Şeyh Muhammed Muhyiddin Efendi'den aldığı hilafet ile 1586. Yılında İstanbul'a gelerek burada kendisini kısa zamanda kabûllendirip sevdirmiştir.
Ramazan Efendi'yi sevenlerden, Hacı Hüsrev Çelebi Koca Mustafa Paşa'da, Ramazan Efendi adına bir Tekke, Camii, Çilehane, Şadırvan ve derviş hücreleri olmak üzere bu yapı gurubunu 1586 yılında. Mimar Sinan'a yaptırır ve bu tekke'de ömrünün sonuna kadar talebe yetiştirir Şeyh'lik yapar, Ramazan Efendi.
Yüz yıllardır şöyle bir rivayet söylenir.
Daha Ramazan Efendi doğmamışken dünyada değilken, Şeyh Sümbül Sinân Hazretleri Müridleriyle bir gün şimdiki Ramazan Efendi Türbesi'nin yanından geçerken durdu ve Müridlerine şöyle söyledi buradan tevhid kokusu geliyor burası tevhid kokuyor dedi o zaman burası boş bir arsa idi.
Ramazan Efendi rüya tabiri ilminde çok ileri bir şahsiyet idi bu yüzden, Rüyaların Üstadı'da denilmekte kendisine.
Ramazan Efendi'nin kendisini ziyaret ederek rüyasını anlatan insanların rüyalarını tam olarak yorumlar ve kendilerine yol gösterirdi.
Ramazan Efendi aynı zamanda iyi bir şair idi ve şiirlerinde " Mahfi " mahlasını kullanırdı, Ramazan Efendi'nin şu beyti çok ünlüdür.
Mahfi bu günü gözleyip
Girdi yola aşk özleyip
Aşıkları cem eyleyip
Gitsin bu gün hû hû deyu.
Ramazan Efendi tasavvuf hakkında şu güzel sözleri söylemiştir- Tasavvuf kimsenin gönlünü yıkmamaktır. Haram ve nehyi olana bakmamaktır- Sultan lll. Mehmet Han'ın Vezirlerinden, Güzelce Mahmut Paşa Ramazan Efendi'nin Müridlerinden'di Mahmut Paşa Vezirliği tamamen terk edip, Tasavvuf'a yönelmek istiyordu günün birinde Sadrazam Yemişçi Hasan Paşa'nın elinden kaçıp Ramazan Efendi'ye sığınır Sadrazam onun dergâhta olduğunu haber alınca hemen adamlarını gönderip veziri alıp getirmelerini emreder.
Fakat Ramazan Efendi Mahmud Paşa'yı onlara vermez ve, Sadrazam kendisi gelir veziri almak için Ramazan Efendi bizim dergâhta paşa yoktur hepsi derviştir der isterseniz hepsi gelsin sizde bakınız der hangisi, Mahmut Paşa ise alınız götürünüz buyurdular, Dervişler tek tek dergâh'tan çağrıldı, Mahmut Paşa'da onların arasında aba giymiş olarak bulunmakta idi.
Hasan Paşa onu görünce " İşte aradığım budur " diyemedi veziri almadan dergâhtan ayrılıp gitti.
Şeyh Ramazan Efendi'nin vefat'ı hakkında farklı kaynaklarda farklı tarihlere rastladık yazıyı aynen kitabımıza aldık birinci kaynan vefat tarihi 1616 olarak(Takvim gazetesi ve internet sitesi. www.takvim.com.tr) olarak geçmekte.
İkinci kaynakta ise şöyle geçmekte.
Ramazan Efendi. (Ramazan-ı Mahfi) adı ilede anılmaktadır, Halveti tarikatının (Hamazaniye) şubesi'nin kurucusu büyük bir mutasavvıf'tır Afyon'ludur Afyon'da tahsilini ikmal ettikten sonra, İstanbul'a gelerek (Aşıkların) irşadı ile meşgul olmuştur.
Ebced hesabına göre (Rıza en pak) terkibi'nin delâleti olan . Hicri (1025) Milâdi (1605) tarihinde hakk'a yürüyüp Koca Mustafa Paşa'daki dergâh'ına defnedilmiştir.
