Gözden kaçırmayın
Malak ve Çal ailelerinin mutlu günüAfyonkarahisar Belediyesi Musiki Eğitim Merkezi Başkanı Raif Somer, sayısız konser ve başarılarla dolu sanat hayatını anlattı.
Deyim yerindeyse müzikle doğup müzikle büyüyen usta sanatçı, musiki sevdalılarını 30. yılına ulaşan Musiki Eğitim Merkezi`ne katılmaya davet etti.
Müziğe nasıl başladınız?
? Müziğe küçük yaşta başladım. İlkokul dönemlerimde gerek şiirsel gerekse nağmesel bir ilgim vardı. 1959-1960 yıllarında Ankara`daki akrabamızın talebi doğrultusunda babam izin vermese de Ankara Radyosu Çocuk Korosu Şan Bölümü`ne girecektim. Sesim iyiydi o zaman. Tabi şimdi iyi değil. Ortaokul dönemlerimde kendime ait çalışmalarım oldu. Lise dönemlerinde söz ve bestesi bana ait bir sürü amatör çalışmalarım var. Daha sonra bunları ileriki yıllarda biraz daha bilimsel olarak hayata geçirdim.
Afyonkarahisar Musiki Eğitim Merkezi`nden bize bahseder misiniz?
? Afyon`da musiki kültürüne hizmet etmek isteyen veya bu konuda yeteneği olan insanlara yardım etmek, onları eğitmek, geliştirmek ve topluma kazandırmak ve müzik kültürüne katkıda bulunabilmek için o zamanın Belediye Başkanı rahmetli Erdal Akar`a talebimiz doğrultusunda olumlu bir cevap alarak bugünlere kadar geldik.
Musiki Eğitim Merkezi ile buluşmanız nasıl oldu?
Afyon Musiki Eğitim Merkezi olarak önceleri yer arayışlarımız vardı. Bu yer arayışlarımız içersinde bir türlü Musiki Cemiyeti`ni barındıracak Musiki Cemiyeti`nin çalışmalarına faydası olacak bir yer bulamadık. İlk olarak dönemin Valisi Hüsnü Tuğlu`yu ziyaret ederek yer talebinde bulunduk. O zaman Yeni Hükümet Binası daha yapılmamıştı. Kendi oturduğu makamı bana göstererek Ben bile burada oturuyorum size ne oluyor gibi bir ifadede bulundu. Sayın Valimizden olumsuz bir cevap aldıktan sonra rahmetli Erdal Akar Yukarı Pazar Caddesi`nde bulunan binayı bize tahsis etti. 1987`den 1991`e kadar çalışmalarımızı o binada sürdürdük.
Musiki Eğitim Merkezi`ndeki çalışmalarınızda musiki anlamda sizin için en önemli unsurlar nelerdir? Solistler ve icra heyeti neye göre belirleniyor? Kriterler nelerdir?
Erdal Akar rahmetli başkanımızla görüşürken bize yer konusunda yardımcı olabileceğini ancak maddi yönden yardım edemeyeceğini söyledi. Bizde kendisine bizim için önemli olan çalışmalarımız için fotokopi, enstrüman ve bazı giderlerin karşılanması gerektiğini söyledik. Bunun üzerine Musiki Cemiyeti`ni Belediye`nin bir birimi olarak değerlendireceğini söyledi. Burada eğitim verelim, çalışmalar yapalım, gençlerimizi eğitelim dedim ve olumlu karşılandı. Musiki Eğitim Merkezi olarak çalışmalara başladık. Ve ilk günlerde sanıyorum 40`a yakın ortaokul ve lise düzeyinde öğrenciler geldi ve onlara belli bir eğitim vermeye çalıştık. Musiki Eğitim Merkezi ismi buradan geldi ve bu oluşum bu şekilde başladı.
Musiki Eğitim Merkezine yeni başlayacaklar için önerileriniz nelerdir?
