Ahmet Kaplan

Tarih: 06.03.2023 11:50

ABDÜRRAHİM MISRI HZ.

Facebook Twitter Linked-in

Afyon’da doğmuştur. Yazılı kaynaklara göre doğum tarihine ilişkin çelişkiler olsa da eseri Vahdetnâme’de doğum yerini “Oldu gerçi mevlidim Karahisar” yazarak Afyonkarahisarlı olduğunu kaydetmiştir.

 

 Fâtih Sultân Mehmed’in hocası Akşemseddîn’le Beypazarı’nda buluşmuş, ona intisap ederek kendisinden feyiz almış ve halifesi olmuştur. Hayatının büyük bir kısmını geçirdiği şeyhiyle önce 847/1443-44’de Edirne’ye, daha sonraki bir tarihte de İskilip’e gitmişler ve Fâtih Sultân Mehmed’in çağrısı üzerine İstanbul’un fethinde hazır bulunmuşlardır. Birliktelikleri Akşemseddîn’in Sultân Mehmed’e küsüp İstanbul’u terk edişine kadar da sürmüştür.

 

 Nitekim Karahisârî’nin, bir eserinde Fâtih Sultân Mehmed için övücü ifadeler kullanarak İstanbul’un fethi için bir beyitle tarih düşürmesi de fetih esnasında sultanın maiyetinde olduğunun açık kanıtıdır.). Abdurrahîm Karahisârî, 857/1453’de İstanbul’un fethinin ardından döndüğü Afyon’da en ünlü eseri Vahdet-nâme’yi yazmaya başlamıştır. Nitekim, Münyetü'l-ebrâr adlı eserinin müellif nüshasında fetih için düşürdüğü tarihi çıkarması ve fetihten yedi yıl sonra kaleme aldığı Vahdetnâme adlı eserini Vezîriâzam Mahmud Paşa'ya ithaf edip Fâtih Sultan Mehmed'in adını anmamış olması bu ihtimali kuvvetlendirmektedir.

 

 Eşrâtü's-sâa adlı eserinin telif kaydından, Karahisârî'nin 1457 yılında İznik'te bulunduğu, Enîsî'nin Akşemseddin'in vefatıyla ilgili olarak verdiği bilgilerden de 1458'de Göynük'e gittiği öğrenilmektedir. Şairin, vakfiyesini düzenlediği 888 (1483) yılına kadar nerede bulunduğuna dair herhangi bir bilgi mevcut değildir. Karahisari’nin Afyonkarahisar’da bir çok arkadaşı ve dostu vardır. Bunlar, Kasım Paşa, Vahdetname’sini kendisine ithaf etmiş olduğu Şehit Mahmut Paşa, hem müridi hem de ölümünden sonra halifesi olan Ahmet Dede Balı, İmad bin Hacı Muhiddin, Abapuş Balı, Mimar Ayas, Demiryalayan, Şehreküstü Yasin Dede ve Sofu Çelebi’dir. Bunlardan başka, vakfiyesinde şahit olarak isimleri geçen Afyon’un tanınmış ve alim kişilerinden olan Mevlana Şeyh Nureddin bin Şeyh, Hamza Fakih bin Hasan Fakih, Mevlana Yakup bin Yusuf, Mevlana İdris bin İsmail isminde dostları da vardır.

 

 Ömrünün son yıllarını, Gedik Ahmed Paşa tarafından Mimar Ayas Ağa’ya yaptırılan Taş Medresede müderrislik yaparak geçirmiş olan Karahisari, kendi yaptırdığı saraçlar içindeki mescidi ve Kasım Paşa’nın yaptırdığı Mısri Camii’nde Kur’an okunması için vakıfta bulunur. Evliyâ Çelebi’nin, Seyahatnamesi’nde Afyonkarahisar camilerini sayarken ‚Abdurrahim Efendi Camii diye bahsettiği yapı eski Saraçlar Çarşısı diye anılan yerde idi. Cami 1635 yılında 1200 akçe ile tamir ettirilmiştir. Afyonkarahisar’da 1794’teki büyük zelzelede, İmaret Camii ile Abdurrahim Camii önemli ölçüde harap olmuştur. Karahisari ayrıca 159 adet kitabını ilimehli kişilerin istifadesi için vakfetmiştir. Kasım Paşa tarafından yaptırılan Mısri Camii bitişiğindeki hangi tarihte yaptırıldığı bilinmeyen türbesinde medfundur.

