Gözden kaçırmayın

Erhan cevaplayamayınca Köksal'a sorduErhan cevaplayamayınca Köksal'a sordu

Resmi Gazete?de yayınlanarak yürürlüğe giren 695 ve 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin (KHK) Bakanlar Kurulu?nda 20 Aralık 2017 tarihinde görüşüldüğü anlaşılıyor.
 
Ancak bu KHK?lar meclisin açık olduğu bir dönemde, mecliste halkın vekilleri tarafından görüşülerek kanunlaştırılması yerine, 4 gün bekletilerek Resmi Gazete?de yayınlanmıştır. Milletin iradesinin yansıdığı en değerli yer olan? TBMM bypass edilmiştir.
 
AKP iktidarı Resmi Gazete?de yayınlanan iki yeni KHK ileülkemizi, demokratik yolları dışlayarak yönetmeye devam etmektedir. 15 Temmuz Darbe Girişimi?nin ardından, terörle daha etkin mücadele gerekçesiyle ilan edilen olağanüstü hal (OHAL) kapsamında çıkartılan KHK?lar aracılığıyla Türkiye Cumhuriyeti?ni yönetmeye çalışan AKP anlayışı, KHK?ları amacının dışında kullanmayı alışkanlık haline getirmiştir.
 
 
Bir yıl önce kurulan ancak daha bir tek dosyayı karara bağlayamayan OHAL İnceleme Komisyonu otururken, yeni KHK ile kamudan ihraçlar yapılmaya devam edilmektedir. AKP,FETÖ?yü bahane ederek kendisine muhalif herkesi tasfiye etmeye çalışıyor.Sorgusuz sualsiz, bir imzayla insanların hayatlarını karatmaya devam ediyor.
 
Taşeron işçilere kadro verilmesi CHP?nin Haziran 2015 seçimleri ortaya attığı bir projedir. AKP tarafından sahiplenilip hayata geçirilmesine sevinmekle birlikte,toplumun geniş bir kesimini etkileyen bu uygulamanın tüm yönleriyle Mecliste ele alınıp sendikalar ve çalışma örgütlerinin de katkısıyla eksiksiz çıkarılması gerekirken, meclisten kaçırılarak KHK ile hayata geçirilmesini anlamakta güçlük çekiyoruz. 2 milyon taşeron işçi varken, Çalışma Bakanının 450 bin kişiye kadro verileceği açıklaması sorunun gerçek anlamda çözülmediğini gösteriyor.
 
Bu düzenleme ile taşeron işçilerin kadroya geçmesini yazılı/sözlü/uygulamalı sınav şartına bağlanması, emeklilik hakkı kazananların kadroya geçirmemesi,kadroya geçenlerin emeklilik tarihine kadar çalışabileceğini, sonrasında çalışamayacağı şartları ciddi eksiklikler olarak göze çarpmaktadır.Bu kararname ile Taşeron işçilerin mevcut kadrolu çalışanlarla aynı haklara sahip olarak kadroya geçmesini güvence altına alınmamıştır.
 
 
Yayınlanan kararnamenin en çarpıcı yanı ise terör olaylarını önleyen sivillere yargı muafiyeti  getirilmesi olmuştur. Ülkemizin kamplaştığı, siyasetin en üst kademelerinde dahi bir diğerini terörist diye nitelediği bir dönemde sivil çetelere, mafya bozuntularına gün doğmaktadır. Referandum öncesi Hayır oyu verenlerin terörist ilan edildiğini henüz kimse unutmadı.
 
 
Devlet elindeki yetkiyi güvenlik ve asayişi sağlama görevini başkalarına devrettiği anda devletin yeterliliği tartışmaya açılır. Bu vahim hatadan bir an önce dönülmelidir.