Gözden kaçırmayın
Miniklerden İlk Seccadem ve İlk Namaz SergisiAfyonkarahisar'da da çok sayıda öğretmen Oktugan için eylem yaptı. Yaşanan bu elim olaya tepkisini gösterdiş. 10 Mayıs Cuma Günü saat 11:30 ‘da ve öğleden sonraki saatlerde çok sayıda Afyonkarahisar’da görev yapan öğretmen ve bağlı bulunduğu sendka yaşanan bu üzücü olayı kınadı. Ellerinde döviz ve pankartlarla Afyonkarahisar İmaret Camii önünden,Zafer meydanına yürüyen binlerce öğretmen, “ öğretmene uzanan eller kırılsın,okullarda şiddete hayır, sığınmacıve mülteci istemiyoruz ” diyarek çok sayıda pankart ve dövizle birlikte meydana yürüdü. Meydandayoplanan kalabalık ardından sendika temsilcileri birer basın açıklaması yaparak, yaşanan olaylara tekilerini koydu. Öncelikle Tüm Eğitim Çalışanları Senedikası Başkanı Cemal Damcı bir basın açıklaması yaparak şu ifadelere yer verdi; "Eğitim Yuvalarında Şiddete Son! Can Güvenliğimiz İçin Acil Eylem Planı Şart! Basın Açıklaması Ülkemizde eğitim kurumlarında yaşanan şiddet olayları, maalesef toplumsal vicdanı derinden yaralamakta ve geleceğimiz olan çocuklarımızın güvenliği konusunda büyük endişeler yaratmaktadır. Son olarak, bir eğitim kurumunda yaşanan elim olayda, bir eğitim çalışanımız ve okul müdürümüz, okuldan atılan bir öğrenci tarafından silahlı saldırıya uğrayarak hayatını kaybetmiştir. Bir kez daha Merhuma Allahtan rahmet, başta ailesi, sevenleri ve eğitim camiasına sabırlar diliyoruz. Bu acı olay, eğitim kurumlarında yaşanan şiddetin geldiği vahim boyutu ve alınması gereken önlemlerin aciliyetini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Yaşanan şiddet olayları, ve son olarak yaşanan vahim olay da eğitim çalışanlarının ve öğrencilerin can güvenliğinin tehdit altında olduğunu açıkça bir kez daha göstermiştir. Eğitim kurumlarındaki güvenlik zafiyetleri, şiddet olaylarının yaşanma riskini artırmaktadır. Eğitim kurumlarında şiddetin önlenmesi ve eğitim çalışanlarının ve öğrencilerin can güvenliğinin sağlanması için acil bir eylem planı hazırlanmalı ve uygulamaya konulmalıdır. Bu kapsamda; Türkiye Büyük Millet Meclisi yarından tezi yok harekete geçmeli eğitim kurumlarında şiddetin önlenmesi ve cezalandırılması için etkili bir kanun çıkarmalıdır. Bu kanunla, şiddet olaylarına karışanlara caydırıcı cezalar verilmeli, eğitim kurumlarında güvenlik önlemleri artırılmalı ve şiddetin önlenmesi için gerekli tedbirler alınmalıdır. Bugün itibariyle Okul ve kurumlarımızda görev yapan güvenlik görevlisi yok denecek kadar azdır. Bu durum öğrencilerimizi ve eğitim çalışanlarını kötü niyetli kişiler tarafındangerçekleştirilecek her türlü tehdit ve şiddete karşı savunmasız kılmaktadır. Bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı’na da bir çok görev düşmekte, bunların en başında ise Okul ve eğitim kurumlarının güvenliğini sağlamak adına her kurumda mutlaka "Güvenlik Görevlisi" istihdam etmek gelmektedir. Ayrıca, Eğitim-öğretim dönemlerinde güvenlik tedbirleri sıkılaştırılmalı ve emniyet güçleriyle işbirliği artırılmalıdır. Okul çevrelerinde güvenlik önlemleri artırılmalı, şüpheli şahıslara karşı önlemler alınmalıdır. Sendikalar ve eğitim kurumları, öğrenci, veli ve eğitim çalışanları arasında güvenlik tedbirleri ile ilgili toplantılar düzenlemeli ve alınması gereken önlemler belirlenmelidir. Şiddet olaylarından etkilenen öğrenci ve eğitim çalışanlarına psikolojik destek sağlanmalı, rehberlik hizmetleri güçlendirilmelidir. Yine Şiddetin önlenmesi için öğrenci, veli ve eğitim çalışanlarına yönelik farkındalık çalışmaları yapılmalıdır.