Gözden kaçırmayın
Köylülerin su kavgasına Valilik son noktayı koyduKültürel yayınlarda çığır açan Afyonkarahisar Belediyesi, üç yeni kitabı daha okurlarıyla buluşturdu. Bu kitaplarla birlikte, Belediye Başkanı Burhanettin Çoban döneminde basılan kitap sayısı 26’ya Afyonkarahisar Belediyesi tarihinde ise yayın sayısı 39’a ulaştı.
TARİHE IŞIK TUTMAYA DEVAM EDİYORUZ
Basın Tarihçisi Doç. Dr. Turan Akkoyun tarafından kaleme alınan “Afyonkarahisar Basın Tarihi” ve Gazeteci Yazar İbrahim Yüksel tarafından hazırlanan “Masumiyet Çağının Çocukları” ile “Amoriumlu EZOP” isimli eserler Taş Medrese’de tanıtıldı.
“GÜÇLÜ BİR BELEDİYEYİZ”
Yoğun katılımın olduğu kitap tanıtım programında konuşan Belediye Başkanı Burhanettin Çoban, Afyokarahisar’ın tarihine ışık tutmaktan mutluluk duyduklarını söyledi. Afyonkarahisar Belediyesi tarafından bugüne kadar birçok eserin yayınlandığını söyleyen Başkan Burhanettin Çoban; “Bizim içinde en büyük mutluluk bu 39 eserin üçte ikisinden fazlası dönemimizde Afyon’a kazandırıldı.
Tabii biz sadece kitap ve dergilere destek vermiyoruz. Afyon’umuzun değerleri ile ilgili belgeseller, ilimizin musikileri ile ilgili çok güzel cd’ler hazırladık. Bunların her birinin bütçesi önemli rakamlar. Örneğin sadece Yoksul Derviş ile ilgili yaptırdığımız cd çalışması belki de Afyonkarahisar Belediyesi’nin 2009 yılına kadar yaptığı tüm kültürel yayınlarla ilgili faaliyetlerden daha fazla.
Yine fotoğraflarla desteklenen Dünden Bugüne Afyonkarahisar ve mukayeseli Afyonkarahisar iki tane kitap bastırdık. Bu eserlerinde her birinin maliyeti yine 40 eserin maliyetine belki de denk bir bütçe. Biz bunlardan asla rahatsız olmuyoruz, bilakis mutluluk duyuyoruz. Çünkü Afyonkarahisar Belediyesi güçlü bir Belediye. Kaynaklarımızı en güzel şekilde değerlendirme noktasında arkadaşlarımızla birlikte olağanüstü performans içerisindeyiz.” dedi.
“AFYON BASINI TARİHİ GEÇMİŞE SAHİP”
Her üç kitabında Afyonkarahisar’a hayırlı olması temennisinde bulunan Başkan Burhanettin Çoban; emeği geçenlere teşekkür etti. Afyonkarahisar Basın Tarihi isimli kitabın değerli bir eser olduğuna dikkat çeken Başkan Burhanettin Çoban; “Afyonkarahisar basını Osmanlı’nın son döneminde yani 1800’lü yıllardan itibaren öne çıkmış bir il.
Basın yoluyla Kurtuluş Savaşı öncesinde ilimizin ve ülkemizin en güzel şekilde, kurtarılması noktasında çok güzel yayınlar yapılmış. O süreçte bir sürü gazete dergi yayın yapmış. Yine birçoğu bugün Türkeli, Kocatepe Gazeteleri gibi uzun yıllardır yayın hayatına devam ediyor. Yine çocukluk yıllarımda Cop Gazetesi’ni hatırlarım. Bu kitapta da, Afyon’da basılmış ne kadar gazete, dergi varsa hepsi ile ilgili çok güzel bilgiler var. Bundan dolayı Turhan Akkoyun Hocama çok teşekkür ediyorum” dedi.
“YAYINLARI GÖRDÜĞÜMDE BÜYÜK HEYECEN DUYDUM”
Gazeteci Yazar İbrahim Yüksel’in ilimizin tarihi ve kültürünü yakından tanıdığına dikkat çeken Belediye Başkanı Burhanettin Çoban; “Afyonumuzun tarihi, kültürü denince akla ilk gelen isimlerden bir tanesi de Gazeteci- Yazar İbrahim Yüksel’dir.
