Gözden kaçırmayın
Toplantı Afyonkarahisar'da yapılacakİYİ Parti İl Başkanı Mısırlıoğlu basın toplantısına ,5 Aralık Dünya Kadın hakları günün yanı sıra Türk kadınlarına siyasi haklar tanıyan kanun değişikliğinin yıl dönümünü ve 4 Aralık Dünya madenciler gününü kutlayarak başladı Başkan Mısırlıoğlu ; “Yerel sorunlarımıza değinmeden ülke ekonomisin içler acısı haline değinmek istiyorum. Evine ekmek götüremeyen babanın, çocuklarına bir tas sıcak çorba bulamayan annenin, otobüs parası olmadığı için iş bile arayamayan gencin hâlini anlamak için büyük laflar etmeye gerek yok. İktidarın ekonomi politikaları sonucu yaşanan ekonomik kriz karşısında çaresiz kalan vatandaşlar, ay sonunu getirebilmek için zamanının çoğunu hesap kitap yaparak geçirir hale geldi. Özellikle dar gelirli vatandaşlar sıktıkları kemerin son deliğine geldi. Çünkü artık temel gıda ürünlerini dahi almakta zorlanıyorlar. Sebze-meyve alamayıp, pazarlarda artıkları toplayanların sayısı artıyor. Vatandaş perişan, üretici perişan, çiftçi perişan; bir avuç insan rahat yaşıyor. Milyonlarca insan açlık ve yoksulluk sınırında yaşıyor. Günah değil mi bu insanlara?. Yüzde 100'lerin üzerinde enflasyon var. ÜLKEYİ YÖNETENLERİN GÖREVİ BU İNSANLARIN DERTLERİNE DERMAN OLMAKTIRTürkiye’de gündemin en yakıcı sorunlarından biri olan sığınmacılar hakkında çok tartışılacak bir genelgeye Yeniçağ gazetesi ulaşmış. Göç İdaresi Başkanlığı tarafından 81 vilayetteki Göç İdaresi Müdürlüklerine gönderilen genelge, geçici koruma statüsündeki Suriyelilerin Türkiye’de kalmasını adeta perçinleyen bir nitelikte bulunuyor. 'Suriyeliler Türkiye'de kalsın' genelgesi. Göç İdaresi Başkanlığı, Türkiye’de geçici koruma statüsünde bulunan Suriyelilerin diğer ülkelere vize-ikamet başvurusu yapmasına kısıtlama getiren bir genelge yayımlamış.1 Kasım 2023 tarihli genelgede, ülkeden çıkışı izne tabi geçici koruma kapsamındaki yabancılara çıkış izni için aile birleşimi, tedavi, ilgili ülkelerdeki eğitim kurumlarından kabul almak gibi şartlar yer alıyor. Suriyelilerin başka bir ülkeye gitmesine kısıtlama getiren genelgenin ikinci maddesinde ise, “Belirtilen hususlar dışında üçüncü ülkelere çıkış yapacak yabancılar hakkında Başkanlığa görüş sorulacak ve Başkanlıktan gelecek cevaba göre işlem yapılacaktır.” denilmesi dikkat çekiyor. Beşinci maddede ise, dayanak belgesi bulunmayan yabancılarla mülakat gerçekleştirilerek belirtilen çerçevede ülkemizden çıkışının uygun olduğuna kanaat getirilmesi durumunda izin verileceği vurgulanmış. ÜLKEMİZDE FARKLI COĞRAFYALARDAN GELEN MİLYONLARCA MÜLTECİ-SIĞINMACI VARGelenlerin büyük bir bölümünü Suriyeliler oluşturuyor. toplam göçmen sayımız 10 milyonu açmış durumda.Memleketimizi her konuda olduğu gibi dış politikada da bataklığa sürükleyen mevcut siyasi iktidarın icraatları sonucunda milyonlarca yasadışı göçmen sınırlarımızı adetadelik deşik etmiş, memleketimiz göç tanımına sığmayan bir istilaya uğramıştır, milletimizin de haklı olarak bu duruma dayanacak gücü ve sabrı kalmamıştır. Türkiye, kendi nüfus bütünlüğünü tehlikeye atacak düzeyde kalabalık toplulukları sınırları içinde barındırmak ve beslemek zorunda bırakılamaz. Türkiye hiçbir üçüncü ülkenin refahı uğruna kendi refahından mahrum edilemez. Türkiye açık ya da gizli anlaşmalar sonucunda kimsenin hendeği olamaz.Hiçbir milletlerarası sözleşme ya da uluslararası hukuk kuralı Türkiye'nin küçük bir Avrupa ülkesi kadar sığınmacı nüfusu barındırmasını zorunlu kılamaz. Türkiye, nüfus mühendisliği yoluyla üçüncü dünya ülkesi standartlarına hapsedilemez. TÜRK MİLLETİ KÖLELİK VEYA