Gözden kaçırmayın
Biriken su yeni bir depremin habercisi mi ?İşte o suç duyurusu AFYONKARAHİSAR CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA İHBARDA BULUNAN:AFYONKARAHİSAR BAROSU BAŞKANLIĞI Kocatepe Mahallesi 561. Sokak No:5 Merkez /AFYONKARAHİSARŞÜPHELİ : 1-)Isaac Herzog (İsrail Cumhurbaşkanı) 2-) BinyaminNetanyahu (İsrail Başbakanı) 3-)Benjamin Gantz (İsrail Savunma Bakanı)4-) YisraelKatz ( İsrail Dışişleri Bakanı )5-) Aviv Kochavi (İsrail Genelkurmay Başkanı)6-) Re’sen tespit edilecek Türkiye Cumhuriyeti ve İsrail Devleti vatandaşı olan çifte vatandaşlardan soykırım suçuna iştirak edenler.6-)İsmi tesbit edilemeyen diğer şüpheliler.SUÇ : Soykırım, Kasten Öldürme, Kasten Öldürmeye Teşebbüs, Kasten Yaralama, Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma, İşkence, Eziyet, Mala Zarar Verme.SUÇ TARİHİ : 07.10.2023AÇIKLAMALAR1-) 07.10.2023 Tarihinde, İsrail Güvenlik Güçleri tarafından Gazze’de ve civar coğrafyada bulunan sivillere yönelik meşru müdafaa bahanesiyle bir saldırı başlatılmıştır. Mezkur saldırı olanca şiddetiyle hali hazırda devam etmektedir. Kendi topraklarında yaşayan sivillere karşı havadan ve karadan ağır bombardıman yapmak suretiyle saldırıda bulunulduğu gibi işbu saldırılarda uluslararası hukukça yasak kılınan silahlar, füzeler, füze başlıkları kullanılmaktadır. Yapılan saldırının bu denli orantısız olduğu aşikar olduğundan saldırının haddizatında bir soykırım amacı ve niteliği taşıdığı izahtan varestedir. Şüphesiz ki saldırının faili olan İsrail ordusu ve diğer saldırganlar bir şema altında örgütlenmiştir. Bu şemanın ana omurgasını insan gücü oluşturmakta ve insan gücünün var olmadığı hiçbir ordu düşünülememektedir. Yapılan vahşi katliamda İsrail ordusunda görev alan ve ordunun olmazsa olmazı olan insan gücünü oluşturan çok sayıda hem Türkiye Cumhuriyeti devleti hem de İsrail devleti çifte vatandaşı bulunmaktadır. Tüm insanlığa karşı işlenen soykırım, soykırım niteliği taşıyan suçun faillerinin onlarca, belki yüzlerce insanı katlettikten sonra gerisin geri Türkiye’ye dönüp sıradan yaşamlarına devam etmeleri hem iç hem de uluslararası hukukun yalnızca bir kağıt parçası olduğu anlamına gelecektir. 2-) Sanıklar bu suçları tüm dünyanın gözü önünde işlemişlerdir. Sanıkların bu eylemleri tüm dünya medyasında yer almıştır. Sanıklar devam eden eylemleri ile yukarıda sayılan suçları işlemeye devam etmektedirler. İşlenen suçlar hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde sabittir ve başkaca delil toplanmasına gerek yoktur. 3-) Evrensel yetki ile şüphelilerin işlemiş oldukları ağır insan hakları ihlalleri ve diğer birçok suçtan dolayı yargılanmaları gerekmektedir. Evrensel yetki ile insan hakları ihlallerinde bulunan ağır suçların failleri ve azmettiricisi konumunda olan devlet ve hükümet başkanları da dahil olmak üzere pek çok ülkenin üst düzey yöneticisinin de yargılanmasının yolu açılmıştır. Evrensel yetki kuralını uygulayan ülkelerin başında -şüphelilerin birçoğunun da uyruğunda bulunduğu- İsrail gelmektedir. 4-)Özellikle İkinci Dünya savaşını takip eden yıllarda devlet otoriteleri giderek artan bir biçimde, uluslararası hukuk tarafından aşındırılmış ve sınırlandırılmıştır. Bunun sonucu olarak Uluslararası Ceza Hukukuna “Ülke Dışı Yargılama Yetkisi” (Extraterritoriality) kavramını kazandırılmıştır. Böylelikle, Ülke Dışı Yargılama Yetkisi, 21.Yüzyılın Modern Devlet’ini artık sadece kendi vatandaşlarından değil, bütün insan ırkından sorumlu bir aygıt haline getirmiştir. (Av. S. Sinan Kocaoğlu, “EVRENSEL YETKİ” Universal Jurisdiction, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, ISSN 1304-2408, Sayı 60, Eylül/Ekim 2005) Yurt dışında işlenen suçların Türkiye’de kovuşturulması ve soruşturulması için gerekli durum 