Kendisi bizi ziyaret etmeye geldiğinde yayınlarından bahsettiğinde Afyonkarahisarlı olarak heyecan duydum. Kitabın bir tanesi Afyonkarahisar’daki çocukluk yıllarını anlatıyor. Bir diğeri de “Amoriumlu Ezop”un masallarını anlatan bir kitap. Tabii bunu yaparken de İbrahim Bey’den şöyle bir teklif geldi.
Masal Dünyası Parkı’nda Ezop’un masalları ile ilgili bir figüre yer vermemiştik. Kendisi bize teklif etti. İnşallah Masal Dünyası Parkımızda da Ezop’un masallarıyla ilgili figürlere de yer vereceğiz.
Masumiyet Çağının Çocukları isimli kitabımız özellikle ilgimi çekti. Burada bizim yaşımızdakiler ve bizden büyüklerin çok güzel bir şekilde Afyonkarahisar yaşantısı anlatıyor. Bizim çocukluk yıllarımızı anlatıyor ve bizleri adete o günlere geri götürüyor. Bu üç kitabımızın da ilgi duyacağına inanıyorum. Kitabın basımında Kültür Sosyal İşler Müdürlüğümüzün çalışanlarının olağanüstü gayretleri var. Kendilerine özellikle teşekkür ediyorum” dedi.
“BAŞKANIMIZA SONSUZ TEŞEKKÜR EDERİM”
Basın Tarihçisi Doç. Dr. Turan Akkoyun ise kitabın yayınlanmasında büyük emekleri olan Belediye Başkanı Burhanettin Çoban’a teşekkür ederek konuşmasına başladı. Basın Tarihi kitabının macerasını konuklarla paylaşan Doç. Dr. Akkoyun, “1994 Şubat ayında karlı bir günde Afyonkarahisar’a indim. Afyon’a da ilk defa geliyordum. Çarşısını bir dolaşayım dedim, dolaştığım her yer kapalı sonra kırık bir levha üzerinde ‘Türkeli’ yazıyor. Hafifte kırık camı..
Bu ‘Türkeli’ adı benim fikir dünyam açısından önemli bir isimdi. Türkeli’nin Afyon’da ne ifade ettiğini bilmiyordum. Sonrasında gazete olduğunu öğrendim. Kendimde basın tarihçisi olunca ilimiz basını ile ilgili çalışmalara başladık. Bir kısmı bunun yayınlandı.
Herkesin bildiği gibi 1997 yılında başlayan süreç, Afyon ve Türkiye’yi derinden etkiledi bu sebeple 15 yıl kesintiye uğrayan çalışmadan sonra 2012 yılında yeniden Afyon’a döndüğümüzde basın tarihi ile ilgili çalışmalara devam ettik ve 2013 yılında AKÜ Bilimsel Araştırma Projesi Koordinasyonuna verdiğimiz teklif üzerine Afyonkarahisar Basın Tarihi çalışması başlatıldı.
Bu çalışma hem üniversitesinin hemde idarecilerin desteği ile sürdü. Eskiden bu tarafa Sayın Belediye Başkanımız Burhanettin Çoban,’da bizlere destek verdi. Kendisine geçmiş günler adına bir kere daha teşekkür ediyorum. Sayın Başkanımız projenin sadece kütüphanelerde kalmamasını sağladı.” dedi.
“BASINIMIZIN EMEKLERİNİN YOK OLUP GİTMESİNİ ÖNLEDİK”
Afyon basınına emeği geçenlere teşekkür eden Doç. Dr. Turan Akkoyun; “ Afyon basınının geçmişini 1910’lu yıllardan başladığını düşündüğümüzde 100 yılı aşan Afyon Basın Tarihinde emeği geçen herkesi, bugün aramızdan ayrılanları rahmetle anıyorum, sağ olanlara da sağlıklı günler diliyorum.
Emeği geçen basın mensuplarına, patronlarından, çalışanlarına okuyucularına kadar herkese bir nebze olsun katkı sağlamışızdır. Onların emeklerinin yok olup gitmesini önlemişizdir. Afyon Basın Tarihi çalışanları, patronları tarihin konusu olduğu kadar bu dönemdeki ele aldığı mevzular tarih bilimi açısından son derece önemlidir. Geçmişte yayınlanan gazeteler, birçok ülke tarafından titizlikle takip edilmiştir.
