Gözden kaçırmayın

İşte Afyondaki vergi yüzsüzleriİşte Afyondaki vergi yüzsüzleri

10 yıllardır devam edegelen istikrarsızlık, belirsizlik, koalisyon dönemleri kriz enerjisinin birikmesine yol açmıştı. Bir anayasa kitapçığı fırlatılması krizi tetikliyordu.

Eski Türkiye’de koalisyonlar, gerilim, yasaklar, yüksek faiz, enflasyon, yoksulluk, yolsuzluk vardı. Biz bugünlere 3Y ile mücadele ederek geldik. Yolsuzluk, Yoksulluk ve Yasaklarla.
Ülkesini sevmek, vatandaşlarının refahını artırmakla olur dedik ve Türkiye`yi nasıl devraldık, nereden nereye getirdik?
Gayri Safi Yurtiçi Hasılamızı, 2002 yılındaki 230 milyar dolar seviyesinden 2014 yılı itibarıyla yaklaşık 800,1 milyar dolar seviyesine ulaştırdık.
 
Kişi başınamilli gelirimizi ise 3.500 dolar seviyesinden yaklaşık 3 kat artırarak 10.390 dolarseviyesine ulaştırdık.
 
Enflasyon canavarını dizginledik. Enflasyonu tek haneli rakamlara gerilettik ve fiyat istikrarının sağlanması yolunda önemli bir yol kat ettik.
 
Bu kapsamda, enflasyon 2002 yılındaki yüzde 29,7 seviyesinden 2012 yılında yüzde 6,2 düzeyine kadar gerilemiştir. 2014 yılında ise konjonktürel olumsuzluklara rağmen yüzde 8,2olarak tek haneli rakamlarda gerçekleşmiştir.
 
Türkiye Olarak IMF Defterini Kapattık…
 
Bizden öncekiler borçlandı biz tıkır tıkır ödedik. Vatanını sevmek milliyetçi olmak borç alıp ülkemizi 5 sente muhtaç etmek değildir.  2002 yılında IMF’ye 23,5 milyar $ olan borcumuzu 14 Mayıs’ta ödedik. Güçlü ve büyüyen Türkiye olarak IMF defterini kapattık.IMF’ye borç vereceğiz, dün alan eldik bugün veren el oluyoruz
 
Zorunlu Tasarruf Fonu altında; 13,5 milyar TL ödedik. KEY Ödemeleri için 3,5 milyar TL ödedik.
 
2002-2014 döneminde, kamu maliyesi ve bankacılık kesimini güçlü bir yapıya kavuşturduk. Bu bağlamda, Hazine borçlanma faizlerini yüzde 63,8 seviyesinden yüzde 7’lere kadar düşürdük. Böylece, ekonominin dış şoklara karşı kırılganlığını azalttık. 2014 yılında ise faizler yüzde 9,8 olarak gerçekleşmiştir.
 
Bütçe açığını 2002 yılındaki yüzde 12 seviyesinden 2014 yılında yüzde 1,3 seviyesine düşürerek bu alanda çok ciddi bir iyileşme kaydettik. Toplam kamuborç stokunu ise aynı dönemde yüzde 74 seviyesinden yüzde 33,5 seviyesinedüşürdük.
 
Ekonomik dönüşüm sürecinde kararlı bir şekilde uyguladığımız reformlarınve siyasi istikrarın kazanımlarını, son küresel ekonomik krizde daha belirgin bir şekilde gördük.
 
Türkiye ekonomisi,  uyguladığımız doğru politikalar sayesinde küresel ekonomik krizden en hızlı çıkan ve küresel ekonomik belirsizliklerden en az etkilenen ülkelerden biri olmuştur. 2002-2014 döneminde ortalama büyüme oranımız yüzde 5 civarında olmuştur.
 
2002’de en zengin yüzde 10’luk kesimin ortalama geliri en yoksul yüzde 10’luk kesimin gelirinin 18,3 katı iken, 2014 yılında bu oran 11,6 katına gerilemiştir. Böylece, giderek daha adil bir gelir paylaşımını sağlamış olduk.
 
Büyük oranda faiz harcamalarına ayrılan kaynaklar, oluşturduğumuz güvenve istikrar ortamında sosyal politikalara, yatırımlara ve personel harcamalarına kaydırılmıştır. Eğitim, sağlık ve sosyal koruma harcamalarının tamamını içeren sosyal harcamaların GSYH’ya oranını, 2002 yılındaki yüzde 13,7 seviyesinden,2014 yılında yüzde 18,4 seviyesine çıkardık. Sosyal devlet anlayışımızın bir gereği olarak, sosyal harcamaların genel devlet harcamaları içerisindeki payını da aynı dönemde yüzde 33’ten yüzde 46’ya yükselttik.
 