Çalışmalarımızda koro, solo, kişisel diksiyon, kişilerin meraklı olanların şarkı veya türkü söylemek isteyenlerin, öğrenmek isteyenlerin her zaman yanında olduk. Burada yaptığımız çalışmalar buraya gelen arkadaşlara yeni eserler öğretmek, yeni repertuarlar kazandırmak. Gerekirse onların musiki ile ilgili sorulara yeterli cevapları verebilmesini sağlamak. Afyon`da kurulmuş kapanmış dağılmış bir sürü koro var. Bunları göz önüne aldığımız zaman yeterli disiplinle çalışma olmadığını görüyoruz. 30 yıl gibi uzun bir zaman diliminde Musiki Cemiyeti`ni ayakta tutuyorsak buradaki birlikteliğimiz, bilgi alışverişimiz, disiplinli olmamızdan kaynaklanmaktadır.
Gelecek olanlar yeteneklerini bu sayede ön plana çıkaracaklar. Buradan da duyuru yapmak istiyorum. Koromuz için yetiştirilmek üzere Musiki Eğitim Merkezi`ne katılmak isteyen arkadaşlarımızı bekliyoruz.
Afyonkarahisar Musiki Eğitim Merkezi olarak bugüne kadar farklı konserlerle sanatseverlerle buluştunuz. Bu konserlerden hangisi sizi daha çok etkiledi?
Genelde bütün konserlerde hepimiz seyircinin çok olması bizi mutlaka etkilemiştir. Bir de çok olmaması. Ama ben şunu söylemişimdir. Seyirci olarak bir kişi dahi gelse hiçbir taviz vermeyerek o konseri icra ettik. Her zaman için seyirciye saygımız sonsuz olmuştur. Protokol ne kadar zengin olursa bizim coşkumuz da o kadar zengin olur.
Konser çalışmalarınızı ne sıklıkta yapıyorsunuz? Repertuvar seçimlerinizde neleri göz önünde bulunduruyorsunuz?
Repertuvar seçimlerini genellikle ben üstleniyorum. Genelde daha önce seslendirmediğimiz eserleri icra etmeye çalışıyoruz. Yeni eserler öğretmek çok zor olduğundan yılda 2 konser veriyoruz. Bugüne kadar 30 yılda yaklaşık 60 konser verdik. Bir konserde geçen eseri ikinci bir konserde tekrar etmemeye özen gösterdik. Belki kaçırdığımız olmuştur. Bugüne kadar 1.200 eser seslendirdik. Konserlerde yeni eserlerden oluşan repertuvar hazırlamaya özen gösterdik. Bu da kolay bir şey değil. Herkesin kulağında olabilecek icra edilen şarkılardan, güzel eserlerden seçmek de çok önemli.
Şehir dışı konserler verdiniz mi?
Şehir dışında İstanbul, Bilecik, Dazkırı, Dinar, Sandıklı ve Çay`da değişik zamanlarda konserler verdik.
TRT repertuarlarında size ait besteler de bulunmaktadır. Bu besteleri TRT repertuvarına nasıl kazandırdınız? Hangi aşamalardan geçti?
Amacım TRT repertuvarına eser kazandırmaktı. Afyonumuza beste çalışmalarıyla destek veren bir büyüğümüze, beste yaptığımı ifade ettim. O zamanlar enstrüman kullanmayı bilmediğim için bu besteyi notaya nasıl alabileceğimle ilgili bilgiler aldım. Besteyi notaya almanın bir ücreti olduğunu ifade etti. Sadece bir şarkıyı notaya almak için söylediği rakam o gün için en az bir memurun iki aylık maaşıydı.
Sene 1983. O gün o işi kendim yapacağıma inandım. Hemen ud aldım. Udu kendim icra ederek öğrendim. Nota bilgim zaten ilkokul ve ortaokulda iyiydi. Rahmetli ilkokul hocam Zihni Çerçel`in bu konuda bütün sınıfa, derslerine girdiği bütün öğrencilere büyük faydası olmuştur. Boş zamanlarda hep bizi müzikle eğlendirirdi. Kendisi keman çalardı. Daha sonra 1984-1985 yıllarında ilk sözleri bana ait rast besteyi TRT`ye gönderdim. Ama olumsuz cevap aldım. Bir eserin cevaplanması yaklaşık 8-9 ay sürüyor. Bu da çok heyecanlı ve sıkıntılı bir bekleyiş.. Çoğu kişi nağmelerini TRT`nin kıstaslarına esir etme dedi. Ama ben yılmadım. Sanıyorum 5-6 sene sonra ilk şarkım geçti. Bu arada radyodan, televizyondan o zaman için kitaplar edindim. Faydalanabileceğim eserler aldım.