“AFYON BASIN TARİHİ SEÇKİN GAZETELERDEN OLUŞUYOR”
Afyonkarahisar Basın Tarihine hizmet etmekten duyduğu memnuniyeti de dile getiren Doç. Dr. Turan Akkoyun; “Zafer Haber Gazetesi Kurtuluş Savaşı’ndan hemen önce Afyon’da çıkarılmıştır. Türkiye’de Zafer adını taşıyan belki de ilk Zafer Gazetesidir. Kurtuluş Savaşından hemen sonra rahmetli Abdullah Mahir Erkmen’in Haber Gazetesi çeyrek yüzyıl yayınına devam etmiştir.
1937 yılında çıkarılmaya başlayan Kocatepe Gazetesi üç ayrı dönemde Afyon’a hizmet etmiş ve günümüz de de üçüncü aşamada hizmete devam etmektedir. Yine aynı şekilde 1945 sonrasında Hisar başta olmak üzere Demokrat Afyon, Demokrat Haber, Kurtuluş Gazetesi, Kurdet Gazetesi gibi çok farklı gazeteler siyasi hayata destek vermişlerdir. Bu arada rahmetli Mehmet Sadettin Aygen’in 1951 yılından itibaren yayınladığı Türkeli Gazetesi, Lütfi Bozkurt’un çıkarmış olduğu Çimento Gazetesi’nin uzun yıllar yayınladığını belirtmekte fayda var.
1989 yılıydı sanırım, Afyon Zafer Gazetesi Afyon basınının seçkin isimlerinden biri olmuştur. Odak Gazetesi, Kurtuluş Gazetesi, Ana Haber, Kadınana, gibi yayın hayatına devam eden ismini şu anda bir anda hatırlayamadığım yine birçok seçkin gazetelerimiz Afyon basınına hizmet etmektedirler.
Tarihçi olarak bizler hem basına hizmet edenlere hem Afyon’a bir katkımız olması düşüncesi ile bu çalışmayı başlattık. Bize destek veren üniversitedeki idarecilerimize, Sayın Belediye Başkanımıza bir kez daha teşekkür ediyorum” diye konuştu.
“BÜYÜK MUTLULUK DUYUYORUM”
Masumiyet Çağının Çocukları ve Amoriumlu Ezop kitaplarının yazarı Gazeteci Yazar İbrahim Yüksel, tanıtım programında yaptığı konuşmada, hem kendi kitaplarının, hem de gazeteci olması dolayısıyla içerisinde kendi adının sıkça yer aldığı Afyonkarahisar Basın Tarihi kitabının tanıtımının aynı anda yapılmasından çok büyük mutluluk duyduğunu söyledi.
Tanıtım yapılan tarihi Taş Medrese`nin kendisinin hayatında çok büyük önemi olduğunu kaydeden İbrahim Yüksel; "Bir rastlantı mıdır yoksa özellikle mi seçildi bilemiyorum ama tanıtım yapılan bu medresenin benim hayatımda çok büyük önemi var. Masumiyet Çağının Çocukları kitabımın içerisinde yer alan anıların ve olayların büyük bölümü bu medresenin, imaret camisinin, önündeki avlunun ve üst taraftaki caddenin içerisinde geçiyor.
Bizim evimiz bu medresenin arka tarafında idi. O bakımdan bu mekanını seçilmesi beni ayrıca mutlu etti." dedi.
"AMORİUMLU EZOP ASLINDA EMİRDAĞLIDIR"
Kitaplarıyla ilgili değerlendirmede de bulunan Gazeteci Yazar İbrahim Yüksel, Amoriumlu Ezop`un dünya edebiyatında fabl türünde önemli bir yere sahip olduğunu ifade etti. Ezop`un Yunanlı olarak bilindiğine dikkat çeken Yüksel; "Aslında bilinen aksine Amoriumlu Ezop, mizahın anayurdu olan Anadolu`dan yetişmiş Nasrettin Hoca, Karadenizli Temel gibi Anadolu insanıdır.
Üstüne üstlük bugün bizim üzerinde yaşadığımız topraklar olan Frigya`nın Amorium kentinde, yani şehir merkezine bir saat uzaklıktaki Emirdağ`ın Amorium antik kentinde doğmuş bir candır. Bunu insanları tanıtmak için bu kitabı yazdım." diye konuştu. Masumiyet Çağının Çocukları kitabının ise 1960`lı yılların başlarında Afyonlu çocukların nasıl yaşadıklarını ve nelere tanık olduklarını anlatan bir kitap olduğunu dile getiren Yüksel, "Bu kitapta anlatmak istediğim de azla yetinmesini ve küçük şeylerle mutlu olmasını bilen çocuklar.
