Malumunuz geçtiğimiz aylarda meslektaşımız Yaşar Oflaz uğradığı haksızlık sonucu cezaevine girmişti.
Herkes haksız yere cezaevine girdiğini, olan bitenlerin bir zulüm olduğunu konuştu, yazdı, çizdi.
Hatta ‘Yörük sırtından kurban kesercesine’ Cemiyet ve Dernek karşılıklı açıklamalarda bulunmuş ancak meselenin Yaşar’a bir çözüm bulmak olmadığı karşılıklı kinin, hırsın dışa vurması olduğu anlaşılmıştı.
Başka bir tabirle herkes Yaşar üzerinden birbirine kinini kustu, karşılıklı atışmalar ve sonrasında Yaşar hiç akıllara gelmedi, unutuldu.
Birde bazıları ‘yardım ediyoruz’ adı altında utandırmak, rencide etmek, teşhir etmek marifetinde bulundu. Yaşar’la orda-burda fotoğraf çektirerek yardım ediyor havası yarattı, fakat hiçbir şey yapmadılar. Aksine bazı şeylere alenen engel odular.
Şöyle bir bakıldığında birileri Yaşar sırtından kendini cilalamanın peşine düştü, birileri Yaşar’ı zor durumda bırakanları Yaşar sırtından yıpratmanın yollarını aradı, birileri de yapıyormuş gibi, ediyormuş gibi, Yaşar’ı düşünüyormuş gibi davrandı fakat ‘bırak Yaşar yatsın’ dedi.
Yaşar cezaevinde ne yaşamış, ailesi, eşi, çocukları ne durumdaymış kimsenin umurunda olmadı. Hatta ve hatta o bazı iyilik meleği gözüken şeytanlar, bazı gazeteciler tarafından Yaşar için başlatılan ilk yardım kampanyasını engelledi.
Neymiş efendim; Yaşar’a yapılan yardım malum şahsa yararmış, onu kurtarmış olurlarmış, efendim neymiş; kampanyada toplanacak para ailesine verilsinmiş, Yaşar cezasını çeksinmiş, dışarıda olsa Yaşar zaten o kadar parayı kazanamazmışmış. Neymiş; bugün bu destek Yaşar’a verilirse yarın bütün gazeteciler istermişmiş…!
Ancak birkaç iyi insan sessiz sedasız bir yardım kampanyası başlattı. Dedikodudan uzak, çözüm odaklı ve kararlı bir şekilde hareket ederek, Yaşar için yatırılması gereken paranın 3’te 2’sini toplamayı başardılar ve dün Maliye’ye parayı yatırdılar.
Bu iyi insanlar, meslektaşları için işinden, aşından, kendinden feragat ederek bunu yaptılar.
Kalan kısmı da tamamlanabilirse eğer Yaşar’ın, bugün yarın uğradığı haksızlık sona erecek inşallah. Helal olsun size koca yürekli güzel insanlar. Kimsenin yapamadığını, yapmak istemediğini yaptınız.
Birileri gibi işadamlarına, ona buna gebe kalırım korkusu yaşamadan yaptınız, birileri gibi bir Yaşar yüzünden prestij kaybı yaşamayayım aman banane demeden yaptınız.
Siz; gazetecinin kimsesiz olmadığını göstererek, her yere ve herkese önemli mesajlar verdiniz. Afyon’daki tüm basın camiasına Yaşar üzerinden verilen gözdağına, ‘hadi ordan, biz buradayız, daha ölmedik, varız, dimdik ayaktayız’ mesajı verdiniz.
Siz; istenildiğinde başarılamayacak bir şey olmadığını cümle aleme gösterdiniz, ilham kaynağı oldunuz, örnek oldunuz. Siz; iyi niyetle yapılan her şeyin başarıya ulaşacağını, mazlumun ahının yerde kalmayacağını da gösterdiniz.
Siz; dernekçiliğin, lüks otellerde misafir ağırlamaktan ibaret olmadığını, dayanışma olduğunu gösterdiniz.
Siz; dernek-cemiyet başkanıyım diye ortalıkta kostak kostak gezenlere, gazeteciye ahkam kesip, mazlumun değil de güçlünün yanında duranlara, denge denge deyip gazeteciyi ezenlere/ezdirenlere, gazeteci haklı olduğu halde dahi ses çıkaramayanlara, gazetecinin yanındaymış gibi gözüküp, aslında umurunda olmayanlara, o koltukları doldurup kendi çıkarına kullananlara, kendini cilalayanlara ‘dernekçilik öyle olmaz, böyle olur’ mesajı verdiniz.
Siz; güçlünün değil, mazlumun kazanacağını gösterdiniz.
Şimdi her türlü övgüyü hak ediyorsunuz. Allah, sizden ve bir mazluma halisane duygularla yardım elini uzatan herkesten razı olsun.