Gözden kaçırmayın

Afyon Belediyesi kamu oyuna duyuru yaptıAfyon Belediyesi kamu oyuna duyuru yaptı

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz, Türkiye Büyük Millet Meclisinde (TBMM) bir basın toplantısı düzenleyerek besicilerin sorunlarını basına anlattı.İŞTE YILMAZ’IN AÇIKLAMASI: “Ülkemiz maalesef 11 yıldır iyi yönetilmemektedir. 2002 seçimleri ile TBMM’de kahır ekseriyeti eline geçiren AKP ve kurulan AKP Hükümetleri maalesef muktedir bir iktidar olmamışlardır. Ülkemiz iyi yönetilmiş olsaydı;- Bugün terör can yakmaya devam etmezdi.- İşsizlik, özellikle eğitimli gençler arasında sorun olmaktan çıkardı.- Her gün binlerce esnaf kepenk kapatmak zorunda kalmazdı.- Eğitim politikamız her değişen Bakan ile değişmez, ismi gibi Milli olurdu. Gençlerimiz hem Milli, hem Dini hem de İlmi yönden tam olarak yetişirler ve kimse onları istismar edemezdi.- Ekonomideki, eğitimdeki, sağlıktaki, özgürlük ve insan haklarındaki olumsuzlukları teker teker saymaya kalksak herhalde günler yetmez.Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak seviyeli ve sorumlu muhalefet anlayışımız gereği yapılan iyi şeyleri takdir ederken, yapılmayan, yapılamayan, ihmal edilen yanlış yapılanları da çözüm yolları ile beraber iktidara çeşitli platformlarda söyleyeme, hatırlatmaya, ikaz etmeye çalışıyoruz ve çalışacağız.Yalan söylemiyoruz, iftira atmıyoruz.Gerçekleri, delilleri ile belgeleri ile ifade etmeye anlatmaya çalışıyoruz.Ülkemizin iyi yönetilmemişliğinin bedelini maalesef halkımız ödüyor.Bu olumsuzlukların ciddi olarak görüldüğü sektörlerden biri de Tarım Sektörüdür.ÇİFTÇİNİN, ÜRETİCİNİN, BESİCİNİN HALİ PERİŞANTarım sektörü, gerek insanın yeterli ve dengeli beslenmesi, gerek istihdama olan katkısı, sektör itibari ile hem üretici kesimini, hem de tüketicileri ilgilendirme yönü ile ayrıca pek çok sanayi koluna ham madde temin eden faaliyet olması nedeni ile stratejik bir sektördür.İnsanoğlu için vazgeçilmezdir. Denizleri, gölleri, toprağı, ırmakları ve güneşlenme açısından çok şanslı olan ülkemizin nüfusunun yaklaşık ‰ 26’sı maalesef hala tarımla uğraşmaktadır.Maalesef hala diyorum, zira gelişmiş ekonomik güce sahip ülkelerde Tarım istihdamının nispi payı azdır ve bu bir gelişmişlik göstergesidir. Örneğin AB’de bu oran ‰ 4- 4,5 iken, ABD’ de ise nüfusun ‰ 1- 1,5’u tarımla uğraşmaktadır.Tarım ülkemiz için hala ekonomik ve sosyal değeri olan önemli bir sektördür. Ancak dünyanın 16. Büyük ekonomisine sahip ülkemiz çiftçisinin, üreticisinin, besicisinin hali perişandır.Bugün iktidarın her vesile ile övünerek belirttiği fert başına düşen milli gelir (TUİK’ e göre) 15.392 USD iken, tarım sektöründe çalışan insanımızın nasibine 3.566 USD düşmektedir.Sayın basın MensuplarıTakdir edersiniz ki tarım sektörü iklim ve şartlarına ve coğrafi yapıya doğrudan bağlı bir sektördür. Tabiri caiz ise ‘’üstü açık bir fabrikadır’’ her tarım işletmesi.En önemli girdileri ise tohumdur, gübredir, ilaçtır, yemdir, mazottur, sulamada