Gözden kaçırmayın

Biriken su yeni bir depremin habercisi mi ?Biriken su yeni bir depremin habercisi mi ?

Özsarı yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi,
 
"Siyasetle ahlakı ayıranlar, ikisinden de bir şey idrak etmemiş demektir.
 
Muhalefet yapmak niyeti ile "Öyle olmaz” muhalefetinden böyle oluru anlatan,tüm paydaşlarla istişare eden çözüm odaklı bir siyaset anlayışına bir an önce geçmeliyiz.
 
“Siyaset insanı kaybetme değil, insanı kazanma sanatıdır".
 
Haklının hakkını devlet marifetiyle alabileceği bir adil düzen olmalıdır.Bu anlamda; üretim ve bölüşümü dengeli bir eksene oturtmuş, ekolojik duyarlılığı ve medeniyeti kucaklayan yepyeni bir perspektif olmalı. Yüzyılın başındaki milli toplumcu perspektif, Atatürk modeli yeni baştan harmanlanmalıdır. Bir başka deyişle  kuruluş kodlarımız yeniden güncellenmelidir.
 
Tarım ve hayvancılık politikalarımız arasında, bu mübarek topraklara yerli tohumlar ile sağlıklı besinlerin üretildiği, hayvancılık ve tarım konusunda başka milletlere muhtaç olan değil, kendi kendine yetebildiği gibi ihracat yapabilen bir "milli tarım" politikalarını hayata geçirmemiz gerekir.Milli Eğitim sistemi Akifçe düşünce modelini esas alan, Eğitimde Uluslararası alanda bilim olimpiyatlarında üst düzey başarı elde eden Ar-ge çalışmaları sayesinde, dünyanın imrenerek takip ettiği bir "milli eğitim" seviyesine çıkaracak olan adımları bir an evvel atmalıyız.
 
Sanayii ve teknoloji alanında hammadde sıkıntısı olmayan, dışa bağımlı olmadan tüm hamadelerin yerli olduğu bir üretim modelini esas almalıyız. Yeraltı ve yer üstü zenginliklerimizi doğru ve yerinde kullanmalıyız. Teknolojik yenilikleri, Tübitak gibi kurumlarımız ile koordineli olarak geliştirip yeni teknolojik projeleri hayata geçirmek suretiyle fırsata dönüştürmeliyiz.
 
Milli Savunma Sanayiimiz İHA ve SİHA lar ile son yılların en önemli teknolojik başarılarımız arasında yer almaktadır. Uçak sanayi ve savaş uçaklarını da üretebilen bir kalkınma modeli ile savunma sanayiinde tamamen yerli üretime geçmeliyiz.
 
Adalet alanında üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğü esas alınmalıdır. Uluslararası hukuk normları da dikkate alınarak, kimsenin ahbab çavuş ilişkileri içinde ayırımcılığın ve ötekileştirmenin olmadığı, her kesimin güvendiği modern hukuk sistemini ele alan bir siyasi projeksiyona sahip olmalıyız.
 
Aklın,bilmin ve ilmin ön planda olduğu, ahlaki etik değerleri ilke edinen bir perspektif ile okuyan,sorgulayan ve araştıran güçlü ve bilgili bir nesil yetiştirmek için herkes üzerine düşeni layıkıyla yerine getirmelidir.Gündelik popülist yaklaşımları, hamasi söylemleri ve aşık atışmalarını rafa kaldırmak zorundayız. İnsan odaklı bir siyasi anlayış içinde, liyakat,ahlak ve istişare önceliklerimiz arasında yer almalıdır.
 
Siyaset kimsenin vesayeti altında olmaması gerekir. Neciten siyasette kavga, siyasetçi–halk arasında karşılıklı tırmanma ile oyalanmamalıdır. Yani,Yanisi şu; Bizim tepkimiz kendi kişisel hırsları ve siyasi hevesleri için kısır siyaset yapan ziniyetlere... Zira bu vatan kimsenin egolarına ve siyasi emellerine kurban edilemez!
 
Son küresel salgınla beraber insanlık yeni bir üretim ve paylaşım kültürü arayışının sancılarını çekiyor. Meclisi oluşturan tüm siyasal partiler sistemimizi bir bütüncül olarak ele alarak dünyadaki ve Türkiye’deki değişim ve dönüşüm dinamiklerini doğru biçimde analiz ederek ona uygun yeni bir çözüm ve siyasi perspektif üretmek zorundadır.
 
Ülkemizin yapısal iktisadi ve ekonomik sorunları tekniktir ve hepsinin bilimsel çözümü mevcuttur. Bugüne değin uygulanmaması bilimle ve düşünceyle siyasetin kur(a)madığı ilişkiyle ilintilidir. Türk iktisat tarihinin en parlak sonuçlarının Atatürk dönemindeki özgün ekonomik modelle, planlı ekonomiyle, üretim ekonomisiyle ele alan yeni bir stratejik perspektife ihtiyaç vardır.
 
Ülkemizin tarım ve hayvancılığını yeniden harekete geçirip açlık ve yoksulluk sorununu çözmenin yanında artık stratejik öneme haizdir. Tek karış toprağımız boş kalmayacak şekilde, çağdaş teknikleri de kullanarak tarım elverişli bir hale dönüştürülmelidir. Büyüyen işsizliği en az yatırımla azaltacak çözüm buradadır. Yenilenebilir rüzgâr ve güneş enerjisi sahasında teşvikler artırılarak potansiyelimiz mutlaka nazara alınmalıdır.
 
Kısaca demem o ki, siyasette ortak akıl,liyakat,ehliyet ve etik ahlaki değerler elden bırakmamalı.Birlik olmadan dirlik olmaz.
 
Kirli şer odakları her türlü kalleşlikle üstümüze üstümüze saldırdığı bu zor günlerde yapılması gereken en önemli şey safları sıkı tutmaktır.
Şimdi küskünlükleri unutma zamanı! Şimdi yeniden samimiyetle ve hasreten kucaklaşma zamanı! Şimdi yeniden kardeşliğimizi pekiştirme zamanı! Şimdi paylaşma, birbirimizi dinleme, devlet ve millet bütünleşmesini tesis etmek adına,gönlüne girmek için akitleşme zamanı!
 
Sözlerimi burada son verirken, hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için diyor, tüm dostlarımı ve hemşehrilerimi saygı ve hürmetlerimi sunuyorum." dedi.