Gazeteci İsmail Akar?ın hazırlayıp sunduğu Basın Odası programına Gazeteciler Ahmet Tunca, Polat Yılmaz ve Ertuğrul Sevim yorumlarıyla katıldılar.
Geçtiğimiz Cuma günü ders zilinin öğrenci ve öğretmenler için son kez çaldığını söyleyen Gazeteci İsmail Akar, ?2017-2018 eğitim öğretim yılı karnelerin dağıtımıyla sona erdi. Afyonkarahisar il genelinde temel eğitim düzeyinde 98 bin 301 öğrenci, ortaöğretim düzeyinde ise 35 bin 353 öğrenci olmak üzere toplamda 133 bin 654 öğrenci karne aldı.
Tüm öğrenci ve öğretmenlerimize güzel bir tatil dönemi diliyoruz. Karnelerinde zayıfı olan öğrenciler yaz tatilini eksikliklerini tamamlama adına değerlendirmeliler diye düşünüyorum. Öğrenciler yaz tatilinde kitap okumayı ve sosyal aktivitelerde bulunmayı ihmal etmesinler. Yeni öğretim yılı 17 Eylül 2018 Pazartesi günü başlayacak? diye konuştu.
?Çocukların da hayatı algılamaları ve derslerdeki başarıları değişkendir?
Karnenin her şey demek olmadığını belirten Gazeteci Ahmet Tunca, ?Her insanın aynı başarıda ve kafa yapısında olması mümkün değildir. İnsanların hayatı algılamaları ve başarıları farklıdır. Çocukların da hayatı algılamaları ve derslerdeki başarıları değişkendir. Bu nedenle karnesinde zayıfı olan öğrenciye neden zayıf aldın deyip üzerine yüklenmemek gerekir. Bu topluma her meslek grubundan insana ihtiyaç var.
Bir eğitimci olarak ülkemizin bugünkü eğitim durumunu üzülerek takip ediyorum. Eğitimde maalesef istenilen başarıyı bir türlü yakalayamadık. Gelişmiş ülkelere baktığımızda eğitime çok önem verdiklerini görüyoruz. Umarım bu durum bizde de yakalanır? şeklinde değerlendirmede bulundu.
?Devamsızlık önemli bir sorun?
Standart bir not verme düzeni olmadığı için karnenin önemli bir gösterge olmadığını söyleyen Gazeteci Ertuğrul Sevim, ?Özel okullar oldukça yüksek notlar veriyor. Bu böyle olunca çok başarılı bir öğrenci özel okulda değilse orta düzey bir not alırken, özel okuldaki öğrenci çok yüksek not alabiliyor. Bu da karnenin önemli bir gösterge olup olmadığı tartışmalarına yol açıyor. Ben burada önemli bir konuya dikkat çekmek istiyorum. Bizim eğitim sistemimizin en önemli sorunlarından biri bence öğrenci ve velilerde olan devamsızlık hastalığı. Avrupa ülkelerinde bir-iki gün devamsızlık çok ciddi bir problem görülürken bizde bir veli sebep göstermeksizin öğrencisine yirmi gün izin alabiliyor. Bir de mazeret izinleri ile bayram tatilleri araya girince üniteler tamamlanamıyor? diye konuştu.
?Öğretmenliği benimsemeyen biri bu mesleği başarıyla yapamaz?
Milli Eğitim Bakanları ve eğitim yetkililerinin öğrencileri aileleri kadar sevmeleri gerektiğini belirten Gazeteci Polat Yılmaz, ?Bu böyle olursa eğitimde iyi bir noktaya geliriz. En büyük sıkıntılardan biri de Milli Eğitim Bakanlarının eğitimci olmamaları diye düşünüyorum. Eğitimi bilmeyen bir bakan göreve gelince bakanın değil, mevcut hükümetin eğitime bakışı yansıyor. Her gelen bakan yeni bir sistem deniyor. Öğretmenlik eğitimi almak isteyenlerin de daha üst bir bölümü tutturamayınca bari öğretmen olayım diyerek tercih yapmamaları lazım. Bu mesleği gerçekten sevdiği ve yapmak istediği için eğitimini almalı. Öğretmenliği benimsemeyen biri bu mesleği başarıyla yapamaz? şeklinde konuştu.