Gözden kaçırmayın
Görgöz bir özür bekliyoruzSaadet Partisi Afyonkarahisar Gençlik Kollarından basın açıklaması ;
Saadet Partisi Afyonkarahisar Gençlik Kolları Haftalık Toplantısının ardından gençlik kolları başkanı Erhan Akpınar basın açıklaması yaptı.
ÇIKMAZ SOKAKTAYIZ
Saadet Partisi Afyonkarahisar gençlik başkanı , yaptığı yazılı açıklamada gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’nin zor günler yaşadığına değinen Akpınar, siyasetteki ayrımcı dil konusuna sert tepki gösterdi. Akpınar, “Ülkemiz gündemi baş döndürücü bir hızla değişmeye devam ediyor.
Konuşulanların birçoğu ülkemizin temel sorunlarının tartışılmasından öte, sadece boş, anlamsız ve enerji kaybından öte bir şey değil. Yumruklar sıkılı, kaşlar çatık, konuşmalar hakaretlerle dolu, üslup problemli, dil acımasız, şefkatten uzak ve her şeyiyle kin ve nefretin hayatımızın her aşamasını kapladığı bir süreci yaşıyoruz. Günler geçiyor, sorunlarımız bir kartopu gibi büyümeye devam ediyor ve temel sorunlarımızı sürekli erteliyoruz.
Milletimiz dünden habersiz, bugünü kurtaran, yarın ise ne olacağı ve ne ile karşılaşacağını kestiremeyen bir yol haritasına mahkûm edilmiş durumda” diye eleştirdi.
İHANET, HAİN, SATILMIŞ
Akpınar , milletin her türlü sorunun üstesinden gelebileceğini de ifade ederek, üslup uyarısını yineledi.Akpınar, “Her türlü sorunun üstesinden gelebiliriz. Her problemin çözüm yollarını bulabiliriz. Ancak insanlarımız arasına ekilen kin ve nefret tohumlarının sonuçlarını nasıl bertaraf edebileceğiz, kanaatimizce temel sorunumuz budur. Birbirini dinlemeyen, bırakın sevmeyi, saygı duymayı tahammül etmeyi bile beceremeyen bir toplum sıkıntılarından kurtulabilir mi? Nereye gidiyoruz?
Hain, satılmış, ihanet gibi kavramların bu kadar ulu orta kullanıldığı bir siyasi dil, toplumda barışı nasıl sağlayacak? Adaleti nasıl tesis edecek? Huzuru nasıl gerçekleştirecek? Siyasi dil bu kadar ayağa düşer ve düşürülürse toplum kendi içinde birbiriyle nasıl iletişim kurabilir” çağrısında bulundu.
BÖLGENİN İSTİKRARSIZLIGINDA TÜRKİYEDE PAY SAHİBİ
Saadetli Akpınar , “Çevremiz böylesine istikrarsızlaştırılınca, bunu olumsuz sonuçlarını biz de doğrudan hissetmeye başladık. Bugün 4 milyona yakın Suriyeli kardeşimiz, ülkemizde yaşamak zorunda kaldıysa, bu sürecin psikolojik ve sosyolojik etkileri zaman içinde daha da etkili olacak demektir.
Sultanahmet’te, Ankara’da, Reyhanlı’da, Diyarbakır’da, Suruç’ta patlatılan bombaların, Irak’ta, Suriye’de yaşananlardan bağımsız düşünülemeyeceği açıktır. Türkiye maalesef attığı yanlış adımlarla ve dış politikada vizyonsuz hareket etmesiyle bölgemizin istikrarsızlığında önemli pay sahibi olmuştur” diye konuştu.
GÜVENLİK GÜÇLERİNE ALGI TUZAGI
Terör operasyonları ile yaşanan süreçte ortaya bir algı oyunu da konduğunu aktaran Akpınar, “Oyuna bakınız ki, bir tarafta Doğu ve Güneydoğu’muzdaki insanımızın devlete olan aidiyet duygusu zayıflatılmak isteniyor, diğer taraftan güvenlik güçlerimizin PKK terör örgütü ve uzantılarının yönelik değil de, sanki halka karşı bir operasyon yürüttüğü algısı oluşturulmaya çalışılıyor.
Bu büyük bir tuzaktır ve bu tuzağa düşmeden yola devam edebilmeyi başarmalıyız” açıklamasını yaptı.
HÜKÜMETE ACİL ONARIM PROGRAM ÖNERİSİ
Akpınar, “Gelinen nokta kaygı verici ve hatta 77 milyon insanımızın bir beraber yaşama bilinci ve duygusu büyük yara alıyor” diyerek, şu ifadeleri kullandı: “Milli birliğimizin, bütünlüğümüzün muhafazası zorlaşıyor. Böyle bir durumda hükümetin bir an evvel toplumun farklı kesimlerini de dahil ederek Türkiye için acil eylem ve onarım programını hayata geçirmesi gerekiyor.
Böyle bir çağrı ilk etapta herkesin makul olarak kabul edeceği bir çağrıdır. Ancak varlığını kutuplaşmadan, ayrıştırmadan elde ettiği kazanımlara borçlu olanlar bu çağrıyı ne kadar dikkate alır, bu çağrı onlar için ne anlam ifade edebilir onu da kestiremiyoruz
TÜRKİYENİN ÇÖZÜMÜ BRÜKSELDE WASHİNGTONDA ARANMAMALIDIR
Türkiye’nin kendi sorunlarını çözebilecek güçte olduğunu da ifade eden Erhan Akpınar son olarak şu çağrıyı yaptı: “Ayrımcılık, bölücülük yapmadan, sorunlarımızın çözümünü, Brüksel’de, Washington’da, Londra’da hatta Tel-Aviv’de aramadan kendi içimizde bulmak zorundayız.
Etnik ve mezhepsel farklılıkların hiçbir şekilde kaşınmasına fırsat vermeden, şefkatle ve sabırla toplumun her kesimine dokunan bir çağrıya ihtiyaç var. Akıl bir şeyin sonunu düşünmektir. Türkiye’nin gerçekten yeni bir başlangıca, yeni bir söze, yeni bir sayfaya ihtiyacı vardır.” diyerek konuşmalarına son verdi.
Yorumlar
Yorum Yap