Şiddetin zararları, çözüm yolları ve iletişim becerileri konusunda eğitimler verilmelidir. Eğitim sistemindeki sınav baskısı, rekabetçi ortam azaltılmalı, öğrencilerin sosyal ve duygusal gelişimlerini destekleyen bir eğitim anlayışı benimsenmelidir. Hükümete, TBMM'ye, Milli Eğitim Bakanlığı'na, sendikalara, sivil toplum kuruluşlarına ve tüm kamuoyuna çağrımızdır: Eğitim kurumlarında şiddete son verilmesi ve eğitim çalışanlarının ve öğrencilerin can güvenliğinin sağlanması için hep birlikte mücadele edelim.Eğitim Çalışanlarını Şiddete Karşı Koruma Yasasını bir an önce çıkaralım, Eğitim Kurumları Şiddet Yuvası Değil, Barış Yuvası Olsun." dedi. Hürriyetçi Eğitim Sen İl Başkanı Nizamettin Şenol ‘da bir basın açıklamaı yaprak şu ifadelere yer verdi;Çalsın Hürriyetin marşı Sesimiz titretsin arşıBizi üzenlere karşıHaydi sen de çık meydana. Birlik ile düşüp yolaVer elini, gir kol kolaMinnet etmeden bir kulaHaydi sen de çık meydana.Bizlerde İşte Çıktık MeydanaÇok değerli basın mensupları, kıymetli eğitim çalışanı arkadaşlar;Bugün burada, İstanbul Eyüpsultan'da 17 yaşında yabancı uyruklu bir öğrenci tarafından silahla vurularak öldürülen, okul müdürü İbrahim Oktugan için toplandık. Millî Eğitim Bakanlığı ve siyasi iktidarın eğitim emekçilerine yönelik söylem ve yaklaşımları ile Öğretmenlik Meslek Kanunu üzerinden emeğimizin değersizleştirildiği, mesleğimizin itibarsızlaştırdığı koşullarda, savaşlarda bile hedef alınmayan eğitim emekçileri okullarda şiddetin hedefi olmaya devam etmektedir.Eylül ayından bugüne, 17 eğitim çalışanı arkadaşımız şiddete maruz kaldı. Üzülerek belirtmek istiyoruz ki şiddet olayları sistematik bir şekilde her geçen gün artmakta ve durum öldürülmeye kadar varmıştır. Bizler artık okul bahçesinde, koridorda, sınıflarımızda güvende değiliz. Dövüldük, vurulduk, öldük arkadaşlar.. Önceki gün ömrünün büyük bölümünü eğitime ve öğrencilerine adamış olan bir meslektaşımızı hayattan ve öğrencilerinden koparan ne basit bir öfke krizi ne failin öğrenci oluşu ne de failin uyruğu ile ilgilidir. Geçen hafta Sayın Bakan Tekin’in, bizlere bir müjdesi vardı, “şiddetle karşı karşıya kalan arkadaşımız, eğer okulda çalışmak istemiyorsa başka bir okula tayin isteyebilecek.” demişti, acaba vurularak öldürülen, İbrahim müdürden sonra ne diyecek, çok merak ediyoruz? Cennet mi vaad edilecek acaba? Bugüne kadar eğitimden sorumlu olanların yaptıkları açıklamalarda, eğitimde yaşanan olumsuzlukların sorumlusu olarak öğretmenleri göstermesi, CİMER uygulamasının bizlere karşı bir sopaya dönüştürülmesi, MEB’in eğitimde yaşanan sorunlara çözüm üretmek yerine öğretmenleri ve idarecileri veli/öğrenci karşısında tek muhatap olarak bırakması, bugün yaşananlara zemin oluşturmuştur. Bu ülkede okulda öğretmen öldürüldü! Söz bitti! Şiddetin, cinayetin tek bir faili olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Cinayetin arkasındaki zihniyet, bizleri ötekileştiren, her fırsatta tehdit ederek hedef haline getiren, mesleğimizin itibarını ayaklar altına alanlardır. Öğretmenler, toplumun temel taşlarını döşeyen, gelecek nesilleri yetiştiren ve aydınlık bir geleceğe rehberlik eden mimarlardır. Öğretmene yapılan her saldırı, tüm topluma ve ülkenin geleceğine yapılmış bir saldırıdır. Unutmayalım ki, eğitimsiz bir toplum, karanlığa mahkumdur. Afyonkarahisar Zafer Meydanından Milli Eğitim Bakanı’na soruyoruz; -Okulda şiddeti önlemek için daha kaç eğitim emekçisinin can vermesi gerekiyor?