Gözden kaçırmayın

Afyon Belediyesi kamu oyuna duyuru yaptıAfyon Belediyesi kamu oyuna duyuru yaptı

Afyonkarahisar Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Hizmetiçi Eğitim Programı kapsamında Merkez Odaları ile İlçe Odaları`nın genel sekreterlerine konferans verildi.
 
Sandıklı Safran Thermal Resort Oteli`ndeki konferansta Afyon Kocatepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi İletişim Tasarımı ve Grafik Bölümü Başkanı ve Türkiye Bilişim Derneği İl Temsilcisi Doç. Dr. İsmail Hakkı Nakilcioğlu internetin hayatımıza etkilerini anlattı.
Toplantıya Birlik Başkanı Abdülkadir Konak, Başkan Vekili Hasan Mutlu, Birlik Yönetim Kurulu Üyeleri Atila Kocabaş, Ahmet Tan, Ceylan Güler, Muzaffer Aşık, Burhan Özdemir, Birlik Genel Sekreteri Oğuzhan Caymaz ile Merkez Odaları ile İlçe Odalarının genel sekreterleri katıldı.Toplumun ana direği olarak nitelediği esnaflarımızı saygıyla selamlayarak konuşmasına başlayan Doç. Dr. İsmail Hakkı Nakilcioğlu, kökü yüzyıllar öncesine dayanan Ahilik örgütünün günümüzde esnaf dernekleri ve birlikleri ile varlığını sürdürmekte olduğunu belirtti.
Konuşmasında internet dünyasından kesitler sunan Doç. Dr. Nakilcioğlu, günümüzde popülerlik kazanmış olan belirli internet merkezlerinin insan yaşamına yön verir hale geldiğini kaydetti. İngiliz Observer gazetesinin “dünyayı değiştiren” 15 web sitesi üzerinde yaptığı araştırmaya değinen konuşmacı, Google, YouTube, Facebook, Twitter, Wikipedia gibi sitelerin günlük hayatın vazgeçilmez parçaları olduğuna dikkat çekti.Nakilcioğlu`nun verdiği bilgilere göre, Türkiye`de, internet kullanıcı sayısı son 10 yılda 2 milyondan 35 milyona yükselerek, yüzde 1750 arttı. Ülkemizde internet kullanım oranları 16-74 yaş grubundaki erkeklerde yüzde 58 iken, kadınlarda yüzde 37. İnternet kullanımı kentsel yerlerde yüzde 57, kırsal yerlerde ise yüzde 26. Kırsal kesimde kadınların yüzde 16`sı internetle tanışmış; interneti düzenli kullananların oranı ise yüzde 11.
Sosyal medya kullanım oranlarına da değinen Nakilcioğlu bu konuda şu bilgileri aktardı:"Daha önce 36 milyon olan sosyal medya kullanıcısının 38 milyona çıkması, Facebook, Twitter gibi sitelerin Türkiye`de her geçen gün daha fazla önem kazandığının en somut kanıtıdır.
Türkiye`deki internet kullanıcılarının yüzde 94`ü Facebook, yüzde 72`si Twitter, yüzde 75`i Google+, yüzde 34`ü Instagram ve LinkedIn kullanmaktadır.
Kullanım amaçları dikkate alındığında, 2014 yılının ilk üç ayında internet kullanan bireylerin yüzde 79`u sosyal paylaşım sitelerine katılım sağlarken, bunu yüzde 74 ile online haber, gazete ya da dergi okuma, yüzde 67 ile mal ve hizmetler hakkında bilgi arama, yüzde 59 ile oyun, müzik, film, görüntü indirme veya oynatma, yüzde 54 ile e-posta gönderme-alma takip etmektedir."İnternet üzerinden kişisel kullanım amacıyla mal veya hizmet siparişi verme ya da satın alma oranının yüzde 24`ten yüzde 31 düzeyine çıktığını vurgulayan Doç. Dr. Nakilcioğlu, esnaflarımızın dükkânda müşteri beklemek yerine, internet üzerinden satış yapma olanaklarını araştırmaları gerektiğini kaydederek şöyle konuştu:
