1965 Afyonkarahisar/Emirdağ doğumlu olan Abdullah Dağcı`nın yaşadığı olaylar Dağcı`yı isyan ettirdi. Bundan dört yıl önce Devlet Demiryollarında 25 yıl çalıştıktan sonra emekli olmak için SGK`ya giden Dağcı`ya SGK emekli olmak için 4 yılı olduğunu söyledi.
Dağcı bu 4 yıllık süre içerisinde bir geliri olmadığı için Emirdağ Uzun Çarşı`da çay bardağı ve havlu satmaya başladı. 2011 yılında Vergi Dairesi Memurları Emirdağ Uzun Çarşı`da Abdullah Dağcı`yı basit usulde vergi mükellefi yaptı ve Dağcı`ya 2013 yılı itibariyle 9 bin 500 TL. Bağ-Kur borcu çıktı. Abdullah Dağcı yaşadığı olayları şöyle anlattı:
"4 AY HAVLU, BARDAK SATTIM 9500 TL. BAĞ-KUR BORCUM ÇIKTI"
"2010 yılında ben kamudan emekli oldum. Fakat yaşım dolmadığı için 4 yıl beklemeye kaldım. Bu 2014`ün başında 50 yaşımdan gün alacağım ve emekli olacağım. Bekledim, bu 4 yıl süre zarfında da yazları sadece su, dondurma, fincan, cam bardak, porselen ve havlu sattım. Sadece 2 ay, yedinci ve sekizinci aylarda! 2011 yılının takriben sekizinci aylarıydı 2 tane memur geldi bana kimliğimi istediler çıkardım verdim, vergi memurlarıymış sonradan öğrendim dediler ki `seni vergiye kaydettik sana 110 TL. Para gelecek` dediler. Bağ-Kur kaydedeceğiz, git hakkını ara seni 350 liradan kaydediyoruz diye hiçbir şey demediler. Onlar gittiler. 2 ay 2011`de çalıştım, 2 ay 2012`de çalıştım toplam 4 ay.
"KANUNA BOYNUM KILDAN İNCE"
2014 yılbaşında yaşımı doldurdum Afyon SGK`ya emekli olmak için dilekçe vermeye vardığımda memur baktı abi senin 9 bin 500 TL. Bağ-Kur`a borcun var dedi. Ne borcu dedim; dedi ki sen 2011 ve 2012 yıllarında dedi ticari faaliyette bulunmuşsun dedi. Bulunmadım dedim. O zaman benim seyyar satıcılık yaptığım aklıma geldi. 2011`de 2 ay, 2012`de 2 ay toplamda 4 ay yani toplamda 9 buçuk milyar benden Bağ-Kur borcu istendi. Başımdan bir kaynar su döküldü. Şöyle cama baktım cam açık olsa camı açabilsem oradan aşağı kendimi vallahi billahi atacaktım. Üçüncü kattan aşağı atlayacağım. Çünkü kardeşim, hırsızın haydutun götürdüklerini topladıklarını bizden mi alacaklar. Böyle birşey olabilir mi yani. Devleti birileri hortumlasın acısını ben mi çekeyim? Zerre kadar tahsilatım olsa ödeyeceğim. Kanuna boynum kıldan ince... Ama yapmadım, yapmadığım bir şeyi kanun benden nasıl ister? Adalet herkese eşit olmalı yani.
"OCAĞIMA İNCİR AĞACI DİKİLDİ"
Ben adalet istiyorum. Ben 2 yıl ticari faaliyet yapmadım, dükkan açmadım, mağaza açmadım, bakkal açmadım.. Açmadım, açmadım... 2 ay dondurma sattım, fincan bardak sattım, kucağımda havlu sattım. Onun dışında emekli olamadım ben 4 yıldır bankalara borçlandım, 4 yıl yaşımı bekledim bankalara borçlandım oraya borçlandım, şuraya borçlandım. Ocağıma incir ağacı dikildi.
Emekli olamayınca soluğu Ankara`da aldım. Veysel Eroğlu`nun makamına vardım. Bakan Bey nerde dedim, Bakan Bey Japonya`ya gitti. Danışmanı beni dinledi, bi`yerleri aradı. Bu sisteme girmiş buna yapacağımız bir şey yok dedi. Şu dedi, bu dedi beni başından savdı. Yani ben adalet arıyorum Türkiye Cumhuriyeti`nden. Adalet varsa, dün adama 30 sene ceza verip, bugün geri bırakıyorlarsa benim de bir çarem vardır yani.
"KIZILAY MEYDANINDA KENDİMİ CAYIR CAYIR YAKACAĞIM"
Eğer buna bir çare bulunmazsa Kızılay Meydanında kendimi cayır, cayır, cayır yakarım! Ben bu dünyada adalet bulamazsam Allah`ın adaletinin karşısında onlarla beraber hesaplaşırız" dedi.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.
