Gözden kaçırmayın
Köylülerin su kavgasına Valilik son noktayı koyduKanserle mücadele eden Usta gazeteci Savaş Ay tedavi gördüğü hastanede vefat etti. Savaş Ay, gırtlak kanseri hastalığı nedeniyle hastanede yatıyordu.İşte Savaş Ay`ın ölüm sebebi.
Gazeteci Savaş Ay’ın, 1,5 aydır tedavi gördüğü İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde kalbinin durduğu, doktorların hayata döndürmek için yoğun çaba harcadığı öğrenildi. Savaş Ay`ın cenaze törenine ilişkin henüz net bir açıklama yapılmadı.
Savaş Ay kimdir?
26 Mart 1954 yılında İstanbul`da doğdu..Çocukluk yılları İstanbul Üsküdar Selamsız`da geçen Savaş Ay nam-ı diğer "Savaş Abi", Ünlü ses sanatçısı Şükran Ay ile Ünlü sihirbaz ve gösteri sanatçısı Turan AY`ın oğludur.Çocukluk yılları anne ve babasının ünlü birer sanatçı olması sebebiyle kulislerde ve birçok şehirde dolaşmakla geçmiştir.Annesi Şükran Ay`ın daha kundakda bebek iken çalışması sebebiyle yalnızlığı o yaşlarda hisstemeye başlamıştır.Annesi Şükran Ay`ın sahne aldığı bir akşamı bakın Savaş Abi nasıl anlatıyor; "Bir keresinde annem, "Makber`i" yani "her yer karanlık" ı okurken her yeri kararttılar diye korkup ağlamışım.
Gıpti kemancı Cemal`in karısı Melek abla memesini, yaşıtım olan oğlunun ağzından çekip,beni emzirmiş susmuşum.Annem azsonra sahneden indiğinde duymuş olayı. Çok telaşlanmış.Parmağını gırtlağıma sokup kusturmuş beni... "Ama herhalde hepsi çıkmadı"diyor. Anneme göre zaman zaman yaptığım şımarıklıkların, yüzsüzlüklerin ve küfürbaz oluşumun nedeni sırf bu yüzden :"Benim içimde çingene sütü kalmış.Kanımda azda olsa çingenelik işlemiş". Bu sebepten olsa gerek Savaş Ay çingeneleri bazı insanların yaptığı gibi dışlamamıştır.Ve hatta 2001 yılında çingenelerin hayatını konu alan "Dansöz" filminin senaristi ve yönetmeni olarak hayata geçirmiştir.
Marmara Üniversitesi İktisat ve idari bilimler fakültesi mezunu olan Savaş Ay,daha sonra İİTİA` da eğitim görmüştür.Ve mesleğe yani gazeteciliğe 1974 yılında Dünya gazetesinde muhabir olarak başlamıştır.Daha sonra bir çok gazete ve dergilerde çalışmıştır.Bunlardan birkaç tanesi ; Tercüman,Vatan,Milliyet,Sabah,Posta gazetelerinde ve Akajans`ta çalıştı.Halen Takvim gazetesinde köşe yazarlığı yapmaktadır.Televiyon hayatına ise 32.gün programında çalışarak atıldı.
Burada Ali KIRCA, M.Ali Birand, Coşkun ARAL, gibi ünlü isimlerle çalışmıştır. Daha sonra 18 Ağustos 1993 yılında "A Takımı" adlı bir haber programı yaptı ve uzun yıllar bu programdan ne bizi nede kendisini vazgeçiremedi. ATV,Kanal 6,star tv, TGRT, kanal 1 gibi tv kanallarında A takımının yanısıra ;Savaş Ay`la show biz","Savaş Ay`la tozlu yollar", "Savaş Ay`la sokak arası", "studyo 4" "Savaş Ay`la Muhabir" gibi programlar yaptı fakat A takımından tam 15 senedir vazgeçemedi.Bu programla bir çok ilke imza atan Savaş Ay, Ağrı DoğuBeyazıt`a okul kampanyası sebebiyle bir gecede tam 1 trilyon(eski TL) para toplayarak adından uzun yıllar bahsettirdi.Bunun yanısıra yapmış olduğu "Beyaz Tebeşir" kampanyası ile yine bir çok çocuğun okumalarına sebeb olarak yüzlerini güldürdü.
Bunun yanısıra kendi meslek dalında almış olduğu 600 ün üzerinde birçok başarı ve ödüller mevcuttur.Bu ödüllerden en ilginç ve kendimce en iyisi ise Türkiye gazeteciler cemiyeti 1992 yılın gazetecisi ödülü` dür.Savaş Abi travesti kılığına girip onların yaşadığı bir takım zorlukları gözler önüne sermiş ve bunu haberle harmanlamasını bilip bu ödülü layıkıyla haketmiştir.Yaşadığı ve yaptığı tüm haber ve tecrübelerin meyveleri olan 6 kitaba sahiptir.Bunlar;"Ay Hikayeleri", "Göz Tanığı", "Ara Sokak", "Sokak Çocuğu", "Çamur Şevketin Torunu" ve son olarak da "Anlat Savaş Abi`ne adlı kitaplara sahiptir.
Son olarak Savaş Abi ye göre Savaş AY kimdir sorusuna cevap ise ;"Daha ilkokuldayken, dedem Çamur Şevket`in manv dükkanında özenle dizdiğim elmalar ve müşteriye verdiğim fazladan para üstleri sayesinde, alnımın teriyle kazandığım aşırmacalardayken ellerim, kulağımı tabure sohbetlerinden kalına bir "çenebaz çamur"um. "Bunları bir kenara bırakırsak ; esasında ben yalnızca,1954 Mart` ının bir sis çocuğuyum...Doyar mıyım ki zafere? Düşler görürüm ayaküstü... Şöyle bir estirdim mi rüzgarımı dağılır düşlerimin sisi...
