Gözden kaçırmayın

Afyon Belediyesi kamu oyuna duyuru yaptıAfyon Belediyesi kamu oyuna duyuru yaptı

Afyonkarahisar Türk Eğitim-Sen Şubesi Şubat ayının son günü olan Cumartesi günü istişare toplantısını, Afyon`da yaptı.

Toplantıya Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Genel Mali Sekreter Seyit Ali Kaplan, Genel Dış İlişkiler ve Basın Sekreteri Sami Özdemir, Kamu-Sen İl Temsilcisi Nizamettin Şenol, Türk Eğitim-Sen Şube Yönetim Kurulu üyeleri, Türkiye Kamu-Sen’e bağlı sendikaların şube Başkanları, iş yeri temsilcileri katıldı.

Toplantı açış konuşmasını Şube Başkanı Nizamettin Şenol yaptı. Misafirlere “hoş geldiniz” dedikten sonra kürsüye Genel Başkanı davet etti. 
İstişare toplantısında konuşan Genel Başkan İsmail Koncuk, çalışma hayatı ve gündeme ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
Koncuk, “Vatanımızın kuruluşunun mücadelegahı olan topraklardan, Afyon’dan tüm Türkiye’ye selam olsun. Cumhuriyetin nasıl kurulduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz, elbette bu bölgede yaşayanlar daha iyi biliyor. 
Buraya gelirken Giresunlular şehitliğinin yanında geçtim, oralardan ve her yerden gelen insanlar şehit oldu ve bu topraklarda ve bugün burada yatıyorlar. Bugünlerde ne yazık ki, bu ülkenin nasıl vatan yapıldığını bilmeyen insanlar var.
Hem de öyle makamlara geldiler ki, akılların alması mümkün değil. İnsanlarımız yaşama mücadelesi verirken, bazıları bu ülkenin değer ve kıymetlerini sömürmeyi tercih ediyorlar.
Bu değerlerden Afyonlularında, diğer yerlerde yaşayan insanımızın da vazgeçmesi demek bağımsızlığımızdan vazgeçmek anlamına gelir. 
Bazı insanların, Türkiye yanmış yıkılmış umurunda değil. Kimi, ben Okul müdürü, Şube müdürü, Başhekim oldum keyfim yerinde diyor, kimileri unum, şekerim, kömürüm geliyor bana ne diyor. Memleketin 40 bin insanını katleden insanın salıverilmesine bana ne denilebilir mi? 
Bugün bölücü siyasi parti ile Hükümetin yetkilisi ortak açıklama yapacak. Peki ne yapacaksınız açıklama olarak? Türkiye’nin eyaletlere bölündüğünü mü açıklayacaksınız?, Bebek katilinin serbest bırakılacağını mı açıklayacaksınız?,
Güneydoğu’daki kürt vatandaşlarımızın terör örgütünün merhametine terk edildiğini, sözde mahkemelerce onlara kesilen cezaları vermeyince haftalarca rehin tutulduklarını mı açıklayacaksınız? Böyle devlet yönetilmez. 
Elinizi vereceksiniz, kolunuzu vereceksiniz ondan sonra da iç güvenlik yasasını gündeme getireceksiniz. Molotof kokteyli atmak yasak, poşu bağlamak yasak olsun diyeceksiniz Molotofun engellenmesine kim karşı çıkar bu ülkede? Siz devletin Valilerine yargı görevi ve yetkisi verirseniz o ülkenin adı ne demokrasiyle yönetilen ne de Cumhuriyetle yönetilen bir devlet olur.
O zaman Afyon’a bir yazı asılır, adına da Afyon krallığı denir. Bunu millete anlatmıyorlar. Bonzai ile mücadele deniyor, tamam buyurun getirin, bütün partiler buna destek veriyor zaten. Ancak siz devletin Valisini Savcı yerine koyan yetkilerle donatırsanız, yargılama usulü hukuk devleti ilkeleri ölçüsünde olmaz.

Terörle mücadele size mi kaldı bu ülkede? Onlarla kol kola girenler belli, akil adamlar belli, Sivil Toplum Kuruluşları belli, Bize de akil adamlık teklif edildi ama biz bunu reddettik. Kimsenin önünde eğilmeden yaşamaktan daha güzel bir şey yok. 
İç güvenlik yasasının bir maddesi çok enteresan ve bu maddeye göre polis akademisi kapatılıyor. 1700 kardeşimiz var burada. Orada bir o paralel yapı dediğiniz yapı varsa, bunları türeten sizsiniz, bu yapı oluşmuşsa bunun vebali günahı sizsiniz.
Orada okuyan 1700 çocuk okulda atılıyor, bunun vebalini nasıl ödersiniz? Böyle bir ülke olamaz. Bir ülkede herkes iktidarı sevmek zorunda değildir ama siyasi iktidar herkesi kucaklama mecburiyetindedir. Bugün Ahmet, yarın Mehmet alınırsa yarın sıra bize de gelir. Buna dikkat etmek lazım” dedi.

“Türk Milli Eğitiminin içinde olduğu aczi göstermeme gayreti var” diyen Genel Başkan İsmail Koncuk, “Hata yaptık deyin ve öğretmen atayın” dedi. Koncuk, “Görevden alınan müdürlerimizden bahsetti arkadaşlarımız, neden alındı bu arkadaşlar?
Paraları sıfırlamadılar, hırsızlık yapmadılar, milletini sırtından hançerlemediler, çalıştılar, eğitim ve öğretim davasına ömürlerini vakfettiler. Bu çalışmalarının karşılığını müdürlük makamlarından alınarak verdiler.
Bu anlayış karşısında titremeyen yüreğe, vicdana yazıklar olsun. Milli Eğitim Bakanımız sayın Nabi Avcı. Bir Bakan bu kadar zulüm karşısında ne yapar? Ben merak ediyorum, bizim ki sadece oturup bakıyor.
Piyasayı yandaş sendikalara bırakmış onlar yönetiyorlar Milli Eğitim’i, memleketin Valilerine talimatlar veriyorlar. 
Bir Milli Eğitim Bakanı kamuoyunu aldatıyor ve bu yalan ortaya çıkıyorsa istifa etmesi gerekir. Bakan Avcı “Türkiye’de 39 bin ücretli öğretmen var” dedi. Bizim Valiliklerden aldığımız resmi rakamlardan yaptığımız tespitlerimize göre 80 bin ücretli öğretmen olduğu açık ve net.
Bakan kendi bünyesinde kaç ücretli öğretmen çalıştığını bilmez mi? Siz ailenizde kaç evladınız olduğunuzu bilemez misiniz? Yok eğer bu sayıyı biliyor da bunu 39 bin diye açıklıyorsa bu daha büyük bir hatadır, bunun adı kamuoyunu aldatmaktır. 
Türk Milli Eğitiminin içinde olduğu aczi göstermeme gayreti var. Çık özür dile diyorum sayın Bakana, hata yaptık de ve öğretmen ataması yap. Milli Eğitim teşkilatlarında çalışan insanların huzurunu sağlayamıyorsan, hakları gasp edilirken yüreğin titremiyorsa, üzülmüyorsan yazıklar olsun diyorum.

Başta Bakan olmak üzere tüm yöneticilere sesleniyorum, sizler adalet üzerine çalışmak zorundasınız. İnsanları ayırarak olmaz, herkesi kucaklayacaksınız, topyekün hizmet etme iradesini ortaya koyacaksınız.
Bürokratlara söylüyorum, bu devir biter, sel gider kum kalır. Bizimle karşı karşıya kalacaksınız, eğitim, sağlık, adliye, tarım, enerji ve tüm kamu çalışanlarına gereken şekilde davranın. Biz yaptıklarınızı unutmayız, meydanı boş sanmayın. Bu ülkeyi babanızdan kalmış bir çiftlik gibi görmeyin” dedi.

İktidarın iş güvencesiz bir çalışan modeli istediğini söyleyen Koncuk, “Buna karşı çıkmalıyız, çalışma hayatı kimsenin iki dudağı arasında olmamalı” dedi. Koncuk, “Bizler Müslüman insanlarız, yüce dinimizin değerleriyle bezendik. “Rızık Allah’tandır” kimseden çekinmeyin korkmayın.
Yüce Allah’ın ayetine samimiyetle inanıyorsak bu rızkı dağıtma iradesi de sadece yüce Allah’â aittir. Kimse iktidar mensuplarından, ondan bundan beklemesin, inancımıza göre rızık Allah’tandır. Ülkenin en aydın kesimi olan insanlar yalana dolana inanıp bunların peşlerine takılıyorlar.

2014 yılında 123 TL zam aldık. Enflasyon bize verilen zammın yüzde 2.97 üzerinde çıktı. Bugün dolar 2.50 TL oldu ama emekli ve çalışanların maaşlarında ek zam yok. Bizi toplu sözleşmeye kim mahkum etti?
Memnun-Sen. Aldığımız zam enflasyonun altında kaldı ama ne Başbakan ne de Maliye Bakanı bu durumu önemsiyor. Ancak yalan söylüyorlar, Başbakan memura yüzde 17 zam yaptık diyor, bu 425 TL artış demektir, alan var mı? Maliye Bakanı yüzde 8,5 zam yaptık diyor kimsenin birbirinden haberi yok.

Yapılan zam ortalama yüzde 5.2 dir. Ek zam talebimiz derhal yerine getirilmelidir. 6 Aralık’ta eylem yaptık ve ek zam istedik ama hala cevap gelmedi. Şimdi de iş güvencemize göz diktiklerini alenen seslendiriyorlar. İş güvencesiz bir çalışan istiyorlar, hakları olmayan köle istiyorlar.

Şayet bunu yaparlarsa yarın çıkıp diyebilirler ki, ben Afyon’daki Milli Eğitim teşkilatını Afyon Belediye Başkanlığına bağladım der, diğer kurumları da özel sektöre açık hale getirebilirler. İş güvencesine yönelik söylenen sözleri kitapçık olarak bastırdık, herkese gösterin, o arkadaşlarımıza sendikal tercihlerinin kendilerine getireceği maliyetleri ifade edin.
Türkiye’de çalışma hayatı birilerinin iki dudağı arasına bırakılmamalı. Bu mücadeleyi yüreği olan adamlarla yani sizlerle yapacağız. İktidarın dümen suyuna girenlerle değil, sizlerle yapacağız. Tüm çalışanlara yaşananları, olan biteni anlatarak onların sorgulama yapmasını sağlayın” dedi. 
Haziran ayında yapılacak seçimlerin Türkiye için bir kader seçimi niteliğinde olduğunu belirten Genel Başkan Koncuk, kamu çalışanlarını dikkatli olmaya çağırdı. Koncuk, “ 7 Haziranda Genel seçimler var. Bu seçim bir iktidara anayasayı değiştirme gücünü verirse yapılacak en baş değişikliklerden bir tanesi devlet memurunu tanımlayan anayasanın 128. 
Maddesini değiştirmek olacaktır. Bu madde “devletin asli ve sürekli işleri çalışanlar eliyle görülür” diye değiştirilirse devlet memurluğu biter.
Torba yasada ne yaptılar hatırlayın lütfen, yargı hakkımızı elimizden almaya kalktılar.
Meslekten alelade bir sebeple atıldınız diyelim, yargıya gittiniz. Yargı kararıyla şu anki mevzuat sizi 30 gün içinde göreve iade etmek zorunda. Ancak çıkarmak istedikleri torba yasada yargıya gitse dahi verilen kararı idare 2 yıl içinde uygulayabilir, şayet 2 yıl içinde uygulanmasa bile o idareciye ceza davası açılamıyor. Ne oldu şimdi? İş güvencemiz dolaylı olarak elimizden alınmış oldu.

İş güvencemizin tek garanti yeri yargıdır. Bir yemekte sayın Cumhurbaşkanıyla ki o zaman henüz Cumhurbaşkanı olmamıştı, bu mevzuyu tartıştık, o tartışma sonrasında kanun maddesini daralttılar. Memurlar ifadesi kaldırıldı, kolluk kuvvetleri ile Daire başkanı ve üzerindeki kamu görevlileri bu kanun kapsamında kaldı. Bu da doğru değildi elbette, bu tepkimiz neticesinde kaldırdılar ve tabii o maddeyi daha sonra Anayasa Mahkemesi iptal etti ama etmeyebilirdi de.

İş güvencemiz artık tehdit altında, bu mücadeleyi yapmak zorundayız. Kendi geleceğini düşünen, evlatlarının da kamu çalışanı olmasını isteyen anne ve babalarda bu hesabı iyi yapmalı. Çalışma hayatının böylesine değişmesine izin vermemeliyiz. Bizle hesabı olanın hesabını görmeliyiz. Bana düşman olana ben dost olmam. Mezarımı kazanın eline kazma vermem. Memurla hesabı olanlarla Türkiye Kamu-Sen’in de hesabı vardır, bunu herkes böyle bilsin.

4 Nisan tarihinde hep birlikte Ankara’dayız, ek zammımızı isteyeceğiz, o bütçe babanızın çiftliği değil, memura da emekliye de ek zam vereceksiniz, yoksa hesabını 7 Haziranda sorarız. 4 Nisan’da onu soracağımızı söyleyeceğiz, iş güvencemizle oynamayın, aklınızı başınıza alın diyeceğiz. Toros sokaktan yürüyüp Kolej meydanında dev mitingimizi yapacağız. Sesimizi yükseltelim birilerinin dizleri titresin. Gelin Ankara’yı gür sesimizle titretelim. Hepinize saygılar sunuyorum.” diyerek sözlerini tamamladı.

Genel Merkez yöneticilerinin toplantıdan ayrılmasından sonra Şube Başkanımız Nizamettin Şenol işyerleri ile ilgili sorunları, dört yılı doldurup görevinden alınan okul müdürleri, okullardaki nöbet eylemimiz ve Nisan ayında Ankara’da yapacak olduğumuz mitingle ilgili açıklamalarda bulundu.

Toplantımız dilek ve temennilerden sonra sona erdi.