Yasta değil isyandayız

Eğitin Sen Afyonkarahisar şubesi, Özgecan Aslan`ın öldürülmesini Afyon`da, protesto etti.

ÖZGECAN ASLAN; 20 yaşında bir kadın, öğrenci, genç bir fidan. Yüreğimizde sızısı bir isyan.

Erkek egemen sistemin kadınlara dar ettiği dünyada, erkek vahşetinin geldiği son noktada, kadınlardan yükselen ‘’isyan’’ haykırışının simgesi Özgecan.
 

Kadınların katilleri, her yerdeler. Hayatımızın tam ortasındalar. Kadınların yaşam hakkına her gün, her yerde tecavüz ediyorlar.

Kimi zaman bir minibüse binip evimize giderken, kimi zaman evde, kimi zaman sokakta, yol ortasında, herkesin gözü önünde, bazen iş yerinde, bazen mahkeme önlerinde.

Kadınların katilleri her yerde, televizyonda, medyada. Kadınlara, erkek devletin borazancıbaşı olarak ne yapmaları gerektiğini hatırlatıyorlar.

Nasıl giyineceklerini, kaç çocuk doğuracaklarını, nasıl çalışacaklarını, nasıl güleceklerini, ne zaman evleneceklerini, kocalarına nasıl hizmet edeceklerini her gün bir bir dikte ediyorlar.

Kimi zaman kadınlara, erkek kadın eşit değildir, eşitlik fıtrata aykırıdır diyerek had bildiriyorlar, kimi zaman altı yaşında evlendirilmelerinin caiz olduğuna dair fetvalar veriyorlar, kimi zaman annelerinin dizüstü etek giymesinden tahrik olan sapık katiller ordusunun yaratılması görevini eksiksiz ifa ediyorlar.

Kadınların katilleri her yerdeler. Kimi zaman kadına yönelik şiddete karşı çözüm olarak hepimizle dalga geçen ‘’çocuklarınıza çığlık atmayı öğretin’’ diyen bakanların söyleminde, kimi zaman kadın katillerine ceza indirimi uygulayan, hafifletici bir sebep arayıp mutlaka bulan, şiddet gören kadına gerekli desteği ve korumayı sağlamayan, altına imza attığı İstanbul sözleşmesini uygulamayan; kadınlara erkek adaletini reva gören iktidarın ve devletin mahkemelerinde, karakollarında.

Özgecan`ın katili, sadece, evine dönerken, bir dolmuşta tek başınayken, onu kaçırıp tecavüz eden, cesedini yakan baba, oğul ve diğer bir adam değil; vahşet karşısında sesini çıkarmayan, şimdiden hafifletici sebep aramaya başlayan, ‘kadın’lığa hiçbir alanda tahammülü olmayan, bu

ülkede kadınlara yaşayabilecekleri bir alan bırakmayan erkek egemen devlet ve onun erkek adaletidir.

Bu ülke kadınlara, kendi suretinde kadınlar yaratmak isteyen, bunun için her türlü imkanı kullanan iktidar tarafından bir cehenneme çevrilmiştir. Bu cehennemden kurtulmanın tek yolu kadınların örgütlenerek İSYAN etmesinden geçmektedir.

Bizler, Özgecan`ı ve katledilen nice nice kadınları, yıllarca süren davalarda tecavüzcüleri aklanarak hayatı karartılan N.Ç gibi nice kız çocuğunu, savaşlardan kaçarak sığındıkları yerlerde ikinci eş olarak satılan, fuhuşa zorlanan ve adları bilinmeyen mülteci kadınları, yargıdan koruma talep etmesine rağmen şikayeti dikkate alınmadığı için sokak ortasında erkeklerce katledilen kadınları hiçbir zaman unutmayacağız.

Kadınların her gün üçer beşer katledilmesine, kadın cinayetlerine ve kadına yönelik şiddete göz yumanlara tahammülümüz yok.

Bizler, kadınların sadece ‘’erkek’’ olmadıkları için şiddete maruz kaldığını, tecavüze uğrayan ve öldürülenlerin sorumlusunun devlet ve onun erkekten yana yargısı ve kurumları olduğunu biliyoruz.

Erkek-yargı-devlet hesap verene, failler en ağır cezaya mahkum edilene kadar, her yerde mücadele edecek, bu davanın takipçisi olacak, kadınların özgürce yaşaması için örgütlenerek isyan edeceğiz.