Şaban Korkmaz

Tarih: 11.11.2021 16:04

 Temsil Görevi Bu Olsa Gerek

Facebook Twitter Linked-in

Bir zamanlar oturup kalktığımız bir komşumuz vardı. Ezan okunurken elinde ne kadar önemli bir iş de olsa hemen onu bırakır caminin yolunu tutardı. Onun bu durumuna birileri imrenerek bakırdı. Birileri de belki içinden belki de şöyle mırıldanıyordu.

 

“Helal olsun şu adama bak yahu. Ezan okunurken soğuk sıcak demeden hemen caminin yolunu tutuyor. Kulluk görevini bi hakkın yerine getiriyor. Ben niye dükkânımı bırakıp gidemiyorum. Bırakıp gidip namazımı kılsam aç mı kalacağım sanki?”

 

Aylar ayları, günler günleri kovalarken ezan okunurken camiye giden kişiyi imrenerek izleyen o kişi de namaza başlamıştı.

O komşusunun namaza başlamasına vesile olan kişi de elbette o namaza başlayan kişinin kıldığı namazdan misli sevabı alıyordu.

O her bir namazını cemaatle kılan kimse mahallemizden ayrılmasından sonra bile o sonradan namaza başlayan kişi namazını hiç mi hiç bırakmamıştı.

 

Herkes hele bunu bir düşünebilse omzunun birisinde temsil görevi, diğer omzunun üstünde de tebliğ görevi ve mükellefiyeti olduğunu bir kavrayabilse neler değişecek neler..

 

Her anne ve baba da çocuklarına karşı her haliyle temsil ve tebliğ görevini bi hakkın yaparsa çok çok önemli bir görevi ifa etmiş olacaklardır. Bu temsil ve tebliğ görevi yapılmadığı müddetçe aileler perişan olmaya mahkûm olacaklardır. Hal böyle olunca da ailelerde cicim aylarının arkasından boşanmalar artacaktır.

 

Her bir anne ve baba Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in hayatını dört dörtlük bir bilse ve buna göre yaşasa ortalık güllük gülistanlık olacaktır. Böyle yapmayınca da bir kanadı kırık kuş gibi uçmaya çalışıyoruz. O da olmuyor. 

                

HELAL LOKMANIN ÖNEMİ   

 

Her bir babanın en önemli görevi çoluğunu çocuğunu helal lokmalarla beslemek olmalıdır.

Helal lokmalarla beslenmeyen bir çocuktan hiçbir aileye hayır gelmez. Ne kadar üniversite bitirirse bitirsin, anne ve babasının kıymetini bilmez, onlar yaşlandığında onları huzur evine göndermekten hiç mi hiç utanmaz.

 

Helal lokma ile beslenmeyen çocuk daha küçük yaşlarda anne- babasına ve öğretmenine karşı gelmeye başlar. Büyüklerine karşı saygı göstermez. Her şeyi ben biliyorum diye hareket eder. Olabildiğince cimridir, yardımlaşmayı bilmez. Hiç bir şeyle de mutlu olmaz.

 

Malumunuzdur ki ağızdan vücuda giren bir haram lokma o vücudu tamı tamına kırk gün terk etmez. Kişi namaz kılsa da o namazda huşuyu ve huduyu yakalayamaz.

 

Anne ve babaların en önemli görevi daha küçük yaşlarda milli ve manevi değerleri çocuklarının kalplerine yerleştirmek olmalıdır. Bunu yapmayan aileler sondan pişman oluyor ama ne yazık ki iş işten geçmiş oluyor, sonradan ki pişmanlık hiçbir işe yaramıyor.

 

Rabbim cümlemize helal lokmalarla beslenmeyi ve çocuklarımıza da helal lokma yedirmeyi nasip etsin. Amin.

 

ALLAH’IN HOŞLANDIĞI KİŞİ

 

 Allah’ın hoşlandığı o kimsedir ki;

-Adaletli olarak hareket eder.

-O kişinin kendinde zerre miktar kibir bulunmaz.

-Kendini hiçbir zaman beğenmez.

-Allah’a karşı kulluk görevini ihmal etmez.

-Kendi işini kendisi görmeye çalışır.

-Devamlı olarak helal lokma peşinde koşar.

-Bir dilim ekmeği bile varsa yalnız yememeye özen gösterir.

-Eline aldığı cömertlik bayrağını kimseye kaptırmak istemez.

              

BİLİYOR MUYDUNUZ?

Sahabeler arasında nüktedanlığı, hoşgörüsü, güzel ahlakı, misafirperverliği, cömertliği, takvası ile ön saflara çıkan kişinin, Suheheyb  B. Sinan (r.a.), olduğunu biliyor muydunuz?


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —