Zonguldak’ta bir madenci. Maden işinin canına mal olacağını bile bile çalışmak zorunda kalmasındaki çaresizliği dile getirmişti.
Madencilik gerek çalışma koşullarının zorluğu, gerek taşıdığı yüksek risk ve de yaşanan iş kazalarının çokluğu nedeniyle en riskli işlerin başında geliyor. ILO’nun verilerine göre Avrupa’da 2022-2023 yılları arasında maden sektöründe ölümlü kazalarda Türkiye maalesef birinci sırada.Yakın tarihimizde çok büyük acılar yaşadık.
Ermenek, Kastamonu, Zonguldak, Soma.Türkiye Cumhuriyeti tarihimizin en yüksek can kaybı ile sonuçlanan iş ve madencilik kazası, Soma Faciası. 13 Eylül 2014 Manisa Soma’da kömür madeninde çıkan yangın, 301 madencimizin ölümüne neden olmuştu. Sonrası çok konuşulup tartışıldı. Tüm ülkeyi hüzne boğan faciadan sonra ülke genelinde 3 gün yas ilan edilmiş, tüm camilerden selalar okunmuş, dualar edilmişti. Türk halkı mağdur ailelere destek amaçlı AFAD koordinasyonuyla düzenlenen yardım kampanyasıyla 50 Milyon lira toplamış.
Ve her bir madenci ailesine dağıtılmıştı.Onun dışında kazada hayatını kaybeden madencilerimizin ailelerine, girişim ve desteklerle yapılan konutlar teslim edilmişti. Uzun bir yargı süreci işlemişti. 8 yılın sonunda tutuklu hiçbir sanığın kalmadığını görüyoruz. Soma da yakınlarını kaybedenlerin adalet arayışı halen sürüyor. Her faciadan sonra olduğu bir sürü yeni önlemler, düzenlemeler ve iyileştirmeler yapılmış maden ocaklarında.Ve biz bugün 14 Ekim 2022 de Bartın Türkiye Taşkömürü Kurumu Amasra Maden Ocağında gerçekleşen grizu patlaması ile yitirdiğimiz 41 canımıza ağlıyoruz.
Aradan geçen 8 yılın sonunda yine bir maden patlaması, yaralı kurtarılan işçilerimiz ve maalesef üzülerek söylüyorum ki kaybettiğimiz 41 can. Yürekleri dağlayan sızı, evlere düşen kor. Arkada kalan gözü yaşı ana-babalar, babasız kalan yetimler,dullar…
Olay sonrası varolduğu söylenen sayıştay raporu çok konuşuldu. Raporda bazı değerlerin normalden yüksek olmasına değinilip, uyarılıyordu. Meclise de taşınan bu söylemlerden sonra Enerji ve Tabi Kaynaklar bakanımızın rapor üzerine konuşmasını dinledim. Ve yapılan düzenlemelerden, denetlemelerden dahası iddia olunan her konuya değinildi. Ölçümlerin yapıldığından, alınan önlemlerden ve yapılan denetimlerin sıklığından bahsetti.Ve ekledi yaşamını kaybeden her kişi için ailesine 1milyon 350bin lira ödeme yapılacağını söyledi. O zaman akıllara şu sorular geldi? Bir canın değeri 1 milyon 350 bin türk lirası mı? Ve madem tüm önlemler alındı, ölçümler yapıldı.Bu patlama neden ve nasıl oldu?
Grizu patlamasının sebebine dairMaden Mühendisleri Odası, gaz izleme sistemi verilerine ulaşamadıklarını, Metan sensörünün kritik seviyede uyarı verip vermediği,verdiyse ne çeşit önlemler alındığı, uyarı vermediyse nedenlerinin incelenmesinin gerekliliğinden bahsetti.
Yüksek teknolojiye sahip ülkemizde iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin sadece teoride kağıt üzerinde kalmayıp pratikte de uygulanabilir olmasını istiyoruz. Alınan önlemlerin işin mahiyetine uygun olmasını ve risklerin en aza indirgenmesini istiyoruz. Denetimlerin sürekli, bağımsız ve ehil kimselerce yapılmasını istiyoruz. Yapılan düzenlemelerin kanunlarla desteklenmesini istiyoruz. Önlenebilir durumlar için artık insanlarımızın yaşamlarını yitirmesini istemiyoruz. Ayrıca olayda ihmali ya da kusuru olan sorumlu ya da sorumluların bir an önce adalet karşısında hesap vermelerini ve hak ettikleri cezayı almalarını istiyoruz. ARTIK DAYANACAK GÜCÜMÜZ KALMADI. BU SON OLSUN.
Son olarak,birçoğu taburcu olan yaralılarımızın yanında halen tedavisi devam eden ve durumu kritik madencilerimiz var.Allah madende kaybettiğimiz canlara rahmet eylesin, ailelerinin ve milletimizin başı sağ olsun. Umarım bu sayı artmaz ve yaralılarımız da biran önce sağlıklarına ve ailelerine kavuşurlar.