Şimdiki gibi her şeye sahip olmasına rağmen hiçbir şeyden mutlu olmayan çocuklara, anne ve babalarına biraz göndermeler de yaptığım bir kitap." ifadelerini kullandı.
"BEN BİR BEKLİYORDUM BAŞKANIMIZ İKİ KİTABIMI BASTI"
Yazarların kitaplarını basma konusunca çok ciddi sıkıntılar yaşadığını belirten İbrahim Yüksel, "Yüzlerce binlerce kitap yazarız. Bir cümle yazabilmek için onlarca kitap karıştırırız ve sonuçta bir kitap ortaya çıkartırız. Fakat o kadar emekten sonra bunları bastırmak bizim için büyük sıkıntı. Bugüne kadar 14 kitap yazdım hiçbirinden çekmedim basımından çektiğim kadar.
Aslında ben Amoriumlu Ezop kitabını yazalı tam 6 yıl olmuştu ama bir türlü bastıramamıştım. Bitirdikten sonra Masumiyet Çağının Çocukları kitabını yazmaya başlamıştım. Amoriumlu Ezop kitabını bastıramayınca iştahımı kaybettim ve yarım bıraktım. Sonra gönlüm razı gelmedi ve yıllar sonra tekrar başlayıp bitirdim. Geçen yaz Belediye Başkanımızın yanına giderek, iki ayrı kitap çalışmam olduğunu ve basılmayı beklediğini söyledim.
Doğrusunu söylemek gerekirse en azından bir kitabımı basacağını düşünüyordum; ancak başkanımız her ikisini de basabileceklerini söyledi. Çok sevindim gerçekten." dedi.
AĞABEYİNE TEŞEKKÜR ETTİ GÖZYAŞLARINI TUTAMADI
Başkan Burhanettin Çoban`ın kültürel yayınlara desteğini takdirle izlediğini ifade eden Yüksel, "Bu yayınların artarak devam etmesini dilerken, Sayın Başkanımıza, Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Emel Sarlık Hanım`a ve tüm müdürlük personeline teşekkür ediyorum.
Ayrıca kendilerine ayırmam gereken zamandan ve nafakalarından çaldığım eşimle kızıma gösterdikleri feragattan dolayı teşekkür ediyorum. Asıl teşekkür ise, sevgili ağabeyime. 1964 yılında babamızı kaybettiğimiz zaman ben dokuz, küçük kardeşim dört yaşındaydı. Büyük ağabeyimiz ise lise mezunlarının bile parmakla gösterildiği o dönemde Eskişehir`de üniversitede okuyordu.
Babam ölünce ağabeyim okulunu bırakıp geldi ve bizi himayesine aldı. Büyüttü, besledi, okuttu, bu hale getirdi. Şu anda eğer ben sizin karşınızda isem benim nazarımda o koca yürekli büyük bir insandır." diye konuştu. Bu cümlelerle ağabeyine teşekkür ederken duygulanan ve gözleri dolan Yüksel, konuşmasının ardından tanıtım programına katılan davetliler ve okurlar için kitaplarını imzaladı.İmza töreninin ardından konuklar Taş Medrese`de yer alan el sanatları atölyelerini gezdi.
BASIN TARİHİ TAKDİM
Toplumun bilgilendirilmesi, aydınlatılması, şekillendirilmesinde basının rolü, üzerinde tartışılamayacak kadar açıktır. Afyonkarahisar Basını yüzyıllık bir zaman dilimini doldurmuş bir halde yerel anlamda rolünü faydalı bir şekilde yerine getirmektedir.
Manzara ile başlayan Karahisar-ı Sahib, Ferda, Neşe ile Meşrutiyet döneminde kendisini göstermeye başlayan Afyonkarahisar Basını, Türklüğün varlık mücadelesi demek olan Milli Mücadele döneminde sınır tanımayarak yurt dışında bile dikkate alınan bir yayıncılık ile gerçek anlamda kurtuluşa destek vermiştir. Mukavemet hareketinde elini taşın altına koymuştur.
