Gözden kaçırmayın

Öğrenciler tatbikata yoğun ilgi gösterdiÖğrenciler tatbikata yoğun ilgi gösterdi

Milliyetçi Hareket Partisi Afyon Milletvekili Kemalettin Yılmaz, TBMM’ de Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz alarak bir konuşma yaptı.

TBMM’de Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz alarak konuşma yapan MHP Afyon Milletvekili Kemalettin Yılmaz, “Sektördeki sorunların tespiti ve çözülmesi ülke ekonomisinde yaşanacak ve telafisi imkânsız kayıpların önlenmesi için özelleştirme sürecinin durdurulması gereklidir.” dedi.

Milletvekili Yılmaz, TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi: 
“Şeker, oluşturduğu katma değer, tarımda ve sanayide sağladığı istihdam nedeniyle ülkemizde üretilen ve stratejik öneme sahip temel gıda maddelerinden biridir. 
Şeker sektörü ise, ülkemizde ithalata gerek kalmaksızın kendi kendine yeterliliği sağlayan ender sektörlerdendir. 
Dünyada yılda 170 Milyon ton civarında üretilmekte olan beyaz şekerin yaklaşık beşte biri pancardan, beşte dördü ise kamıştan elde edilmektedir.
Bu iki hammaddeden elde edilen şekerler arasında tat, kalite ve görünüm bakımından bir fark bulunmamaktadır. Kristal şeker üretimi yapan 111 ülkenin 69’u kamış, 35’i pancar ve 7’si hem kamış hem de pancar yetiştiricisidir. 
Dünyanın en büyük şeker üreticisi ve ihracatçısı, kamış şekeri üreticisi olan Brezilya’dır. 160 Milyon ton civarında olan dünya yıllık şeker tüketiminde ise sırasıyla Hindistan, AB, Çin ve Brezilya en büyük paya sahiptir. 
Dünya pancar şekeri üretiminde ülkemiz; ABD, Fransa, Rusya ve Almanya’nın ardından 5’inci, Avrupa’nın se 4’üncü büyük ülkesidir. 
Ülkemizde son tamamlanan 2013/14 pazarlama yılında 16,5 Milyon ton pancardan 2 Milyon 390 bin ton pancar şekeri üretimi gerçekleştirilmiştir. 
Ve bu üretim 57 ile bağlı, 3665 ayrı yerleşim biriminde, 126 bin çiftçi tarafından ve de toplam 291 bin hektar alanda gerçekleştirilmiştir. 
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) 2013 verilerine göre hektar başına pancar verimi ülkemizde 53 tondur. Bu oran Fransa’da 85 ton, Almanya’da 64 ton, İngiltere’de 68 ton, Polonya’da 55 tondur. 
Pancar Üreticisi Desteklenmelidir

Ülkemizde tarım ve sanayi entegrasyonunun en güzel örneklerinden biri olan pancar tarımı ve şeker sanayi geçmişten günümüze kalkınma yolunda sağladığı çok yönlü katkılarıyla stratejik konumunu bugünde hala korumaktadır.
Türk şeker sektörü ve pancar üretimi yalnız şeker üretmek için hammadde kullanmakla kalmayıp, yarattığı istihdam ve yan sektörlerle sağladığı önemli katkılarla da tarım sektörümüzün içerisinde en fazla çiftçi geliri sağlamaktadır. 
Şeker sanayi ve pancar tarımının, ülke tarımına, hayvancılığına, taşımacılık sektörüne, kimya, ilaç, alkol, yem ve maya sektörüyle ilgili geniş ve kapsamlı bir alana hitap ettiği gerçeği gözden kaçırılmamalıdır.
Bu yollarla doğrudan ve dolaylı olarak ilişkilendirilen 10 Milyon insanımıza iş ve aş imkânı sağlayan şeker sektörü, ülkemizin ekonomik ve sosyal gelişimi bakımından karşılaştırılmalı bir üstünlüğe de sahiptir.

Şeker üretimi, şeker pancarı, üretici, çiftçi ile birlikte organize edilen bir sanayi faaliyetidir. Bu üretim bir yönü ile tarladaki tarımsal faaliyet, diğer yönüyle de ağır sanayiye dayanmaktadır.
İkisini de birbirinden ayırmak mümkün değildir. Pancar üretimi dışındaki tarımsal ürünleri üreten çiftçi bu ürününü, rekabet şartları içerisinde tercih ettiği, dilediği alıcıya satabilmektedir.

Oysa şeker pancarının tek bir alıcısı vardır. O da şeker fabrikasıdır. Pancar üreten çiftçinin ürettiği pancarı fabrika dışında başka bir alıcıya satması mümkün değildir. Tek bir alıcının olması fiyat politikası bakımından da bir bağımlılığı beraberinde getirmektedir.
Pancarın saklanmasının, depolanmasının güçlüğü, kısa sürede bozulması nedeniyle pancarın bir an önce şeker fabrikasına satılıp işlenmesi gerekmektedir. Bu sürenin kısalığı çiftçiyi fabrikaya daha da bağımlı hale getirmektedir.

Fabrikada sürekli olarak aynı üretici ile beraber çalışmak zorundadır. Pancarın şeker fabrikalarına uzak yerlerden getirilmesinin güçlüğü ve yüksek maliyetli olması, fabrika civarındaki üretici ile karşılıklı bir çıkar bağımlılığını devam ettirmektedir.
Bundan dolayı da fabrika çiftçilere tohum, fide, ilaç, gübre gibi girdileri temin etmek durumunda olmaktadırlar.

Tarım ve sanayinin bu derece karşılıklı olarak birbirine sıkı bir şekilde bağlı olduğu başka bir sektör bulunmamaktadır. Bu organik bağ şeker fabrikalarının çiftçiler tarafından kooperatif şeklinde örgütlenmesini de zorunlu hale getirilmektedir.

Kooperatif çiftçiyi şeker fabrikasında bağlamakta ve bu organik bağın sürekliliğini sağlamaktadır.

Ülkemizde 90’lı yıllarda başlayan nişasta bazlı şeker üretimi, toplam kapasitesi 1,3 Milyon tona ulaşan 9 fabrikada sürdürülmekte olup, bunların 4’ü sadece ihracata yönelik faaliyet göstermektedir.

Şeker kurumu tarafından nişasta bazlı şeker üreticileri için tespit edilen kotanın Bakanlar Kurulu kararıyla geçmiş yıllarda sürekli olarak ‰50 arttırdığı gerçeği pancar şekeri aleyhine olmuştur.

Daha net bir ifade ile ülkemizde son 12 yılda yapılan nişasta bazlı şeker uygulamaları neticesinde;
* 2.5 Milyon tonluk şeker üretilememiştir,
* 320 bin hektar alanda pancar tarımı yapılamamıştır,
* 4.4 Milyar Dolarlık katma değer kaybı olmuştur,
* 80.000 tarım işçisi işini kaybetmiştir,
* 6.3 Milyon ton küspenin ve 840 bin ton melasın üretilememesi ve dolayısıyla 210 bin tonluk et açığı oluşmuştur, 
* Pancar şekeri sanayinin yüzde 60 kapasiteyle çalışmasına neden olmuş ve neticesinde maliyetlerinin artmasına neden olmuştur. 
Mazot, İlaç ve Gübreden ÖTV ve KDV kaldırılsın
Pancar üreticisi tedirgindir. Dünyanın en pahalı girdileriyle üretim yapmak mecburiyetinde kalmaktadır. Milat kabul ettiğiniz 2002 yılında çiftçimiz 1 lt mazot almak için 10 kg pancar teslim etmesi yeterli iken, bu sene 1 lt mazot alabilmek için 28-30 kg pancar teslim etmek zorunda kalmıştır.

