Şaban Korkmaz

Tarih: 28.06.2021 13:31

Hayatımızdaki kırmızı çizgi!

Facebook Twitter Linked-in

Dervişin birisi belli bir yolculuğa çıkar. Yolda giderken bir dağ başındaki çobanın hızlı hızlı yatıp kalkarak namaz kıldığına şahit olur. Çobanın yanına yaklaştığında hala o namaz kılmaktadır. Çobanın namazını bitirmesini ve dua etmesini bekler.

 

Çobanın namazını bitirip dua etmesinden sonra derviş çobana:

 

?Geriden senin hızlı hızlı namaz kıldığını gördüm ve uyarmak istedim. Namaz tadil-i erkân üzere kılınır, her rükun arasında ?Sübhanallah? denilecek derece durulur. Sureler tecvit kurallarına göre okunur, namaz ağır ağır kılınır.? Deyince çoban hiç itiraz etmez ve dervişe:

 

?Allah senden razı olsun.? Der. Bu konuşmaların ardandın derviş oradan ayrılırken belli bir miktar yol almıştır. Çoban söyle bir iki dakika düşündükten sonra Derviş?in ardından seslenir: ?Dur hele, anlattıklarından bir şeyler anladım ama anlattıklarının bir kısmını unuttum, bir daha anlatır mısın?? diye seslenir ama Derviş bunları duymamıştır.

 

Çoban dervişin ardından koşa ve ona yaklaşır. Bir yandan derdini anlatırken derviş kara yolu bittiğinden su yüzünde yürümeye başlar.  Çoban da ona yaklaşmak için su üstünde yürümeye başlar, nihayet kendisine yetiştiğinde çoban:

 

 ?Şu anlattıklarını bir daha bir anlatsan ne olur, anlattıklarının bir kısmını unuttum.? Deyince derviş çobana döner: ?Senin aklında kalanlar sana yeter bildiğin gibi devam et.? Der.

 

Kalpleri eviren çeviren elbette Yüce Rabbimizdir. Kimin kalbinin temiz, kimin kalbinin içinde ne var biz bilemeyiz. Çoban dağ başında namaz kılmaktadır ama demek ki tadili erkan üzere namaz kılıyor da derviş onun hızlı hızlı namaz kıldığını görüyor ve onunla tanışıyor, ona bir şeyler anlatıyor. Çoban da bu anlatılanları sanki yeni duyuyormuş gibi dinliyor, hiç mi hiç itiraz etmiyor.

 

Çoban gerisin geri döndükten sonra derviş kendi kendine:

 

?Ben bu çobana ne anlattım? Neden çoban benim anlattıklarımı dikkatli bir şekilde dinlediği halde yanıma tekrar geldi? Yoksa ben onun kıldığı namazını tadil-i erkân üzere kıldığını görmedim mi? O da benim gibi su yüzünde benimle beraber yürüdüğü gibi demek ki o da Allah?ın sevgili bir kulu. Belki kalbi benim kalbimden temiz. Belki de Allah?ın çok sevdiği kullarının zümresi içinde bulunuyor. Belki de benden daha ileri noktada? diye düşünür.

 

Yaşanmış bir hayat hikâyesindeki kesitler burada bitmekte. Bu yaşanmış hayat hikâyesinden her birimize bazı paylar düşmektedir. Bu payları bulabilene, alabilene aşk olsun. Elbette her insanın hayatında bir kırmızıçizgi var. Bu kırmızıçizginin altında ve gerisinde elde edilen gelirlerle yetinmek gerekir, başkasının elinde olana da haset etmemek gerekir. Hayatta mutlu ve mesut olunmanın yolu da bu olsa gerek. Bir de hiç şüphesiz ki o kırmızıçizginin bir de üstü var.

 

Bunun üstünde de nice nice Allah dostları var. Her birisi bir küheylana binmiş fersah fersah bizlerden ileri bir noktadalar. Bizler de bu Allah dostlarının peşine düşüp koşabiliyor muyuz? Onlara yetişmek için bir çaba ve gayretimiz var mı? Elbette böyle bir çabamız ve gayretimiz olmalı ki Allah?ın sevgili veli kullarının zümresine dâhil olabilelim. Bilmem anlatabildim mi?


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —