Gözden kaçırmayın
Demirkırkan En düşük emekli maaşı asgari ücrete denk olmalıİktidara da, muhalefete de seslenen Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu “Kutuplaşmayı durdurun” çağrısı yaptı.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, düzenlediği olağan haftalık basın toplantısında gündemi değerlendirdi. Referandum sürecinin kutuplaşmaya mahal vermemesi için siyasilere üslup uyarısı yapan Karamollaoğlu, ABD’nin PYD’ye zırhlı araç sevkıyatı ile KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın çözüm için toprak verilebileceğine ilişkin açıklamalarına çok sert karşılıklar verdi.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, “Biz bir bütünüz. Her şeyden önce bu ülkede kardeşliğe, birliğe beraberliğe ihtiyacımız var. Elbette problemleri çözmek için hepimizin farklı niyetleri, projeleri, tercihleri olabilir. Bu bize zenginlik katmalı. Bizi birbirimize düşman kamplar haline getirmemeli. Bunu iktidar için de, muhalefet için de söylüyorum. Bir an önce bu kamplaşmayı durdurmak mecburiyetindeyiz. Tehlike giderek büyüyor” dedi.
İŞSİZLİK CİDDİ BOYUTLARA ULAŞTI Konuşmasının başında ekonomik sıkıntılara değinen Karamollaoğlu, “Ekonomik yönden sıkıntılı bir döneme girdik, dış politikada ciddi açmazlarız var. Dün ile bu gün birbirinden oldukça farklı hadiselere gebe gözüküyor. Ekonomi de işsizlik yüzde 12’ye yaklaşarak ciddi boyutlara ulaştı. Düşeceğine dair de hiçbir emare yok. Borcumuz 600 milyar dolar civarına çıktı.
Bunun üçte biri devletin. Üçte ikisi özel sektörün. Ama özel sektör borçları da devletin garantisi altında. Özel sektör karşılayamadığı takdirde devlet ödeyecek. Endişelerimiz biraz daha arttı” dedi.
DOĞU’DA BOŞALTILAN BÖLGELERDE GÖZLERİ VAR
“Doğu Anadolu’dan 2,5 milyon insan Batı’ya göç etti. Durduk yere bu gerçekleşmiyor” diyen Karamollaoğlu bu göçün terörün yanı sıra ekonomik kaygılardan kaynaklandığını söyleyerek dikkat çeken bir uyarı yaptı. Karamollaoğlu, “Boşaltılan bölgede ise birçok ülkenin gözü var.
Bir tarafta Ermenistan hayali, öteki taraftan başka bir etnik yapı. Yunanistan ile krizler arttı. Ama Yunanistan’ın Pontus hayali hâlâ geçmiş değil. En tehlikelisi ve en çok tedirgin eden ise İsrail’in arz-ı mevud hayali. Fırat ile Dicle havzamız onların tehdidi altında” dedi.
SİSTEM DEĞİŞİKLİĞİ PROBLEMLERİ ÇÖZMEZ
Karamollaoğlu, bölgemizde ciddi sorunlar yaşanırken Türkiye’nin ‘başkanlık sistemi’ tartışmaları yaşamasına da değinerek, “Bu gelişmeler yaşanırken biz her şeyi kenara bırakarak anayasa değişikliği, başkanlık sistemi ile uğraşıyoruz. Biz burada fikirlerimizi çok net ortaya koyduk. Bir sistem değişikliği problemleri çözmez. Sistem değişikliği değil, şu an da yönetimde bulunanların zihniyeti, politikaları, ülkenin içinde bulunduğu sıkıntıları gidermek için hangi politikaları izleyecekler esas problem orda” dedi.
