Gözden kaçırmayın

Sultandağı sallandıSultandağı sallandı

Gün FM’de yayınlanan Basın Odası programında ülkemizin Avrupa ülkeleri ile ilişkisi konuşuldu. Gazeteci İsmail Akar’ın hazırlayıp sunduğu Basın Odası programına Gazeteciler Ahmet Tunca, Polat Yılmaz ve Ertuğrul Sevim yorumlarıyla katıldılar.

“Türkiye ile AB arasındaki tansiyon, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yükselmeye başladı” diyen Gazeteci İsmail Akar, “Son günlerde AB ülkeleri Türkiye’ye peş peşe çok sert tepkiler gösterdi. Ankara ise Avrupa’dan gelen tepkilere, aynı sertlikle karşı yanıtlar verdi.


Hatta Avrupa Parlamentosu geçen Aralık ayında, OHAL uygulamaları nedeniyle Türkiye’nin AB ile yürüttüğü üyelik müzakerelerinin geçici olarak dondurulmasını teklif eden karar taslağını ezici çoğunlukla kabul etti. AB liderlerine tavsiye niteliği taşıyan ve hiçbir bağlayıcı olmayan karar, Türkiye’nin çok sert tepkisiyle karşılandı.


Bu arada AB Bakanı Ömer Çelik, ‘yok hükmünde’ dediği kararla ilgili şu yorumu yaptı: ‘Bu karar içerdiği vizyonsuzluk itibariyle, dili itibariyle ciddiye alınacak bir karar değil. Bu mesaj Kapıkule Sınır Kapısı’ndan içeri giremez’ dediğini hatırlatalım öte yandan Başbakan Binali Yıldırım da karara ilişkin, ‘Bizim açımızdan hiçbir önemi yok. AB ile ilişkiler zaten kerhen yürüyen ilişkilerdir’ dediğini hatırlatarak yorumculara konu hakkındaki düşüncelerini sordu.

 
“Avrupa’da hiçbir ülke bizim lehimize konuşmuyor”
 
Avrupa’nın 1900’lü yılların başlarından 1970’lere kadar ciddi liderler ve devlet adamları yetiştirdiğini söyleyen Gazeteci Polat Yılmaz, “Bu isimler hem Avrupa’ya hem de dünyaya yön verdiler. Avrupa iki büyük savaşın merkeziydi. Ülkeler yakıldı, yıkıldı, insanlar perişan oldu. Dolayısıyla bu süreçte büyük liderler çıktı ve Avrupa’nın gelişiminin birlikte olmasının gerekli olduğunu, bu birlikteliğe Türkiye’nin de katılmasının lazım olduğunu düşündüler.


1957’den itibaren Türkiye ile organik ilişkiler başladı ve en sonunda Türkiye’nin AB’ye adaylıktan birliğe girebilir denildiği günlere kadar gelindi. Hatta o dönemde çeşitli kutlamalar yapılmıştı. Sonra Avrupa’da bir şeyler oldu ve liderler küçülmeye başladı. Daha çok kendi tabanına oynayan liderler göreve geldi. Şu anda Avrupa’da hiçbir ülke bizim lehimize konuşmuyor.


Oysa biz Avrupa’nın bir parçasıyız. Bu nedenle referandum sürecinde bile Avrupa ile kavga ediyoruz. Bizim siyasi bağımız var. Bugün Avrupa’nın ırkçı söylemleri olan değil, büyük düşünen liderlere ihtiyacı var” diye konuştu.
 
“Ülkemiz AB’nin bir hıristiyan kulübü olduğunu anladı”
 
İnsan hakları, sömürgecilik ve insana bakış açısından Avrupa’nın dünyanın en sabıkalı kıtası olduğunu kaydeden Gazeteci Ertuğrul Sevim, “Sömürgeciliği icat eden İspanyollar, Portekizliler, İngilizler, Hollandalılardır. Geçen hafta Çek Cumhuriyeti’ne gittiğimde Nazilerin toplama kampını gördüm. İnsan yakma makineleri yapmışlar. Böyle bir kıtadan bahsediyoruz. Şu an gelinen noktada AB Bulgaristan, Letonya, Estonya gibi ülkeleri alırken bizi almadılar.


Hatta Kıbrıs Rum Kesimi bile AB’ye alındı. Sonuçta ülkemiz AB’nin bir hıristiyan kulübü olduğunu anladı. Bunların hiçbir şekilde Müslümanlara tahammülü yok. Son referandum sürecinde yaşananlar ortadadır. Hollanda’da bakanımıza yapılan uluslararası hukuka aykırıdır. Bırakın bakanı, bu uygulamayı konsolosa bile yapamazsınız. Böyle bir tablo var.


AB Türkiye’nin istikrarlı bir yapıyla yönetilmesini, İslam dünyasına ve doğu ülkelerine liderlik etmesini istemez. AB bölünmüş, parçalanmış ülkeler istiyor. Bu böyle gitmez. Büyük ihtimalle referandumda evet çıkması durumunda AB ile ilişkiler bitirip yeni bir sayfa açılacak” dedi.
 
 
 
“Şu an neredeyse sorunsuz olmadığımız ülke kalmadı”
 
Almanya’nın üç eyaletinde çifte vatandaşlığın kaldırıldığını söyleyen Gazeteci Ahmet Tunca, “Eğer bu gerginlik devam ederse Almanya’nın diğer eyaletlerinde de benzer uygulamalar devam edebilir. Şu evet-hayır hadisesi bir an önce bitse de gerginlik artık sona erse. Türk dış politikası hakikaten şu sıralar çok sıkıntılı günler yaşıyor. Pek çok Avrupa ülkesi ülkemizden kaçan teröristleri barındırıyor. Katliam yapıp Avrupa’ya kaçan teröristler var.


Aleni suç işleyenleri bile muhafaza ediyorlar. Halbuki suçluların iadesiyle ilgili uluslar arası geçerli olan anlaşmalar var. Avrupa devletleri bu anlaşmaları bile takmıyor. ABD ise FETÖ terör örgütü lideri Fetullah Gülen’i iade etmiyor, direniyor. Aynı durum bizim ülkemizde yaşansa Türkiye hemen suçluyu iade eder. Maalesef dış politikada komşularımızla sıfır sorunla yola çıkıldı. Ama şu an neredeyse sorunsuz olmadığımız ülke kalmadı. Bu konularda düzelmeler bekliyoruz” şeklinde konuştu.