 

 Kasım Paşa Camii ve Mısri Türbesinin çevresi önceden mezarlık idi. Türbe altında da büyüklü küçüklü beş on mezar vardı. Üst kısımda olan sandukalardan büyük olanı Abdürrahim Mısri’ye, küçük olanı damadı ve halefi Kasım Paşa oğlu Kemaleddin (Sofu) Çelebi’ye aittir. Cami haziresinde ise Kasım Paşa’nın mezarı bulunmaktadır. Türbeye hem cami içerisinden hem de yan harimden geçilmektedir. Ölümünden sonra tüm vakfiyesine kızı Niyaz mütevelli olmuştur. Eserleri; Abdürrahim Karahisârî’nin biri Arapça, üçü Türkçe olmak üzere dört eseri vardır.


1. Münyetü’l-ebrâr ve gunyetü’l-ahyâr.


Selve adlı tasavvufî bir eserin bazı ilâvelerle Türkçe’ye tercümesidir. 1453’te İznik’te yazılmıştır. Karahisârî bu tercümeyi şeyhi Akşemseddin’in emri üzerine yaptığını mukaddimede belirtmektedir. İki kısım ile bir hâtimeden ibaret olan ve her kısmı da on baba ayrılmış bulunan eserin çeşitli kütüphanelerde nüshaları vardır.


2. Tercüme-i Kasîde-i Bürde.


Hz. Peygamber’in medhi hakkında Bûsîrî tarafından yazılan Arapça kasidenin Türkçe tercümesidir. Eser, İ. Hikmet Ertaylan tarafından tıpkıbasım olarak neşredilmiştir (İÜ Edebiyat Fakültesi yayınları, İstanbul 1960).
3. Risâle fî eşrâṭi’s-sâʿa.


Kıyametin alâmetlerinden bahseden Arapça bir eserdir. 862 (1457) yılında telif edilmiştir. Tek nüshası Süleymaniye Kütüphanesi’ndedir (Fâtih, nr. 5347, vr. 117b-123a).
4. Vahdetnâme.


Abdürrahim Karahisârî’nin en önemli eseridir. Sade bir dille ve aruzun remel bahrinde yazılan eser 4250 beyitten meydana gelir. Telif tarihi 865’tir (1460). Şair, tasavvufî esasları basit hikâyelerle açıklamaktadır. Eserde bazı mistik İran şairlerinin ve Âşık Paşa’nın tesirleri açıkça görülmektedir. Muhtelif kütüphanelerde nüshaları bulunan eserin en iyi nüshası İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’ndedir (TY, nr. 808). Kaynak: Gönçer Süleyman, (1991). Afyon İli Tarihi. C.2. Nasrettinoğlu, İrfan Ünver,(1971). Afyonkarahisar'lı, Şairler, Yazarlar, Hattatlar, Ankara, Nasrettinoğlu, Yay. Mehmet Gündoğan: Afyon Âlimleri ve Evliyaları (1999). H. Fikri Yazıcıoğlu: Afyon Evliyaları ve İlim Adamları (1969). Abdulhalim Durma, Afyon Evliyaları Mehmet Gündoğan, Afyon Alim ve Evliyaları, Medrese Kitabevi, 1999, H. Fikri Yazıcıoğlu, Afyon Evliyaları ve İlim Adamları, 1969.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —