Zaman zaman, Bir birilerini ziyarete giderler hasbihal.
Yine böyle bir ziyarette, Muhtarların yanına bir vatandaş gelmiş ve buyur etmişler ve bir de çay ikramıdır bulunmuşlar.
Sohbet koyulaşmış, misafir giden muhtar gelen vatandaşa sormuş ne iş yaparsın ağa demiş.
Vatandaş bir saymaya başlamış, hayvan besiciliği, tarım, taşımacılık, tekstil vesaire. Anlaşılan vatandaş karun kadar zengin.
Baba anne sağ mı ne iş yaparlar diye muhtar tekrar sormuş.
Diğer muhtar söze karışıp, Baban sosyal yardımdan yardıma baş vurmuştu ret geldi deyince,
Ortam sessizliğe bürünmüş.
Misafir giden muhtar şaşırmış, yahu bu insan karun kadar zengin, babası yardım isteyen birisi, Bu nasıl iştir deyip sormuş.
Malının Zekatını veriyormuş, ve nereye kime deyince, vatandaş be zekatı vereceğim, Herkes benimle mi kazandı deyince, Misafir muhtar olay şimdi anlaşıldı bu vatandaşın dinden imandan, kanundan nizamdan haberi yok demiş.
Bu arada oraya birisi daha gelmiş,
Yeni kurduğu fabrikanın müdürü imiş.
Demiş ki patron işçinin parasını ödemedi millet zorda deyince, Misafir muhtar Kul hakkını hatırlatmış ve bu İslama uymaz deyince, öbür muhtar yahu sen boşa kafanı yorma, bu ölse mezarını beleş ister demiş. Ve vatandaş var mı öyledir yer deyince, öbür muhtar hemen cevap vermiş.
var öyle bir beleş mezarlık ama, haram topraktır, sahibi her gün beddua ediyor demiş, yer afyonkarahisar, çay ilçesi karacaören beldesinde demiş.
fabrika kurar, uzay üssü bile kurarlar da,
ölüleri rızasız haram toprakta yatar.
ondan sonra da verdiği sözden dem verip tirübünlere oynarlar.
işte böyle......!!!