Nasihat/Öğüt, İkaz, Sözbirliği, Halk Sesi, Halkın Sesi, Zafer Haber gazeteleri Milli Mücadele hareketinin en önemli destekçileri olmuşlardır. O dönemdeki renklilik bağımsızlığın kazanılmasından sonra devam ettiği gibi köklü basın temsilcileri ortaya çıkmıştır.
Haber/Sonhaber/Duyum/ Haber gazetesi ile Taşpınar dergisi şehrimizin yaşamını kayıt altına aldığı gibi unutulması muhtemel birçok olay, bilgi ve değerlendirmeyi toplayan birer havuz haline gelmişlerdir. Cumhuriyetimizin ilk dönemlerine dair bilgiler bu basın yayın organlarından temin edilmektedir.
Atatürk döneminin sonlarında yayın faaliyetine başlayan Kocatepe üç ayrı devre halinde, Demokrat Parti iktidarının başlarında idealist düşüncelerle start alan Türkeli tek bir çizgide Afyonkarahisar Basın Tarihi’nin deyim yerindeyse “armadaları” olmuşlardır. Sebat, Gençliğin Sesi, Çimento, Karahisar dikkate alınan bir çizgide hareket etmişlerdir.
Dipçikten Üstün Cop diğerlerinden ayrı bir şekilde adından söz ettiren bir yayın politikası izlemiştir. Şehrin basını üççeyrek asrı tamamladığında ortaya çıkan Afyon Zafer gazetecilik anlayışını yeniden belirlemiş ardı sıra gelen Odak, Kurtuluş, Anahaber gibi basın yayın organları sektörün canlılığını muhafazasını sağlamaktadır. Elbette Memleket, Lise, Hisar, Olucak, Kale, Yeni Kale, Hâkimiyet, Sadakat, Şömendifer vb. gazete ve dergiler şehrin basının önemli kilometre taşlarıdır.
Afyonkarahisar Basın Tarihi’ni Afyon Kocatepe Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projesi olarak hazırlayarak sonlandıran Üniversitemiz Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Turan Akkoyun’un çalışması şehrimizin yakın dönem kültürüne önemli bir katkı sağlamaktadır.
Bu çalışma ile basın camiasının içinde olmasına rağmen işlerin yoğunluğu, stresi yüzünden unutulan ve en azından unutulmaya yüz tutan basın-yayın organları ile çalışanlarına karşı bir görev ve sorumluluğu yerine getirme fırsatı bulmuş oluyoruz. Büyük bir fedakârlık ve emekle gerçekleştirilen bu araştırmanın yeni çalışmalara vesile olmasını diliyorum.
Afyonkarahisar Basını’na ilişkin Belediyemizin ilk yayını basın tarihimizin ilk 86 yılını kapsayacak şekilde kısa bir süre önce yayımlanarak okuyucularımıza ve ilgilenen herkese ulaştırılmıştı. Bu seferde Afyonkarahisar için özgün çalışmaları ile yakından tanıdığımız Doç. Dr. Turan Akkoyun Hocamızın günümüz Afyonkarahisar Basını’na kadar ulaşan çalışmasını Üniversitemizin bir çalışması olarak sizlere ulaştırmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum.
İltifat edilecek çalışmaları ile yakından tanıdığımız Afyon Kocatepe Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Turan Akkoyun’a değerli çalışmasından dolayı Afyonkarahisarlılar adına teşekkür ediyorum.
Bu çalışmanın kitaplaşmasında görev alan Belediyemiz Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Emine Emel Sarlık, kitap çalışmasına katkı veren Yüntaş Genel Müdürü Mehmet Sarlık, grafikerlerimiz Ramazan Gölcük ve Zakire Şahin ile Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğümüz çalışanlarına teşekkür ediyorum.
103. yılına giren Afyonkarahisar Basını’nın zenginliği bu kitapla bir kez daha ortaya çıkıyor. Bu vesileyle Afyonkarahisar Basını’na sahiplikle, çalışan olmakla, yazarlık ve araştırmalarıyla destek veren şimdi aramızda olmayıp ebedi hayat göç eden değerli şahsiyetleri hayırla yâd ediyorum.
Belki bu yönüyle bu değerli şahsiyetleri ele alan ve günümüz insanlarına tanıtan önemli bir çalışmayı yaparak kitaplaştırmak onlara vefa borcumuz olacaktır.
Kitabı birlikte çalışmaktan onur duyduğumuz basın sektörümüzün tüm mensuplarına, Afyonkarahisarlılara, değerli araştırmacılarımıza, akademisyenlere ve okuyucularımıza hediye ediyorum.