1986-1987`den TRT ile görüşerek nota temin etmeye başladım. Ücretle bazı nota yayıncılarından nota aldım. Daha sonra Eskişehir Yunus Emre Beste Yarışması`nda ödül aldım. Bunların teşvikiyle çalışmalarıma devam ettim. Fakat en büyük sıkıntıyı Afyon`da yaşadım. Musiki Eğitim Merkezi`nin elemanları ayıplanmak gibi bir tutumla karşı karşıya kaldıkları için çalışmalara enstrüman getirmiyorlardı. Bu yüzden enstrüman almaya başladım. Buradaki arkadaşlara çalışmaları için ud çalana ud, keman çalana keman, kanun çalana kanun vererek utanmasınlar ayıp olmasın diye arkadaşlarıma yardımcı olmaya çalıştım. Şu anda 12 tane Türk Müziği enstrümanım var.
Allah izin verirse bunları zaten Afyonkarahisar Belediyesi Kent Konseyi`ne hediye edeceğiz. Kendimi daha iyi yetiştirmeye çalıştım. Daha iyi şeyler yapmaya çalıştım. Öğrendiklerimi arkadaşlarıma aktardım. Benim bir prensip olarak kabullendiğim şey Öğrenmek içim çalıştım. Çalıştıkça öğrendim. Ve öğrendikçe öğrettim. idi. Paylaştım arkadaşlarla bunu. Bunun çok faydası oldu. Burada gelen bütün arkadaşlarımın bu konuda her türlü sorularını cevap verebilecek kapasitede. Bu edindiğimiz bilgiler okuduğumuz kitaplar TRT`de çalışan büyüklerimizden öğrendiğimiz bilgilerle bir şeyler yapmaya çalıştık.
Toplamda kaç besteniz var? Bunların kaçı TRT repertuarında?
Benim 1988-1992 yılları arasında yaptığım bestelerden 15 tanesi TRT repertuvar kurulunda. 1992`den sonra TRT`ye eser göndermedim. Çünkü gönderdiğimiz esere 9 ay, 10 ay, bir sene cevap gelmiyor. Ayrıca gönderdiğimiz eserlerin TRT repertuvarlarında raflarda bekletildiğini görüyoruz. Orada bu eserler küfleniyor, paslanıyor. Yazık değerlendirilmiyor. Bütün bunların verdiği olumsuzluklardan dolayı göndermeme kararı aldım. Şu anda 120`nin üzerinde bestem var. 15`i TRT repertuvarında, diğerleri ise şuanda kendi çalışmalarım olarak bulunuyor.
2 tane Afyon Türküsü yaptım. 17 ilahim var. Halen beste çalışmalarına devam ediyorum. 1998 yılında ilk defa beni mutlu eden olay Milliyet gazetesinin açtığı yılın en iyi on şarkısı adayı içersinde benim acem kürdi bir şarkım yer almıştı. Bu tür şeyleri görmek bizim gibi emek verenler için sevindirici oluyor. Amatör bestecilerin şiirle uğraşan insanların bu şekilde onure edilmeleri, beğenilmeleri teşvik edici bir olay.
Sizce musikinin daha da gelişmesi adına yapılması gereken projeler ve atılması gereken adımlar nelerdir?