NEREDE ‘ONE MİNUTE’ ŞİMDİ “Biz, ise bu gelişmelerin ardında ne yattığını düşünemiyoruz. Ortadoğu’daki petrol bunun en önemli unsuru. Ortadoğu’da ki petroller güçlü devletlerin iştahını kabartıyor. Bu büyük devletler, Ortadoğu’daki devletlerin de güçlü olmasını istemiyorlar” diyen Karamollaoğlu, şu ifadeleri kullandı: “Yarın ihtiyaç duyarlarsa aynen Irak’a, aynen Libya’ya yaptıkları müdahale gibi karşılarında bir direnç cephesi görmek istemiyorlar. Onlar ideallerinden vazgeçmezler. Ortadoğu’yu yeniden dizayn etme hayalinin altında Siyonizm’in arz-ı mevud ideali yatar.
Bazıları bunu hayalperestlikle, komplo teorileri ile izah etmeye kalkabilirler. Kusura bakmasınlar hepsi palavra. Petrolden de daha tehlikeli olan İsrail’in arz-ı mevud hayalidir. Bizim topraklarımızı arz-ı mevudun içinde görüyorlar. Biz de üstüne üstlük başka menfaatler sağlarız diye gidip İsrail ile bağlarımızı güçlendirmeye çalışıyoruz. Nerede ‘oneminute’ şimdi, gitti. İsrail bu konularda o kadar hırslıdır ki yıllar geçse bu davasından vazgeçmez.”
OYUNU GÖRMEZSEN, İSTER BAŞKANLIK DE, İSTER KRALLIK
Büyük Ortadoğu Projesi’nin asıl amacının Büyük İsrail Projesi olduğu hatırlatmasını da yapan Karamollaoğlu, konunun başkanlık tartışmasından daha önemli olduğuna işaret etti.
Karamollaoğlu, “Şimdi Büyük İsrail’i geliştirmek için çabalıyorlar. Bunun hiç gündeme geldiğini duydunuz mu. Yok. Bunu bilmemek cehalet olur. Bilmeyince hatalar yaparsınız. O zaman başkanlık olmuş, evet veya hayır çıkmış, ne fark eder. Sistem bir problemin çözülmesinde kısmen etkili olabilir. Birlik sağlanmış olur yönetimde, istikrar olmuş olabilir.
Ama o birliktelik yanlış istikamete yönlenmiş ise faydası yerine zararı olur. Bu gelişmenin önüne neyle çıkacaksın. Başkanlık ile çıkılmaz ki, parlamenter sistem ile de çıkılmaz. Bu tehlikeyi görüyor musun, görmüyor musun. Görmezsen istersen krallık getir, hatta başına gelene imparator de.
Ne dersen de. Ama problem çözülmez. Üzülerek ifade ediyorum. Bu problemin önünü kesmek için bir takım adımları atmaktan imtina ettik veya acze düştük” ifadesini kullandı.
İNGİLİZLER UÇAK YAPTIRMAZ
İngiltere Başbakanı TheresaMay’in Ankara ziyaretinde imzalanan uçak anlaşmasına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Karamollaoğlu, “İngiltere Başbakanı geldi, hanımefendi. Amerika’ya kırmızıları giyerek gitti, bizim ülkemize bir de siyahlar giydi geldi. Herkes bunun yorumunu yapıyor.
İngilizler ile uçak anlaşması yapmak problemleri çözmez. Sanki gerçekleşecekmiş gibi gözükse 15 veya 20 yıl sonra da gerçekleşmez. İngilizler, o uçağı yapmamıza kesin olarak bilinsin ki fırsat vermezler” dedi.
ABD’NİN PYD’YE YARDIMI VE TAMPON BÖLGE İSTEĞİNE SERT TEPKİ
Karamollaoğlu, açıklamalarında ABD’nin PYD’ye yaptığı silah yardımı ve istenen tampon bölge önerilerine de sert tepki gösterdi. Karamollaoğlu, “Maalesef bizi sırtımızdan vuran ülkeler ile dostluk kurarsak, onların bize vereceği zararı hafifletiriz sanıyoruz. Bunun olmayacağını bir türlü göremedik. Hükümet de söylüyor, AB bizim medeniyet projemizdi, şimdi gidiyor bizi bölmek isteyenlere destek veriyor’ diyerek.