ve işletmede kullanılan elektriktir. En önemlisi de el emeğidir, göz nurudur, alın teridir.Gelişmiş ülkelerde tarımsal üretimin ‰70’i hayvansal ‰ 30 ‘u bitkisel üretimdir. Ülkemizde ise tam tersi ‰ 25 hayvansal üretim ‰ 75 bitkisel üretim yapılmaktadır.Gelişmiş ülkeler hayvancılık sektörünün stratejik önemini kavramış ve bu öneme uygun politikalar ile hayvancılığın tarım sektörü içindeki payını arttırmışlardır.AKP hükümetlerinin yanlış tarım politikaları sonucu; geniş yüzölçümü, farklı ekolojileri, değişik tür ve ırktan hayvan varlığı ile avantajlı bir konuma sahip olmasına rağmen ülke hayvancılığı ve hayvansal ürünler üretimi tehlikeye sokulmuştur.Gelinen noktada ülkemiz ithal ete, süte, ithal kurbanlığa hatta bu sene ithal samana mahkûm olmuştur.Takdir edersiniz ki hastalığı doğru teşhis edemezsek, tedavisi de zaman alır hatta imkansız hale gelebilir. Bugün sizlerle hayvancılık sektörünün içinde bulunmuş olduğu sıkıntıları ve çözüm yollarını paylaşmak istiyorum.Hayvan yetiştiriciliği tarımsal üretimin ayrılmaz bir parçasıdır zira hayvansal üretim, bitkisel tarımdan elde edilen ürünlerle yapılabilmektedir.Ülkemiz topraklarının daha verimli kullanılması ve Türk çiftçisinin refahının artırılması doğrudan hayvansal üretimin arttırılmasına bağlıdır. Çünkü yılda 1 veya 2 kez (dönemlik) gelir sağlayabilen Türk Çiftçisi ancak hayvancılık sayesinde sürekli bir gelire kavuşabilecektir.· Bugün için tarım girdilerinin pahalı olması en önemli sorundur. İleri-gelişmiş ülkelerde (AB’de ve ABD’de )tarımla-hayvancılıkla uğraşanlar devlet tarafından desteklenirler. Bizde ise destekleniyormuş gibi yapılıyor, üstelik destekleme kalemleri o kadar çok parçalı ve çeşitli ki arada kaybolup gidiyor.· Üreticimiz önceden sadece işletmesini geliştirmek için banka veya tarım kredi kooperatifinden kredi talep ederken bugün ise üreticimiz işletmesini ayakta tutmak, devam ettirebilmek için krediye başvuruyor.· Düşük hatta ‘’0’’ faizli kredi kullanan üreticimiz-besicimiz çok pişmandır. Zira arz-talep dengesi iyi yönetilmedi ve nasıl olsa sıfır faizli kredi var diye hayvan fiyatları arttı ve normalde 3-4 bin Liraya satılan hayvanlar 5-6 bin hatta 7 bin liraya alıcı buldu. Bu arada Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının yanlış politika ve tercihleri ile canlı hayvan ve et ithalatına izin vermesi hala devam ediyor. Yem fiyatları da arttı, saman bile bulamayan besici çok zor durumda kaldı. Sütü de para etmeyince üreticilerimiz 20-30 kg süt veren hayvanlarını kestirmek zorunda kaldı. EBK 3-4 sonrasına kesim sırası verince ‘’zararın neresinden dönersem kardır’’ anlayışı ile özel kombinalarda ‘’öldüm fiyatına’’ kestirip kurtulmanın yolunu tercih etti.