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 13. Maddesinin“İkinci Kitap, Birinci Kısım altında yer alan suçlar”, kısmında düzenlenmiştir. Yapılan bu düzenlemeye göre, soykırım, insanlığa karşı suçlar, göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti suçlarıdır. İsrail Güvenlik güçleri, yukarıda yazılan ve ayrıca re’sen soruşturulacak faillerin insanlığa karşı suç işlediği çok açıktır. İnsanlığa karşı suçlara yönelik soruşturma ve yargılamalar, bu yönde henüz bir uluslararası mevzuat yok iken Nürnberg yargılamaları, Ruanda soykırım yargılamaları, Yugoslavya soykırım yargılamaları ile başlamış ve bu yargılamalar doğrultusunda bir uluslararası mevzuat kodifiye edilmiştir. Mezkur yargılamalar ışığında, Roma Statüsü ile Uluslararası Ceza Mahkemesi kurulmuştur. Ne var ki Uluslararası Ceza Mahkemesini kuran anlaşmaya Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve İsrail Devleti taraf değildir. Hatta Amerika Birleşik Devleti ve Rusya Devleti başlangıçta bu anlaşmaya imza atmasına rağmen sonrasında imzalarını çekerek anlaşmanın tarafı olmaktan çıkmışlardır. Kaldı ki devletler taraf olsa dahi Roma Statüsü, iç hukuka müdahale edilemeyeceğini açık bir şekilde düzenlemiştir. Bu kapsamda, ceza mevzuatında şikayete konu suçlar düzenlenen tüm bağımsız devletlerin ilgili yargılamayı yapmasının önünde hiçbir engel bulunmamaktadır. Aynı doğrultuda içte ve dışta bağımsız olan, bağımsız yargısı mevcut bulunan Türkiye Cumhuriyeti Devleti de ilgili yargılamaları yapabilmelidir. Kaldı ki Türk Ceza Kanunu’nun 13. Maddesinde; soykırım ve insanlığa karşı suçların vatandaş veya yabancı tarafından yabancı ülkede işlenmesi halinde de Türk kanunlarının uygulanabileceği ve Türk Mahkemelerinde yargılama yapılabileceği açıkça düzenlenmiştir. 5-) Öncelikle çifte vatandaş statüsü taşıyan İsrail Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşlarının dökümü yapıldıktan sonra bu statüde yer alanların şikayete konu suçları işleyip işlemedikleri; soykırıma çağrı yapan veya destek olan yani ilgili suçların azmettiricisi olan müşterek fail ve suçu ve suçluyu övme suçunun faili olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları da tespit edilerek cezalandırılmalıdır. 6-) 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 77 maddesinde “İnsanlığa Karşı Suçlar”düzenlenmiştir. Buna göre:Aşağıdaki fiillerin, siyasal, felsefî, ırkî veya dinî saiklerle toplumun bir kesimine karşı bir plân doğrultusunda sistemli olarak işlenmesi, insanlığa karşı suç oluşturur:a) Kasten öldürme.b) Kasten yaralama.c) İşkence, eziyet veya köleleştirme.d) Kişi hürriyetinden yoksun kılma.e) Bilimsel deneylere tâbi kılma.f) Cinsel saldırıda bulunma, çocukların cinsel istismarı.g) Zorla hamile bırakma.h) Zorla fuhşa sevketme.(2) Birinci fıkranın (a) bendindeki fiilin işlenmesi halinde, fail hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına; diğer bentlerde tanımlanan fiillerin işlenmesi halinde ise, sekiz yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Ancak, birinci fıkranın (a) ve (b) bentleri kapsamında işlenen kasten öldürme ve kasten yaralama suçları açısından, belirlenen mağdur sayısınca gerçek içtima hükümleri uygulanır.(3) Bu suçlardan dolayı tüzel kişiler hakkında da güvenlik tedbirine hükmolunur.(4) Bu suçlardan dolayı zamanaşımı işlemez. 7-) Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda re’sen tespiti yapılacak şüphelilerin cezalandırılması istemi ile işbu ihbar dilekçesinin sunulması gerekmiştir. HUKUKİ DELİLER : Tanık, yemin, bilirkişi incelemesi, isticvap, keşif, medyada yer bulan haberler ve sair delillerNETİCE ve TALEP : Yukarıda izah edilen nedenlerle; re’sen tespiti yapılacak şüphelilerin cezalandırılması talep olunur.18/10/2023 İhbarda Bulunan Afyonkarahisar Barosu Başkanlığı
Yorumlar
Yorum Yap