Ramis Başpunar

Tarih: 20.06.2023 18:09

MEVLÂNÂ’NIN TORUNLARI

Facebook Twitter Linked-in

“Basamağı şerif “adı verilen ve Sultan Divaniye ait olduğu ileri sürülen ayakkabının hastanın başına veya ağrıyan yerine sürülmesiyle iyileşeceğine inanılmaktaydı.

 

Sultan divaniden sonra birtakım insanların bunu uygulayarak hayata geçirdikleri, akıl ve bilim dışı bu inanış ve düşüncenin 20.yy. ortalarına kadar geldiği belirtiliyor. Bu arada vatan şairi Nâmık Kemal’in annesi Fatma Zehra Hatunun mezarı da Mevlevi Camii’nin girişinde bulunuyor.

 

 Demiryalayan türbesi de kentte bilinen türbeler arasındadır. Abdürrahim Mısrî Sultan’ın müritlerinden olan Demiryalayanın yoğurtçuluk yapan bir kişi olduğu biliniyor. Rivayete göre Abdürrahim Mısrî Sultan bir gün Kasımpaşa’ya “çarşıda Demiryalan adında bir yoğurtçu var. Git pazarlık et yoğurt al sonrada bir bahane ile yoğurdu kafasına geçir bakalım ne diyecek” der. Kasımpaşa gider yoğurdun fiyatını sorar” çok pahalı, insafsız adam” diyerek yoğurdu kafasından aşağı geçirir. Buna karşılık Demiryalayan sükûnetle “affedersiniz efendim, hiddetlendirerek size zahmet verdim” diyerek özür diler. Hayatı hakkında başka bilgiye rastlanmayan Demiryalayan’ın mezarı Karaman mahallesindeki Gazlıgöl Caddesi üzerinde bulunmaktadır.

 

“YOL ORTASINDAKİ MEZAR”

 

Afyonkarahisar’ın Çavuşbaş mahallesindeki Göksu caddesi üzerinde bulunan ve içerisinde bir muhterem zatın yattığı mezarın hikâyesi de duyanları hayrete düşürüyor. 

 

Edinilen bilgilere göre, mezarın karşısında bulunan alana 1233 yılında bir Medrese yapıldı. İlk dersi Hz. Mevlana’nın verdiği medresede, Mevlâna Abdürrahman Efendi, Muhammed Askerî, müderris Hasan Efendi, Hüseyin Fikri Efendi ve Mehmet Feyzi Efendi gibi pek çok alim yetişti.

 

Tasavvuf şairi Gülaboğlu Şeyh Muhammed Askerî 1699 yılında vefat ederken bu muhterem zatın naaşı medresenin yanında yol ortasında kalan kısma gömüldü.

 

Osmanlının son zamanlarında resmi okulların açılması ve vakıf işleri ile uğraşan kişilerin azalması sebebiyle medrese bakımsız kalarak harabeye döndü.1978 yılında ise medresenin bulunduğu alana sağlık ocağı yapıldı. Medresenin yanına defnedilen ve yapılaşmanın fazla olması nedeniyle bugün cadde ortasında kalan Muhammed Askerî’nin mezarını, başka bir mekâna kaldırmayı ise, kimse cesaret edemiyor.

 

50 yıl önce bir greyderle AskerÎ’nin mezarının kaldırılmak istendiği, ancak her kaldırma girişiminde greyder kepçesinin kırıldığı belirtiliyor. Araçlar, cadde üzerinde bulunan mezarın yanından geçerek yollarına devam ediyor.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —