Gözden kaçırmayın
Afyon Belediyesi kamu oyuna duyuru yaptıO dakikaları gözyaşıyla anlattı.
Afyonkarahisar’dan iki hafta yola çıkan içinde berber ve kuaförlerin bulunduğu tur otobüsü, Antalya-Isparta karayolunda şarampole devrilerek 13 kişi hayatını kaybetmiş, 31 kişi de yaralanmıştı.
O dakikaları yaşayan berber Mustafa Kırmızı gözyaşları içerisinde anlattı.
Afyonkarahisar Berberler Odası, üyelerini Antalya`nın Manavgat İlçesi`ne bağlı turistik Side Mahallesi`ne götürmek üzere iki hafta önce tur düzenlemişti. Oda yönetimi ve üyelerinden oluşan 115 kişilik kafile, gece yarısı Afyonkarahisar`dan 3 otobüsle hareket etmişti.
Yola çıkan kafileden ortada bulunan tur otobüsü, Antalya-Isparta karayolunda şarampole devrilerek 13 kişi hayatını kaybetmiş, 31 kişi de yaralanmıştı. Olayın üzerinden iki hafta geçmesine rağmen, o acıyı halen yüreklerinde yaşayan Berber Mustafa Kırmızı dehşet gecesini ve tarifi imkansız acıların yaşandığı dakikaları Gazeteniz Öncü’ye anlattı.
Afyonkarahisar Ambar yolunda hizmet veren berber Kırmızı, o geceyi anlatırken sesinin titremesi ve gözlerinden süzülen yaşlar, kendisine o dakikaları tekrar yaşattı. Arkadaşlarını kaybetmenin üzüntüsünü üzerinden hala atamayan Kırmızı kaza gecesini anlattı:
“BİZ ASLINDA GİTMEYECEKTİK”
“Ben aslında kalabalık ortamlarda bulunmaya alışık değilim. Daha doğrusu çok gürültü felan gitmek istemedim önce. Bir abimiz var, hemen onu aradım ve ‘Mahmut abi gidecek miyiz?’ diye sordum. Önce kararsız kaldık.
Mahmut abim de tamam deyince gitmeye karar verdim. Olay gecesinde araca binmeden evde uyumak istedim uyku tutmadı. Sonrasında abimi çağırdık beraber gidecektik. Biraz küçük aksaklıklar oldu.
Biraz da geç kaldık anlayacağınız. Telefon açıp araçları beklettik. Araçların kalkacağı yere geldik. 3 araçta dolu idi. Nereye bineceğimizi bilemedik.
Sonra tekrar bakınca kaza yapacak olan aracın arkasındaki yani 3. Araçta bir yer gördük. Ben oraya oturdum ve abim arka koltukta boş bir yere oturdu”.
“KAZADAN 20 DAKİKA ÖNCE MOLA YERİNDE İDİK”
Berber Mustafa Kırmızı, olay gecesinde bir kez mola verdiklerini ve yaşamını yitiren berber arkadaşları ile muhabbet ettiklerini söyledi: “Saat normalde 1’e 10 kala çıkacaktık.
Ama aksaklıklar, geç gelenler olduğu için 1.10’da Afyon’dan yola çıktık. Bir kez mola verdik. Kaza yapmadan büyük ihtimalle 20 dakika önce idi sanırım mola yerinde dinlendik.
Herkes mola yerinde şakalaşmalar yemek gibi ihtiyaçlarını temin ettik. Ölmeden önce arkadaşlarımızla oturduk muhabbet ettik. Gülüş çığrış tekrar otobüslere bindik.
Yani otobüslere bindikten sonra otobüsler arasında yer değiştirenler olmuş, öyle bir söylenti var. Ama ne kadar doğru bilmiyorum. Yola çıktık. En önde küçük bir araç vardı. Üç araçtık, bir tanesi büyük otobüstü.
Küçük olan önden çıktığı için basmış gitmiş. Mola verdikten sonra yine aynı şekilde oldu. Arkadan gelen ortadaki araç kaza yapan araçtı. Biz de en arkadaki otobüste idik”.
“KAZA OLMUŞ DEDİLER”
Kırmızı Afyonkarahisar’ı yasa boğan, berber ailelerini perişan eden o dakikaları donuk bir sesle anlatmaya devam etti. Konuşurken gözleri dolan Berber Mustafa Kırmızı o dakikaları anlatırken tekrar yaşadı:
“Sonra kazayı gördüğümüzde işte ‘kaza olmuş’ dediler. Ramazan diye bir arkadaşımız vardı. O bağırdı ‘Kaza olmuş’ falan diye. O zaten benim önümdeydi. Onu görünce herkes ayağa kalktı.
İşte kaza olmuş inelim felan dediler. Aracımızda durdu zaten. Bizim şoför bir ara panik yaptı. Ayağa kalktı, bağırmış ‘eyvah nasıl olur’ diye. Önde oturan ağabeyler ustalarımız vardı. Onlar şoförü sakinleştirdiler.
Bizim şoföre dediler ‘işte yavaş git, dur, bizim kaza olmuş ‘ deyince şoför panik yaptı. Ben arkada oturuyordum zaten önde oturan ağabeylerim anlatıyor. Şoför ayağa kalkınca yavaş, dur diyerek sakinleştirmişler ve öyle durmuş bizim şoför.
Durduktan sonra kapıları açtılar. İşte büyük ağabeyler hemen indi siz inmeyin felan dediler. Tabi hep arkadaşlarımız olduğu için bizde indik.
“ORTALIK KAN GÖLÜYDÜ”
İndik bir baktık ortalık zaten çok kötüydü kan. Yani ölen arkadaşlarımızı gördük çok kötü olduk. Zaten saat büyük ihtimalle 4.30 civarıydı, kazadan arkadaşlarımızı çıkardıktan sonra yaralıları çıkarmaya çalışırken, büyük ihtimal hepsini de çıkardıktan sonra ya da çıkarmaya çalışırken vinç geldi.
Vinç yolda gelirken durdu. Hiçbir şekilde çağırma felan yok. Vinç durdu ama gelir gelmez hemen müdahale etmedi, kaldırmadı.
Bir tane ambulans geldi. İlk ambulans geldikten sonra, büyük ihtimal baskı yaptılar vinççiye. Normalde kaldırması yasakmış. Ondan sonra vinç kaldırdı.
İşte yaralı arkadaşlarımızı kurtardık. Çoğunu kurtardık. Bir arkadaşımız kafası sıkışmıştı, bağırıyordu işte ‘beni kurtarın, kurtarın’ diye. Vinç kaldırdıktan sonra o arkadaşımız kurtuldu.
Nasıl hopladı böyle can havliyle kalktı hopladı zıpladı gitti. Onu kurtardık. Ondan sonra ölmüş arkadaşlarımız vardı. Onlara zaten ben dayanamadım. Ben zaten telefonun flaşını tutuyordum ışığı yakıp arkadaşlara yardım ettim.
İşte bir abimizi gördüm ikiye bölünmüş parçalanmış. Bir abimizin bacağı kopmuş. Onları görünce arkadaşımızın bir tanesi vardı gözlerini açmış böyle kan kusuyordu. Hani yüzü zaten belli değildi kan kustuğu için her tarafı kandı.
Çok kötü olduk. Çok kötü bir ortamdı. Kötüydü yani”.
“PSİKOLOJİM BOZULDU”
Berber Mustafa Kırmızı olayın şoku ile kendisinin ve araçlarda bulunan berberlerin psikolojisinin bozulduğunu söyledi:“Ondan sonra ambulanslar geldi.
Yaralıları getirdikten sonra biz yatırdık ben zaten psikolojim bozuldu kendimi hiç hatırlamıyorum ondan sonra. Direk kendi arabamızın yanına gittim.
Otobüsün yanına gittikten sonra bir su verdiler. Beni sakinleştirdiler. Zaten küçük arkadaşlar, hani çıraklar da vardı onların da psikolojisi bozuldu, herkes ağladı. İşte ustalarımız ağladı. Biz böyle perişan olduk.
Su içtik bir sakinledik oturduk o arada ambulans geldi. Vinç o ara gitti. Vinç otobüsü kaldırdı. Bir arkadaşımız vardı kafası çıkan, onu kurtardı vinç ondan sonra hatırlamıyorum, yoktu yani vinç. Sonra ambulanslar geldi her taraftan.
Ezan okunduğunda Vali geldi. İşte komutanlar geldi. İlk başta 11 tane cenazemiz var demişlerdi ondan sonra 13’e çıktı cenazemiz. Öyle söylemişti Vali bey.
Sonra yaralılar çıktı herkesi bindirdik ambulanslara gönderdik. Ambulans yeterli gelmedi büyük ihtimal. Çünkü bizim geldiğimiz küçük otobüsle bir 14 -15 kişi belki daha fazla da olabilir onları götürdük hastaneye.
Kaza yaptıktan sonra ben aracın başına geldim. Kendimi kaybetmiştim demiştim ya, o zaman geldim saate baktığımda 4’ü 44 geçiyordu sabah.
Yani kaza yaptığımızda büyük ihtimal 4 buçuk gibiydi. Yaralıları kurtardıktan sonra ben dayanamadım arabanın yanına geçtim. Hava aydınlandı.
Sonra işte bize otobüs gönderdiler. Biz durumu iyi olan ve yaralanmayan arkadaşlar tekrar iki otobüs bindik, Afyon’a yolculuğa çıktık.
Gelirken tekrar bir daha mola verdik. Ama hepimizin şuuru iyi değildi. Yani gelesiye kadar çok kötüydük. Hani arkadaşlar eşler dostlar hep aradı. ‘Sizde bir şey var mı ‘ diye ama 13 kişi olduğunu öğrendik eve gelesiye kadar perişan geldik”.
VİNÇ HIZIR MIYDI, BİLİNMİYOR
Kazanın olduğu dakikalarda olay yerine gelen ve daha sonra hiçbir şekilde kendisine ulaşılamayan vincin kayıplara karışması vatandaşları şoke uğrattı. Çünkü vinç gelmeseydi ölü sayısının artabileceği söyleniyor ve biliniyordu.
Yetkililerin vince ulaşamaması da farklı bir durum. O geceden sonra Afyonkarahisar’daki bazı vatandaşlar vincin Hızır olabileceğini ifade ettiler.
Mustafa Kırmızı’da kazanın etkisinde iken vincin gidişine de şu sözleriyle anlam veremediğini belirtiyor: “Otobüsün altından yaralıları çıkardık. İçindekileri de çıkardık.
Vincin kaldırdığında yaralılar daha vardı altında. Vinç kaldırdıktan sonra yaralılar da çıktı alttan ölüler de. Hatta arkadaşımızın bir tanesi kafası sıkıştı. Bağırıyordu böyle. Kim olduğunu hatırlamıyorum.
Büyük ihtimal onun ayağının çapraz bağları kopmuş dediler o kurtulan kişiyi. Moralimiz bozulduğu için o an kime ne olduğunu hatırlayamıyorum. Benim dükkanı devir aldığım bir abi vardı Hidayet abi. O aklıma geldi.
Telefonunu 3 kez aradım telefon çalıyor ama cevap veren yok. Çok korktum. Çok üzüldüm. Sonra ustasına dedim ‘Usta Hidayet abimi göremiyorum. Sen gördün mü?. ‘Battaniyenin altında yatıyor’ dedi.
Zaten cesetler üst üste idi. O yaralı, kafası sıkışan arkadaşımız can havliyle kalktı ama altında 3-4 tane ceset vardı.
Vinç de kaldırınca cesetler çıktı. Her şey normale döndü. Ama biz bittik işte perişan olduk. Çok kötüydü yıkıldık yani”. Afyon Time Özel (bu içerik izinsiz kullanılamaz)
Yorumlar
Yorum Yap