Gözden kaçırmayın

4 Gram Safran 1 gram altınla yarışıyor kilosu tam 600 bin lira4 Gram Safran 1 gram altınla yarışıyor kilosu tam 600 bin lira

Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Serteser, Bloomberg HT’de yayınlanan 30 Dakika programında Gözde Kuyumcu’nun konuğu oldu. Serteser, ekonomi gündemindeki gelişmeler hakkında değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasına Merkez Bankasının politika faizini tek haneye düşürdüğünü ancak bankaların, firmalar ve şahıslar için uyguladığı kredi tek haneye düşürmediğini hatırlatan Serteser, “Kamu bankalarında faizler tabi özel bankalarda da bir miktar geri gelebiliyor; ama finansa ulaşım çok zorlaştı yani en büyük sorun bu. Dolayısıyla tabii hükümetimiz bu modeli tercih etti saygı duyuyoruz; ama bu makasın iyice daralması gerekiyor. Finansa ulaşımın kolaylaşması gerekiyor. Üyelerimizden gelen en büyük sıkıntı bu. Yani piyasanın rahatlaması lazım. Bütün sanayicilerimizin hatta esnafımızın rahatlaması lazım. Bu rahatlığı bu durgunluk sırasında hükümetimizin, BDDK’nın sağlaması gerektiğine inanıyorum. En büyük sorun kredi faizlerinin yüksekliği idi ama şimdi birçde buna finansa erişim eklendi diye düşünüyorum” dedi. ATSO Başkanı Hüsnü Serteser, konuşmasında şu ifadelere yer verdi; *   KGF kredilerinin bence miktarının arttırılması gerekiyor. KGF kredilerinde yani bir kere fatura işi çok önemli. Bunlar daha önceki zamanlarda istenmedi belki; o zaman istenmesi gerekiyordu. Şimdi durgunluğun had safhada olduğu bir dönemde bunun istenmesi hakikatten firma sahiplerini, sanayiciyi, ticaret erbabını hakikatten güç duruma sokuyor. Umarım hükümetimiz bu konuda önlemler alacaktır. *  Enflasyonun ve durgunluğun içinde yaşamak hakikatten firmalarımızı daha güç duruma sokacak. Aslında biz tam o durgunluğu henüz yaşamıyoruz ama yavaş yavaş sinyalleri gelmeye başladı. Bunu Amerika Birleşik Devletleri, bilhassa Avrupa Birliği ciddi düzeyde yaşıyor.  *  Bunu etkisini de tam o gelişmiş ülkelerde de göremiyoruz ama bizim gibi ülkeler bundan daha fazla etkileniyorlar. Çünkü ihracatımız ne yazık ki çeşitlendirmeye çalışıyoruz, ama halen Avrupa Birliği ülkelerine çok fazla ihracatımız var. Dolayısıyla onlardaki durgunluk hatta hatta stagflasyon diyoruz biz enflasyon içindeki durgunluk…  *  Mesela benim ilimde madencilik sektörü doğaltaş sektörü çok önemli bir yer kapsıyor. İhracatın yüzde 60’ından fazlasını bu sektörden sağlıyoruz. Pandemide dahi görmediğimiz sipariş kayıpları var. Biz pandemiyi mesela doğaltaş sektöründe çok derinden hissetmedik.  *  Çin’in kapanmasına rağmen yüzde 50 blok satışların bilhassa Çin’e olmasına rağmen mamul satışlarımız arttı. Avrupa’nın tedarikçisi haline geldik, çok sevindik. Dolayısıyla katma değerli satışlarımızda artmış oldu; ama şimdi o dönemde dahi fire vermediğimiz yani kayıpla kapatmadık doğaltaş sektörünü ama bu dönem siparişler ciddi miktarda azaldı. TÜİK verilerine göre maden sektörü yüzde 16,5 geriledi, üretim geriledi, siparişler geriledi. Bundan endişe duyuyoruz işin açıkçası. *  Emeklilikte Yaşa Takılanlar 45-55 yaş arasına çalışılıyor; aslında genç emekliler olacak. Dolayısıyla ben hele bu enflasyon döneminde, hayat pahalılığının bu döneminde alım gücünün ciddi hakikatten azalma etkileri gösterdiği bu dönemde birçoğunun çalışmaya devam edeceğini düşünüyorum; ama yani konuşulan, düşünülenlere göre emekliliğe hak kazanan işçinin çalışmaya devam etmesi durumunda emekli aylığı bağlanması için iş yerinden ayrılma zorunluluğunun getirileceği konuşuluyor.  *  Bu kesinlikle bence getirilmemeli. Bu yasalaştığı durumda benim düşüncem iş gücü kaybı ortalama  yüzde 0-25’ler civarında olur gibi. Şimdi söylediğim şu en yetkin gruplar emekli olursa sıkıntı meydana gelir. Ayrılacakların kıdem tazminatı hakikatten bir yük getirecek işletmelere. Bunlar için uzun vadeli düşük faizli krediler verilmeli işletmelere. Ayrılacak kişilere ödenmek için. Bu durgunlukta bu finansa ulaşımın zor olduğu dönemde bir de firmalara bu yük üzerine gelmemesi gerektiğine inanıyorum.”