-İktidarın ve MEB’in plansızlığı nedeniyle okullarımız güvenlik açısından ciddi risk altındadır. Okullarımızdaki güvenlik açığının faturasını canımızla mı ödeyeceğiz? Buradan bir kez daha altını çiziyoruz. Her suç gibi bu suçun da azmettiricileri olduğunu biliyor ve onları çok iyi tanıyoruz.-Daha önce defalarca yaşadığımız cinayetler gibi bu son cinayetin de azmettiricileri; öğretmenler çalışmıyor gibi yanlış bir algıyı toplumda yaymaya çalışanlardır. -Bizleri bugün okullarımızda açık hedef haline getirenler; liyakatsiz şekilde atandıkları koltukları bir hükümdarlık alanı gibi kullananlar, her fırsatta bizleri aşağılamaya çalışan mülki amirlerdir. Öğretmenliğin aynı zamanda bir uzmanlık mesleği olduğunu görmezden gelenlerdir. Okullarda şiddeti körükleyenler; eğitime dair eleştiri ve önerilerimize yıllardır kulak tıkamakta ısrar edenlerdir.-Bizleri hedef haline getirenler; her fırsatta emeğimizi küçümseyenler, mesleğimizi itibarsızlaştıranlardır. Bugün eğitim emekçilerinin canlarından endişe ederek okula gidiyor olması işte bunların eseridir. Bunun için atılması gereken ilk adım bu zihniyetin kökten değişmesidir. Okullardaki şiddetin arkasındaki nedenler ortaya çıkarılmalı, eğitim emekçilerinin can güvenliği sağlanmalıdır.Okulda şiddetin son bulması için MEB’i acilen harekete geçmeye ve önlem almaya çağırıyoruz.Okullarda yaşanan şiddet olaylarındaki korkutucu tırmanışı engellemek için bir an önce eğitimde şiddet yasası çıkarılmalıdır. Eğitim kurumlarının tümünde, şiddetle mücadele etmek için alınması gereken somut önlemleri, ne yapılacağını ve nasıl önleneceğini gösteren bir eylem planı hazırlanmalıdır.Failler toplumun vicdanını rahatlatacak ve yeni olaylar açısından caydırıcı olacak şekilde cezalandırılmalıdır. Özel ya da devlet okulu fark etmeksizin, derhal tüm okulların güvenliği sağlanmalıdır. Ahlak bekçiliğine soyunan RTÜK’ün toplumsal şiddeti başlıca gündemi haline getirip, mafya ve suç temalı TV yapımlarını denetlemesi sağlanmalıdır. İçine bin bir tane gereksiz ve hatta zararlı içeriklerle doldurulan müfredat yerine şiddetin çağdışı ve yanlış olduğunu öğreten, toplumsal yaşam dersleri içeren öğretim programları hazırlanmalıdır. Kendimizin ve öğrencilerimizin canından endişe ederek okula gitmek istemiyor, can güvenliğimizin olmadığı bir eğitim sistemini kabul etmiyoruz!Son olarak Tekin bakan tarafından birkaç gün önce -çok çok yetersiz olduğunu düşündüğümüz- 20 bin öğretmen atanacağı açıklandı. Atamalarda ne hikmetse mülakata devam edilecek. Eğer eğitimcilere şiddetin son bulması için gerekli adımlar atılmayacaksa yapılacak olan mülakatlarda öğretmen adaylarına yeni sorular sorulmalıdır. Mesela “dayak yer misin, şiddete ne kadar dayanıklısın, vurulursan ölür müsün? Şeklinde sorularla mülakatlar güncellenmelidir. Hürriyetçi eğitim sen olarak eğitimciye şiddete artık yeter diyor! Can korkusuyla çalışmak istemiyoruz!" dedi Afyon Time
Yorumlar
Yorum Yap