Gözden kaçırmayın

Fiyatlar  Afyon Belediyesinden de ucuzFiyatlar Afyon Belediyesinden de ucuz

Fikr-i Asım Fikir ve Düşünce Derneği Genel Başkan Yardımcısı  Fatma Mert, Başkanlık sistemi ve yeni anayasa ile ilgili açıklamalarda bulundu.


Mert yaptığı açıklamada sistemi şu şekilde özetledi;

"Başkanlık Sistemi Türkiye siyasetinde bugüne dek çok tartışılıp sık sık gündeme getirilen bir konudur. Başkanlık Sistemine genel olarak baktığımız da; Temsili siyasal sistemlerden birisidir. Bu sistemin Amerika’da başarılı olduğu için genel olarak bu ülke üzerinden tartışmalar yoğunlaşmaktadır.


Ancak; her Devlet idaresinin Halkın kendi iradesi ve tercihiyle seçtiği kişi tarafından icrasıdır. Başkanlık sisteminde yürütme yasama arasında fark vardır ve biri diğerinden bağımsızdır. Bu sistemde devlet başkanı direkt olarak halk tarafından seçilir. Yürütme bir kişiden oluşur, parlamentonun güvenoyuna ihtiyaç duymaz ve vazifeleri itibariyle birbirinden ayrıdır. Yasama, Yürütme ve Yargı üçgenine bakıldığında karşılıklı bir istikrar ve denetleme işleyişi görülür.



Yani, iki unsur birbiri arasında dengeyi sağlarken olumsuzlukları da frenler. Genel olarak Başkanlık sisteminin yararlarına baktığımızda; -Kararlı bir idare, kuvvetli bir iktidar söz konusudur. Süratli ve aktif olan bir yönetim mantalitesi sistemin temelini oluşturur. Daha önceden Parlamenter Sistemlerde yaşanan kısa ömürlü koalisyon hükümetleri ve beraberinde getirdiği kargaşa söz konusu değildir. -Başkan direkt olarak halkın çoğunluğunun oylarıyla seçildiğinden dolayı milletvekillerine bağımlı değildir yani gücünü sadece halktan alır.


Daha öncede değindiğimiz gibi Yasama, Yürütme, Yargı üçlüsünde denge ve denetimi sağlar. -Ülkede çözüme ihtiyaç duyulan meselelerde Parlamenter Sisteme göre daha süratli hal çaresine gidilir ve etkin Parlamento işleyişi gündeme gelir. Dünya Endüstri asrına girerken Osmanlı İmparatorluğu bu dönemi anlayıp, değerlendirip yönetecek ekibe sahip değildi. Osmanlı İmparatorluğu bu sebeple kaybederek bedel ödedi. Bakıldığında Ülkeler her dönem iyi yönetim arayışı içinde olmuşlardır. İyi yönetme konsepti yalnızca Antik Çağlarda sınırlı kalmayıp günümüzde de mühim bir kavramdır.


Tarihimiz detaylı incelendiğinde Atatürk Dönemi ve tek partili iktidarlar döneminde örtülü başkanlık modelinin uygulandığı görülür. 1923-1950 seneleri arasında İdare Sistemi olarak Parlamentarizm olsa da edimsel olarak başkanlık sisteminin tatbik edildiği süreçtir. Atatürk ve İnönü başkan gibi hareket etmişlerdir. Uzun süredir Ülkemizde konuşulmakta olan başkanlık sistemi aslında doğru olmayan bir zeminde yapılıyor. Bazı kesimlerin bilinçli bir şekilde başkanlık sistemi ile ilgili geriye dönük söylemleri ve tartışmaları görmezden gelerek ilk defa bu dönemde düşünülüp ortaya atılmış gibi gösterilerek Kıymetli Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsı için istediği bir sistem olarak gündeme getirilmeye çalışılıyor.


Tam aksine baktığımızda Türkiye başkanlık sistemini 45 yıldır tartışmaktadır. Sağ görüşlü siyasi partilerin Liderleri Türkiye için başkanlık sisteminin gerekliliğini ortaya koymuşlardır. Velhasıl Başkanlık sistemi yarım asırdır konuşulmaktadır ve Ak Parti veya Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan ile gündeme gelmiş bir konu değildir. Türkiye olarak, bu konuyu millet, tarih ve gelecek eksenli olarak düşünüp tartışmalıyız. Zira kişi meselesi değil bir Ülke meselesidir.

