Esra Filiz


Geçmişten Günümüze Kadın Olgusu Üzerine

‘’Yüzyıllardır şiirlere, romanlara, hikayelere konu olan kadın, geçmişten günümüze değin hayatın her alanında aktif bir şekilde var olagelmiştir. Ancak çoğu zaman görmezden gelinmesi tercih edilmiştir. ‘’


Tarih, her zaman doğrusal bir şekilde akmamış, kavramlar hangi açıdan tahayyül edilip anlam yüklendiyse ona göre şekillenmiştir. Tabi kadına yönelik duygu ve düşünceler de doğru bir düzlemde ilerlememiş, mevcut durumdan nasibini almıştır.

 

İnsanlık tarihi boyunca tek bir kavramın, kadın kavramının, zihinlerde farlı karşılıkları olmuşsa da nihayetinde itidalin kaybedilmemesi bizler için oldukça elzemdir.

 

Kadın olgusu yalnızca biyolojik açıdan ele alınamayacağından dolayı, dinin, kültürün, geleneğin bu olguyu ele alış biçimi de altı çizilmesi gereken önemli bir noktadır. Haliyle kadını daha çok sosyal açıdan ele almak gerekmektedir. Büyük fikir adamları bir toplumun medeniyet seviyesinin, kadınlara verdiği değerle doğru orantılı olduğunu söyler. Bu düşüncenin oldukça isabetli olduğu kanısındayım. Nitekim 21.yy. da dahi kadının haklarını arama mücadelesi içerisinde olması, dünyada medeniyetin hangi seviyede olduğunu da gözler önüne sermektedir.

 

Küresel anlamda farklı medeniyetlerde farklı anlamlar yüklenen kadın, kimi zaman bir obje olmaktan öteye geçemezken kimi zaman nadide bir kristal misali incitilmekten dahi haya duyulan bir varlık olarak telakki edilmiştir. İnsanlık tarihini başlatan ve sürdüren ancak yine de gerektiği değeri göremeyen üstelik halen bu değeri görebilmek için çaba sarf eden kadın, kimliğiyle, kişiliğiyle kendisini toplumun bir parçası kılabilmek için uzun uğraşlar ve bu yolda çetin imtihanlar vermiştir. Bknz. 8 Mart…

 

Eski Çin medeniyetinde kadının insani açıdan değer görmemesi, ona bir isim verilmesinin dahi gereksiz görülmesi, Eski Hindistan’ da kadının musibetlerin habercisi olarak nitelendirilmesi, Eski Roma ve İran İmparatorluklarında kadının insan olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği konusundaki münakaşaların uzun bir müddet gündem konusu edilmesi, bizlerin o zamanlarda medeniyet seviyesinin hangi düzeyde olduğu hakkında bilgi vermektedir. Aynı şekilde klasik Yahudi ananeleri çerçevesinde konu ele alındığında, her sabah büyük bir gururla erkekler tarafından okunan "Rabbim beni kadın olarak yaratmadığın için sana şükürler olsun." şeklindeki dua da kadının Yahudi inancındaki yerini ve önemini bir kez daha bizlere hatırlatmaktadır.

 

Bir başka yönden Eski Roma medeniyetinde kadınların tüzel haklarının kölelerle eşit olması neticesinde hukuki muamele,  mülkiyetin tedviri, iktisadi gelir-gider istikrarını korumaya yönelik işlemsel ehliyete sahip olmamaları, kendi haklarıyla ilgili işlemlerin bağlı oldukları özgür kimselerce gerçekleştirilmesi, kadınların kendi başlarına hiçbir şey yapamadıklarının da göstergesidir. Feodalizmin nüvelerinin atıldığı ve süreç içerisinde belirgin bir hal aldığı dönemler incelendiğinde, erkeklerin evlenmeyi düşündüğü kadınlarla, onları işlenen toprağın sahibi olan feodal beye takdim etmeden evlenememeleri yine kadının o dönemdeki toplumsal yönden konumunu göstermektedir.

 

Kadını en dibe çekecek nitelikte davranışlar sergileyen toplumların yanında, onu arşa çıkaran ve yine itidali kaçıran toplumların da var olageldiğini belirtmek gerekir. İki aşırı uçtan kaçınmamız gerektiğini gösteren toplumlardan bir diğeri, kadını insani değerlerin üzerine çıkararak onu mümbitliği ve doğurganlığı nedeniyle bolluğun simgesi olarak nitelendiren, takdis edenlerdir. Kybele, Artemis, İştar vb mitler, bu düşünce sitilinin en net yansımalarıdır.

 

Altı çizilerek belirtilmelidir ki muhtelif örnekleri verilen medeniyetlerin tamamının halen aynı çizgide kalıp bu düşüncelerle varlığını sürdürdüğünü söylemek doğru olmaz. Toplumsal değişimler ve dönüşümler, insan haklarının defaatle gündeme getirilmesi vb. unsurlar, bu ananevi düşüncelerin tekrar tekrar sorgulanmasında etkili olmuştur. Bununla beraber bu sorgulamaların yazıya dönüştürülüp eyleme yansıtılmadığı toplumların var olduğu ancak görmezden gelindiği de ayrı bir tartışma konusudur.

 

Konuyu kendi toplumumuz açısından ele aldığımızda ise kadının konumunun diğer toplumlardan ne kadar farklı olarak algılandığı aşikardır. Asr-ı Saadet dönemi baz alındığında bahsi geçen toplumların anlayışlarına oldukça uzak bir tutumda olduğumuz anlaşılacaktır. Çünkü bizler biliyoruz ki Veda Hutbesi’ nde kadın ve erkek hakları kesin bir dille ele alınmış, kadınların birer emanet olarak görülmesi ve bu doğrultuda hareket edilmesi nasihat edilmiştir.

 

Binaenaleyh geçmişten günümüze kadınlar, muhtelif medeniyetlerce muhtelif şekillerde telakki edilmiştir. Önemli olan tarih boyunca farklı anlamlar yüklenen kadın olgusuna bizlerin hangi anlamı yüklediği/ yüklemeye devam ettiğidir. Kavramlara ve olgulara yüklenen anlamların, vicdanımızdan bağımsız olmaması dileğiyle…

Foto Galeri

dünyanın en ilginçgörüntüleri
Hizmet İş İftar yemeğinde bir araya geldi
İnternet habercileri kimliklerini aldı
Fikri Asım Bayatta Piknikte
En çok tıklanan karikatürler
Yüksel varlı İlkokulu Etkinlik

Süper Lig LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Fenerbahçe 32 27 1 4 57 85
2.Galatasaray 31 27 1 3 49 84
3.Trabzonspor 32 16 12 4 12 52
4.Beşiktaş 32 14 12 6 4 48
5.Rizespor 32 14 12 6 -4 48
6.İstanbul Başakşehir 32 13 12 7 4 46
7.Kasımpaşa 32 13 12 7 -2 46
8.Sivasspor 32 11 10 11 -5 44
9.Alanyaspor 31 10 9 12 -1 42
10.Antalyaspor 32 10 10 12 -1 42
11.Adana Demirspor 32 9 10 13 5 40
12.Samsunspor 32 10 14 8 -6 38
13.Ankaragücü 32 8 11 13 -1 37
14.Kayserispor 32 10 12 10 -9 37
15.Konyaspor 32 8 12 12 -11 36
16.Hatayspor 32 7 13 12 -8 33
17.Gazişehir Gaziantep 32 8 17 7 -15 31
18.Fatih Karagümrük 32 7 16 9 -6 30
19.Pendikspor 32 7 16 9 -28 30
20.İstanbulspor 32 4 21 7 -34 16

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.