İnsanlara verilecek en büyük hediyenin bilgi olduğunu söyleyerek.
Yeni yayınların sunuşlarında kitaplara konuk olmak üzere hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
Amoriumlu EZOP TAKDİM
Hemşerimiz Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın güldürücü masalı “Güldürücü, şakalı, alaylı, hafif masal; hafifliğine rağmen kimi yol çok derine giden kısa bir anlatış” olarak anlattığını Yazarımız İbrahim Yüksel’in “Mizahın Anayurdu Anadolu” başlıklı yazısından yaptığı alıntı ile öğreniyoruz.
Yine Halikarnas Balıkçısı’na göre Anadolu’da Nasrettin Hoca’ya, Karagöz’le Hacivat’a, İncili Çavuş’a, Bekri Mustafa’ya, Bektaşi erenlerine ve Karadenizli Temel’e kadar uzanan mizah geleneği Ezop’tan geliyor.
Bin yılı aşkın bir süredir Türk Milleti’ne vatan olan Anadolu toprağı aynı zamanda Halikarnas Balıkçısı’na göre mizahın da anayurdu olmuş. Bereketli topraklar üzerinde kurulu Anadolu üretkenliğini mizahta da sürdürmüş. Amoriumlu Ezop’un Masalları “Fabl”lerin babalığını yapmış.
Yüzyıllar öncesinden büyük bir ustalıkla inceden inceye mizah yapan Ezop’un masalları dilden dile bize kadar anlatıla gelmiş. Anadolu’nun yerleşim birimlerinde anlatılan masalların değişikliğe uğrasa da aslında birer Ezop Masalı olduğu gerçeğini görüyoruz.
Ezop Masalları La Fontaine’nin Fabllerine dönüşerek anlatılırken öğrenim yıllarında bizlere sunulan bu fabllerin asıl sahibinin öncelikle bir Anadolulu sonra da Amoriumlu olduğu kısaca geçmişte yaşadığı toprakların Afyonkarahisar’da Emirdağ yöresi olduğunu Yazarımız İbrahim Yüksel’in yaptığı çok yönlü araştırmalarla ortaya çıkıyor.
Yüzyıllar öncesinde Amorium’da yaşamış Ezop’un masallarının eğitici ve öğretici yönü günümüzde bizlere de ilham kaynağı olmaya devam ediyor. Özellikle çocuklara verilecek öğretilerin bu masallar sayesinde rahatlıkla veriliyor olması nedeniyle geçmişte uzun süre bu yöntem eğitim ve öğretimde kullanılmıştır.
Ezop’un masal kahramanlarını canlandıran “Mehmet Sami Hancıoğlu Masal Dünyası Parkı” bu düşünceyle Belediyemizin yatırım planları içine girmiş ve tamamlanmıştır. 26 Asır öncesinde bir köle olarak yaşadığı topraklarda bilgelik saçan Ezop bugün masallarıyla bizlere esin kaynağı olmaya devam ediyor.
Bugün Mehmet Sami Hancıoğlu Masal Dünyası Parkı’nda yaşattığımız Masal Kahramanları öğretilerini küçük-büyük hepimize ulaştıracak ve yaşatmaya devam ettirecek.
Masalların ustası Ezop’un 26 asır öncesinde bizim yöremiz antik şehir Amorium’da doğup büyüyüp Anadolu’da esinlendikten sonra dünyaya açıldığını ortaya koyan bu eseri hazırlayan Gazeteci –Yazar İbrahim Yüksel’e Afyonkarahisarlılar adına teşekkür ediyorum.
Kitabın yayımlanmasında emekleri olan Kültür ve Sosyal İşler Müdürümüz Emine Emel Sarlık, Grafikerler Ramazan Gölcük ve Zakire Şahin ile çalışma arkadaşlarına teşekkür ediyorum.
Ezop dil öyküsünde “Dil bilimlerin anahtarı, gerçeğin ve aklın organıdır”diyerek asırlar öncesinde seslenmiş.
Güzel dille yazılmış ve anlatılmış bu kitabı sizlere hediye ediyorum.
Masumiyet Çağının Çocukları TAKDİM
Bir çocuğun yüzündeki tebessüm hiç bitmez. Hep nedensiz bir sevinç içinde çocukları gülücükler dağıtırken görürüz. Belki de bunun için hep nedensiz sevinç içinde olduğumuz çocukluğumuzda yaşadığımız anılar hafızalarımızda yer etmiştir.