TÜRKİYE İÇİN CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİNİN ÖNEMİ

Ülkemizde uygulanacak olan Cumhurbaşkanlığı HükümetSistemini tek adamlılık ve diktatörlük kavramlarıyla eşleştirilerek yanlış anlaşılmasına engel olmaktadır. Gerçek manada ülkemizin menfaatine sağlayacağı katkıları gündeme getirmeliyiz ve yapısal bir mesele olarak algılamalıyız. Uluslararası sistemde rekabet edebilmenin yolu ülke içindeki yapısal problemlerin çözüleceği varyasyon (değişim) süreciyle gündeme gelir. Bu süreç de sistemsel değişimle mümkün olur.


Yaşanan iç ve dış gelişmeler sonucu Ülkemizde gelinen radde mevcut mekanizmanın tedavi edilmesinden öte sistemde yapısal değişiklik ile mümkündür. Öncelikle Anayasa değişikliği yapılarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilmesidir. Türkiye’de geriye dönük koalisyon Hükümetleri ile 2001-2016 yılları arasındaki Hükümetimizi karşılaştırdığımızda koalisyonlu bir yapının eksileri rahatlıkla görülebilmektedir. Ülkemiz de Ak Parti dönemi olarak baktığımızda içeride ve dışarıda çok şükür muteber durumdadır. Kendi gayretleriyle ülkesel problemlerin çözümünde bir paradigma sergilemiştir.


İktisadi meselelerden sağlık alanına, dış siyasetten ulaştırmaya dek yapılanlar göz ardı edilmemelidir. Hamdolsun Ülkemiz Cumhurbaşkanımız Sn. Erdoğan Liderliğindeki bir hükümetle yani halkın iradesiyle yönetiliyor. İstikrar ve güven için bu sisteme ihtiyacımız var, nasıl 15 Temmuz’da tüm halkımız istikrarın devamı ve hainlere ders vermek için sokaklara çıkıp Devletimize destek olmuşsa bizler de şimdi Anadolu’yu gezip istikrarın devamı için Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin getireceği artılarıanlatmalıyız.


Hepimizin malumları olduğu üzere; neden büyüyoruz? neden gelişiyoruz? diye sürekli Türkiye’yi takip eden ve istikrarımızı engellemek isteyen bir Avrupa var. Bunları göz önünde bulundurarak hepimiz üzerimize düşeni yapmalıyız.

CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ’NİN SAĞLAYACAĞI GENEL FAYDALARA BAKACAK OLURSAK; KALICI SİYASİ İSTİKRAR

İstikrarın sağlanması için seçimden mutlaka tek başına iktidar çıkacak ve Siyasi istikrar kalıcı hale gelecektir. Seçim yapıldıktan sonra 5 yıl içinde tekrar seçim söz konusu olmadan, uzlaşma kültürüyle Hükümetin kurulması ile ilgili sorun yaşanmayacaktır. Hızlı ve etkili icraat Oluşturulacak olan yeni yönetim modeli sayesinde hızlı ve etkin idare ile kurumların işleyişini çabuklaştırarak bürokrasi azaltılıp ekonomik büyüme elde ederek refah ve kalkınmanın garantisi sağlanacak. Dolayısıyla 2023 hedeflerimize ulaşmada hız kazanılacaktır.

GÜÇLÜ YASAMA GÜÇLÜ İCRAAT

Vesayet sistemi tamamen bitirilip, Meclis ve Hükümet halk tarafından seçilerek güçlendirilecektir. Dolayısıyla Devletin gerçek sahibi Milletimiz olacaktır. Hükümet kendi çalışmalarını yaparken Meclis Kanun yapacak ve Hükümeti denetleme görevini görecektir. GÜÇLÜ YASAMA, GÜÇLÜ İCRAAT, GÜVENLİ VE HUZURLU TÜRKİYE Kurumsal yenilenmeyle oluşturulan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile güçlü hükümet huzurun, güvenliğin ve hürriyetin teminatı olacaktır.


