP’un silahlı taşeronun PKK, PYD, PJAK ve Peşmerge törör örgütleri, siyasi taşeronunun da AKP ve üst düzey yöneticileri olduğunu söyledi.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz, Afyonkarahisar’ı ve Türkiye’yi yakından ilgilendiren Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) Terör örgütü ile diğer terör örgütleri hakkında Gazeteniz Öncü’ye önemli açıklamalarda bulundu.
Yılmaz IŞİD konusunda muhabir Ferhat Yüksel’in sorularını yanıtladı ve BOP’un silahlı taşeronun PKK, PYD, PJAK ve Peşmerge törör örgütleri, siyasi taşeronunun da AKP ve üst düzey yöneticileri olduğunu belirtti.
Ferhat Yüksel: Sayın vekilim ülke gündeminde malumunuz IŞİD terör örgütü ile diğer terör örgütleri var. Türkiye bu terör örgütleri ve dış güçlerin oluşturduğu çemberin içerisinde kalmış durumda.
Ülkemizde vatandaşların birçok açıdan kaygılandığı şu günlerde siz bu süreçte neler söyleyeceksiniz?
Kemalettin Yılmaz: “Biz düne kadar Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak PKK terör örgütünden son derece muzdarip olduk.
PKK Terör Örgütü ile mücadele konusunda yıllarca yüz milyarlarca kaybımız söz konusu oldu. Bundan daha da önemlisi bu ekonomik kaybın yanı sıra daha da önemlisi canlarımız kayboldu.
İçte ve dışta güvenlik konusunda zafiyetlerimiz meydana geldi. Bu PKK Terör Örgütü ile yıllardan beri mücadele edilirken, son zamanlarda Büyük Ortadoğu Projesi’nin gereği olarak PKK ile müzakere noktasına gelindi ve son gelinen noktada adeta BOP’nin gereği olarak bölgedeki PYD, Peşmerge, PKK şeklindeki silahlı taşeronların meşru zemine oturtulması için bir IŞİD terör örgütü oluşturuldu.
BU ÖRGÜT MANTAR BİTER GİBİ BİTTİ
Bu örgüt mantar biter gibi bitti. Geçmişte bunlar var mı? Var. Geçmişte bunun ortaya çıkması için çabalar var mı? Var. Bana kalırsa, bunu ancak o şekilde ifade edebiliyoruz.
Uluslar arası güçler mutelif devletlerin, mutelif organizasyonların desteklemesine ve beslemesine fırsat verdiler ve IŞİD terör örgütü bölgede Allah diyerek kelle kesmeye başladıktan sonra, Allah diyen insanların başını kesmeye başladıktan sonra bölgedeki insanlarımız Peşmerge, PKK, PYD ve PJAK gibi terör örgütlerini adeta IŞİD terör örgütü aratır oldu. Onlara dua ettirir oldu.
Onları medet bir umut haline getirmeye başladılar. Bölgede de hakim olan IŞİD terör örgütünün karşısında Peşmerge, PKK PYD gibi veya İran’ın müdahalesi ile IŞİD terör örgütüne engel olmaya başlandı, servisler yapılmaya başlandı.
PKK’dan 20-30 kişi öldürdü. PKK IŞİD’in militanlarından 50-60’ını öldürdü diyerek bir takım haberlerle sanki bölgede bir tek IŞİd terör örgütü var bunlara karşıda PYD PKK ve peşmerge mücadele ediliyor konulu bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Bu o hale geldi ki ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye benzer bir hale geldi.
Neticede uluslar arası güçler IŞİD’a karşı ortak hareket etme noktasındayken, bizim düne kadar mücadele ettiğimiz, insanımızın canını alan, bölgede çok ciddi zararlar veren PKK terör örgütünün hem silahlı yönden hem de lojistik yönden desteklenmesi konusunda uluslar arası güçler fikir vermeye başladılar.