İŞTE SAVAŞ AY`IN SON YAZISI
Samatya ben fazla kalmayacağımAklınıza boşboğazlık ettiğim gelmesin. Bayram öncesinin un kurabiyesi tadını bozmak için değil, mevzu gereği "hastanedeyim" diyerek başlayacağım yazıma. Vaziyetim şimdi hatırlatacağım bir filmle benzer hale gelince ara bağlantıyı açıklamak da girizgâhıma düşecek çünkü. Hafıza kovanızı geçmiş kuyusunun 4- 5 yıl önceki zaviyesine sarkıtın lütfen.
O günlerO zamanki Bayrama Cezaevi`nde açıklama yaparak; bir grup sinemacı çalışma yapmıştı. Sefa Önal, Birol Güven gibi ustaların denetiminde harika bir çalışmaydı bu. 3 aylık atölye seminerlerine katılan 80 tutuklu, 15 film hikâyesi yazmış, "Hayal Kurmak Serbest" adlı bu atölyenin ilk meyvesi seçilmişti. Adı dilinize geldi bile değil mi?
Evet: "Bayrama Ben Fazla Kalmayacağım"...Gerçek bir öyküydü. Buraya bir şekilde gelen bir arkadaşa "çay içer misin?" demişler, "Zahmet olmasın. Ben fazla kalmayacağım. Az sonra yanlışlık anlaşılır ve giderim" demiş. Ancak 2 senedir orada yatmakta.Durum vaziyeti
Benim durumumla olan bağlantıya gelirsek. Evden 1 günlük ayakta hadi bilemedim 2 gün 2 gece yatarak gözetim altında geçireceğim bir hafta sonu için tıpış tıpış geldim hastaneye. Kısa bir kontrol ve beklediğim sonuç. "Bugün tamam, yarın yine gel." Deyip uğurlandım doktorlarımın yanından. Yarın da geleceğim sonra işlem tamam olacak ohh...
Sabah müthiş bir halsizlik ve kapıda ambulansın hazır olduğu haberiyle uyandım.Üstümü değiştirip fotoğraf makinemi alıp çıkarken koca bir çanta hazırlayan kız kardeşime de çıkıştım: "Yahu 2 saatlik bir tedavi ben fazla kalmayacağım ne hazırlığı bu?"
Pilli bebek
Yakınlarıma tüyoyu verip beni ürkütmemişler meğer. Kapıya doğru 3 adım daha atınca fişi çekilmiş oyuncak bebek gibi yığılıverdim kapı önüne. Nabız, tansiyon, stres, yorgunluk, malum hastalığımla birleşince şallak mallak etmiş beni de haberim yokmuş meğersemse...Ben hâlâ içten içe gülmekteyim ve "abartıya bak" çekiyorum içimden.
Ambulansa götürebilmek için sosisli sandviç gibi yaptılar ki dar merdivenleri rahat inelim. Arayı atlayarak hastanenin yani eski Samatya SSK olan, şimdinin İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi`nin kapısındayız, apar topar KBB (Kulak Burun Boğaz) servisine çıkarılmaktayım.Sedyeden yatağa
Az sonra tertemiz bir odada buluyorum kendimi. Sedyeden yatağa geçtiğimde külçe haldeyim. Bir grup doktor odaya koşturunca kalkıp selamlamak istiyorum ama mümkünü yok. "Neden zahmet ettiniz ben az sonra çıkacağım?"diyorum ama ne sözüme itibar ne yüzüme bakan var. Birbirlerine kaçamak bakışlar atıp, acısını sonradan fark edeceğim gülümseyişler süzüyorum dudaklarından.
Sonrası mı?
Bugün itibariyle 23 gündür hastanedeyim, daha da kolayına çıkarmaya niyeti yok doktorlarımın. Gerisi bu 23 günün hikâyesini anlatmakla gelecek ama dedim ya ürkmeyin aman! Hastanelerde nasıl umut yeşerir, genç sağlıkçılar başta olmak üzere, kadroların başlarına gelip geçen çoğu kara mizah olaylar, göz tanıklıklarım ve daha bir dolu ilginç öykücükler. Ne zaman?
Perşembe günü ilk yazımdan başlayarak... "Bugünlük girizgâh" demiştim; ilaveten hayırlı bayramlar da dileyeyim. Mübarek ola...
İŞTE ÜNLÜLERİN TWİTTER`DA YAZDIKLARI
Mustafa Altioklar @mustafaltioklar 19 dk Vaaayyy...Savaş Ay da gitmiş.. Ruhun huzur bulsun Bekri Mustafam.. Seni senin çektiğin bir fotoğrafla selamlarim...
32.Gün @birand32gun 21 dk 32.Gün ailesi olarak duayen gazeteci Savaş Ay`ı kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz... Nur içinde yat şapkalı adam
Hakan Şükür @hakansukur 21 dk Değerli Gazeteci Savaş Ay`ın Vefatını üzüntüyle öğrendim.Sevenlerine sabır, kendisine Allah`tan rahmet diliyorum.
Cengiz Çandar @CengizCandar 21 dk Bir kişi daha eksildik. Hem de çok eksildik. Savaş Ay`ı kaybettik...
Metin Feyzioğlu @metinfeyzioglu 26 dk Gazeteci Savaş Ay`ın tedavi olduğu hastanede hayatını kaybettiğini öğrendim. Kendisine rahmet, ailesine başsağlığı diliyorum.
Müjde @GaniMujde 31 dk A Takımı Savaşını Kaybetti.Güle güle Savaş Ay...
Yorumlar
Yorum Yap