Terör ve diğer güvenlik politikalarımız daha etkin şekilde ele alınacaktır. GÜÇLÜ MECLİS, GÜÇLÜ TEMSİL Meclis asli görevi olan yasayı yapacak ve hükümeti millet adına denetleyecektir, bu vesileyle de halkımızın beklentileri ve talepleri seçtikleri milletvekilleri aracılığıyla çıkarılacak olan Kanunlara daha çok yansıtılmış olacaktır.

CUMHURBAŞKANI’NIN PARTİSİ İLE İLİŞİĞİ KESİLMİYOR Bu Sistemde Cumhurbaşkanını halk seçtiği için siyasi sorumluluk yükleniyor. Bu vesileyle seçime partili olarak girip seçildikten sonra bulunduğu siyasi partiden ayrılması oy aldığı halka karşı doğru değildir.

GÜÇLÜ YÖNETİM, GÜÇLÜ TÜRKİYE

Ülkemizin kendi bölgesinde ve küresel siyasette daha etkili bir pozisyona yükselmesi, Uluslararası problemlerin çözümünde söz sahibi olması açısından güçlü bir Türkiye’ye ihtiyaç vardır. Bu da güçlü hükümet sistemi ile sağlanır.

CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ İLE İLGİLİ HAZIRLANMIŞ OLAN KİTAPÇIKTA YER ALAN MADDELER

1- MİLLETVEKİLİ SEÇİLME YAŞI 25’TEN 18’E İNİYOR
• Gençlere siyasette alan açılacak. • Seçme ehliyetine sahip olan seçilme ehliyetine de sahip olacak. • Gençlerin bakış açısı daha fazla siyasete yansıyacak. • Siyasete hareket gelecek. • Gençler erken yaşlarda siyasi tecrübe sahibi olacak.
2-MİLLETVEKİLİ SAYISI 550’DEN 600’E ÇIKIYOR
• Bu düzenlemeyle temsiliyet genişleyecek, artan nüfusun mecliste temsili sağlanacak. • Vatandaşımız kendi ilinde daha fazla temsilciye sahip olacak. • Siyasette daha fazla temsil imkânı sağlanacak.
3-MECLİS GÜÇLENİYOR KANUNLARI HÜKÜMET DEĞİL MİLLETVEKİLLERİ TEKLİF EDİYOR
• Kanun yapımında meclis iradesi ön plana çıkıyor. • Meclisin bilgi edinme ve denetim yolları korunuyor. Meclis araştırması, genel görüşme, meclis soruşturması ve yazılı soru yöntemleri geçerliliğini sürdürüyor. • Yazılı soruya hükümet üyeleri tarafından 15 gün içinde cevap verilmesi mecburiyeti getiriliyor. • Mecliste hazırlanıp kabul edilen kanunu Cumhurbaşkanı’nın geri göndermesi durumunda da son söz meclisin oluyor. Meclis kanunu salt çoğunlukla aynen kabul edip tekrar gönderebiliyor. • Meclise ilk defa Hâkimler ve Savcılar Kurulu için üye seçme hakkı getiriliyor.

4-CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ VE MECLİS GENEL SEÇİMİ 5 YILDA BİR AYNI GÜN YAPILIYOR
• Meclis seçimleri 4 yılda birden 5 yılda bire çıkıyor. • Meclis ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri aynı gün yapılıyor. • Cumhurbaşkanlığı seçiminde iki turlu sistem uygulanıyor. • Bu yolla 5 yıllık kesintisiz istikrar dönemleri geliyor. • Halkın gündemi sürekli seçimlerle meşgul edilmiyor. • Erken seçim ihtimali azalıyor, kriz çözme ve uzlaşma kültürü ön plana çıkıyor. • Birlikte yapılan seçimler birlikte çalışma kültürünü de destekliyor.
5-CUMHURBAŞKANI VEYA MECLİS SEÇİMİ YENİLEME KARARI VERİRSE, İKİ SEÇİM AYNI ANDA GERÇEKLEŞİYOR
• Cumhurbaşkanı’na ve meclise, seçimleri yenileme yetkisi tanınıyor. • Cumhurbaşkanı seçim kararı alabiliyor. Aynı şekilde meclis de beşte üç çoğunlukla seçim kararı alabiliyor. • İki seçim birlikte yapılıyor. • Bu düzenleme esasen uzlaşma ve uyum getiriyor. • Cumhurbaşkanı erken seçim kararı alırsa kendi süresini de kısaltmış oluyor. • Birlikte erken seçim, sistem krizini önlüyor ve uzlaşma arayışının güvencesi oluyor.

