Eski adı BYEGM olan, Basın Yayın Enformasyon İl Müdürlüğünün adı hepinizinde bildiği gibi değişti.
CİMER olarak hizmet veriyor. Yani Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Bölge Müdürlüğü. Allah aşkına birisi bana izah etsin bu kurumun görevi sadece toplantılara katılıp, ay ve gün doldurup maaş almakmı ? Yoksa basın ve yayın kuruluşundaki çalışanlarla ortaklaşa hareket etmek mi ? Yani Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü yerine açılmıştır ve doğrudan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığına bağlıdır.
Görevi; ülkenin dış tanıtım faaliyetlerini yönlendirmek, devletin tanıtımını yönetmektir.Eskiden aslına bakarsanız daha iyiydi. O dönemde, en azından gazetecilerin sorunları, problemleri ve projeleri ile ilgili olarak, kurum yardım ve destekte bulunuyordu. Gazetecileri bir araya getirip, güzel işlere imza atılıyordu. Ama şimdilerde bakıyoruzda, ne destek yapma var, ne sorun dinleme var, ne de sorun çözme denen bir şey var.
Bırakın tüm bunları telefonla aradığınız kurumun başındaki şahıs telefonuna bakmayı geçtim geri dönüş bile yapmıyor. Yani sizin anlayacağınız sizi bir gazeteci olarak tınlamıyor bile desek yeri var. Eğer bize böyle yapıyorsa başkasına nasıl davranıyor merak ettim doğrusu. Ya benim gazeteciliğimi de bi kenara bırakın ben her şeyden önce bir vatandaş olarak aramışım, telefonlara bakmamakla neyi çözeceğini sanıyor anlamış değiliz inanın.
Empati yapmak lazım, siz birini bir konu hakkında bilgi almak yada fikir edinmek amacıyla arıyorsunuz, aradığınız kişi telefonuna bakmıyor. Olabilir müsait değildir diye düşünüyorsunuz sonra belki dönüş yapar diye düşünüyorsunuz ama, üzerinden kırk sekiz saat geçmiş size hala dönüş yapılmıyor. Buna benzer çok sayıda örnek verebiliriz. Ey kurumların başına atanan, seçilen kurum müdürleri, veya belediye başkanları, siyasi partilerin il başkanları, artık her kimse madem sorumlu olduğunuz kişilere karşı görevinizi yerine getirmeyecekseniz, o koltukları lütfen terk edin, en azından hizmet verecek, sorun çözecek, ya da çözüm üretecek birileri gelsin, bu kim olursa olsun farketmez.
Kişi yada kurumların başındaki kişiler gelip geçicidir, makamlar ve mevkiler geçicidir. Bunu sizlerde çok iyi biliyorsunuz. Hani hancı ve yolcu hesabı. Evet sizler yolcu bizler hancıyız bu değişmez, bu gün buradasınız, yarın başka bir yerde arkanızdan bir Allah razı olsun çok iyi bir müdürdü, çok iyi bir başkandı, çok iyi bir siyasetçiydi, iyi bir il başkanıydı dedirtmek mi var ? Bir de "lanet olsun ya kurtılduk" dedirtmek mi var ? Tercih sizin.Temsil ettiğiniz kişiler sizi arıyorsa size değer verdiği için arıyordur.
Yoksa o telefonlara bakmayacaksanız, telefonu da kullanmayın, en azından "telefon kullanmıyor" deriz ve bir daha da aramayız. Evet kurum müdürleri, belediye başkanları, il başkanları aynı şeyin size yapıldığını bir düşünün aynısını size yapsalar ne düşünürsünüz soruyorum sizlere ? Zaten çoğunuzun ha varlığı, ha yokluğu, sırf koltuk doldurmak için, bulunduğunuz mevki ve makamlardaysanız ? Diyecek sözüm yok.
Ama çözüm üretecek ya da, sorun çözmek için oradaysanız, o zaman lütfen şu telefon denen, lanet cihazlarınıza bir zahmet, biraz zamanınızı ayırıpta bakın olur mu?. Bazılarından randevu talep edersin, ben sana haber vereyim der telefonu bi kapatır arada bulasın, bazılarına ziyaret edersin, nezaketende olsa i adeyi ziyarete önem vermez, işte bazılarıda telefonlarına bakmaz, söz verir yerine getirmez. Bu ne ya Allah aşkına? Siz kral Faysal mısınız ? Ama o bile bunu yapmaz inanın. En ufak eleştirisel bir yazıya da, tahammül edemezler bu insanlar. Ondan sonra vay senmisin yazan hesabı.
İnsanlığın gereği, nezaketen de olsa "kusura bakmayın beni aramışsınız" deyip dönüş yapmaktır. Ama maalesef bu durumda çok sayıda kişi var. Evet o an için müsait değilsinizdir, toplantınız vardır, bakamamışsınızdır kabul ediyorum ama sonrasında dönüş yapmak elbette ki sizin elinizde. Hoşçakalın
