Gözden kaçırmayın
Köylülerin su kavgasına Valilik son noktayı koyduBilge Tam Gelişim Derneği Başkanı Araştırmacı Yazar Ferhan Çınar, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ile ilgili, bir basın açıklaması yaptı.
Başkan Çınar yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi ;
"Sosyal bir bütün olan toplum, kadın ve erkeklerden meydana gelir. Kadın ve erkek arasındaki biyolojik farklılık her ne kadar temelde basit ve ayrımcılık içermemesi gereken bir durum ise de kadınlar dünya tarihi boyunca istisnalar hariç farklılıkları ve zayıf yönleri üzerinden değerlendirilmektedir. Çünkü erkek ve kadın için tanımlanan toplumsal cinsiyet kalıplarının oluşum sürecinde, o toplumların kültürleri, gelenekleri ve inanç biçimleri etkili olmuştur. Bu sebeple, kadının kimlik ve toplumsal statüsünü, kültürel ve toplumsal cinsiyet algısından bağımsız düşünmek mümkün olmamaktadır.
Dünya Coğrafyası temelinde ise, doğudaki kadın ve batıdaki kadın adlandırması yapılabilir. Batı Dünyası deyince akla gelen üç şeyde (Antik Yunan, Antik Roma, Hristiyanlık) aradığımız kadın kimliğinin, sınıfsal farklılıklar ve gelenekler bağlamında toplumsal durumu, oldukça karanlık bir tablo oluşturmaktadır. Hatta var olan sınırlı kaynaklarda, Ortaçağda batıdaki kadının durumunun, Asya toplumlarından geride olduğu ortaya çıkmaktadır. Batıdaki seçkin zümre, halkı ikinci sınıf insan olarak değerlendirirken, avam içindeki kadın, tümüyle toplum dışı bırakılmakta, bazı Hristiyan mezheplerinde ise şeytanın arkadaşı, kötülük kaynağı ve murdar olduğu düşünüldüğünden, İncil bile okutulmamaktaydı. Fransız Medeni Yasasında insan olduğu tartışılan kadın, uzun yıllar boyunca çocuklar ve akıl hastaları ile aynı sınıfta tutulmaktaydı.
Haklar ve Feminist düşüncelerden bağımsız olarak kadını tanımlamak, günümüz toplumlarının ihtiyaç duyduğu olgulardandır. Günümüzde yaşayan kadının toplumdaki yerini, tarih penceresinden bakarak tespit etmek önemli bir ayrıntıdır. Çünkü insanlığın tarihe olan ilgisi, sadece bilimsel merak duymasından kaynaklanmaz. Tarih bizi kişisel ve duygusal olarak da ilgilendirir. R.G. Collingwood?a tarihin ne için olduğu sorulduğunda, ?insanın kendini tanıması için? cevabını vermiştir. Kendini tanımak demek, insan olmanın anlamını kavramak ve başkasına benzemeyen yönlerimizi yani farklılığımızı ve neler yapabileceğimizi bilmek demektir. Denemeden neler yapabileceğimizi bilemeyeceğimize göre, bunun için tek ipucu, geçmişte diğer insanların neler yaptığını öğrenmektir.
Kadın; insanlığın var olduğu ilk zamanlardan bu yana üzerinde konuşulan, tartışılan, çalışmalar yapılan ve güncelliğini kaybetmeyen bir konudur. Kadının toplumsal yerini tarihi verilerle tespit etmek ise konuya doğru yaklaşım geliştirilmesi için gereklidir. Türk Kadını, Türk Tarihi ve kültürü içinde daima aile ve toplumda saygıdeğer bir alana sahip olmuş, İslam ile bütünleştikten sonra da bu durum değişikliğe uğramamıştır. Yanlış kanaatler, İslam sonrası kadının toplumdan tecrit edildiğini savunsa da tarihi belgeler bunun, farklı kültürlerle temas sonucu ortaya çıkmış istisnai durumlar olduğunu göstermektedir.
Türk kadını, köklü Türk Kültürü içinde oldukça değerlidir ve toplum içinde sağlam yer edinerek ailesine, sosyal çevresine ve devletine faydalı olma bilinciyle kimliğini korumuştur. Bilge Tam Gelişim Derneği?nin kuruluş amacı; günümüz Türk Kadınının var olan bu kimliğinin bilincinde olması için çalışmalar yapmak ve sosyal sorumluluk bağlamında maddi ve manevi değerlerine sahip, topluma yararlı bireyler olmaları için önayak olmaktır. Bu sebeple, Kadınlara ve Aziz Vatanın mirasçısı olan gençlere yönelik gelişimsel faaliyetlerde bulunarak, Yüce Türk Milletine hizmet etmeyi kendimize görev addetmekteyiz.
Bu vesile ile 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü?nün; kadınların haklarını teslim konusunda farkındalık sağlamasını dileriz." dedi.
Yorumlar
Yorum Yap