Gözden kaçırmayın

Uymayanlara büyük ceza varUymayanlara büyük ceza var

Orhan yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi;
"Yaklaşık 200 bin çalışanın olduğu büro işkolunda maliye, sosyal güvenlik, yargı, gümrük, nüfus başta olmak üzere onlarca kurumda kamu hizmeti üretiyoruz. Geleneksel olarak bir Hükümet konağına girdiğinizde verilen tüm hizmetleri biz üretiyoruz. Türkiye’nin en ücra kasabasından, dünyanın en uzak ülkesine kadar kamu hizmeti üreten bizlerin sorunları her geçen gün büyürken taleplerimiz yok sayılmaya devam ediyor.
 
Adalet ve eşitlik taleplerinin ekonomik taleplerin önüne geçtiği dönemlerden geçiyoruz. Büro emekçileri çalıştıkları kurumlarda iş barışı istiyor, ücret adaleti istiyor, kariyer ve liyakat ilkelerinin hayata geçmesini istiyor. Gerek kamuya giriş gerekse de görevde yükselme sınavlarında mülakat uygulamalarının kaldırılmasını istiyor.
Değerli Basın Emekçileri;
MÜLAKAT UYGULAMASINA NEDEN KARŞIYIZ!
Mülakat uygulamalarının iktidardaki partinin kadrolaşmasının etkin bir aracı olarak kullanılmaya başlaması ile birlikte sendikamız mülakat sınavlarının objektif kriterlere dayanmadığı ve sonrasında itiraz edilme olasılığına karşı altyapı önlemlerinin alınmamasına ilişkin birçok kez dava açmış, hukuki kazanımlarımıza rağmen yönetmelikler değiştirilerek mülakat uygulamasında ısrara devam edilmiştir. Sonuç olarak kamu seçme sınavlarına giren gençlerimizden tutun da görevde yükselme sınavlarına giren çalışma arkadaşlarımızın umutları kırıldığından sonucu baştan belli sınavlara dahi girmemektedirler. Son alarak Gelir İdaresi Başkanlığı’nın yapmış olduğu müdür yardımcılığı sınavında yazılı sınavda yüksek puan alanların mülakat sınavı ile elendiklerine bir kez daha tanık olduk.
 
Kamuda kariyer ve liyakat sisteminin çökmesinin nedenlerinden birisi de olan mülakat uygulamaları iş barışını bozarken, verdiğimiz kamu hizmetinin niteliğini de her geçen gün azaltmaktadır.
Değerli Basın Emekçileri;
Bizler iktidardaki partinin memuru değil kamu emekçisiyiz, ürettiğimiz kamu hizmetinin karşılığında maaş alıyoruz. İnsanca bir yaşam sürdürebileceğimiz maaş kadar çalıştığımız kurumlarda adalet ve eşitliğin hayata geçmesi öncelikli talebimizdir. İki seçim arasına sıkıştırılan ek gösterge talebimizde de durum farklı değil, öncelikle siyasi iktidar tarafından sınırlanan şekliyle 3600 ek göstergenin kamuda eşitsizliği derinleştireceği ortadadır. Emeklilik ek göstergesi olarak da ifade edilen 3600 tartışması kamuda yıllardır kanayan bir yara haline gelen emeklilikte yaşanan gelir kaybının itirafıdır. Tüm kamu emekçilerinin çalışırken elde ettiği gelirlerinin emekliliğe de yansıtılmasının güvence altına alınması esas talebimizdir. Adil bir ek gösterge sistemi pansuman tedavi ile geçiştirilemeyeceği gibi geleceğimizin seçim malzemesi yapılmasınada izin vermeyeceğiz.
 
Büro Emekçileri Sendikası olarak geçmişte olduğu gibi bugünde Büro Emekçilerinin onurlu sesi olmayı sürdürüyor, işkolumuzda emek hırsızlığına dönüşen mülakat uygulamalarının kaldırılması kariyer ve liyakat ilkesinin hayata geçmesi için mücadele etmeye devam ediyoruz. İki aydır yürüttüğümüz mücadele programı kapsamında bugün ülke genelinde işyerlerimiz önünde yaptığımız eylemlerle mücadelemizde kararlı taleplerimizde ısrarcı olduğumuzu dosta düşmana bir kez daha gösteriyoruz. 
Değerli Basın Emekçileri;
Mülakatın kaldırılması kariyer ve liyakat ilkesinin hayata geçirilmesiile adil bir ek gösterge talebi ile yürüttüğümüz mücadele programı dâhilinde muhalefet partilerinin tamamı ile görüşmeler gerçekleştirdik taleplerimizi sunduk. Basın toplantıları yaptık sosyal medya üzerinden taleplerimizi görünür kılmaya çalıştık. Bundan sonra da kararlı yürüyüşümüzü devam ettireceğiz. İktidarda hangi partinin olduğuna bakmaksızın büro emekçilerinin talepleri için mücadelemizi büyüterek sürdüreceğiz.
 
Değerli Basın Emekçileri;
Ülkemizde yaşanan ekonomik kriz derinleşerek devam ediyor, 2022 yılı bütçesinin TBMM’de görüşüldüğü bu süreçte Sarayda hazırlanan bütçe emekçilerin ve yoksul halkımızın sorunlarını çözemeyeceği gibi kamu kaynakları sermaye çevrelerine faiz, kamu özel ortaklığı projelerine kaynak olarak aktarılmaya devam ederken bütçeden aslan payı askeri harcamalara ve diyanete ayrılıyor. Döviz fiyatlarındaki artış hız kesmeden devam ederken buna paralel temel mal ve hizmetlerin fiyatları her geçen gün artıyor. Bizlere satış sözleşmesi ve TÜİK’in manipüle ettiği enflasyon rakamları dayatılıyor.
,
Yaşadığımız tüm bu olumsuzlukları karşısında taleplerimizi geçmişte olduğu gibi ancak örgütlü mücadele ile kazanabiliriz, gün taleplerimize sahip çıkma taleplerimiz için birlikte mücadele etme günüdür.
Buradan kamuoyuna bir kez daha duyuruyoruz. Büro Emekçileri Sendikası olarak eşitlik, adalet, demokrasi ve barış mücadelesini yükselterek devam ettireceğiz.
İnsanca bir yaşamı direne direne kazanacağız! Eşitlik ve adalet istiyoruz! Alacağız!" dedi.