PARYALIK DÜZENİNE MAHKÛM EDİLEMEZGeçtiğimiz hafta açıkladığımız gibi Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener’in de takdiri ile İl Başkanlığı görevime devam edeceğim. Yerel seçimlerde adaylığım söz konusu değildir. Genel Başkanımız, şahsımın il başkanlığı görevinde daha başarılı olacağı görüşüyle birlikte kritik bir konumda bulunan Afyonkarahisar’ımızda aday belirleme çalışmalarının benim koordinasyonumda olması yönünde görüş belirtti. Ben şahsi menfaatlerin üzerinde bir aşkla bu görevi icra etme gayretindeyim. Bu sebeple şahsıma duyulan güveni boşa çıkartmayarak ilimiz ve ilçelerimiz için en doğru kararın verilmesini sağlamak için gece gündüz çalışacağım. Afyonkarahisar Belediyesi’ne adaletli ve merhametli bir gönül adamının başkan olması için elimizden geleni yapacağız. BELEDİYE BAŞKANLIĞI DEMEK KOCAMAN BİR İLİN VEBALİ DEMEKTİRNe yazık ki mevcut başkanımız bu vebalin farkında değil. Öyle ki bakınız kocaman binaları reklam afişleriyle kaplatıyor. Ancak bu çabalar şaibeli bir durumu da beraberinde getiriyor. Oruçoğlu binasını biliyorsunuz. Boydan boya Sayın Zeybek’in reklam afişiyle kaplı. Şimdi Sayın Başkan Zeybek’e sormak istiyorum : Bu reklam afişleri için ilan reklam vergisi ödeniyor mu? Ödeniyorsa ne kadar ödeniyor ve bu bedel belediyenin kasasından mı çıkıyor? Bu kocaman afişler nerede hangi bedelle bastırılıp bu duvarlara uygulatılıyor? Tüm bunların bir maliyeti var tabi ki, bizim aklımızdaki soru ise şu: bu maliyet vatandaşa mı yansıtılıyor? Aklımızdaki diğer bir soru ise Sayın Zeybek’in görev süresi boyunca satışı yapılan gayrimenkuller. NE KADAR GAYRİMENKUL NE KADAR BEDELE SATILDI Gayrimenkul gelirleri hangi kasada veya nereye harcandı merak ediyoruz doğrusu. Sayın Zeybek kavşak yaptık diyerek halkın gözüne sokacağına bu konularda şeffaf olursa daha faydalı bir hizmet vermiş olur diye düşünüyorum. Şimdi Başkan Zeybek’e başka bir sorum “Önceki Belediye Başkanımız Sayın Burhanettin Çoban, borçsuz belediye devrettiğini söylemişti. Şimdi Zeybek’in Afyonkarahisar Belediyesi’ni getirdiği konumu öğrenmek istiyorum. ACABA BELEDİYEMİZ İLLER BANKASI’NA ŞUAN NE KADAR BORÇLU? Tüm bu sorularla beraber Afyonkarahisar Belediyesi’ne ve Sayın Zeybek’in şahsına yönelik açılan davaları da merak ediyorum. Hakkında Kaç dava açıldı, kaçı kazanıldı ya da kaçı kaybedildi? İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya Sayın Zeybek hakkında açılan bir davadan dolayı soruşturma izni verdi. Cumhuriyet Başsavcılığı yasal işlem başlattı mı. Soruşturma ne aşamada? Bunları da merak ediyoruz. Sayın Zeybek’in seçim kaygısı erken başladı bu sene. Kaybetme korkusuyla attığı adımları görüyoruz. Reklam faaliyetlerinden de anlaşılacağı üzere Sayın Zeybek önce aday gösterilmek için, sonra da seçimi kazanmak için her yolu deneyecek gibi görünüyor. Şimdi kendisine bir soru daha yöneltmek istiyorum: BELEDİYE İŞTİRAKİ OLAN YÜNTAŞ’A SON 2 AY İÇİNDE NE KADAR ELEMAN ALIMI YAPILDI? Kafamızdaki soru işaretlerini gidermesi de kendisi için faydalı olacaktır diye düşünüyorum. Çünkü günümüzde artık şeffaf belediyecilik anlayışı kazanıyor. Motokros faaliyetleri için Afyonkarahisar Belediyesi ne kadar harcadı? Spor faaliyetlerine çok önem veriyor ya belediyemiz acaba kapanan Afyon Belediye Basketbol takımının borçları için Belediye kasasından ödeme yapıldı mı? Yapılmadıysa nasıl ödenmesi planlanıyor? Bu konu Belediye Meclisi gündemine getirildi mi?Afyonkarahisar Belediyesi boy boy afişlerle Zeybek reklamı yaparken asıl yapması gereken işleri, yarım kalan projeleri nasıl açıklayacak merak