Kitabımızın yazarı İbrahim Yüksel nedensiz bir sevinçle yaşadığı çocukluğunu Afyonkarahisar’da 50 yaşın üzerinde yaşayanların hafızalarında yer eden şekliyle son derece akıcı üslubuyla benzersiz bir tatla anlatıyor.
Bu haliyle son dönemde Afyonkarahisar’da Belediyemizce yayımlanan en nostaljik eseri sizlere takdim etmekten büyük bir mutluluk duyuyorum.
Gazeteci zamana tanıklık eder. Gazeteler bu yönüyle geçmişimizin izlerini taşır. Gazeteci bu görevini yaparken gazetesinin dışına çıkarak topluma özgün eserler sunabiliyorsa bu tanıklık daha da anlam kazanır.
Ülkemizde yaşadıklarını yazarak geleceğe taşıyan çok az yazar, iş adamı, gazeteci ve araştırmacı bulunuyor. Bu nedenle anı alanında verilen eserlerin sayısı da az olmaktadır.
Çocukluğunun bir kısmını Afyonkarahisar’da yaşamış bir iş adamının anı kitabından, Afyonkarahisar’da esir olarak bulunmuş yabancı bir askerin Afyonkarahisar için yazdıklarına kadar uzanan birçok yazıda geçmişimizin izlerini görmek mümkün oluyor.
Yokluklar içinde geçen çocukluk ve gençlik yıllarında kazanılan alışkanlıklar ile öğretilerin değerini günümüzde yaşanılan tüketim toplumunu gördükçe bir kez daha iyi anlıyoruz. Kitabımız bunun örnekleriyle dolu konu başlıklarından oluşuyor.
Yazarımızın eserinin “ Beni böyle bırakma” feryatlarına kulak asıp bu güzel eseri ortaya koymadaki çabasıyla gözümüzün önünden geçip giden çocukluk anılarındaki kareler adeta yeniden canlanmış gibi görünüyor.
Bana göre bir çabadan öte bir sorumluluk şeklinde yayımlanması gereken bu eserle; bir zamanların Türk Halk Müziği efsanesi “Yurttan Sesler”, Türk Sineması’nın Yeşilçam’la birlikte yaşadığı altın dönem, dijital dünyanın olmadığı zamanlarda özlemle postacı yolu beklediğimiz zamanlar bu geçmişi yaşamayan çocuklarımız tarafından öğrenilecek.
Şu anda mesleki eğitimde yaşadığımız sıkıntının en büyük nedenleri arasında bulunan kaybolan çırak- kalfa-usta ilişkisi, giyinme, yeme- içme alışkanlıklarımız, çocuk oyunlarımız, bayram sevinçlerimiz, çocuklukta bizi mutlu etmeye yeten bize dünyaları veren küçük tatlar ile Afyonkarahisar deyince son 50 yıllık süre içinde öne çıkan yaşam alışkanlıkları ile olayları Gazeteci-Yazar İbrahim Yüksel’in kitabından büyük bir zevkle okuyacağız.
Afyonkarahisar Halk Kültürü adına yayımlanmış önemli bir eser elimizde. Bence yazarına “Beni böyle bırakma” diyerek haklı bir feryatta bulunan eser alkışı hak ediyor.
Yazarımız aynı zamanda usta bir gazeteci İbrahim Yüksel’e bu özgün eserinden dolayı Afyonkarahisarlılar adına minnettarım. Kitabın yayımlanmasında emeği olan Kültür ve Sosyal İşler Müdürümüz Emine Emel Sarlık’a, grafikerler Ramazan Gölcük ve Zakire Şahin ile çalışanlarımıza teşekkür ediyorum.
Kitabımızda canlanan anılarla birlikte geçmişe bir yolculuk yaptık.
Geçmiş unutulmamalı. Hep hatırlanmalı.
Geçmişe saygı duyarak gelecek şekillendirilmeli. Kendimizi, ülkemizi ve şehrimizi geleceğe hazırlarken geçmişin yokluk ve sıkıntıları unutulmamalı.
Bu hayattaki tercihlerimizi ve yaşam anlayışımızı da değiştirecektir.
Kitabımızı anılara yolculuk etmek isteyen herkese hediye ediyorum.
Yorumlar
Yorum Yap