6-CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ CUMHURBAŞKANI’NIN PARTİSİ İLE İLİŞİĞİ KESİLMİYOR

• Milletin doğrudan Cumhurbaşkanı’nı seçmesi ile birlikte Cumhurbaşkanı’nın siyasi sorumluluğu doğuyor. • Partili Cumhurbaşkanlığı ile siyaset daha samimi ve reel bir zemine kavuşmuş oluyor. • Parti kurulları ve kanalları Cumhurbaşkanlığı makamının halkla iletişimini ve ortak akıl ile politika oluşturmasını kolaylaştırıyor. • Bu durum siyaset üstü konularda tüm partilerle çalışmaya engel olmuyor. • Dolayısıyla seçime partili olarak girip seçilen Cumhurbaşkanı’nın partisi ile ilişiğinin kesilmesi gerçekçi değildir. • Cumhurbaşkanı’nın partili olması seçildikten sonra bütün milletin Cumhurbaşkanı olmasına engel değildir (Bugünkü Başbakan ve Bakanlar gibi).

7-CUMHURBAŞKANI’NA KARARNAME ÇIKARMA YETKİSİ VERİLİYOR

• Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde çift başlılık ortadan kalkacağı için, şu an Bakanlar Kurulu’nda olan kararname çıkarma yetkisi, hükümetin başı olan Cumhurbaşkanı’na devrediliyor. • Cumhurbaşkanı, idari düzenlemeleri Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile yapıyor. • Temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle siyasi haklar ve ödevler konusunda kararname çıkaramıyor. • Anayasada kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda kararname çıkaramıyor. • Kanunda açıkça düzenlenen konularda kararname çıkaramıyor. • Kararname ile kanunlar çeliştiğinde, kanun hükümleri uygulanıyor. • Meclisin aynı konuda kanun çıkarması durumunda kararname hükümsüz hale geliyor. • Kararnameler meclisin ve Anayasa Mahkemesi’nin denetimine tabi oluyor.

8-ÜST DÜZEY KAMU GÖREVLİLERİNİ CUMHURBAŞKANI ATIYOR

• Cumhurbaşkanı üst düzey kamu görevlilerini kararnameyle atıyor ve görevden alıyor. • Yeni yönetim işbaşına geldiğinde, hızla kendi ekibini kurup icraata başlama imkânına sahip oluyor. • Atamalarda bürokratik gecikmeler ortadan kalkıyor. • Performansa dayalı görev değişiklikleri hızla yapılabiliyor. • Görevde ehliyet ve liyakat ön plana çıkıyor.

9-KURUMLAR İLE İLGİLİ İDARİ DÜZENLEMELER CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESİ İLE YAPILIYOR

• Kurumların yapısal dönüşümleri, benzer iş yapan birim veya kurumların birleşmesi kolaylaşıyor. • Günümüz hız çağı. Yeni teknoloji ve uygulamaların gerekli kıldığı kurumlar hızla hayata geçiriliyor. • Kurumsal düzenlemeler ile uğraşmayan meclis, esasa ilişkin konulara ve kanun yapımına daha fazla zaman ayırabiliyor. • Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri ile yerel tüzel kişiliğe sahip kurumlar kurulamıyor.

10-SORUMLU CUMHURBAŞKANLIĞI GELİYOR

• Cumhurbaşkanı’nın “sorumsuzluğu” ortadan kalkıyor, yani “yetkili ama sorumsuz” olmaktan çıkıyor. • Cumhurbaşkanı’na denetim ve cezai sorumluluk geliyor. • Cumhurbaşkanı şu anki anayasaya göre meclisin dörtte üç oyuyla yalnızca vatana ihanetten yargılanabiliyor. • Şimdi ise hakkında herhangi bir suç işlediği iddiasıyla soruşturma açılabiliyor. • Hakkında soruşturma açılan Cumhurbaşkanı erken seçim kararı alamıyor. • Yeni sistemde Cumhurbaşkanı meclise ve millete karşı sorumlu oluyor. • Bugünkü sistemde Cumhurbaşkanı’nın tek başına yaptığı işlemler yargı denetimine tabii değildir. • Yeni sistemde Cumhurbaşkanı’nın bütün iş ve işlemleri yargı denetimine açılıyor.