ediyorum doğrusu. OTOPARK YAPILACAK DENİLİP YIKILAN YERLER HARABE OLARAK KALDI Atıl vaziyette bırakılan binalar, araziler şehir trafiğini rahatlatmayacak tabi ki… Seçimi kazanmaya çalışırken otopark yapacağım, trafiği rahatlatacağım vaatlerinde bulunan Sayın Zeybek bu durumu nasıl açıklayacak acaba? Afyonkarahisar Belediyesi’nin sorumsuzluğunu gözler önüne sermişken yürekleri sızlatan görüntülerle gündeme oturan Dinar Belediyesi’nden de bahsetmemek olmazdı. Biliyorsunuz barınaktaki içler acısı durumla gündeme gelen Dinar’da köpekler açlıktan birbirini yiyor ve Belediye Başkanından barınak görevlisine kadar herkes bu hazin görüntülere seyirci kalıyor. İddialara karşısında sessizliğini koruyan yetkililer ne zaman bu konuya açıklık getirecek?İktidar sarhoşluğu yaşayan AKP ile yancısı MHP icraatları kendilerine mal etme konusunda adeta yarışıyor. Gazi Mahallesi’ne inşa edilmeye başlanan 8 derslikli anaokulu inşaatı üzerinden AK Parti ve MHP’li vekil ‘Okulu ben yaptırdım’ yarışına girdi. AK Partili İbrahim Yurdunuseven de MHP’li Mehmet Taytak da 3 gün arayla aynı okul inşaatı ile ilgili yaptığı açıklamalarda, “Okulu ben yaptırdım dedi. Herkes iyi şeyleri kendine mal etmeye çalışırken olumsuzluklardan bahseden, çözüm yolu üreten yok… AKP’li vekil yerel yönetimlerle ilgili talihsiz bir açıklama yapmış. “Belediye ile merkezi hükümet bir olmadığı sürece şehirlerin şakülü kayıyor. Birisi Hanya’ya diğeri Konya’ya gidiyor” demiş. Her seçim döneminde vatandaşı kandırma yöntemlerinden biri olan bu bahane artık çok yersiz çünkü baktığınızda en gelişmiş illerin belediyeleri muhalefet partilerinde. Bir ili layıkıyla yönetebilmek için iktidar partisi mensubu olmaya gerek yok. Aynı mazeretleri temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp önümüze koymaktan bıkmadılar, bıkmayacaklar. Vatandaşlar açlıkla sınanırken, enflasyon karşısında ezilip büzülürken, ek iş yapmadan geçinemeyecek duruma gelmişken, ülkenin emeklisi bile çalışmadan hayata tutunamazken birileri hala koltuk sevdasından vazgeçmiyor… Yaşanan tüm olumsuzluklara göz yumup kulak tıkıyorlar. Üstüne üstlük Sayın Erdoğan asgari ücretle ilgili hüsrana uğratan bir açıklama yapıyor. Diyor ki; “Asgari ücret artışı zaten biliyorsunuz yıl içinde bir kezdir. Bir kez verilecek zamla bu iş biter” bu sözler o kadar incitici o kadar küçültücü ki bu ülkenin işçisi emekçisi bu sözler karşısında umutsuzluğa kapılmasın da ne yapsın? Yılda iki kere verilen zam zorunluluk değil de lütufmuş gibi lanse eden Cumhurbaşkanı daha sene sonu gelmeden gelecek yılın umutlarını söndürdü. Bu yıl tek seferde bu iş biter dediği zammı göreceğiz hep birlikte, daha ay geçmeden eriyip kaybolacak bundan eminiz. Gönül ister ki enflasyon, maaşımızı cebimize girmeden yemesin. Gönül ister ki gerçekten senede bir kez yapılan asgari ücret zammı işçiye emekçiye ilaç gibi gelsin. Ama nerde… çıkacak zam kararını merakla bekliyoruz. Sözlerime son vermeden evvel geride bıraktığımız 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla engelli vatandaşlarımız için daha yaşanabilir bir dünya diliyorum. Her birimiz birer engelli adayıyken yılın bazı dönemlerinde engelli vatandaşlarımızın hatırlanmasını, onlara yönelik bazı aktiviteler yapılmasını doğru bulmuyorum. Bu gün hala ilimizde engelli rampaları yeterli değilse, hala engelli rampalarının önüne araç park ediyorsak, binalarımızda engelli vatandaşlarımızın hayatını kolaylaştıracak düzenekler bulundurmuyorsak 3 Aralıkta engelliler günü kutlamamızın bir anlamı yok demektir." dedi. Kaynak Hasan Öğünç
Yorumlar
Yorum Yap