Özsarı Yılmayacağız, inanıyoruz ve başaracağız

Başkan Özsarı yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi;

"Kıymetli dostlarım, Birbirinden değerli iş dünyamızın güzide temsilcileri, Ve çok kiymetli hemşehrim, Unutmamak gerekir ki ;Vatan olmazsa millet de, devlet de olmaz.
Yani,  Yanisi şu ;Mesele vatandır, nitekim milli ve ekonomik bekamızın müdafaasıdır. Tüketici yaşamak iyi değildir. Üretime dayalı bir ekonomik modelimiz olmazsa dışa bağımlı oluruz...

Büyük Savaş’ın uzun yılları boyunca sürmesi sonucu, Cumhuriyetin ilk yıllarında aziz milletimiz yorgun ve fakir bir durumda idi. 

İşte bu sebeple ;"YALNIZ DÜŞMANI YENMEK DEĞİL, MİLLETİN MAKUS TALİHİNİ DE YENMEK GEREK!

Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde büyük bir bozguna uğratan Türk milleti, kısa zamanda eğitim, tarım ve sanayi hamleleri başta olmak üzere, her alanda atılım hamlelerini gerçekleştirerek, milletin refah ve huzurunu sağlamayı başarmıştır. Zira Atatürk siyasi, askeri zaferler ne kadar büyük olurlarsa olsunlar, ekonomik zaferlerle taçlandırılmazlarsa meydana gelen zaferlerin,  kalıcı olmadığı bilinci ile hareket ediyordu. 

Elbette bugün,gerek salgın hastalığın etkisi ile gerekse de küresel ekonomik kriz nedeniyle her ne kadar ülkemizi bir  darboğaza sürüklemiş olsa da, üretime dayalı bir ekonomik anlayıştan, tüketici bir topluma dönüştüğümüzden dolayı ekonomik daralma ile karşı karşıya kaldık! 

Karamsarlık mı? Asla...  Tarihin her döneminde küllerinden doğan Anka kuşu gibi yeniden ayağa kalkan Türk milleti, bu zor günlerin üstesinden de elbette gelecektir. 

Bugün şucu bucu demeden, Atamızın başlattığı milli mücadele ruhu ile kutlu davamıza sahip çıkıp, safları sımsıkı tutmak zorundayız. Düşmanı oldukça fazla dostu ise sayılı olan bir millet olarak, her zamankinden daha çok birlik ve beraberliğe ihtiyaç vardır. 

Kimse ama hiç kimse, Türk milletinin sabrını test etmeye kalkmasın!

Sömürgeci küresel güçler ve ülkemizdeki kuklaları, geçmişin intikamını almak için orkestra eşliğinde fırsat kolluyor. Dünyanın hiçbir bölgesi, bu denli ateş çemberi altında değil. Dost görünümlü avcılar,  postumuzu delmek için iştahlarını kabartmakta. Hâl böyle iken, olması gereken şudur; Ötekileştirmek yerine, kucaklaşmayı Nefret dili yerine, birbirimizi sevmeyi Şucu bu yerine,  Biz olmayı başarmak için  Yeni bir siyasi iklimi hepbirlikte tesis etmek, hem milli hem de tarihi bir sorumluluktur. 

Türkiye’ye tahakküm altına almak isteyen şer odaklarından bir an önce kurtulması için, milli bir şuura sahip olan vatansever kitlelerin dik duruşu gerekmektedir.Ülkemiz kısır çekişmelerden, liyakatsiz yönetim anlayışından, hamaset ve kutuplaşmalardan çok çekti ve telafisi olmayan yılları heba etti. 

Bugün geçmişten sorumluluğumuz daha büyük, yapacaklarımız ise daha çoktur.Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş kodlarına yeniden dönmeliyiz. Bu anlamda ;Hızla gelişen ve değişen dünyada kendi rönesansımızı oluşturmak zorundayız. İnsana bakış açımızdan sanata, edebiyattan insani  değerlerden tutun her sahada yeniliklere açık olmalıyız. 

Biz gücümüzü tarihimizden, şaşmaz irademizin kaynağını milletimizin irfanından almaktayız. Biz geçmişte olduğu gibi, bugün ve yarınlarda da, Devletimizin bekası, vatanımızın bölünmez bütünlüğü ve milletimizin varlığı konusunda tavizsiz şekilde sürdürdüğümüz onurlu duruşu korumayı devam edeceğiz... 

Süleyman Nazif'in dediği gibi, vatan sıhhat gibidir. Değeri kaybedilince anlaşılır. Keşke dememek için, İnsani yaşatki devlet yaşasın mantığı ile insan odaklı hareket etmek mecburiyetindeyiz. 

Demem o ki, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin milli hedefleri doğrultusunda işçisiyle, çiftçisiyle, memuruyla, esnafıyla, aydınıyla, siyasetçisiyle, girişimci siye ve hasıla 85 milyon Türk milleti ile aynı ruh ikliminde birleşip, kurulan tuzakları bozarak, ülkemiz ve devletimiz için canla başla çalışarak iktisadi ve ekonomik anlamda zaferler kazanmalıyız. 

Sözlerimi şu veciz söz ile noktalamak istiyorum: "Hak ile sabır dileyip bize gelen bizdendir. Akıl - ahlâk ile çalışıp bizi geçen bizdendir."

Yılmayacağız, inanıyoruz ve başaracağız! 

Bu duygu ve düşüncelerimle bu kutlu vatanı bize vatan olarak kazandırıp emanet eden şanlı ecdamıza, Cumhuriyetin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına şükranlarımı sunar, bu yolda can veren tüm şehitlerimize de Allah'tan rahmet ve mağfiret dilerim.