Gözden kaçırmayın
Öğrenciler tatbikata yoğun ilgi gösterdiAfyonkarahisar Demokrat Gazetesi imtiyaz sahibi Süleyman Tokmak ve genel yayın yönetmeni Orhan Durak, bu gün bir basın açıklaması yaptı.
23 Şubat Pazar saat 12:00 de yapılan basın açıklamasında yapılan basın açıklamasına çok sayıda basın mensubu iştirak etti. ilk olarak söz alan genel yayın yönetmeni Orhan Durak yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı;
?Değerli basın mensubu arkadaşlarım ;
Böyle bir konu ile karşınıza çıkmaktan hicap duyuyorum.Birçok yerde çeşitli defalar söylediğim gibi ben profesyonel bir gazeteci değilim.Ancak hasbel kader 1968 yılından bu yana yazıyorum.Bunun anlamı da şudur ; ben Afyon?daki en yaşlı 3-5 gazeteciden biriyim.Yazmaya başladığım günden bu yana basınımızın diğer çalışanlarına hep saygılı oldum.Özellikle basınımızın emektarları ile hiçbir zaman kavga yaşamadım.Onlarla iyi geçindim. Ancak üzülerek ifade etmeliyim ki son zamanlarda basın çalışanları arasında da zaman zaman hoş olmayan olaylar yaşandı. Ne hikmettir bilinmez bu olaylardan hoşlanmazken bir anda kendimi istenmeyen olayların içinde buldum.
Değerli arkadaşlarım insanları en çok üzen yakınından yediği darbedir.Toplantımıza konu olan olayın iki kahramanından birisi ne yazık ki bir basın mensubudur.Üstelik bu şahıs iyiliğimi gören bir isimdir.Bu şahsın ameliyatını yaptırdığım yetmiyormuş gibi birde muhtemelen yargıdan alacağı en az 10 yıllık hapis cezasını önledim.İşlediği suçu kendisi söylesin,ben yazmaya utanıyorum.Basın camiasında kaldırılan her taşın altından çıkan bu şahsı hepinizde tanıyorsunuz.Başvurduğum adli makamların bu şahsa vereceği cezadan şüphem yok.Ayrıca kendisini Allaha havale ettim.Diğeri ise üzerine kendi oluru ile gazetemi açtığım Süleyman Tokmak?Tokmak saf ve temiz bir çocuk onun zaaflarından istifade eden bahsettiğim sözde gazeteci tarafından kandırılıp kullanıldı.
Gazetemizin çıktığı günden bu yana maddi ve manevi olarak bu şahsa ben baktım. Bu çocuğun saflığından istifade ederek kullandılar. Onu kullanarak aleyhimde yayın yaparak olmadık iftiralar attılar. Konuyu adli makamlara taşıdık.
Elbette adli makamlar gerekenleri yapacaklardır ve buna inancım tamdır. Aslına bakarsanız bu işlerin perde arkasında Mehmet Abdioğlu denen şahıs vardır. Vakti zamanında kendisine yüklü miktarda para verdim şimdikinin tam 400 milyarına tekabül eden bir rakam, diğer taraftan sokağa çıkacak yüzü olmadığı halde tüm borçlarını da ben ödedim. Bu olaya çok sayıda kişi de şahittir.
Gazetemizin devam edip etmiyeceği merak konusu olmuş. Çünkü aleyhime yayın yapan kardeşimiz gazetemizin yayınına son verdiğini yazmış.Gazetemiz eskisinden daha güçlü olarak yayınına devam edecektir,yayını durdurma gibi bir düşüncemiz yoktur.Üstelik yayını durdurmamızı gerektiren bir durumda yoktur.
Tüm basın mensubu arkadaşlarıma sevgilerimi saygılarımı iletiyorum. Sağlık ve esenlik içinde mutlu kalınız.? Dedi.
Gazete İmtiyaz sahibi Sülayman Tokmak ta ardından bir açıklama yaparak, şu ifadelere yer verdi;
?Değerli Basın Mensupları,
Son günlerde, bazı yayın organlarında yapılan haberler beni fazlasıyla üzdü. Yapılan haberlerde, Orhan Durak ve Serdal Günay?la ilgili haberlere yer verilirken, sanki bunlar benim açıklamam gibi gösterilmeye çalışıldı.
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki. Serdal Günay?ın, bu konularla hiçbir alakası bulunmamaktadır. Aksine her zaman bana yardımcı olmaya çalışmış, bana abilik yapmıştır.
Orhan Abi ile ilgili açıklamalara gelince.Orhan Abi ile ilgili yapılan haberlerde gerçekleri yansıtmamaktadır.
İsterseniz ben size olayları en başından anlatayım.Biz Orhan Abi ilebirlikte bir gazete açtık ve gazetenin imtiyaz sahibi bendim. Emlakçı ile yaşadığımız sıkıntılar oluştu. Bizim doğalgazımızı açmadıkları için bizde iki ay düzenli bir şekilde ödediğimiz kiraları doğalgazımızı açtırmadıkları için ödemedik. Yine elektrik ve su faturalarını bu gerekçe ile ödemedik. Çünkü gelen elektrik faturalarının birisi 46 lira, diğeri ise 160 lira gibi bir rakamdı. Bunlar ödenmeyecek, ya da ödenemeyecek rakamlar değil.