11-BÜTÇE HAZIRLAMA VE SUNMA YETKİSİ CUMHURBAŞKANI’NA VERİLİYOR

• Bütçe kanunu teklifini hazırlayıp meclise sunma yetkisi Cumhurbaşkanı’na veriliyor. • Bunun dışında kanun teklifi verme ve yapma yetkisi mecliste. • Bütçe Kanunu ile Kesin Hesap Kanunu aynı maddede birleştiriliyor, mecliste birlikte görüşülüp karara bağlanıyor. • Bütçe kanunu mecliste onaylanmazsa, öncelikle geçici bütçe hazırlanıyor. Bu da olmazsa, bir önceki yılın bütçesi yeniden değerleme oranına göre artırılarak yürürlüğe konuyor. • Böylece bütçe ile ilgili nihai karar meclise ait oluyor.

12-SIKIYÖNETİM KALKIYOR, OHAL YENİDEN DÜZENLENİYOR

• Sıkıyönetim uygulaması tarih oluyor. • Olağanüstü Hal, 15 Temmuz hain darbe girişiminin sonuçları ve terör tehditleri de göz önüne alınarak, yeniden tanımlanıyor. • Mevcut sistemde Bakanlar Kurulu yetkisinde olan OHAL ilanı, yeni sistemde Cumhurbaşkanlığı’na veriliyor. • OHAL ilanı aynı gün meclisin onayına sunuluyor. • Meclisin OHAL’i uzatma, kısaltma ya da kaldırma yetkisi bulunuyor. • Bu dönemde çıkan kararnameler üç ay içinde meclisin onayına sunuluyor. • Cumhurbaşkanı OHAL ilanını ve OHAL kararnamelerini meclisin onayına sunduğu, meclisin OHAL’i uzatma, kısaltma ya da kaldırma yetkisi de olduğu için, meclisin bu konudaki denetleme gücü ve sorumluluğu ön plana çıkıyor. • OHAL de olsa seçim süreci tamamen YSK’nın denetiminde gerçekleşiyor. • OHAL terörle mücadeleyi hedeflediği için güveni artırıyor. Vatandaş güvenli bir ortamda özgür iradesini sandığa yansıtıyor.

13-YARGININ BAĞIMSIZLIĞI İFADESİNE “TARAFSIZLIĞI”DA EKLENİYOR

• Yargının bağımsız olması yetmez, tarafsız da olması gerekir. Tarafsızlığı anayasal hüküm haline getiriyoruz. • Anayasamıza eklenen bu ibare yargıya olan güveni arttıracaktır. • İleride yapılacak yargı düzenlemelerinde esas kabul edilecektir. • FETÖ ve benzeri terör yapılanmalarının yargı içinde güç kazanması engellenecektir.

14-YARGI SİVİLLEŞİYOR

• Askeri yargı tümüyle kaldırılıyor. Sadece disiplin mahkemelerine izin veriliyor. • Askeri mahkemeler sadece savaş halinde kurulabiliyor. • Yargıda birlik geliyor. Asker ve sivil ayrımı ortadan kalkıyor. Vatandaşlarımızın hepsi aynı yargı kurumlarına tabi oluyor. • AB müktesebatına uyumlu ve demokrasi standartlarını yükselten bir uygulama daha hayata geçirilmiş oluyor.

15-HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU’NA YENİ DÜZENLEME GELİYOR

• HSYK’nın yapısı ve seçim yöntemi değişiyor, adı Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) oluyor. • Üye sayısı 22’den 13’e, daire sayısı 3’ten 2’ye düşüyor. • Adalet Bakanı ve Adalet Bakanlığı Müsteşarı’nın mevcut durumu korunuyor. • HSK’nın 4 üyesi, mevcutta olduğu gibi Cumhurbaşkanı tarafından seçiliyor. • HSK’nın çoğunluğunu oluşturan 7 üye ilk kez meclis tarafından seçiliyor. • Meclise üye seçimi düzenlemesiyle demokratik meşruiyet güçlendiriliyor. • Yargı kurumu üyeleri arasında seçime dönük rekabet ve gruplaşma son buluyor, meclisin iradesi öncelik kazanıyor. • Yeni düzenlemeyle FETÖ tipi yapılanmaların HSK’ya etki etme imkânı ortadan kaldırılıyor." Dedi.