Gözden kaçırmayın
İsrail ve Lübnan arasında ateşkesFransa, tarihinin en büyük terör saldırısının ardından sorumluları bulmak için Avrupa çapında soruşturma başlattı.
En az 129 kişinin hayatını kaybettiği saldırıların ardından kaçmayı başaran 8. terörist Salah Abdeslam tüm Avrupa`da aranıyor. AP haber ajansına konuşan Fransız güvenlik yetkilileri, saldırıdan birkaç saat sonra Abdeslam`ın Belçika sınırında durdurulup kimliğinin kontrol edildiğini ve daha sonra bırakıldığını söyledi.
Kurbanların ve kendilerini patlatan diğer teröristlerin kimlikleri ise tespit edilmeye devam ediyor. Saldırganlardan birinin Paris`in güney banliyösü Essonne bölgesinden 30 yaşındaki İsmail Ömer Mustafai olduğu ortaya çıkmıştı. Bombacılardan biri olduğu belirtilen Ahmad Almohammad`ın üzerinden çıkan Suriye pasaportunun ise sahte olduğu ifade edildi.
Amerikan CNN kanalında yer alan bir haberde de Fransız istihbarat yetkililerinin 25 yaşındaki Almohammad`ın bu pasaportu Türkiye`den aldığını söylediği aktarıldı. Kimliği belirlenen diğer canlı bombaların Salah Abdeslam`ın kardeşi İbrahim Abdeslam ve Bilal Hadfi olduğu açıklandı. Stade de France`daki milli maçta kendini patlatan Bilal Hadfi`nin daha önce Türkiye üzerinden Suriye`ye geçtiği ve IŞİD saflarında savaştığı öğrenildi.
En gözde turistik uğrak noktalarında askerler de sokaklara çıktı. Saldırıların ardından kaçan ve aranmaya başlanan 8. terörist Salah Abdeslam`ın fotoğrafı basına dağıtıldı.
Soruşturmada hâlâ en temel sorulara cevap verilebilmiş değil. 2004`teki Madrid saldırısından bu yana Avrupa`daki en kanlı terör eylemini 3 ekip halinde düzenleyen saldırganların kimlikleri tam açıklanmadı. Ayrıca, doğrudan IŞİD liderlerinden talimat alıp almadıkları da henüz belirsiz.
Irak istihbaratının, başta Fransa olmak üzere pek çok Avrupa ülkesine yakın zamanda bir saldırı yapılabileceği uyarısı geçtiğini açıklaması ise Fransız güvenlik birimlerinin zafiyet gösterdiği iddiasını bir kez daha akıllara getirdi. Fransız istihbaratı bu tip uyarıları ‘her gün` aldıklarını belirterek kendilerini savundu ancak Iraklı yetkililer Paris`i daha spesifik detaylar ilettiklerini iddia etti.
Uzmanlara göre, son dönemde Mısır`da Rus yolcu uçağının düşürülmesi, Lübnan`ın başkenti Beyrut`u vuran terör saldırısı ve 13 Kasım`daki Paris katliamı IŞİD`in strateji değişikliğini de gözler önüne seriyor. Daha önce Avrupa`daki takipçilerine kendi imkânlarıyla terör saldırısı yapma çağrısı yapan örgütün, dünyanın en gözde başkentlerinden Paris`i iyi planlanmış, çok sayıda teröristin karıştığı koordineli bir saldırıyla vurması dikkat çekti.
Gözler Belçika`da
Paris`i kana bulayan teröristlere lojistik destek verdiği gerekçesiyle Brüksel`in banliyösü Molenbeek-Saint-Jean semtinde yaşayan 7 kişi dün gözaltına alındı. Ayrıca, Bataclan konser salonunu hedef alan saldırganların siyah renkli Seat marka aracı Molenbeek-Saint-Jean`da kiraladığı ortaya çıktı.
Paris`in Montreuil banliyösünde terk edilmiş olarak bulunan araçta 3 Kalaşnikof, 5 dolu, 11 de boş şarjör bulunduğu kaydedildi. Paris saldırısını gerçekleştirenlerden ikisinin bu bölgede oturan Fransız vatandaşları olduğu belirtildi.
Fransız yetkililer, Belçika`yı radikal örgütlerle yeterince mücadele etmediği gerekçesiyle suçluyor. Le Monde gazetesi, “Brüksel, cihatçıların arka bahçesi” başlıklı haberinde, Belçika`nın Fransa`yı terör saldırılarına açık hale getirdiğini vurguladı. 11 milyon nüfuslu ülkede bugüne kadar 494 kişi Suriye ve Irak`ta IŞİD saflarına katıldı.
Ayrıca, silah kaçakçılığının da merkezi haline gelen Brüksel, ocak ayındaki Charlie Hebdo saldırısından sonra da gündeme gelmişti.
Hollande bu sefer yalnız kaldı
Fransa`nın 10 ayda iki kez terör saldırılarına hedef olması Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande`ı zor durumda bıraktı. Ancak, ocak ayından farklı olarak kurban sayısının çok yüksek ve mümkün siyasi adımların atılmamış olması, durumu daha da zorlaştırdı. Saldırıda istihbarat servislerinin zaafı ve Sosyalist iktidarın politikaları tartışılıyor.
Hollande, iktidara gelmesinin ardından kısa bir süre içinde hızla halk desteğini yitirmişti. 3 hafta sonra yapılacak bölgesel seçimler ve 2017 cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde siyaseten hiç olmadığı kadar zorlu bir sınavla karşı karşıya. Fransız basınında IŞİD`in Fransa`yı ana hedef haline getirmesinde Ortadoğu ve Afrika`daki askeri operasyonların rolü sorgulanıyor.
Charlie Hebdo saldırılarının ardından muhalefet partileri “milli birlik” çağrısı yaparak iktidarı hedef alan bir dilden uzak durmayı tercih etmişti. Ancak, 13 Kasım terör saldırılarının ardından hem anamuhalefet lideri Nicolas Sarkozy hem de anketlerde tırmanan aşırı sağcı lider Marine Le Pen ilk günden itibaren Sosyalist hükümeti eleştirdi.
Sarkozy, ülkenin korunamadığını belirtirken, Le Pen Fransa`nın Schengen`den çıkarak sınırlarını kontrol altına alması gerektiğini savundu. Başbakan Manuel Valls`ın cumartesi akşamı TF1 televizyonunda, terörle mücadele için sağ partilerin çözüm önerilerine açık olduklarını açıklaması da dikkat çekti.
Moraller bozuk
Dünyanın en çok turist çeken şehri Paris, saldırının ardından sessizliğe büründü. Büyük mağazaların ve eğlence merkezlerinin kepenk indirdiği şehir hafta sonu adeta hayalet bir kente dönüştü. 19 Kasım`a kadar tüm toplu gösteriler yasaklandı. Charlie Hebdo saldırısının hemen ardından spontane bir şekilde meydanları dolduran Fransızlar, bu sefer öfke ve endişe içinde evlerinde kalmayı tercih etti.
Cumhuriyet Meydanı`nda hayatını kaybedenleri anmaya gelen Vincent, “11 Ocak ruhu öldü diyebiliriz. Ocak ayında Charlie Hebdo gibi sembol olan gazetecileri hedef seçmişlerdi. Bu sefer sadece dışarıda akşam yemeğini yiyen, konsere giden sıradan insanları öldürdüler.
Hepimiz bu saldırının hedefi olabilirdik.” diyor. Dün akşam saatlerinde Paris Republique (Cumhuriyet) Meydanı`nda toplanan kalabalık sahte bomba ihbarı nedeniyle büyük panik yaşadı. Cuma günü Fransa`yı kana bulayan altı terör saldırısından birinin gerçekleştiği Stade de France`ın H Kapısı önünde saldırının izleri hâlâ temizlenmedi. Zaman.com tr
Yorumlar
Yorum Yap