Ekonomik kalkınmayla yatırımlar da arttı ulaşımda, sağlıkta, eğitimde, hayal edilemeyenleri gerçekleştirdik.
 
AK Parti olarak, günümüzün rekabetçi dünyasında insana, insanın niteliklerine, sağlıklı bir sosyal ortama yapılan yatırımların, aynı zamanda ekonomik potansiyelimize yapılan bir yatırım olduğunu bilerek, ekonomi politikalarımızı güçlü sosyal politikalar ile bütünleştirmeye devam edeceğiz.
 
Koalisyonlar Türkiye Ekonomisini Yavaşlattı… 
 
Milletimiz koalisyonlar dönemini zaten çok iyi biliyor. Koalisyonlar dönemi Türkiye’nin ekonomisinin yavaşladığı, hatta gerilediği dönemlerdir.
 
Bakmayın biz şuanda geçici hükümetiz ama Başbakanımız Sayın Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nun liderliğinde sanki icracı bir hükümet gibi davranıyoruz. Yani bütün yatırımlara devam ediyoruz, ekonomik faaliyetler devam ediyor.  Yoksa geçici bir hükümet gibi davransak Türkiye’nin daha büyük ekonomik sıkıntısı olabilir.
 
AK Parti, hayale göre değil siyasete göre vaat yapan, yapmayacağı şeyi vaat etmeyen bir partidir.
 
AK Parti Seçim Beyannamesi Her Kesimi Kucaklıyor… 
 
AK Parti Seçim Beyannamesi her kesimi kucaklıyor.  Bizim sözümüz senettir, sizler bunu 13 yıldır biliyorsunuz. Biz notere ihtiyaç duymayız. Yaptıklarımız ortada.
 
1.100 liranın altında maaş alan işçi ve Bağkur emeklilerimize yılda 1.200 lira ek zam yapıyoruz. Emekli memur maaşlarını da düzenledik. Şimdi bütün emeklilerimize ayda 100, yılda 1.200 lira takribi durumuna göre yeni zam yapıyoruz.
 
Yüzde 15`ten yüzde 10`a indirdiğimiz Bağkur sigortalısının sosyal güvenlik primi kesintisini tamamıyla ortadan kaldırıyoruz.
 
TOKİ evleri ile emeklileri ve asgari ücretlileri konut sahibi yapacağız. Herhangi bir emeklimiz 250 TL ile ev sahibi olabilir.
 
Asgari ücreti önümüzdeki dönemde 1.300 TL`ye çıkarıyoruz. Yapılan işin tehlike sınırı yükseldikçe asgari ücret de artırılacak.
 
Esnafımıza 30 bin TL`ye kadar faizsiz kredi desteği vereceğiz. Sembolik bir kira bedeliyle anahtar teslimi fabrikası yapılacak. Esnafımızın yıllık 8 bin liraya kadar hesaplanan vergisini almayacağız. 10 işçi çalıştırma zorunluluğunu da kaldırıyoruz.
 
Çiftçilerimizi de unutmadık. Yemde ve gübrede KDV`yi kaldırıyoruz. Genç çiftçilerimize proje karşılığı 30 bin liraya kadar karşılıksız destek vereceğiz.
 
Biz Hesapsız Vaatte Bulunmayız…
 
Mali disiplinin AK Parti ile özdeşleşmiştir. Biz tedbirleri alınmış şekilde bir program ve bütçe ortaya koyuyoruz. Diğer siyasi partilerin ortaya koydukları vaatlerle alakalı böyle bir çalışma yok, kaynak da kimse göstermedi.
 
SOSYAL POLİTİKALAR
 
İktidara geldiğimiz ilk günden itibaren ailenin toplumun yapı taşı olduğunu söyledik. Diğer gelişmiş toplumlardan önemli oranda ayrılan yönümüzün bu olduğunu vurguladık ve sağlam bir aile yapısına sahip olmamız için politikalar ürettik.
 
Politikalarımızda Aileye Öncelik Verdik…
 
2011 yılında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığını kurduk. Aileye yönelik sunulan özel danışmanlık hizmetlerinin etkililiğinin artırılması maksadıyla gerekli düzenlemeleri yaptık.
 
