Gözden kaçırmayın

Vali Yiğitbaşının Mutluluk Kervanı Projesine ÖdülVali Yiğitbaşının Mutluluk Kervanı Projesine Ödül

Aşırı et tüketimi ile birlikte vücuttaki yağ oranının bir anda yüksek seviyelere çıkması, beraberinde kalp- damar hastalıkları ile ilgili sorunları gündeme getiriyor. Kurban Bayramı özellikle damar sertliği bulunan kişiler için en riskli geçiş dönemi olarak biliniyor.Fuar Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr.Fatih OĞUZ, Kurban Bayramı`nda aşırı et tüketimiyle birlikte, vücuttaki yağ oranında önemli oranda yükselme kaydedildiğini söyledi. Yağ oranı yüksekliğinin özellikle damar sertliği, yüksek tansiyon, kalp rahatsızlığı bulunan kişilerde, vücuttaki yağ oranın yükselmesinin beyin kanaması, kalp krizi, gibi sonuçlara yol açtığını vurgulayan Uzman Oğuz,  ``Et yenildikten sonra kana geçtiğinde yağ seviyesi yükseliyor. Bu, belli bir süre kanda dolaşıyor. Özellikle damarlarında daralma olan kişilerde bu durum daha etkili oluyor. Kandaki yağlar söz konusu damarı ya patlatıyor, ya da daha fazla daralmasına neden oluyor`` dedi.Bayramda sofraların daha da zengin olması yüzünden, bayram süresince  güne hafif bir kahvaltı ile başlamak gerektiğini belirten Dr. Oğuz, "Kurban Bayramı`nda aşırı et tüketimi, böbrek yetmezliği komplikasyonu olan hastalarda ciddi problemlere yol açabilir. Bu hastaların et tüketimi sonucu aldıkları fazla  proteini böbrek yoluyla atmaları kolay olmayacağından ; üremi gelişme riski yükselir. Hatta öğün aralarına küçük bir meyve veya bir bardak ayran eklemek, öğlen yemeğinde hafif bir şeyler atıştırmak ve akşam yemeğinde aşırı yağlı besinleri tercih etmemek doğru olacaktır` dedi.KAVURMAYA DİKKAT!Fuar Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı "Yağlı etlerin doymuş yağ ve kolesterol içeriği daha yüksek olan ve gelenek haline gelen kavurma yeniliyor. Bu yemek de kalp-damar, diyabet ve yüksek tansiyon hastalarını olumsuz etkiliyor. Bu nedenle Kurban Bayramı`nda yağsız veya az yağlı etleri tercih etmeli; aşırı et tüketmemelidir. Şayet kavurma yapılacak ise de içine tereyağı ve kuyruk yağı konulmadan kendi suyu ile kısık ateşte pişirilmelidir. Yani hastalar kendilerine önerilen diyetlerini hiçbir şekilde bozmamalıdır.” dedi.``Ziyaretlerinizi yürüyerek yapın``Vücutta yağ oranının artmasının başlıca nedenlerinin birisinin de az enerji sar fedilmesi olduğunu anlatan  Dr.Oğuz, özellikle yağlı besinlerin tüketiminin ardından mutlaka yeteri şekilde hareket edilmesi gerektiğini söyledi.Kurban Bayramı geleneklerinin içinde, ev ziyaretlerinde ısrarlı şekilde et ikramının da bulunduğunu kaydeden  Kardiyolog, ziyaretlerde bulunan kişilerin de nezaketen, kendilerini, ikram edilen eti yemek zorunda hissettiklerini ifade etti.``Bir çok insan bayram boyunca, sabah kahvaltısı da dahil olmak üzere bütün gün et tüketiyor`` diyen Dr.Fatih Oğuz, bu tüketimin, beraberinde getireceği sağlık riskinin en azından azaltılması için yürümek gerektiğini dile getirdi.Oğuz, bunun yanında, bayram boyunca, özellikle fazla et tüketenlerin, bol sıvı tüketip, C vitaminine ağırlık vermelerinin yararlı olacağını sözlerine ekledi.FAZLA TUZA DİKKATFazla tuz tüketimi konusunda da sürekli uyarı yapmalarına rağmen bununla ilgili olarak da çok vakalar yaşadıklarını dile getiren Kardiyolog Oğuz, "Bizlere gelen hastalarımıza `tuzu azalt` dediğimizde sanıyorlar ki günlük sofralarındaki ekilen tuzun azaltılmasını anlıyorlar. Halbuki yemeğin pişirilmesi safhasında kullanılan tuzun azaltılması konusunda bizler uyarımızı yapıyoruz. Yemek pişirilmesi esnasında atılan tuzun ardından, hasta tadını alamıyorum diye biraz daha tuz ekliyor. Bu da kalp ve tansiyon hastalarına aslında büyük zarar veriyor. Yemeklerde tuz çok az ilave edilmeli, sofralardan tuzu kaldırılmalı hatta mümkünse yemeklere hiç tuz ilave edilmemelidir. Çünkü yemek için kullanılan besinler ve malzemelerin kendisi azımsanamayacak ölçüde tuz içermektedir. Bununla birlikte hazır ya da pişirilmiş olarak alınan pek çok yiyecekte de belli oranlarda tuz bulunur. Bu gerçek her zaman dikkatimizden kaçar. Örnek vermek gerekirse ekmeğin bile hazırlanışı sırasında hamuruna tuz eklenir. İşte kalp hastaları bu tür gıdaları tüketirken de çok dikkatli davranmaları gerekmektedir" diye konuştu.Söz konusu rahatsızlıkların, kendisini hemen hissettirmeyebileceğine dikkat çeken Kardiyolog, etli yemekleri fazla tüketen ve kendisinde rahatsızlık hisseden, özellikle 40 yaş üzeri kişilerin mutlaka hekime başvurmalarını tavsiye etti.
 