Günaydın. Amerika stratejik müttefikimizdi, şimdi gidiyor PYD’ye destek veriyor. Üstelik dün isteyip de bu gün istemediğimiz güvenli bölgeye de Amerika kararlı. Amerika o güvenli bölgeyi kendi maksadına ulaşmak için oluşturmak istiyor. Türkiye de bunu görüyor. Bizi rahatsız ediyor. Ne yapacağız şimdi” diyerek eleştirdi.
BİZ BİR BÜTÜNÜZ, KAMPLAŞMAYALIM
Anayasa değişikliği tartışmalarının toplumu kamplaştırmaya götürmemesi gerektiğine de değinen Karamollaoğlu, “Biz bir bütünüz. Her şeyden önce bu ülkede kardeşliğe, birliğe beraberliğe ihtiyacımız var. Elbette problemleri çözmek için hepimizin farklı niyetleri, projeleri, tercihleri olabilir. Bu bize zenginlik katmalı. Bizi birbirimize düşman kamplar haline getirmemeli.
Bunu iktidar için de muhalefet için de söylüyorum. Bir an önce bu kamplaşmayı durdurmak mecburiyetindeyiz. Tehlike giderek büyüyor. Yarın bu ülkeye saldırı olsa askere giderken sen solcu musun, sağcı mısın, ilerici misin, gerici misin diye sormayacaklar. Herkes ülkeyi korumak için gerektiğinde silah altına girecek ve çarpışacak. Ne için, memleketimiz için. Bunu şimdiden sağlayalım. Bu tehlike olmadan sağlayalım” uyarısını da yaptı.
İKTİDARIN EN BÜYÜK PROBLEMİ İSTİŞAREYİ KISIR TUTMASIDIR
Karamollaoğlu, daha önce Anayasa değişikliğine ilişkin teklif ve önerilerini kamuoyuna açıkladıkları hatırlatmasını da yaparak, iktidarın istişareyi kısıtlı tuttuğunu ve sonuçta referandumdan çıkacak olan sonuca herkesin de rıza göstermesi gerektiğini şu sözlerle ifade etti: “Sözlerimizi yeri geliyor çarpıtanlar oluyor. Hiçbir zaman şahsi ve partizan bir düşünce altında fikirlerimizi söylemedik. Başkanlık sistemine karşı değiliz ama kuvvetler ayrımı kâmil manada gerçekleşmezse bu otoriter bir rejime döner, o da ülkeye fayda sağlamaz.
İktidarın da en büyük problemi istişareyi kısır tutmasıdır. İktidarda bulunanlar etraflarında sadece kendilerini teyit eden kişileri barındırır, itiraz eden, yanlışı söyleyen, ikaz eden kimseyi bırakmazlarsa o yaklaşımdan ülkeye hayır gelmez. Dostça kardeşlerimizi uyarıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı imzalarsa kamuoyuna gidilecek, millet tercihini verecek. Hangi tercih de bulunursa bulunsun, eğer kendi tercihimizin zıddı bir durum çıkarsa buna rıza göstermeliyiz.
Aynı fikirde değildik ama birliğimizi ve beraberliğimizi muhafaza edelim demeliyiz. Ama bunu asıl şimdi demeliyiz, yarın çok geç olabilir.”
OHAL’DE REFERANDUM PEK İSABETLİ OLMAZ
Açıklamalarından sonra soruları da yanıtlayan Karamollaoğlu, ‘OHAL’de bir halk oylamasını yapılıp yapılamayacağına’ ilişkin bir soruya ise; “Yapılırsa olur. Bu doğru mudur derseniz. Elbette bir takım siyasi hareketlerin kısıtlanabileceği bir ortamda referanduma gitmek pek isabetli olmaz. Böyle bir şey olursa ümit ederim ki, Cumhurbaşkanı da hükümet de en azından belli bir süre için OHAL’in kaldırılmasını sağlar. Yoksa doğru olmaz. İnsanlar fikirlerini söylemekten imtina eder” dedi.
PROPAGANDA SÜRECİNDE ÜSLUP UYARISI Karamollaoğlu, referandum sürecinde kutuplaşmaya sebep olabileceği ihtimali üzerine herhangi bir kampanya yapmayacaklarını da bir kez daha yineleyerek diğer siyasi partilere üslup uyarısı yaptı. Karamollaoğlu, “Bunu yaparken kullanılacak üslup önemli. Eğer bu üslup kutuplaşma meydana getirirse zarar verir.
Getirmeden bütün halkımızı kucaklayarak, böyle bir sistemin gelmesinden yanayız, bu ülkemize fayda sağlar. Ama ötekileri de saygılıyız diyebilirse o zaman söylenecek bir itirazımız olmaz. Biz kutuplaşmanın bu memlekete en büyük zararı verdiğini görüyoruz. İnsanlar komşu olmaktan çekiniyorlar. Birbirlerini yeri geldiği zaman hainlikle itham ediyorlar. Bir oylamadan dolayı bu ifadeler kullanılmamalı” diye konuştu.
BUNA AKINCI’NIN GÜCÜ YETMEZ
Kıbrıs konusunda da değerlendirmelerde bulunan Karamollaoğlu, KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın toprak tavizi yönündeki açıklamalarına da çok sert sözlerle tepki gösterdi. Karamollaoğlu, “Kıbrıs’taki gelişmeler bizim sözümüzün ne kadar doğru olduğunu gösteriyor. Akıncı tek başına kendi aklıyla kimseye danışmadan Kıbrıs’ı pazarlıyor. Biz buna rıza gösteremeyiz.
Böyle bir şeye de Akıncı’nın gücü yetmez. Bu günkü iktidar geçmişte Annan Planı’na verdiği destekle yaptığı hatayı inşallah bu sefer tekrar etmez. Kıbrıs, başkalarına peşkeş çekilecek kadar basit bir mesele değildir. Stratejik bir konumdadır, bizim için de çok büyük öneme sahiptir. Biz, Kıbrıs’a keyfi olarak gidip girmedik. Uluslararası anlaşmaların gereği olarak girdik. Şu an da Kıbrıs’ta barış var. Bize göre Kıbrıs’ta sorun yok. Ümit ediyorum ki, Akıncı’nın yaptığı hatayı hükümet tasvip etmez, onaylamaz” diye eleştirdi.
DENGESİZ BİRİ ABD BAŞKANI OLDU Karamollaoğlu, konuşmasının son bölümünde ise PYD’ye silah yardımı ile ilgili bir basın mensubunun sorusuna da şu karşılığı verdi: “Amerika’da bir seçim oldu. Dünyanın altı üstüne geldi. Dengesiz, hiç politik bir tecrübesi olmayan, hiç bürokratik tecrübesi olmayan sadece hileli ticaretten çok büyük paralar kazanan bir adam Amerika Başkanı oldu. Şimdi dünya bu adam nasıl bir kaos doğuracak ve biz bunun önünü nasıl keseriz endişesinin içinde.
Bizim buna (silah yardımına) rıza göstermememiz icap eder. Ama bunlar oraya nasıl gidecek orasını merak ediyorum. Ruslar, buna Lazkiye’den gönderin demez. Ürdün’den oraya bir destek gelebilir mi. Bu zırhlı araçlar havadan da zor gönderilir. Türkiye bu konuda kararlı bir duruş sergilerse bunun önünü kesebilir. Suriye içindeki kargaşanın çok daha farklı boyutlara ulaşacağını gösterir.”
Yorumlar
Yorum Yap