Ebedi saadet isteyen senin adını anar,
Adını anana şüphesiz, seninle gelir bahar.
Ok saplanmış dillerimize, durmaksızın kanıyor,
Adını anmayan yürekler, alev almış yanıyor.
Gönüllerimiz üşüyor, ne olursunu sar bizi,
Her bir sünnetinde gizlidir doğrunun özü.
Bataklığa saplamışken şeref verdin, şan verdin,
Hakkı hukuku bilmezken yaşayacak kan verdin.
Gül demetlerini dereceğimiz mutlu bir bağsın,
Şu hayata bağlanmada tutunulacak bir dalsın.
Mahvolmuştuk, karanlıkta ışık oldun, ay oldun,
Anarken seni, manevi soframıza çay oldun.
Ektiğimiz hasadı biçmede orak oldun bizlere,
Ne kadar salâvat getirsek, inan azdır sizlere.
Ömrümüz geçmede, kalmış bakınız sayılı aylar,
Biliyoruz şefaat edersen kurtulacak canlar.
Gaflete daldık, sardı dert zinciri dizi dizi,
Sünnetine sarıldık, ne olur gel de sar bizi.
Gözümüzün akça nuru, sürurusun gönlümüzün,
Şaşıp kaldık dümdüz yolda rehberi ol öncümüzün.
Adını andıkça şüphesiz kalbimizi huzuru sarıyor,
Yarı ölüm olan uykuda, her an gönül seni anıyor.
Hayata yolunda sendeleriz ha bire yürürüz densiz,
Bizlere şefaat etmezsen, acep ne ederiz sensiz?
Güller ektin esiyor küfür küfür gönlümüze,
Salâvat getirdik de, birden geldik kendimize.
Korkmaz seni sevdi hep, Sen de kıldı bil ki karar,
Meçhule giden yolda bil ki gözüm Seni arar.
Şefaat eyle ne olur bakma bizim taframıza,
Açlığımız manevi, aş olur musun soframıza?
Yorumlar