Bu süreçte dükkan kiralamımızda aracılık eden Yaşar Oflaz bana gelerek, 3 aylık kiramın karşılığında bir senet vermemi istedi. Aksi takdirde dükkandaki malzemelere el koyacaklarını ve beni icraya vereceklerini söyledi. Bende Mart?ın 15?ine bir senet verdim.
Çünkü daha önce bazı sorunlar yaşamıştık ve bunların tekrar etmesini istemedim. Şöyle ki: Daha önce yaklaşık 1,5 ay önce Yaşar Oflaz ve emlakçı olan Nusret Koçak, bizden habersiz bir şekilde çilingir çağırmışlar ofisimize girmişlerdi. Ve kapının kilitlerini değiştirmişlerdi. O süreçte emniyete suç duyurusunda bulunduk ve haklı olduğumuz belirlenince yeniden ofisimize geri dönmüştük. İçeride bazı malların olmadığını tesbit ettik . Yaşadığımız bu süreçte öğrenmiştik ki şahsıma verilen kira kontratındaki imzalar emlakçı Nusret Koçak?a değil, Yaşar Oflaz?a aitti. Zorla ofsimize girmek ve kira kontratında Yaşar Oflaz?ın imzası olması nedeniyle kendisi ceza alacaktı. Ama bir meslektaşımızın ceza almasını istemedik ve davamızı geri çektik. Tüm bunlar Emniyet kayıtlarında mevcuttur.
Yaşadığımız bu olayların arkasından, tekrar aynı olayların yaşanmaması adına verdiğim senedin arkasından beni defalarca arayan Yaşar Oflaz, bu kez bir tutanak yapmamız gerektiğini yoksa Orhan Durak tarafından ödemelerin yapılmaması halinde tüm borçların bana kalacağını söyledi. Ayrıca bugün tutatanak yapılmaması halinde ofisimizden bizi atacaklarını ve gazeteyi kapattıracağını söyledi. Bende başıma bir olay geleceği korkusuyla, ofis içerisinde bulunan ve Orhan Durak?a ait olan malzemelerin senet ödenmemesi halinde Emlakçıya vereceğime taahhütte bulundum.
Bu arada yaklaşık 1 senedir, Orhan Abi beni bir kurumda işe başlatmak için uğraşıyordu. Ben bunu da yaşar Oflaz?a söylemiştim. Bana yine seni işe başlatmayacaklar, sen bizimle birlikte hareket edersen seni Park Hastanesinde işe başlatırız dedi ve bende bahsettiği hastaneye iş başvurusunda bulundum. Beni sürekli arayan Yaşar Oflaz, bu kez Orhan Durak?ın benden işe yerleştirme karşılığında benden para aldığını bununla ilgili bir haber yapacağını ve servis edeceğini söyledi. Kendisine böyle bir şey yapmasının yanlış olacağını söylememe rağmen beni dinlemedi. Sonra Ali Küçükkartal?a ait sitede ? Bitirimler İş Başında?diye bir haber yayınlandığını öğrendim. Ali Küçükkartal?ı telefonla arayarak, bu haberin bilgim olmadan yayınlandığını ve gerçekleri yansıtmadığını söylememe rağmen siteden bu haber kaldırılmadı.
Beni Yaşar Oflaz aradı ve birlikte Ali Küçükkartal?ın yanına gittik. Oflaz bana herşeyi düzelteceğini söylemesine rağmen Küçükkartal?ın ofisine gittik. Mehmet Abi diye birisiyle telefonda konuştular, soyadını ve kim olduğunu bilmiyorum. Sonra gelerek karşıma bir kamera koydular ve bunları kendi özgür irademle söylediğimi söylememi istediler. Bende korktum ve bunları söylemek zorunda kaldım.
Aradan iki gün geçtikten sonra Ali Küçükkartal?ı tekrar aradım. Benim mağduriyetimin olmadığını ve yaptığı haberi kaldırmasını istememe rağmen bu kez benim ağzımdan, ? Mağduriyet haberimizden sonra giderildi? türünde bir haber daha yapıldığını üzülerek öğrendim. Bu haber de gerçekleri yansıtmamakta ve çarpıtılarak yapılmıştır.
Benim Orhan Durak?la, hiçbir problemim yoktu. Kendisiyle baba oğul gibi bir ilişkimiz vardı. 1 yllık süreçte maddi ve manevi her zaman benim yanımda oldu.
Bu yaşananların tamamı Yaşar Oflaz?ın beni yanlış yönlendirmesi sonucu meydana gelmiştir. Orhan Durak ile aramda böyle birşey yaşanmamıştır. Konuyu şu anda bir avukata verdim. Ve sanırım Pazartesi günü Avukatımız konuyla ilgili suç duyurusunda bulunacak.? Dedi.
Yorumlar
Yorum Yap