KURBAN BAYRAMINDA BESLENME ÖNERİLERİKurban Bayramı`nda şeker ve şekerli besin tüketiminin yanı sıra et tüketimi de artmaktadır.Yeni kesilmiş hayvanların etlerindeki sertlik, hem pişirmede hem de sindirimde zorluğa yol açar. Bu nedenle özellikle mide-bağırsak hastalığı olan kişilerin kurban etlerini nasıl tüketmeleri gerektiği konusundaki açıklama, Özel Fuar Hastanesi Diyetisyeni Hakan Ural’dan geldi.” Kurban etinin hemen tüketilmemesi gerektiğini ve buzdolabında birkaç gün beklettikten sonra tüketilmesini tavsiye eden Ural,”Yağlı etlerin doymuş yağ ve kolesterol içeriği daha yüksek olduğu için; kalp-damar hastalığı, diyabet (şeker hastalığı) ve yüksek tansiyonu olan kişiler, yağsız veya az yağlı etleri tercih etmeli, kısıtlı miktarlarda tüketmeli ve aşırıya kaçmamalıdır.”dedi.KURBAN ETİ NASIL PİŞİRİLMELİ?Pişirme yöntemine de değinen Diyetisyen, haşlama ve ızgara yöntemlerinin  daha sağlıklı olacağını ve çok yüksek ısıda, uzun süre pişirme ve kızartma yönteminin çeşitli "kanserojen maddelerin" oluşumuna neden olabileceği için tercih edilmemesi gerektiğini açıkladı. Etlerin tek başına değil de sebzelerle birlikte pişirilmesi veya tüketilmesi, besin çeşitliliğinin sağlanması açısından sağlıklı bir yöntem olduğunu söyledi.Diyetisyen Ural  “Yüksek ateş yüzeydeki proteinleri birdenbire katılaştırır ve ısı etin iç kısmına ulaşamaz. Çok yüksek ısı, etin dış yüzeyinin yanmasına ve su kaybının fazla olmasına yol açarak besin öğesi kaybını artırır.”dedi.ET NASIL MUHAFAZA EDİLMELİ?Fuar Hastanesi Diyetisyeni  “Kurban etleri, büyük parçalar şeklinde değil, birer yemeklik olacak şekilde küçük parçalara ayrılarak buzdolabı poşetine veya yağlı kâğıda sarılmalı ve buzdolabının buzluk kısmında veya derin dondurucuda saklanmalıdır. Bu şekilde hazırlanan etler, buzlukta -2 derecede birkaç hafta, -18 derece derin dondurucuda ise daha uzun süreyle saklanabilir.*Etler kolaylıkla bozulabilen potansiyel riskli besinlerdir. Etlerin dondurulduktan sonra tekrar çözünmesi bazı "mikroorganizmalar" için üreme ortamı oluşturur ve bu da sağlığımızı tehdit eder. Çözünen et hemen pişirilmeli ve tekrar dondurulmamalıdır.*Etlerin, "oda ısısında açıkta bırakılacak şekilde değil", yine buzdolabının alt bölmesinde çözünmesi sağlanmalıdır. *Derin dondurucuda saklanan etin buzdolabının sebzelik kısmının üstüne konularak çözünmesi beklenebilir. Etin çabuk çözünmesi amacıyla uygulanan kalorifer, soba üzerinde çözünme, oda sıcaklığında bekletme gibi yöntemler, insan sağlığı açısından tehlikeli sonuçları da beraberinde getirmektedir.” tavsiyelerinde bulundu.Fuar Hastanesi Diyetisyeni Hakan Ural, hayvanların kesilmesi, yüzülmesi, karkasın parçalanması, etin nakli, muhafazası, pişirilmesi ve tüketime sunulması aşamalarında kişisel hijyen kurallarının ihmal edilmemesi gerektiğinin de altını çizerek, bayramda şerbetli ve hamur tatlıları yerine sütlü tatlılar tüketilmesini  veya şerbetli tatlıların yanında,  süt ve ayran gibi herhangi bir besin öğesinin tercih edilmesi gerektiği konusunda uyardı.