Her zaman bilim yapacak değiliz ya! Biraz da kuralım, kurgulayalım.
Kurmak, kurgulamak, insan doğasının kapsama alanı içerisinde yer alan, geniş boyutlu olarak ele alınması gereken bir kavramdır. İnsanız, haliyle daima bir şeyler kurmak ve kurgulamakla geçiyor ömrümüz. Kimi zaman anlaşılmamak kimi zaman anlaşamamak kimi zamansa anlayamamak bir takım kuruntulara yol açıyor zihnimizde.
Olayları anlamlandıramadığımızda, kurma yoluna gidiyoruz genellikle. Anlamlandırmaya çalışma, hiç olmazsa bu bakımdan çaba sarf etme ise pek bize göre değil sanırım. Merak duyduğumuz, anlayamadığımız ve anlamlandıramadığımız konular, olaylar ve kişiler hakkında objektif bir tavır sergileyemiyor, hep bir yaftalama yoluna gidiyoruz. E haliyle bu da hem bizim açımızdan hem de hakkında kurduklarımız açısından olumsuz sonuçlar doğurabiliyor.
Gelgelelim bilimsel çalışmalara ve bilim yapma konusuna. Türkiye?de bilimsel faaliyetlere yeteri kadar destek verilememesinin bilim ve teknolojinin ilerlemesine ket vurduğu konusunda hemfikir olduğumuzu düşünüyorum. Bilimsel çalışma olanaklarına sahip olamayan insanlar (bilhassa gençler) da çalışmalarını sürdürecekleri farklı ülkelere beyin göçü yapıyor haliyle. Araştırmalar, Türkiye?nin en fazla beyin göçü veren 32 ülke içinde 24. sırada yer aldığını belirtiyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri, 2019?da Türkiye?de en çok göçün yaşandığı yaş grubunun 25-29 arasında olduğu gerçeğiyle karşı karşıya bırakıyor bizi üstelik. Ne acı! Tüm bunlarla birlikte ülkemizde bilim yapmanın zor ancak kurgulamanın nispeten daha kolay olduğunu düşünüyorum. Neden mi? Yakın zamanda ümit verici bir haber okudum da ondan. Sizlerle de paylaşayım:
Bu haberde başrolümüzün adı Kutay! Kutay, 17 yaşında bir lise öğrencisi. Lise öğrencisi dediğime bakmayın, başarılı da bir yazar aynı zamanda. Gündemde ??Geçmişe Geri Sayım?? adlı kitabıyla yerini alan Kutay, bilimsel bir çalışma yapamadı belki ama çok güzel kurguladı! Çocukluktan beri bilim-kurguya ilgi duyduğunu belirten bu güzel yürekli öğrencinin, edebi üslubunu ve bilim-kurguya olan ilgisini eserine başarıyla yansıttığından bahsetmemek elde değil. Tabi onu yetiştiren, destekleyen, nitelikli eğitimlerinden mahrum etmeyen öğretmenlerimizi kutlamayı da bir borç bilirim.
Bu güzel haberin dolaylı kahramanları onlar çünkü. Ülkemizde bazı alanlarda çalışmalar yapabilmenin mümkün olabileceğini gösteren ve gurur verici bir çalışmaya imza atan Kutay?ın, yaşıtları da dâhil olmak üzere hepimize güzel bir örnek teşkil ettiğini düşünüyorum. ??Hepimize?? diyorum çünkü bu vb. çalışmalardan herkesin kendince pay çıkarması gerektiğini düşünüyorum. Faydalı bir girişimde bulunmak isteyip bulunamayan bir öğrenciden tutun işini hakkıyla yapamayan bir işçiye kadar; memuriyetini eline alıp üretimden ve üretime teşvikten elini çekmiş olanlardan tutun kendi menfaatini her şeyin üzerinde görenlere kadar herkesin?
Velhasıl yapılması gereken çok şey var bu hayatta ama ömür tüm bunlara yetişebilecek kadar uzun değil ne yazık ki. Bilim yapma konusunda birtakım sıkıntılarımız olsa da kurgulamak ve bunu eserlere yansıtmak da ümitlendirici. Sunulan imkânları ve çalışma azmini de göz önünde bulundurmak gerekiyor tabi. Bir ??Deniz Yıldızı Hikayesi?? misali, ne kadarına yetişebilirsek kârımız odur, düşüncesiyle yaklaşmak yakışıyor insana. Yakışana yaklaşmamız dileğiyle?