İktidarımız döneminde “Ailenin korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun” hayata geçirilmiştir.
 
Sosyal desteklerimizde aileyi odağa alarak, bütüncül bir perspektifle yeni programlar geliştirdik. Bu kapsamda Aile Sosyal Destek Programını (ASDEP) başlattık.
 
Bu programla hizmetlerin bütün ihtiyaç grupları için ulaşılabilir olması, sosyal hizmete ihtiyacı olan bireylerin öncelikle yaşadıkları ortamda kendilerine yeterli hale gelmesi, sosyal hizmet ve yardıma ihtiyaç duyan aileye yerinde, etkili ve yaygın bir hizmet verilmesini hedefledik. 
 
Evlat edinme, işçi annenin ölümü ve prematüre doğumlarda izin haklarının genişletilmesini sağladık. Eşi doğum yapan işçiye babalık izni verilmesini düzenledik.
 
Gençlerde evliliğin teşvik edilmesi maksadıyla destek modelleri geliştirdik. Kreş ve gündüz bakımevlerini yaygınlaştırmak için, bu kurumlara okul öncesi eğitim kurumlarına tanınan vergi teşviklerinden yararlanmalarını sağlayarak 5 yıl vergi istisnası tanıdık.
 
Aile odaklı politikalarımızda çocuklarımıza özel bir öncelik veriyoruz. Çocuklarımızın haklarını ve ihtiyaçlarını esas alarak, potansiyellerini geliştirmeye yönelik fırsat ve imkânlarını artırmayı ve temel kamu hizmetlerine erişimlerini kolaylaştırmayı hedefledik. 13 yıllık iktidarlarımız döneminde çocuklarımıza yönelik önemli işlere imza attık.
 
Erken çocukluk eğitimini yaygınlaştırdık ve okullaşma oranlarını artırdık. Şartlı eğitim ve sağlık yardımları, ücretsiz kitap, okul sütü ve taşımalı eğitim uygulamalarını gerçekleştirdik. Yıllık ortalama 3 milyon çocuk için annelere düzenli nakit desteği sağladık.
 
Yetiştirme yurtlarında kalmış olup 2828 sayılı Kanun kapsamında kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilen kişi sayısı 2015 yılı Ekim ayı itibarıyla 40 bini geçmiştir. 2015 yılında da 1.876 kişinin atamasını gerçekleştirdik.
 
Evde sağlık hizmetlerini, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve belediyeler ile entegre ederek evde öz bakım hizmetlerini geliştireceğiz.
 
AK Parti Olarak Kadınlarımızın Yanındayız…
 
AK Parti olarak daima kadınlarımızın yanında olduk, olmaya devam edeceğiz. Kadınların siyasetten bürokrasiye, kültürel sanattan sivil toplum faaliyetlerine kadar karar almak mekanizmalarındaki katılım düzeylerini etkinliklerini arttıracağız.
Kadın çalışan ve girişimci sayısını arttıracağız. Kadın girişimcilerin 100 bin TL ye kadar ve 5 yıl vadeli kullanacakları krediler için Kredi Garanti Fonu aracılığıyla yüzde 85 oranında kefalet imkânı sağlamaya devam edeceğiz.
Doğum sebebiyle ücretsiz izinde geçen sürelerin memuriyet kıdeminde değerlendirilmesini sağlayacağız.
Çalışan kadınlarımıza doğuma bağlı olarak ilk çocukta 2 ay, ikinci çocukta 4 ay, üçüncü ve üzeri çocukta 6 ay yarı zamanlı, tam ücretli çalışma hakkı ve çocuğun okula başlama yaşına kadar kısmi süreli çalışma hakkı tanıyacağız.
Meslek kurslarına katılan kadınlarımızın çocukları için çocuk oyun odaları uygulamalarını başlatacağız
Kadınlarımızın sağlık hizmetlerine daha kolay erişimi için yaşadıkları ortamda hizmet almalarını sağlayacak ev ziyareti sistemini yaygın ve işlevsel hale getireceğiz.
Mevsimlik tarım işçileri kadınlar ile ev eksenli çalışan kadınların sosyal güvenceden daha kolay faydalanmalarını sağlayacağız.
 
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızın yurt dışında oluşturduğumuz temsilcilikleri aracılığıyla ilgili ülkelerde yaşayan vatandaşlarımızın, o ülkelerdeki sosyal haklarının daha etkin bir şekilde kullanımını destekleyeceğiz.
 
Son dönemlerde açıkladığımız doğum hediyesi, çeyiz hesabı, konut destek hesabı gibi uygulamalardan yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız da istifade edecektir.
 
Sosyal yardım harcamalarının GSYH’ya oranını yaklaşık 2,5 katına çıkardık. Sosyal yardım harcamaları için 2002 yılında 825 milyon TL kaynak aktarılmışken, bu miktar 2015 yılında 33 milyar TL’ye ulaşmıştır.
 
Sosyal yardım programlarını çeşitlendirdik; engelli ve yaşlılar, eşi vefat etmiş kadınlar, muhtaç asker ailelerine yönelik düzenli sosyal yardım programları uygulamaya başladık.
 
Muhtaç Asker Ailelerine Yardım Programını başlattık; vatani görevini yerine getirmekte olan askerlerimizin, sosyal güvencesi olmayan ve ihtiyaç sahibi ailelerinin aylık 250 TL düzenli yardım ile desteklenmesini sağlıyoruz.
 
Engelli bakımı, eğitimi ve istihdamına dönük desteklerimizi sürdüreceğiz. Yaklaşık 350.000 engelli vatandaşımızın bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanımını sağlayacağız.
Engelli gençlerimizin yaşamlarını kolaylaştırmak, toplumla bütünleşmelerini sağlamak amacıyla gerekli fiziksel ve sosyal altyapıları güçlendirmeye devam edeceğiz.
Engelli genç ve çocukların kısa süreli gündüz ve yatılı bakımı için güvenli bir biçimde bırakılabilecekleri "Engelli Yaşam Merkezleri" kuracağız.
 
Partimiz, gençlerimizin; siyasette, ekonomide ve toplumsal hayatta daha aktif rol almalarını sağlayarak, sorumlu, bilgili ve özgüven sahibi olmalarına azami önem vermektedir.
 
AK Parti iktidarlarımız döneminde üniversite harçlarını kamu olarak üstlendik, öğrencilerimizi büyük bir yükten kurtardık.
 
Eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak AK Parti olarak önceliklerimiz arasında yer aldı. Üniversiteye girişte uygulanan katsayı adaletsizliğine son verdik.
 
Üniversitelerden ilişiği kesilen yaklaşık 800 bin öğrencimizin genel af düzenlemesi ile eğitimine devam etmesini sağladık.
 
Seçilme yaşını 25’e düşürdük. Zorunlu askerlik süresini 18 aydan 12 aya, yedek subay askerlik süresini 15 aydan 12 aya, kısa dönem askerlik süresini 8 aydan 6 aya indirdik.
 
Yükseköğrenim gören gençlerimizin barınma, beslenme, burs ve kredi imkânlarını iktidara geldiğimiz 2002’ye göre çok daha iyi seviyelere ulaştırdık.
 
2003’ten bugüne, başvuru yapan her üniversite öğrencimize burs veya kredi imkânı sağladık.
 
2002 yılında 494 milyon TL olan YURTKUR bütçesini yaklaşık 14’e katlayarak 2015 yılında 7 milyar TL’ye yükselttik.
 
İktidara geldiğimizde 450 bin gencimize kredi verilirken, bu rakamı yaklaşık 3’e katlayarak 340 bini burs, 925 bini kredi olmak üzere 1 milyon 265 bin öğrencimize burs veya kredi vermeye başladık.
 
2002 yılında lisans öğrencilerine verilen aylık 45 TL bursu artırarak 330TL’ye yükselttik.
 
Yüksek lisans öğrencilerine verilen aylık 90 TL bursu, 660 TL’ye, doktora öğrencilerine verilen aylık 135 TL bursu 990 TL’ye yükselttik.
 
AK Parti Olarak Gençlerimize Güvendik ve Yanında Olduk…
 
Seçilme yaşını 18`e indireceğiz. Gençlerimize sınırsız ücretsiz internet erişme imkânı getiriyoruz. Kendi işini kurmak isteyen gençlerimize 50 bin liraya kadar destek sunma imkânı getiriyoruz. Bakın kredi değil, 50 bin lira karşılıksız destek.
 
Kendi işini kurmak isteyen gençlerimize proje karşılığı 50.000 liraya kadar karşılıksız nakdi destek vereceğiz. Kendi işini kurmak veya geliştirmek isteyen gençlerimize 100.000 liraya kadar faizsiz kredi vereceğiz.
 
Çeyiz hesabı uygulamasını başlatacağız. Çeyiz hesabında biriktirilen paranın yüzde 20`si oranında destek sağlayacağız.
 
Öğrencilerimiz üzerindeki sınav baskısını azaltmak maksadıyla yükseköğretime geçişteki sınavların yılda birden çok yapılmasını temin edeceğiz.
 
Okullarda ikili öğretime son verme hedefi doğrultusunda bütün okullarımızda tam gün eğitim-öğretime geçilmesini sağlayacağız
 
Yükseköğretim öğrencilerinin ihtiyacını karşılayacak kapasitede yurt yapımına devam edecek, özel sektörün bu alana yatırım yapmasını teşvik edecek, mevcut yurtların kalitesini artıracağız.
 
 
Yurtdışındaki Vatandaşlarımıza Sahip Çıktık…
 
Vatan hasreti çeken yurttaşlarımız, Aileleriyle birlikte Türkiye’ye gelmek istediğinde, THY uçuşlarında 1 Kasım’dan sonra yüzde 20 indirim sağlayacağız. Dövizli askerlik bedelinin 6.000 Avrodan 1000 Avroya düşürülmesi için çalışmalara başladık.
 
Vatandaşlarımızın yurtdışı temsilciliklerimizdeki işlemlerinde, son yıllarda ciddi gelişmeler kat edilmiştir.
 
Yeni konsolosluk binalarının hizmete girmesi, personel sayılarının artırılması, pasaport başvurularının online ve randevulu yapılabilmesi, dolayısıyla vatandaşlarımızın daha hızlı ve konforlu işlem yaptırabilmesi mümkün hale gelmiştir.
 
Biz her alanda mesafe kat ederken muhalefet ne yaptı hep bize köstek oldu. Çözümün değil daima sorunun bir parçası oldular.  CHP her fırsatta bizi yurt dışında şikâyet etti. Maalesef parti menfaati ülke menfaatinin önüne geçti. Bunu yurtdışındaki de yurtiçindeki de vatandaşlarımız görüyor ve değerlendiriyor. Eminin 1 Kasım’da da gerekli cevabı verecektir.   
 
DEMOKRATİKLEŞME
 
Her alanda olduğu gibi demokratikleşme alanında önemli ve cesur adımlar attık. Hamasi nutuklar atmadık. Bugün neden Apo’yla görüşüyorsunuz diyenlere soruyorum. İdam cezası gündemdeyken neden Apo’yu asamadınız?
 
Biz AK Parti olarak ifade, inanç ve teşebbüs hürriyetlerinin önündeki bütün engelleri kaldırmak için temel hak ve özgürlükler alanında adeta “sessiz devrim” yaptık birçok adımı attık vetemel reformları hayata geçirdik.
 
Attığımız adımlarla ülkemizde kronikleşmiş sorunları giderdik. Toplumsal ve siyasal hayatı normalleştirdik ve yeniden toplum sözleşmesinin yapılabilmesinin önündeki engelleri kaldırdık.13 yıllık iktidarımız döneminde, mevzuatın önemli bir kısmını gözden geçirdik ve antidemokratik olanların pek çoğunu değiştirdik. Özellikle darbe dönemlerinde topluma dayatılan temel kanunların büyük bir kısmını yeniledik.
 
İktidarlarımız döneminde işkenceye sıfır tolerans politikasını hayata geçirdik. Türkiye’nin artık işkence diye bir gündemi kalmamıştır. İşkence suçlarına uygulanan cezaları arttırdık, bu suçları işleyenler bakımından zaman aşımını kaldırdık. “İşkenceye Karşı BM Sözleşmesine Ek İhtiyari Protokol”ü onaylayarak iç hukuka dahil ettik.
 
Faili meçhul cinayetler dönemine son verdik, mafya ve çeteleri ülke gündeminden çıkardık. AİHM ihlal kararlarını; adli, cezai ve idari yargıda yargılamanın yenilenme nedeni haline getirdik.
 
İktidara gelir gelmez, OHAL uygulamasını kaldırarak normalleşme sürecini hızlandırdık.
 
Farklı dil ve lehçelerde devletin resmi kanallarında yayın imkânı sağladık. Artık anneler tutuklu çocuklarıyla anadilinde görüşebiliyor.  Vatandaşlarımızın çocuklarına arzu ettikleri isimleri verebilmesi, üniversitelerde farklı dil ve lehçelerle akademik çalışmaların yapılabilmesi ve enstitülerin kurulması, bunların orta öğretim kurumlarında seçmeli ders olarakokutulabilmesi ve nihayetinde farklı dil ve lehçelerde eğitim yapan özel okulların açılmasını mümkün hale getirdik.
 
Son 13 yılda adalet sisteminde köklü iyileştirmeler yaptık, problemleri önemli ölçüde azalttık.
 
Anayasada hak aramayı engelleyen hükümleri kaldırdık, vatandaşlarımızın hak arama yollarını çoğalttık. Sivillerin askeri mahkemelerde yargılanmasına son verdik.
 
Kapsayıcı ve evrensel değerlere dayalı bir vatandaşlık anlayışı içerisinde, birliğimizi ve bütünlüğümüzü pekiştirmeyi sürdüreceğiz.
 
Bütün etnik, mezhebi ve dini kesimlere, başörtülü veya başı açık, köylüveya şehirli, kadın veya erkek, yoksul veya zengin, şu veya bu siyasi görüşten bütün vatandaşlarımıza eşit mesafede duruyor; her bir bireyin temel hak ve özgürlüklerden en ileri derecede yararlanacağı bir Türkiye’yi hedefliyoruz.
 
Etnik, dini ve mezhepsel aidiyetlerden önce, milletimizin temel değerlerinin yoğrulduğu tarihi yolculuktaki birlikteliğimizi ve eşit vatandaşlık anlayışını benimsiyoruz.
 
Bu anlayışla, devletin, bütün toplumsal kesimlerle hakkaniyet ölçüsünde, eşitlik temelinde ve demokratik bir ilişki geliştirmesini sağlayacak; toplumsal zenginliğimizin bütün unsurlarını çoğulcu bir yaklaşımla kucaklamaya devam edeceğiz.
 
ÜLKEMİZİN İTİBARINI YÜKSETTİK
 
Ülkemizin bütün potansiyelini dünyayla ilişkilerimize yansıtmayı genel bir politika olarak benimsedik. Tarımdan enerjiye, ulaştırmadan kültürel ilişkilere, sağlıktan teknik yardıma kadar, bütün kurumlarımızın faaliyetlerine uluslararası bir nitelik kazandırdık.
 
Türkiye bugün dünyanın pek çok coğrafyasında çok daha saygın bir konumdadır.
 
İlgili bütün bakanlıklarımızın yanında TİKA, THY, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Yunus Emre Enstitüsü, Türkiye Diyanet Vakfı, AFAD, Kızılay, Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü başta olmak üzere kamu ve sivil toplum kuruluşlarımız tam bir ahenk içinde dünyanın her bölgesinde son derece aktif bir faaliyet göstermektedir.
 
AK Parti olarak, güçlü ve saygın bir Türkiye hedefimizin en önemli inşa alanlarından biri olarak dış politikayı görüyoruz.
 
Ekonomide istikrarlı ve büyüyen bir Türkiye inşa ederken, demokratikleşme, insan hakları ve itibarlı dış politikayı tesis etme yolunda da tarihi adımlar atıyoruz.
 
Dış politikamızın temel parçası olan küresel kalkınma ve insani diplomasi gündemine önemli katkılar verdik, vermeye de devam ediyoruz.
 
TİKA’nın 2002’de 12 olan Program Koordinasyon Ofisi (PKO) sayısını, 2015 yılı itibarıyla 47 ülkede, 49’a yükselttik. TİKA’nın faaliyet gösterdiği ülke sayısını da 2002 yılındaki 20 seviyesinden 2015 yılı itibarıyla 140’a ulaştırdık.
 
Resmi kalkınma yardımlarımızda önemli ölçüde artış sağladık. 2002 yılında 85 milyon dolar olan Resmi Kalkınma Yardımlarımızı (RKY), 2014 yılı sonu itibarıyla 3,5 milyar dolara ulaştırdık.
 
Afrika’ya Yardım Elimizi Uzattık…
 
Bakanlığımıza bağlı DSİ Genel Müdürlüğü ve TİKA eliyle Somali, Sudan, Burkina Faso, Moritanya, Mali ve Nijer’de yaklaşık 1 milyon 643 bin kişiye içmesuyu temin ettik.
 
Hedef 2019’da 3 Milyon Kişi
 
Türkiye olarak hedefimiz 2019 yılında bu sayıyı 3 milyon kişiye yükseltmektir.