"Uzunçarşı`da bir dükkânın kirası ve hava parası bir hayli yüksektir. Bu caddeden geçen insan sayısı sınırlı olduğu gibi, alışveriş yapanlar da oldukça azdır. Oysa her gün önünden milyonlarca insanın geçtiği internet caddesinde, bin bir ürünün satıldığı son derece geniş bir mağazanın kirası 100 ile 500 TL arasındadır. Bu imkânı iyi değerlendirmek gerekir."İnternetin, günlük hayatımızda birçok şeyi değiştirdiğini söyleyen Nakilcioğlu, daha pek çok şeyin değişeceğini ifadeyle "şu anda biz buzdağının sadece üst kısmını görüyoruz, bunun altında göremediğimiz muazzam bir kütle var." diye konuştu.İnternetin var olan yaşam modellerini değiştirip yeni uygarlık kurumları getirdiğine dikkat çeken konuşmacı şöyle devam etti:
"Taşıdığı tüm olumlu nitelikler yanında internetin özellikle kültür üzerinde çok derin ve yıpratıcı etkileri bulunduğunu fark etmemiz gerekiyor. Bu etkilerin en belirgin olanı ise kültürün temel taşı olan dil üzerindedir.
Günümüzde Türkçe`nin zenginliğinden yararlanmak yerine, internet dili ya da chat Türkçesi kullanılmaktadır. Dilin hem biçimi hem de içeriği bozulmaktadır. `Emoticon` ya da `Smiley` adı verilen ve çoğunluğunu noktalama işaretlerinin oluşturduğu yapay bir dil gelişmiş, hatta bu alanda özel sözlükler bile hazırlanmıştır. Bu akımın etkisiyle günlük dilde konuşulan kelime sayısı her geçen gün azalmaktadır. Açık söylemek gerekirse Türkçemiz hızla kan kaybetmektedir.
Yozlaşma örnekleri olarak kuşa çevrilmiş sözcükleri ve kısaltmaları gösterebiliriz. Merhaba yerine mrb, ne haber yerine nbr gibi ifadeler kullanılmaktadır. Noktalama işaretlerini hiç kullanmamak, büyük-küçük harf ayırımını umursamamak, yazım kurallarını hiçe saymak ise artık moda haline gelmiştir."
İnternet bağımlılığının da toplum açısından giderek büyük bir tehlike haline gelmeye başladığına vurgu yapan Nakilcioğlu, "İnternet, eğlence ve zaman öldürme aracı olmaktan çıkarılmalı, gençlerimiz `doğru internet kullanımı` bilincine kavuşturulmalıdır." diyerek bu konudaki bazı çözüm önerilerini şöyle sıraladı:
"Gençlerin, ailelerin ve toplumun bilinçlendirilmesi; medyada bilgilendirici yayınlar yapılması; okullara bilgisayar ve internet kültürünü geliştirecek dersler konulması; başvuru hizmeti sunacak eğitici siteler hazırlanması; `sakıncalı` sitelerin denetlenmesi ve yönlendirilmesi gerekir."Toplum tarafından tam olarak fark edilmese de, son derece yıkıcı bir internet depremi ve tsunamisi ile karşı karşıya bulunduğumuzu dile getiren konuşmacı, bu noktada aydınlarımızın, bilim insanlarının ve kültür öncülerinin büyük sorumluluğu bulunduğunu hatırlatarak sözlerini şöyle tamamladı:
"Toplumun korunma reflekslerini barışçılıkla; teknolojik gelişmeleri çevrecilikle; günlük yaşamın çirkinliklerini sanat ve edebiyatla dengelemeye çalışmak zorundayız. Teşhisi tam koyalım: İnternet nedir? Gençlerin ruhunu tutsak alan sanal bir canavar mı, yoksa sınırsız bilgi kaynağı mı? Nereden bakarsak bakalım, internet, çağımızın bir gerçeğidir! İnternet kimimizin kucağında bulduğu bir bebek, kimimizin ise kucağına doğduğu bir anadır. Gerçekte internet, kültür biçimlerini kökünden sarsan ve bambaşka, yepyeni, alışılmadık kalıplarla bizi yönlendirmeye çalışan bir olgudur.
Burada önemli olan, kimin kime egemen olacağıdır. Bu son teknoloji ve uygarlık ürünü mü bizi yönetecek, yoksa onu üreten beyin olarak biz mi ona yön vereceğiz? Biz bu dünyayı atalarımızdan devralmadık, torunlarımızdan ödünç aldık! Bizden sonraki kuşaklara daha güzel nasıl teslim edebiliriz? O halde internetten nasıl yararlanmamız gerektiği konusunda daha çok kafa yormalı, daha somut ve gerçekçi çözümler üretmeliyiz."