Tıpkı bizim 10 Ağustos’taki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olan Selahattin Demirtaş gibi aynı ifadeyi kullandı. PKK’nın meşru zemine oturtulmasıdır. Ben iddia ediyorum BOP’nun silahlı taşeronudur PKK, PYD, PJAK VE Peşmerge. Bunların karşısına bunların uluslar arası arena da kabul görmesi için ortaya IŞİD’i sürdüler.
IŞİD kan dökmeye başlayınca uluslar arası güçler diğer örgütlere destek verin diye çağrı yapmaya başladılar. Kabul edilebilir bir şey değil”.
F. Y.: 101 gün rehin kalan yurttaşlarımızın durumunda kritik sonuçlar var gibi görünüyor. Sizce bnu sonuçlar nelerdir?Kemalettin Yılmaz: “101 gün ellerinde tutulan 46+3 rehine konusunda bizim tutumumuzda çok ibret verici.
Bunlar şu anda yayın yasağı konuşma yasağı kurulduğu için birçok insan bilgilendirilemedi. Olan bilgiler de zannetmelerle, kanaatlerle olsa olsa metotları ile oldu. Ama ortadoğu’da öyle bir olay var ki bizim bu 46+3 insanımız 101 gün IŞİD’in elinde esir tutuldu deniyor ama çok farklı, bugün için olaya baktığımızda konsolosluğumuzu işgal eden, 49 insanımızı esir alan güçler, acaba IŞİD miydi
O TELEFONA NOBEL ÖDÜLÜ BİLE VERİLEBİLİR
Öyle bir şey ki, öyle bir teknoloji yok. 101 gün esir olacaksınız ve cep telefonunuzun şarjı bitmeyecek. Öyle bir şarjı bitmeyen bir cep telefonu varsa bunun seri üretimine geçmek için neler verilmez. Çok ciddi sermaye yatırımı olabilir.
Ve böyle bir uygulama ile şarj bitmiyorsa buna Nobel ödülü bile verilebilir. Böyle bir teknoloji varsa şahsen ben almaya talibim. Çünkü bizim bu kullanmakta olduğumuz akıllı telefonlar en fazla yarım gün fazla kullanmadığınız zaman en fazla birgün gidiyor.
Tüm bu olanlar ve son birkaç gündür tutuklu kalıp serbest bırakılan gidip aldığımız demiyorum serbest bırakılan insanlarımızın açıklamaları da ifadeleri de birbiri ile çelişir halde olmaya başladı.
Bunlar korkarım devlet tarafından o insanlar ziyaret edilerek konuşmamaları tenkinin de bulunacaklar diye korkuyorum. Bölgede ciddi bir kaos var. Bölgede böl parçala yönetimi görüyoruz.
Adım adım BOP’nin işlemekte olduğunu her gün bir adım daha ilerlediklerinin şahitliğini yapıyor ibretle izliyoruz.
Ancak asıl büyük haritaya baktığımızda da bölgede Amerikan çıkarlarına hizmet edecek olan dünyadaki emperyalist devletlerin çıkarlarına hizmet edecek olan büyük bir Kürdistan hayalindeler ve bu Kürdistan, Amerika veya diğer emperyalist devletlere hizmet ettiği kadar İsrail’e hizmet edecek.
Ve bunun 4 ayağından bahsediliyordu. İran, Suriye, Irak ve Türkiye ayağı. Uluslar arası güçlerin bölgede IŞİD terör örgütüne karşı mücadele etmeye başlayan başladı söylenen Peşmerge, PYD, PKK ve PJAK yardım edip destek vermeleri halinde sözünü etmiş olduğumuz güç Akdeniz’e kadar uzanmış olacaklar.
Sadece bir kara parçasıyla sınırlı kalmayacaklar. Suriye’nin kuzeyi ile Akdeniz’ e ulaşmış olmanın rahatlığına kavuşacaklar. Bunlar İsrail’e yarıyor kesinlikle bizim lehimize çıkarlarımıza değil. Bölgedeki insanlar bu durumdan muzdarip haldeler.
MUHACİR- ENSAR ANLAYIŞINDA OLMALIYIZ
Eviniz çöpten çamurdan da olabilir, eviniz barkınız son derece iyi şartlarda da olabilir ama kimse doğduğu toprakları terk etmek istemez.
Bu insanlar kaçarak geride bütün varlıklarını bütün değer yargılarını veya değerlerini bırakarak Türkiye sınırlarına gelip bir medet umuyorlarsa çok ciddi bir tehlike vardır.
Ki var ki kaçıyorlar. Bizim bunlara muhacir ensar anlayışı ile yaklaşmamız son derece normal. Olması gereken de o.
Hangi mezhepten hangi dinden hangi ırktan olursa olsun ancak bizim Milliyetçi Hareket Partisi olarak itiraz ettiğimiz ve benimde TBMM’de gündeme getirdiğim bir konu var ki, bu gelen insanlarımız Türkiye’de son derece kötü şartlarda insani olmayan şartlarda kalıyorlar.
Bazı insanlar kamplarda yerleşirken bazı insanlar da ihtiyaçtan dolayı Türkiye’nin muhtelif yerlerine dağıtmak zorunda kaldılar. Ki bu dağıtım noktasında kayda alınan planlı programlı dağıtmalara zinhar karşı değilim, değiliz.
Ancak pek çok ilimizde Edirne’sinden Hakkari’sine, Afyon’undan Uşak’ına kadar pek çok ile gelmiş olan insanlar son derece kötü koşullarda yaşama mücadelesi veriyor. Ve biz Türkiye Cumhuriyeti olarak çok ciddi itibar kaybediyoruz. Yarın nerede ne iş yapacakları belli değil.
Halk arasında bazı kavgalar yaşabilir. Bunun geçmişte örnekleri var. Bugünlerde tedbir alınmazsa sayın Cumhurbaşkanında ifade ettiği bir buçuk milyon insan, gözlemlere göre iki milyon insan ülkede kayıtsız olarak yaşam mücadelesi vermesine şahit oluyoruz.
Afyonkarahisar Merkez tuz pazarında bile Arapça, Kürtçe ve başka dillerde insanların konuşarak dolaştığını toplumu da rahatsız edecek tutum ve davranışlar içerisinde olduğunu görüyoruz. Bugün belki bize bakmıyor ama yarın farklı bir şekilde sıkıntı yaratmaya başlayacak”.
F.Y. : Sayın vekilim. Türkiye olarak Mısır’da zulme uğramış Müslüman kardeşlerimize destek olmaya çalıştık. Ama Mısır Devletinin başındaki isim Sisi ABD ile ekonomik ilişkiler içerisine girmeye başladı.
Ve Birleşik Milletler toplantısında ABD başkanı Barack Obama konuşurken salon tıklım tıklım dolu ama Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan konuşurken salon boş. Bu konu da ABD’nin yaklaşımı ve diğer ülkeler konusunda neler söyleyeceksiniz?
Kemalettin Yılmaz: “Yalnızlığımız bize mutluluk verir hale geldi. Gerçekten dünya da hatırı sayılır, dünya da itibar edilir devlet olmuş olsaydık sayın Cumhurbaşkanımız konuşurken, salonlar dolu olurdu.
Yine bölgede lider devlet, lider ülke konumunda olsaydık, bölgede içte istikrarı sağlamış, kurumlarıyla, kurallarıyla, hukukuyla, adaletiyle içte bütünlüğü birlikteliği sağlamış bir devlet olsaydık Suriye’yi karıştırmak isteyen güçler, “Ya acaba bu konuda Türkiye ne der” diye düşünürdü.
Ama ne bölgede itibarımız var, tabi içte bir birlikteliğimiz olmadığından dolayı içte bir ekonomik, sosyal ve kültürel yönden kendi ayaklarımız üzerine basamadığımız için, kendi kurum ve kurullarımızı oluşturamadığımız için maalesef rüzgar ne taraftan eserse ona göre yön değiştiriyoruz.