Bizim gibi derneklerin çoğalmasında fayda var. Çünkü bugün Türkiye`de kendini kanıtlamış isim yapmış sesiyle, bilgisiyle, yeteneğiyle kendisini göstermiş sanatçılar varsa bunların kökenine baktığımızda hepsinin de temelinde musiki cemiyetleri vardır. O yüzden bunlara değer verilmesi bu konuda cüzi de olsa yatırımlar yapılması gerekiyor. Bizim Belediye Musiki Eğitim Merkezi olarak Belediye`ye burada yaptığımız ağırlık nedir maddi olarak. İşte yer, ısınma, elektrik, onun haricinde son 2 seneye kadar amatör bir çalışmayla yürüttük çalışmalarımızı. Ama son 2 senedir biraz da öğrencilere katkısı olsun diye konservatuvardan öğrenciler getirdik. Onlar içinde bir gelir kaynağı oldu. Neydi bu kişi başı 100-150 lira çok bir para değildi ama onları da o şekilde değerlendirdik. Gerek Valilik gerek Kültür Müdürlüğü gerekse belediyelerin sanatsal konulara biraz daha katkıları olur sanıyorum. Afyon`daki bu tür koroların daha da artması insanların boş zamanlarını daha iyi değerlendirmesi, sağda solda vakit geçirmektense bu tür yerlerde hem bilgi sahibi olması hem de kendini eğitmesi, varsa içlerinde yeteneklerinin ön plana çıkması bakımından biz büyüklerimizden destek bekliyoruz.
Afyonkarahisar`da Musiki Eğitim Merkezi uzun yıllar tek başına faaliyet gösterdi. Son yıllarda farklı grupları görüyoruz. Değerlendirmeleriniz nelerdir?
? Ben çok mutluyum. Şöyle bu kuruluşlar arasında görünüşte bir rekabet yok. Ancak kabul etmemiz lazım gizli gizli rekabetimiz var. Yani biz daha iyisini yapalım şeklinde. Bu bakımdan bu tür koroların oluşmasında ve artmasında fayda var. Bugün İzmir`de 150`nin üzerinde, Ankara`da 100`ün üzerinde, Samsun`da 20-25 tane koro var. Benim burada değinmek istediğim bir tek şey var. Koroların da bu kuruluşların da birbirlerine destek olmaları lazım.
Seyirci olarak, eleman olarak... Bugün konserlerde gördüğümüz olay şu; bütün koroların hepsinin şefleri dâhil birbirlerine destek içerisinde. Kendi enstrüman çalan icracı arkadaşlarını gönderiyorlar. Veya kendileri koroya katılıyorlar. A korosunun şefi B korosunda solist ya da korist olarak görev alıyor. Daha önce dağılan korolarımız vardı. En çok üzüldüğüm Üniversitede Öğr. Gör. Alper Soybilgen hocamızın kurduğu Neva Grubu vardı. Üzülerek söylüyorum grubun dağıldığını öğrenince çok etkilendim. Tam tersine çoğalması gerekirken dağılması çok üzücü. Şimdi bir Belediye Musiki Eğitim Merkezi var. AKÜ`nün grubu var, bir de AKSAM var. Bu konuda İbrahim Alimoğlu`na canı gönülden teşekkürlerimi iletiyorum. Afyon için büyük bir hizmettir.
Belediyemizin Musiki Eğitim Merkezi`ne vermiş olduğu katkılardan söz eder misiniz?
? Bütün Belediye Başkanlarımızın ayrı ayrı katkıları olmuştur ama son dönemde Sayın Burhanettin Çoban`ın katkılarının daha farklı olduğunu görüyoruz. Dileğimiz inşallah bundan sonra bu etkinliklere Belediye olarak halkımızın, gençlerimizin, emeklilerimizin içersinden gelebilecek insanları davet etmesi. Diğer konularda bugüne kadar istediğimizi az çok verdiler. Şurası bile bir nimet. Belediye Musiki Eğitim Merkezimizin çalışmalarını yapılabileceği geniş bir mekânımız var. Başkanımıza bu konuda teşekkür ediyoruz. Amaç oranın sadece disiplinli, Türk Müziği`ne yakışır, Afyonumuza yakışır bir şekilde faaliyetlerine devam etmesidir.
Yorumlar
Yorum Yap