Başka yapacak işi olmadığından boğaz tokluğuna üretmeye devam etmektedir üreticimiz. 
Bu sene Orta Anadolu pancar ekim bölgelerinde görülen hastalık nedeniyle polar oranlarının oldukça düşük çıkması üreticinin ciddi bir gelir kaybına uğratmıştır. 
Yine 1 ton pancar 144 TL’den alınmıştır. Bu ücret çiftçinin masraflarını karşılamaktan çok uzaktır. 
AB ülkelerinde ki pancar üreticileri gibi ülkemiz çiftçisi de; girdi fiyatları konusunda mutlaka sübvanse edilmeli, desteklenmelidir. 
Tarımın, üreticinin en önemli girdileri olan mazot, ilaç, gübre, tohum, fide, fidan, yem, sulamada kullanılan elektrikte ÖTV ve KDV mutlaka sıfırlanmalıdır. Yoksa zaten S.O.S. vermekte olan çiftçimizin cenaze namazını hep birlikte kılacağız. 
TÜRKŞEKER Özelleştirme Kapsamından Acilen Çıkarılmalı
Şeker fabrikalarının özelleştirme kapsamında olması gerek fabrika çalışanlarını gerekse şeker pancarı üreticilerini son derece tedirgin etmektedir. 
Türk Şeker’in olası özelleştirilmesi durumunda ülkemizde büyük kayıplar yaşanacaktır. Kurulu yatırım değerleri yaklaşık 3 Milyar Dolar civarında olan fabrikamızın kapanmakla karşı karşıya gelmesi; başta doğu illerimi olmak üzere bölgede kalkınmayı sekteye uğratacak, ülkenin göç ve güvenlik sorunlarını hızla arttıracaktır.
Yaklaşık 1 Milyon dekar alanda pancar tarımı yapılamayacak ve şeker üretimi 650 bin ton daralacaktır. 
Şeker üretimi azalmış ve tarım alanları daralmış bir konumda; o çok istediğiniz AB’ye tam üyeliğin gerçekleşmesi durumunda “AB Şeker Rejimi Reformu” gereği ülkemiz şeker sektöründen tamamen çekilmek zorunda kalabilecektir.

Modern dünyanın gelişmekte olan ülkelerinde şeker sektörü devletlerin eliyle desteklenmekte mümkün olduğunca korunmakta ve teşvik edilmektedir.
Ülkemizde ise şeker sektöründe, dünyadaki gelişmelerin tam aksine bir süreç yaşamaktadır. 2003 yılında özelleştirmeye ilişkin yol haritası belirlenen TÜRKŞEKER; hızla ilerleyen bir özelleştirme sürecindedir.
Ancak yapılagelen uygulamaların günümüz koşullarında yetersiz kaldığı ve değişen dinamiklere göre yeniden ele alınması ve güncellenmesi gerekliliği de ortaya çıkmıştır.

Türk Şeker’in özelleştirme programında bulunduğu 2008-2014 yılları arasında 6 yıllık dönemde; Türk Şeker’e ait fabrikaların coğrafi bazlı portföy grupları halinde “Varlık Satışı” yöntemiyle yapılan özelleştirme ihaleleri sonuçlandırılma aşamasına gelindiğinde gerek mahkeme kararları, gerekse ÖYK kararları ile iptal edilmiştir.
Özelleştirme Yüksek Kurulunun 18 Ağustos 2011 tarih ve 2011/67 sayılı kararı ile özelleştirme işlemlerinin 31 Aralık 2014 tarihine kadar tamamlanması kararlaştırılmış idi.

Bugüne kadar portföy gruplarından hiç birisinin özelleştirilmesi mümkün olmamıştır. Bu arada ÖYK 15.12.2014 tarih ve 2014/122 sayılı kararı ile Türk Şeker’in özelleştirilme işlemlerini 31.12.2014 tarihinden itibaren 2 yıl uzatılmasına karar vermiştir.

Yani Türk Şeker’in özelleştirilmesi süreci maalesef ısrarlı bir şekilde devam ettirilmektedir.

Sektördeki sorunların tespiti ve çözülmesi ülke ekonomisinde yaşanacak ve telafisi imkansız kayıpların önlenmesi için özelleştirme sürecinin durdurulması gereklidir.

Diğer taraftan sektörün rekabet gücü kazanması için pancar üreticileri, şeker işçileri ile kamunun birlikte yer aldığı yeni bir model oluşturulması için ciddi bir çalışma yapılmalıdır.

Bu amaçla Milliyetçi Hareket Partisi olarak vermiş olduğumuz bu önergeye desteklerinizi bekliyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.” dedi.