IŞİD TERÖR ÖRGÜTÜ PYD, PEŞMERGE, PKK VE PJAK HAYIR DUA OKUTUR HALE GELDİ
IŞİD terör örgütü PYD, Peşmerge, PKK ve PJAK hayır dua okutur hale gelmiştir. Bunun bir an evvel devre dışı kalması kaçınılmazdır.
Herkes üzerine düşen görevi yapmak zorundadır. Sayın başbakan olaya 101 gündür rehinemiz vardır diyerek el sürmüştür. Gelinen noktada güeş balçıkla sıvanmaz herkes ama herkes üzerine düşmek zorundadır. Biz bir Fransa değiliz, bir Almaya Değiliz.
Bir İngiltere değiliz, biz Amerika değiliz. Biz Suriye ile komşuyuz. Biz IŞİD olaylarında mağdur olan insanlara komşu olan bir ülkeyiz. Ve IŞİD’da görev almış olan Türkiye’den pek çok insanın gittiğini gitmekte olduğunun haberlerini alıyoruz. Afyonumuzdan da IŞİD terör örgütüne katılarak kendilerince mücadele eden insanların olduğunu görüyoruz.
BOP’NİN SİLAHLI TAŞERONU PKK, PYD, PJAK VE PEŞMERGE SİYASİ TAŞERONU AKP VE ÜST DÜZEY YÖNETİCİLERİDİR
Terör örgütleriyle temasta olan insanlarımız da sınırda çok ciddi itibar görüyorlar. Türkiye’ye gelmeleri gitmeleri konusunda ve yanlarında birkaç kişiyi de getirip götürmeleri konusunda son derece tuhaf davranılıyor.
Bu insanlar Afyonumuza bile her gelişinde 4-5 tane komutanım dediği insanlarla geliyor, dolaşıyor geziyor. Buradan İzmir’e mi buradan İstanbul’a mı gidiyor? Bu gelenler ne amaçla geldiler nerelerin fotoğraflarını çekiyor? Nerelerin slaytlarını hazırlıyor veya tespitlerini yapıyorlar belli değil.
Yarın biz IŞİD terör örgütüne olur ya çok ciddi bir sıkıntımız var. IŞİD terör örgütüne fiili bir müdahale de sıcak temasta bulunduğumuz takdirde Türkiye’nin muhtelif yerlerine zamanla gelmiş olan bu terör örgütünün mensupları anında bir takım emirler alarak çalışmalar yaparak bir takım canlı bombalar, bir takım suikastler, bir takım toplu katliamlara girişecek olursa ne olacak? Bunun sorumlusu kim olacak?
Bunun sorumlusu bölgede BOP’nin silahlı taşeronu PKK, PYD, PJAK ve Peşmerge siyasi taşeronu AKP ve üst düzey yöneticileridir. Onlara oy veren insanlara zinhar kızmıyorum.
Onlar da iyi olsun diye oy verdiler ama üstteki yöneticilerin BOP’nin siyasi taşeronu olduklarını ve silahlı taşeron ile siyasi taşeron el ele vererek bölgede BOP’nin gerçekleşmesi için çaba sarf ettiklerini bilmeleri lazım. Biz bunları söyledik.
TBMM’nin kürsüsünden de bunu söylediğim için her platformda söylüyorum. Çıktım söyledim. Bir Allahın kulu da ‘Biz siyasi taşeron değiliz. Silahlı taşeronlarla işbirliği yapmıyoruz’ diyemediler. Türkiye Cumhuriyeti devletinde TBMM’de kayıtlar açık ve nettir, tutanaklarda mevcuttur”.Afyon Time Özel Haber ferhat Yüksel( Bu içerik izinsiz kullanılamaz)
Yorumlar
Yorum Yap