· Hayvancılıkta 1 litre ham süt sattığınızda 2,5 kg kesif yem süt-besi yemi alabiliyorsanız bu işi sürdürebilir siziniz. Bugün için 1 litre ham süt ile 750-800 gr yem alınabilmektedir.Bakan beyin milat olarak gördüğü 2002 yılında 1 litre ham süt ile 2,5 kg kesif yem alınabiliyordu.Tarımın girdisi olan mazotta da durum aynıdır 2002 yılında 1 litre mazot için 2 litre ham süt satması yeter iken bugün 7 litre ham süt satması gerekiyor.Pancar üretimi besicilikle çok yakından alakalıdır. Gerek melas, gerekse pancar küspesi besicimiz için altın değerindedir.2002 yılında 1 litre mazot için Şeker fabrikasında 10 kg pancar teslim etmesi yeterliyken, bugün için 35 kg pancar teslim etmesi gerekiyor. ET MESELESİ SÜT MESELESİ, SÜT MESELESİ ET MESELESİDİRSüt meselesi et meselesi ve de ot meselesidir. Dengede tutamazsanız kantarın topuzu kaçar ve verimli toprakları, suları, gübresi, çalışan insanı olan ülkemizde ne üreticimiz ne de tüketicimiz memnun olur.Üreticimiz zarar etmekte, tüketicilerimiz de pahalı tükettiğinden şikâyet eder durur. Bugün olduğu gibi yetkililer bu sorunun çözümü için kalıcı, köklü çözümler yerine günü birlik günü kurtarıcı ve palyatif tedbirleri tercih ederler ise ülkemiz ithal ete, süte canlı hayvana hatta samana mahkum olur.İthal ile günü kurtarabiliriz ama unutmayalım dökme suyla değirmen dönmez.Özellikle hayvansal üretimi teşvik etmek için ucuz kredi, ucuz hayvan dağıtmak yeterli değildir.Gerçek teşvik; hayvan üretimi karlı kılacak ekonomik ortamı sağlamaktır. ÇİFTÇİLERİN ZİRAAT BANKASINA VE TARIM KREDİ KOOPERATİFLERİNE OLAN BORÇLARI UZUN VADELİ OLARAK YENİDEN YAPILANDIRILMALIDIR.Gelinen noktada üreticimiz, besicimiz, banka-tarım kredi kooperatifi, faiz-haciz hatta tefeci kıskacında inim inim inlemektedir. Konu önemlidir ve acil çözüm beklemektedir.· Tarımsal hayvansal üretimin girdileri olan mazot, gübre, ilaç, tohum, tarımsal işletmede kullanılan elektrik ve yemde ÖTV ve KDV kaldırılmalıdır.· Çiftçimizin Ziraat Bankasına ve Tarım Kredi Kooperatifine olan borçlarının faizleri silinmeli ve borçları faizsiz olarak yeniden yapılanmalıdır.· Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı teknik elemanları bürolarından çıkıp bizzat çiftçimizin üretimine-eğitimine yardımcı ve destek olmalıdır.· Acilen et, canlı hayvan, süt tozu gibi ürünlerin ithalatı durdurulmalı ve kaçakçılığı önlenmelidir.· Damızlık Sığır yetiştiricileri ve Süt Üreticileri her ne olursa olsun şimdiki destekleme miktarından çok daha fazla desteklenmelidir. EBK gibi SEK’ de kurularak ülke geneline yayılmalıdır.· Hayvancılık sektörü Türkiye’de göç sorununun kriz haline gelmesini engelleyen başlıca sektördür. Kırsal kalkınmanın anahtarıdır. Anadolu’nun toprağı, suyu, güneşi Allah vergisi bir şekilde hayvancılık yapmaya çok uygun. Hükümet sadece üretmek için değil toplumsal huzur içinde hayvancılığa sahip çıkmaktadır.· Hayvancılık sanayi yatırımları teşvik edilmelidir ki köylerimiz boşalmasın, büyükşehirlere göçler bu sayede önlenebilsin.· Özellikle yem ve yağ bitkileri üretimi desteklenir ve hatta alım garantili üretime geçilirse dış ülkelere yem ve yağ açığımız için ödediğimiz Milyarlarca Dolar ülkemize kalır hem de hayvancılığımızın gelişmesine ciddi katkı sağlamış oluruz.”